Veba Nedir, Veba Salgını Hastalığı
Güney Asya ülkelerinde yaygın olarak görülen bu hastalık, kimi zaman salgınlara neden olur (Çok ender olarak ülkemize güney sınırlarımızdan ya da deniz yolu ile gelebilmektedir). Hastalığın nedeni Pasteurella pestis adlı bir mikroorganizmadır. Genellikle hastalık fare, pire, tahtakurusu ile ve insandan insana bulaşır.
Veba Belirtileri ve Süreci: Veba hastalığının birkaç türü vardır ve bu nedenle belirtileri değişim gösterir. Genellikle veba hastalığının etkeni olan Pasteurella pestis, lenf yollarına girerek iltihaplı bir ur oluşturur. Hıyarcık vebasında (hıyarcıklı veba) kasıktaki şişlikler başlıca belirtidir. Kasık, koltukaltı ve boyun lenf bezlerinde şişkinlik görülür. Daha sonra deri döküntüsü olur. Bu tür veba son derece öldürücüdür. Akciğer vebasında hastalık etkeni akciğerlerde ürer ve bronkopnömoniye neden olur. Öksürük ya da aksırıkla hastalığın yayılma olasılığı büyüktür. Meningo-ansefalit vebasında mikroplar beyin zarlarında çoğalır ve oldukça ağır seyreder.
Zehirli vebada ise, bulaşma lenf bezlerinin şişmesine fırsat bırakmadan kanda büyük bir hızla yayılır.
Veba Tedavisi: İlaç tedavisidir. En etkili ilaçlar sülfonamitler ve streptomisinlerdir. Hastaya bol sıvı, yatıştırıcı ve organizmayı canlandırıcı ilaçlar verilir. Serum ilk gün uygulandığı takdirde değerlidir. İlk on beş saat içinde hastalık teşhis edilmişse kurtulma oranı yüksektir, aksi halde ölüm kaçınılmaz olur.
Korunma: îlk önlemlerin başında temizlik koşulları gelir. Hastalar mutlaka ayrılmalıdır. Hastalık yayıcı olarak bilinen fare, pire ve tahtakurusu gibi aracılar temizlenmelidir. Farelerle özellikle mücadele şarttır. Aşılama yoluyla kesin bir bağışıklık sağlanamaz, ama uygulanmasındaki yarar küçümsenemez.
Tekrarlayan Ates Cocuklarda Bebeklerde
Tekrarlayan Ateş Nedir
Özellikle bit ve kenelerle insanlara geçebilen bir spiroket hastalığıdır. Genellikle tropikal bölgelerde rastlanır (ülkemizde çok enderdir). Tedavi görmeyen vakalarda ölüm oranı yüzde 40, tedavi edilen vakalarda ise yüzde 5 oranındadır.
Kuluçka devresi: 5-7 gün.
Tekrarlayan Ateş Belirtileri: Herhangi bir akut hastalık başlangıcı gibi belirtiler gösterir.
Süreci: Ateş, ilk nöbette 4-5 saat sürdükten sonra düşer ve 2-3 gün sonra yeniden yükselir. Böylece değişken bir ateş tablosu kimi zaman 10 gün kadar sürebilir. Tekrarlayan ateş nöbetleri bir krizle sonlanır. Nöbetten sonra hastalık geçer. Hastalığa yakalanan organlar olarak beyin, karaciğer ve dalak sayılabilir. Kalp zarı ve damarlar da etkilenir. Sinirsel yan etkiler de görülebilir. Sarılık, taşikardi, hipotansiyon, kalp yetmezliği ve karaciğer yıkımına da rastlanabilir.
Tekrarlayan Ateş Tedavisi: Dinlenme, kalori ve vitamin yönünden zengin gıdalar verilmeli ve diğer bulaşıcı hastalıklara uygulanan ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Miyokardite bağlı hipotansiyon ve kalp yetmezliği durumlarına karşı çok dikkatli olmalıdır. Kılcal damarların deri altına kanaması olasılığına karşı (trombosit azlığı) aspirin ve salisilatlar kullanılmamalıdır. Çok ender yan etki olarak dalak yırtılması görülebilir. Bu durumun da dikkate alınması gereklidir. Belirtilere göre tedavinin yanı sıra bir de hastalığa özgü tedavi uygulaması vardır. Spiroketlerin antibiyotiklerle yok edilmesi sırasında daima ters bir tepki görülebileceğinden daha zayıf antibiyotiklerin kullanılması yeğlenmelidir.
Bitlerle geçen tipi, penisiline duyarlı olduğu halde, kenelerle bulaşan tipi, penisiline karşı duyarsız olabilir.
Korunma: Hastaların ayrılması ve temizlikle birlikte bitlerin ya da kenelerin yok edilmesi yönünde olmalıdır.
Özellikle bit ve kenelerle insanlara geçebilen bir spiroket hastalığıdır. Genellikle tropikal bölgelerde rastlanır (ülkemizde çok enderdir). Tedavi görmeyen vakalarda ölüm oranı yüzde 40, tedavi edilen vakalarda ise yüzde 5 oranındadır.
Kuluçka devresi: 5-7 gün.
Tekrarlayan Ateş Belirtileri: Herhangi bir akut hastalık başlangıcı gibi belirtiler gösterir.
Süreci: Ateş, ilk nöbette 4-5 saat sürdükten sonra düşer ve 2-3 gün sonra yeniden yükselir. Böylece değişken bir ateş tablosu kimi zaman 10 gün kadar sürebilir. Tekrarlayan ateş nöbetleri bir krizle sonlanır. Nöbetten sonra hastalık geçer. Hastalığa yakalanan organlar olarak beyin, karaciğer ve dalak sayılabilir. Kalp zarı ve damarlar da etkilenir. Sinirsel yan etkiler de görülebilir. Sarılık, taşikardi, hipotansiyon, kalp yetmezliği ve karaciğer yıkımına da rastlanabilir.
Tekrarlayan Ateş Tedavisi: Dinlenme, kalori ve vitamin yönünden zengin gıdalar verilmeli ve diğer bulaşıcı hastalıklara uygulanan ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Miyokardite bağlı hipotansiyon ve kalp yetmezliği durumlarına karşı çok dikkatli olmalıdır. Kılcal damarların deri altına kanaması olasılığına karşı (trombosit azlığı) aspirin ve salisilatlar kullanılmamalıdır. Çok ender yan etki olarak dalak yırtılması görülebilir. Bu durumun da dikkate alınması gereklidir. Belirtilere göre tedavinin yanı sıra bir de hastalığa özgü tedavi uygulaması vardır. Spiroketlerin antibiyotiklerle yok edilmesi sırasında daima ters bir tepki görülebileceğinden daha zayıf antibiyotiklerin kullanılması yeğlenmelidir.
Bitlerle geçen tipi, penisiline duyarlı olduğu halde, kenelerle bulaşan tipi, penisiline karşı duyarsız olabilir.
Korunma: Hastaların ayrılması ve temizlikle birlikte bitlerin ya da kenelerin yok edilmesi yönünde olmalıdır.
Kolera Hastaligi Nedir Hakkinda Belirtiler
Kolera Nedir, Kolera Hastalığı Hakkında
Uzak Doğu'da ve Güney Asya'da her zaman görülebilen (insanlarda daima var olan) Asya kolerası henüz Asya dışına çıkmamıştır, ama El Tor kolerası, yani parakolera Avrupa ülkelerinde (ve yurdumuzda) zaman zaman salgın halde görülebilmektedir. Ölüm oranı Asya kolerasında yüzde 50, parakolerada ise yüzde 5 oranındadır.
Kuluçka devresi: 2-5 gün.
Kolera Salgını Belirtileri: Birinci devrede hafif ishal ve kusma, tuz kaybı sonucu kol, bacak ve karın kaslarında şiddetli kramplarla belirlenir. Yüksek ateş olduğu halde deri soğuk ve morumsu renktedir. Nabız hafiftir. Su içme isteği ile ortaya çıkan bol miktarda su içilmesi, vücut sıvısını tuz yönünden daha da inceltir ve adale kramplarının şiddetlenmesine yol açar. Birinci devre 3-12 saat sürer. İkinci devrede vücut tamamen soğur; deri kuru, buruşuk ve morumsu renklidir. Kan basıncı düşük ve nabız çok hafiftir. Kramplar dayanılamayacak şiddettedir. Bu durum hastayı çökertir ve sonuç ölüm olabilir.
Süreci: Hasta saatte bir litre sıvı kaybeder. Aynı zamanda kanda asit-baz dengesi bozulur. Genel durum bozuktur ve hastada zatürree belirebilir.
Kolera Tedavisi: Kaybolan su ve tuzun tamamlanması yönünde bir tedavi uygulanmalı, potasyum tamamlanması yapılmalıdır. Kolera mikroplarının öldürülmesinde tetrasiklin çok etkilidir. Yatak dinlenmesinin yanı sıra hastaya bol sulu ve vitaminli gıdalar verilir.
Korunma: Kolera aşısı ancak birkaç ay süreli bir bağışıklık sağlayabilir. En etkin korunma yöntemi yiyecek ve içeceklerin temizliğine çok dikkat etmektir. Bütün kolera vakaları ayrılmalıdır. Kolera hastalığı atlatıldıktan sonra hastanın kullandığı bütün eşyalar dezenfekte edilmelidir. Yiyecekler potasyum permanganatlı suyla dezenfekte edildikten sonra kullanılmalı ve ellerin temizliğine dikkat etmelidir.
Uzak Doğu'da ve Güney Asya'da her zaman görülebilen (insanlarda daima var olan) Asya kolerası henüz Asya dışına çıkmamıştır, ama El Tor kolerası, yani parakolera Avrupa ülkelerinde (ve yurdumuzda) zaman zaman salgın halde görülebilmektedir. Ölüm oranı Asya kolerasında yüzde 50, parakolerada ise yüzde 5 oranındadır.
Kuluçka devresi: 2-5 gün.
Kolera Salgını Belirtileri: Birinci devrede hafif ishal ve kusma, tuz kaybı sonucu kol, bacak ve karın kaslarında şiddetli kramplarla belirlenir. Yüksek ateş olduğu halde deri soğuk ve morumsu renktedir. Nabız hafiftir. Su içme isteği ile ortaya çıkan bol miktarda su içilmesi, vücut sıvısını tuz yönünden daha da inceltir ve adale kramplarının şiddetlenmesine yol açar. Birinci devre 3-12 saat sürer. İkinci devrede vücut tamamen soğur; deri kuru, buruşuk ve morumsu renklidir. Kan basıncı düşük ve nabız çok hafiftir. Kramplar dayanılamayacak şiddettedir. Bu durum hastayı çökertir ve sonuç ölüm olabilir.
Süreci: Hasta saatte bir litre sıvı kaybeder. Aynı zamanda kanda asit-baz dengesi bozulur. Genel durum bozuktur ve hastada zatürree belirebilir.
Kolera Tedavisi: Kaybolan su ve tuzun tamamlanması yönünde bir tedavi uygulanmalı, potasyum tamamlanması yapılmalıdır. Kolera mikroplarının öldürülmesinde tetrasiklin çok etkilidir. Yatak dinlenmesinin yanı sıra hastaya bol sulu ve vitaminli gıdalar verilir.
Korunma: Kolera aşısı ancak birkaç ay süreli bir bağışıklık sağlayabilir. En etkin korunma yöntemi yiyecek ve içeceklerin temizliğine çok dikkat etmektir. Bütün kolera vakaları ayrılmalıdır. Kolera hastalığı atlatıldıktan sonra hastanın kullandığı bütün eşyalar dezenfekte edilmelidir. Yiyecekler potasyum permanganatlı suyla dezenfekte edildikten sonra kullanılmalı ve ellerin temizliğine dikkat etmelidir.
Amipli Dizanteri Belirtileri Tedavisi Nedir
Amipli Dizanteri Nedir, Çocuklarda Bebeklerde Amipli Dizanteri
Bu tip dizanteriye en çok tropikal bölgelerde rastlanmakla birlikte Akdeniz ülkelerinde de görülebilmektedir. Amipli dizanteri tek hücreli mikro-organizmalar tarafından bulaşır. Bulaşık yiyecek, su ve sineklerle de insanlara geçer. Mikro-organizmalarm kaynağı insandır, çünkü bu hastalık hayvanlarda görülmez.
Kuluçka devresi: Birkaç gün ile birkaç hafta arasında değişir-
Amipli Dizanteri Belirtileri: Sümüksü, balgamlı ve kanlı ishal hastalığın en açık belirtilerindendir. Hastalık ateşsiz, karın ağrısı ve iştahsızlıkla başlar.
Süreci: Bağırsaklarda yıllarca etkisiz olarak kalabilen mikroorganizma günün birinde apseleşmeye neden olabilir. Dışkı jöle kıvamında ve sümüklüdür. Birçok durumlarda karaciğer apselerinin oluşmasına neden olur. Hastalığın kronik seyri hastayı halsiz düşürür.
Amipli Dizanteri Tedavisi: Amiplere karşı en etkili ilaç emetine'dir. Enjeksiyon olarak verilen emetine zehirli olduğu için hastaya yatak dinlenmesi verilmelidir. Genellikle tetrasiklinli ilaçlar da amipli dizanteride başarıyla kullanılmaktadır.
Korunma Yolları: Tuvaletlere sineklerin girmesini önlemelidir. Amipli dizanteriden kuşkulanıldığı zaman meyve, salata ve çiğ sebzelerin yenmesinden kaçınmalıdır.
Bu tip dizanteriye en çok tropikal bölgelerde rastlanmakla birlikte Akdeniz ülkelerinde de görülebilmektedir. Amipli dizanteri tek hücreli mikro-organizmalar tarafından bulaşır. Bulaşık yiyecek, su ve sineklerle de insanlara geçer. Mikro-organizmalarm kaynağı insandır, çünkü bu hastalık hayvanlarda görülmez.
Kuluçka devresi: Birkaç gün ile birkaç hafta arasında değişir-
Amipli Dizanteri Belirtileri: Sümüksü, balgamlı ve kanlı ishal hastalığın en açık belirtilerindendir. Hastalık ateşsiz, karın ağrısı ve iştahsızlıkla başlar.
Süreci: Bağırsaklarda yıllarca etkisiz olarak kalabilen mikroorganizma günün birinde apseleşmeye neden olabilir. Dışkı jöle kıvamında ve sümüklüdür. Birçok durumlarda karaciğer apselerinin oluşmasına neden olur. Hastalığın kronik seyri hastayı halsiz düşürür.
Amipli Dizanteri Tedavisi: Amiplere karşı en etkili ilaç emetine'dir. Enjeksiyon olarak verilen emetine zehirli olduğu için hastaya yatak dinlenmesi verilmelidir. Genellikle tetrasiklinli ilaçlar da amipli dizanteride başarıyla kullanılmaktadır.
Korunma Yolları: Tuvaletlere sineklerin girmesini önlemelidir. Amipli dizanteriden kuşkulanıldığı zaman meyve, salata ve çiğ sebzelerin yenmesinden kaçınmalıdır.