Oskültasyon Nedir
Muayene eden kişinin ya direk kulağıyla ya da steteskop kullanılarak bedenin bir alanından ya da organından gelen sesleri dinleme yöntemidir. Seslerin varlığı, yokluğu veya normalden farklı olması teşhisin geliştirilmesine yardım eder. Steteskop sesleri büyütmez, sadece çevreden gelen sesleri azaltarak kulağa sesi taşır. Yüksek sesleri dinlerken diyafram kısmı, düşük sesleri dinlerken çan kısmı kullanılır. Perküsyondaolduğu gibi seslerin alçalıp yükselmesi, yoğunluğu, süresi ve niteliği tanımlanır. Muayene sırasında Solunum, kardiyovasküler ve gastrointestinal sistem rutin olarak oskülte edilir.
Akciğer Seslerinin Dinlenmesi
Akciğer sesleri inspirasyon ve ekspirasyon sırasında dinlenir. Normal olarak üç tip ses duyulur. Duyulma yerleri önemlidir.
Vasküler Sesler: Normal olarak akciğerin periferinde duyulur. Alveollerin normal olarak havayla dolduğunu gösterir. Alveol içindeki basıncın düşmesi ve diyaframın tamamen gevşemesiyle oluşur.
Bronşoveziküler Sesler: Trakeadan başka daha geniş hava yollarında normal hava akışının oluşmasıdır. Klavikula altında ve arkasında duyulur.
Bronşial Sesler: Steteskopla trakea üzerinde duyulan gürültülü yüksek kaba seslerdir. Havanın trakeaya ve solunumyoluna ha-rekatiyle duyulur. Trakea dışında herhangi bir yerde duyulursa pnömoni, ödem ya da tümör düşünülür.
Akciğer dokusunun yapısına bağlı seslerde büyük değişiklikler olabilir. Örneğin obes birinde akciğer sesleri azalır. Normal sesler ta-v mallandığında anormal seslerin olup olmadığına karar verilir.
İlave Sesler. Railer ve ronküler ve plevranın sürtünme sesidir. Bazen farklı isimlerle de kullanılabilirler. Genel anlamda hepsine birden railer veya çıtırtı ve hırıltı olarak karakterize edilebilirler. Railer trakeobronşial ağaçta sıvı birikimi sonucu oluşur. Yer çekiminin etkisiyle genellikle alveolar keseciklerde başlar. Bu sıvı içinde hareket eden hava bir ses oluşturur, üç şekli vardır.
1. İnce railer.- Değişik yoğunlukta ve alçalıp yükselmeyle duyulur. İnspirasyon sonunda en yoğundur. Çünkü büyük hava yollanndan alveollerin sonuna doğru hareket eden havanın sesidir.
2. Orta railer: İnce railerden daha az gürültülüdür. Fakat çıtırtı sesi daha fazladır. Karbonatlı bir içeceğin çıkardığı "fızz" sesine benzer. Bronşiolleri etkileyen sıvı toplanması sonucu ortaya çıkar. Bu yüzden hava küçük bronşiollerden alveollere geçerken, inspirasyo-nun ortasında duyulur.
3. Kaba railer: Büyük hava yollarına uzanan sıvı birikimi vardır, sesler süreklidir. Aynı zamanda takırdama, kaynama, çağıltılı ses tüm inspiryum ve ekspir-yum döneminde devam eder. Açık hava yolu sağlayamayan, sıklıkla ölmek üzere olan bir hastada duyulduğundan iölüm takırdısıî ismide verilir.
Ronküs: Havanın daha geniş bir yoldan mukuslu ya da daralmış bir hava yoluna geçişi sırasında ortaya çıkar. Orta ile düşük derecede ve railerde daha gürültülüdür. Genellikle ekspirasyon sırasında duyulur. İki şekilde ortaya çıkar.
1. Kaba ronküsler: Büyük hava yolarında duyulan kaba railerdir.
2. Sibilan, ıslık çalar gibi ses çıkaran ronküsler: Whe-zing olarak isimlendirilirler. Bu ses daralmış bronşiollerden hava geçerken ve ekspirasyon sırasında duyulur. Sibilan ronküs orta düzeyde ve yoğundur. Astımlı hastalarda sürekli müzikal bir gürültü duyulur.
Plevral sürtünme sesi (friksiyon rub): Aralıklı kaba sesler plevranın enflamasyonunda ya da plevra boşluğu içindeki kayganlığı sağlayıcı sıvının kaybıyla oluşur. Bu anormal sesler genellikle tek tarafta lokalizedir.
Akciğer seslerini dinlerken önce normal sesler ve normal seslerdeki değişiklikle' kaydedilir. Hasta oturtulur, ön taraftan başlanır. Burundan nefes alma sırasında bronkoveziküler ve bronşiol sesler karışabileceğinden ağızdan yavaşça nefes alması söylenir. Muayene sırasında çevre yeterince sessiz olmalı, dinleme sırasında göğüs gözlenmelidir. Ön yüz bittikten sonra sırta aynı şekilde sistematik olarak dinlenir. Bu durumda hastayı tutması için birinden yardım istenir. Dinleme kemik üzerinden değil de boşluklardan yapılırsa daha kolay ayırt edilir.