Klinik Farmakoloji
Farmakokinetik Nedir
Absorbsiyon: Lokal anestezikler genelde mukozalara uygulanır veya değişik doku ve kompartmanlara enjekte edilir. Mukozalar lokal anestezik penet-rasyonuna karşı zayıf bir bariyer oluşturur. Dolayısıyla bu uygulamada etkileri çabuk başlar. Sağlam deriden geçebilmeleri için suda yüksek konsantrasyonda çözünmüş olması ve analjezi oluşturabilmesi için ise, yağda eriyen lokal anestezik konsantrasyonunun yüksek olması gerekir. EMLA kremi %5 lido karışımı olup, bir yağ/su emülsiyonunda eritilmiştir. Bir damar yolu açılması için yeterli olacak dermal analjezi için bir saat önceden uygulanması ve üzerinin pansumanla kapatılması gerekir. EMLA kremi uygulamasıyla, ince deri greftleri ve benler alınabilir, litotripsi ve sünnet yapılabilir. Deride ödem veya eritem oluşumu gibi yan etkileri vardır.
Mukozalarda, yaralanmış deride bir aylıktan küçük bebeklerde, methemoglo-binemi eğilimi olanlarda uygulanmaz.
Lokal anesteziklerin kan düzeylerini belirleyen çeşitli faktörler mevcuttur.
Lokal anesteziklerin sistemik ab-sorbsiyonu kan akımı ile orantılıdır. Özellikle aşağıdaki faktörler tarafından etkilenir: Enjeksiyon yeri:
İntraveöz>trakeal>interkostal>kaudal>paraservikal>epidural>brakiyal pleksus >si-yatik>subkutan (2) Vazokonstriksiyon: Epinefrin eklenmesi vazokonstriksiyon yaparak absorbsiyonu yavaşlatır, nöronlara geçiş artar, etki süresi uzar, toksik etkileri azalır (Tablo 3). Kısa etkili a-janlarda, bu etkiler daha belirgindir. Li-dokaine adrenalin eklenmesi anestezi süresini en az %50 uzatır. Bupivakainin etki süresini değiştirmez. Bupivakainin etki süresinin uzun olması proteine yüksek oranda bağlanmasındandır. 3. Dokuya yüksek oranda bağlanan lokal a-nestezik (örn; etidokain) daha yavaş ab-sorbe olur. Lokal anestezik maddelerin vazodilatatör etkileri de farklıdır.
B. Dağılım: Lokal anesteziklerin dağılımı organlara geçişine bağlıdır. Bunu belirleyen faktörler: 1. Doku perfüzyo-nu: Perfüzyonu fazla olan organlar (beyin, akciğer, karaciğer, böbrekler, kalp) başlangıçtaki hızlı dağılımdan (alfa-fazı) sorumludur. Bunu orta derecede kanlanan dokulara (kas ve barsak) yavaş dağılım (3-fazı) takip eder. Özellikle akciğer önemli miktarlarda lokal anestezik sekestrasyonu sağlar. 2. Kan/doku dağılım katsayısı: Plazma proteinlerine kuvvetli olarak bağlanan lokal anestezikler kanda daha uzun süre kalırlar. Yağda erime oranları yüksek olanlar dokulara daha kolay geçer. 3. Doku kitlesi: Kitlesinin büyük olması nedeniyle kas dokusu lokal anestezikler için önemli bir re-zervuar oluşturur.
Lokal Anestezik Nedir
Lokal Anestezik Nedir, Lokal Anestezik İlaçlar
Lokal anestezikler öncelikle medulla spinalis, spinal sinir kökleri ve periferik sinirler olmak üzere iskelet kası, kalp kası ve beyin gibi uyarılabilen dokularda impuls oluşumunu ve yayılmasını geçici olarak bloke eden maddelerdir. Lokal/rejyonal anestezinin oluşması için lokal anestezik maddelerin uygun yere uygun yoğunlukta verilmesi gerekmektedir. Lokal anestezik ilaçlara ek olarak, pekçok ilaç, özellikle kinidin benzeri antiaritmikler, antihistam inikler ve P-blokerler de lokal anestezik etkiye sahiptirler.
Lokal anestezi terimi genellikle topi-kal veya yüzey anestezisi (ilacın deri ve mukozaya temas ettirilmesi ile elde edilir), infıltrasyon anestezisi (ilaç keşi, yara veya lezyon yerine bir enjektörle infiltre edilir ) veya alan bloğu (ameliyat yeri çevresinde bir anestezi hattı oluşturulur) yöntemleri için kullanılır.
Rejyonal (bölgesel) anestezi terimi ise, belli bir bölgeyi ilgilendiren sinir veya sinirlerin, gangliyon veya pleksus-ların bloğu, intratekal veya epidural blok yöntemleri için kullanılır.
Tarihçe: Erythroxlon Coca yapraklarında bulunan ana alkaloid kokain, 1860 yılında Neimann tarafından izole edilmiştir. Kokainin lokal anestezik etkisinin klinik önemi ise, Kari Köller (1884) tarafından göze damlatılarak gösterilmiştir. Kokainin alışkanlık yapıcı ve toksik etkileri farkedildikten sonra, diğer lokal anestezikler sentezlenmiştir. Kokain tek doğal ve vazokons-triktör etkili lokal anesteziktir. Bu etkisi nedeniyle günümüzde burun mukozasının topikal anestezisinde kullanılır.
Lokal anestezikler öncelikle medulla spinalis, spinal sinir kökleri ve periferik sinirler olmak üzere iskelet kası, kalp kası ve beyin gibi uyarılabilen dokularda impuls oluşumunu ve yayılmasını geçici olarak bloke eden maddelerdir. Lokal/rejyonal anestezinin oluşması için lokal anestezik maddelerin uygun yere uygun yoğunlukta verilmesi gerekmektedir. Lokal anestezik ilaçlara ek olarak, pekçok ilaç, özellikle kinidin benzeri antiaritmikler, antihistam inikler ve P-blokerler de lokal anestezik etkiye sahiptirler.
Lokal anestezi terimi genellikle topi-kal veya yüzey anestezisi (ilacın deri ve mukozaya temas ettirilmesi ile elde edilir), infıltrasyon anestezisi (ilaç keşi, yara veya lezyon yerine bir enjektörle infiltre edilir ) veya alan bloğu (ameliyat yeri çevresinde bir anestezi hattı oluşturulur) yöntemleri için kullanılır.
Rejyonal (bölgesel) anestezi terimi ise, belli bir bölgeyi ilgilendiren sinir veya sinirlerin, gangliyon veya pleksus-ların bloğu, intratekal veya epidural blok yöntemleri için kullanılır.
Tarihçe: Erythroxlon Coca yapraklarında bulunan ana alkaloid kokain, 1860 yılında Neimann tarafından izole edilmiştir. Kokainin lokal anestezik etkisinin klinik önemi ise, Kari Köller (1884) tarafından göze damlatılarak gösterilmiştir. Kokainin alışkanlık yapıcı ve toksik etkileri farkedildikten sonra, diğer lokal anestezikler sentezlenmiştir. Kokain tek doğal ve vazokons-triktör etkili lokal anesteziktir. Bu etkisi nedeniyle günümüzde burun mukozasının topikal anestezisinde kullanılır.