Zehirlenme Nedenleri
1. Bitkiler; doğadaki bitkiler, hayvanlar
2. Evlerdeki Temizlik maddeleri (%40): Sabun, temizleyiciler, deterjanlar, petrol bazlı maddeler; cila vb.
3. İlaçlar: Trisiklik antidepressanlar, kalp ilaçları, aspirin, A ve D vitaminleri, demir preperatları, uyku ilaçları, an-tihistaminikler, soğuk algınlığı ilaçları, sedatifler
4. Alkol ve uyuşturucular
KİMLER ZEHİRLENİR?
Çocuklar: %50'sini oluşturur, 5 yaşın altındaki çocuklar evdeki çeşitli maddeler, ilaçlarla ev kazaları sonucu, doğadaki bazı bitki ve hayvanlarla
Erişkinler: İntihar, ev kazaları ve mesleksel kaza ve karşılaşmalar, savaş ve kimyasal terörizm sonucu zehirlenirler.
NEREDE ZEHİRLENİLİR?
Evde: En fazla mutfakda temizlik maddeleri ile, banyo, yatak odası, garajda CO ile,
Çalışma yeri: Tarlada ilaçlamada herbisit ve pestisitlerle, gübreleme esnasında , fabrikalarda kazalarla çeşitli kimyasallarla, yangınlarda CO ile,
Okullarda: Laboratuarlarda kimyasal maddelerin yanlışlıkla içilmesi, ani-linli boyalarla resim yapılırken, kurşun borulu sistemlerden içilen su ile
Gezi sırasında: Yabancı yiyecek, içecek, hayvan ve bitkilerle Her yerde
ÖLÜME NEDEN OLAN ZEHİRLER
Çocukta
1. Gazlar, duman ve buharlar
2. İlaçlar: Fe preperatlan, analjezikler
3. Temizlik maddeleri
4. Bitki ve hayvan zehirleri Erişkinde
1. Gazlar, duman ve buharlar
2. Trisiklik antidepressanlar, kardio vasküler ilaçlar, tarım ilaçları, analje zikler
3. Uyuşturucular, teofilin
4. Bitki ve hayvan zehirleri
ZEHİRLENMELERİ) AYIRICI TANI
Akut zehirlenmelerde görülen fenalık hissi, bulantı, kusma, hipotansiyon veya hipertansiyon, nabız değişiklikleri, kollaps ve koma gibi semptomlar, zehirlenmeye has olmayıp, çeşitli hastalıklarda rastlanan belirtilerdir. Tüm zehirlenmelerin başında veya sonunda görülen bilinç kaybı, kafa içi olayların en belli başlı semptomudur. Amfetamin, kokain ve LSD zehirlenmelerinde rastlanan hipertermi, enfeksiyon hastalıklarının bir belirtisidir. Sedatif ve hipnotik zehirlenmeleri ile karbonmonoksit zehirlenmelerinin bulgularından biri olan hipotermi ise hipoglisemi komasının işaretlerinden biridir. Bununla birlikte hipersekresyon, miyozis ve bradikardi-den oluşan semptomlar grubu organo-fosfat zehirlenmesi tanısının konulmasında yol gösterir. Fakat her zehirlenmede tanı koyduracak özel semptom bulmak mümkün olmayabilir.
ZEHİR TARAMA TESTLERİ
Acil olarak getirilen bir hastada, olayın zehirlenme olup olmadığını belirlemek; hem adli açıdan hem de tedavi yönünden gerekli olabilir. Bu durumda zehir tarama testlerine başvurulmalıdır. Analitik toksikoloji laboratuarlarında 700-861 tür ilaç ve metabolitini kısa zaman içinde ayırdetmeye yarıyan rne-todları içeren teknikler kullanılmaktadır. Serum ve idrardan alınan örneklerde maddeler ve metabolitieri; İnce Tabaka Kromatografisi (Toxi Lab) veya Yüksek Performans Likid Kromatografi HPLC (Remedi) yöntemleri ile tanınmakta ve ayırdedilmektedir. Nazogas-trik sıvı örneklerinden de ayırdediş mümkün olmaktadır
Birden fazla ilaç alan ve gerçek olmayan hikaye veren hastalarda,delirium ve komadaki hastalarda ilaç ayırımı için, antagonist endikasyonu için ve prognozun düzeltilmesine yardımcı ol-mak için tarama testi endikedir
Tarama testleri koma durumlarında, açıklanamayan kardiotoksisite ve asi-doz durumları ile hikayesi olmayan konvulsiyon geçirenlerde yapılmalıdır.
AKTİF KARBON
Dünyanın çeşitli ülkelerinde Univer-sal Absorban, Carbon Active, Medici-nal Charcoal gibi adlarla tanınan aktif karbon emniyetli ve etkili gastrointesti-nal absorban olarak kabul edilmiştir, Granül, toz, süspansiyon türleri satıl maktadır. Ağaç pulpası, linyit, bitki orijinli kömür veya petrolün selektif de-kontaminasyonu ile yüzey alanı geniş delikli bir madde elde edilir.
800°C'ye buharla ısıtılarak veya kimyasal işlemle aktif hale getirilir. Cinsine göre gramında 850 m2, 1600 m2 ve 2000 m2 alan yüzey oluşturan türleri vardır. Bir çorba kaşığında 6 g aktif karbon vardır.
Aktif karbon'un sıvı dolu delikli duvarlarına maddeler kimyasal olarak bağlanırlar. İşlem reversibl olup, hızlı absorbsiyon ve yavaş desorbsiyon şeklindedir. Suda düşük eriyirlik gösteren maddelerle, dissosiye olmayan tuzlar aktif karbon tarafından absorbe edilirler. Kandaki lipofilik,yüksüz ve proteine düşük bağlanma gösteren maddeler aktif karbona bağlanır ve atılırlar. Buna Gastrointestinal Diyaliz adı da verilir. Safra ile atılanlar, enterohepatik dolaşıma giren maddeler aktif karbon'a bağlanıp gastrointestinal kanala sekrete edilirler. Oradan barsağa sekrete edilip fe-çesle atılırlar. Feçes 24 saat süre ile siyah renkli görünüm alır.
Genel olarak tek doz uygulanıldığı gibi, multi doz olarak da (25-50 g/4 saat) kullanılabilir. Zehirlenmeden hemen sonra kullanılması etkinliğinde önemli rol oynarsa da, 10-48 saat sonra doz yükseltildiğinde etkili sonuç alınabilir.
Bilinci açık kişiler, içinde bulunan sorbitol'ün tatlandırıcı özelliği nedeniyle, kolaylıkla içebilirler.
Zehirlenme Sureci ve Yollari
Zehirlenme Süreci ve Yolları
Zehirlenme olayı ile 24 saatten kısa bir süre içinde karşılaşılmışsa, 'Akut Maruz Kalma'dan söz edilir. İnhalasyon yolu ile zehirlenmelerde bu süre 4 saate kısalır.
Bir aydan kısa süre içinde tekrarlayan doz veya olaylar Subakut, 1-3 ay arası süre içinde tekrarlar Subkronik, 3 aydan daha uzun süre içinde tekrarlar ise Kronik Zehirlenme tanımına girer.
ZEHİRLENME YOLLARI
Oral veya gastrointestinal yol: En sık rastlanan yoldur.Vücuda girişin ve emilimin uzun bir yoldan yapılması ve bazı sistemlere göre daha yavaş olması, hepatik metabolizma yolunun varlığı nedeniyle tedaviye iyi cevap alınır.
İnhalasyon veya solunum yolu: Vücuda giriş zorunlu, hızlı ve çok kısa ve geniş bir alandan emilim sağlandığından bu yolla zehirlenmelerde tedavi süreci ve olanakları çok kısıtlıdır. Ölüm oranı çok yüksektir. Ya da kronik hastalıkları hazırlarlar.
Deri ve mukozalar: Deri vücudumuzun güçlü bir örtüsü olma özelliğini, bazı vücut bölgelerinde ve bazı maddelere karşı kaybeder ve çok emici bir yapı durumuna gelir. Deri yüzeyinden emilen çeşitli ilaçlar için yararlı olan bu durum, zehirlenmelerde çok tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Kazalarda ve kimyasal savaşlarda, solunum yolu kadar önem kazanır, özellikle vücudun açık bölgeleri ve saçlı deri zehirin alınıp taşınmasında önemli rol oynarlar. Mukozalar da ise emilim çok hızlı olduğundan özellikle baş bölgesinde bulunan duyu organlarımızın yüzeyini kaplayan mukozalar, zehirin merkez sinir sistemine hızla taşınmasını sağlarlar bu yüzden korunması gereken en önemli vücut alanlarıdır. Yüksek letalite ve kronik hastalık nedenidir.
Damar içi Yolu: Çok hızlı ve kısa yolla vücuda giriş sağlar. Uyuşturucu kullananlarda ve bazen de hatalı tıp uygulamaları sonucu ortaya çıkar. Yüksek oranda ölümle sonuçlanır.
Resmi kayıtlara göre, ABD.'nde yılda 5.000-10.000 kişinin zehirlendiği belirtilmektedir. Alkol ve İlaç alınımına bağlı (antihistaminiklerle) otomobil kazaları daha yüksek oranda saptanmıştır. Ekonomik boyutu da göz önüne alınırsa, toplumlara zehirlenmelerin ne denli zarar verdiği anlaşılabilir.
Ev ve sanayi kazalarına neden olan akut karbonmonoksit zehirlen-meleri'nde ise eğer kan gazı analizi yapılmazsa, normal ölüm olarak nitelendirilebilir, bu da adli bazı yanlışlıklara yol açabilir.
Zehirlenme olayı ile 24 saatten kısa bir süre içinde karşılaşılmışsa, 'Akut Maruz Kalma'dan söz edilir. İnhalasyon yolu ile zehirlenmelerde bu süre 4 saate kısalır.
Bir aydan kısa süre içinde tekrarlayan doz veya olaylar Subakut, 1-3 ay arası süre içinde tekrarlar Subkronik, 3 aydan daha uzun süre içinde tekrarlar ise Kronik Zehirlenme tanımına girer.
ZEHİRLENME YOLLARI
Oral veya gastrointestinal yol: En sık rastlanan yoldur.Vücuda girişin ve emilimin uzun bir yoldan yapılması ve bazı sistemlere göre daha yavaş olması, hepatik metabolizma yolunun varlığı nedeniyle tedaviye iyi cevap alınır.
İnhalasyon veya solunum yolu: Vücuda giriş zorunlu, hızlı ve çok kısa ve geniş bir alandan emilim sağlandığından bu yolla zehirlenmelerde tedavi süreci ve olanakları çok kısıtlıdır. Ölüm oranı çok yüksektir. Ya da kronik hastalıkları hazırlarlar.
Deri ve mukozalar: Deri vücudumuzun güçlü bir örtüsü olma özelliğini, bazı vücut bölgelerinde ve bazı maddelere karşı kaybeder ve çok emici bir yapı durumuna gelir. Deri yüzeyinden emilen çeşitli ilaçlar için yararlı olan bu durum, zehirlenmelerde çok tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Kazalarda ve kimyasal savaşlarda, solunum yolu kadar önem kazanır, özellikle vücudun açık bölgeleri ve saçlı deri zehirin alınıp taşınmasında önemli rol oynarlar. Mukozalar da ise emilim çok hızlı olduğundan özellikle baş bölgesinde bulunan duyu organlarımızın yüzeyini kaplayan mukozalar, zehirin merkez sinir sistemine hızla taşınmasını sağlarlar bu yüzden korunması gereken en önemli vücut alanlarıdır. Yüksek letalite ve kronik hastalık nedenidir.
Damar içi Yolu: Çok hızlı ve kısa yolla vücuda giriş sağlar. Uyuşturucu kullananlarda ve bazen de hatalı tıp uygulamaları sonucu ortaya çıkar. Yüksek oranda ölümle sonuçlanır.
Resmi kayıtlara göre, ABD.'nde yılda 5.000-10.000 kişinin zehirlendiği belirtilmektedir. Alkol ve İlaç alınımına bağlı (antihistaminiklerle) otomobil kazaları daha yüksek oranda saptanmıştır. Ekonomik boyutu da göz önüne alınırsa, toplumlara zehirlenmelerin ne denli zarar verdiği anlaşılabilir.
Ev ve sanayi kazalarına neden olan akut karbonmonoksit zehirlen-meleri'nde ise eğer kan gazı analizi yapılmazsa, normal ölüm olarak nitelendirilebilir, bu da adli bazı yanlışlıklara yol açabilir.
Zehirlenmeler ve Toksik Maddeler
Zehirlenmeler
İnsanlığın ilk günlerinden beri insanın enerji gereksinimini karşılamak için bitkisel ve hayvansal maddeleri tadarak, gerekli işlemlerden geçirerek ve koruyarak; örneğin pişirerek ve tuzlayarak yaşamını sürdürdüğü düşünülmektedir. Bu nedenle insan, vücuduna giren maddelerin yararlan kadar zararlarını da öğrenmek zorunda kalmıştır ve belki de bu yüzden Zehir tanımı, vücuda kesin olarak zararlı maddeler ve kimyasallar için yapılırken, vücut fonksiyonlarının devamı için gerekli ve yararlı maddeler Besin adını almıştır. Bu düşünce tarzı bugün de devam etmekte, bazı biyolojik, bitkisel, hayvansal ve bazı kimyasal maddeler besinlerimizi oluşturmaktadır.
Kır hayatından şehir hayatına geçiş, kimyasal teknolojinin gelişmesi ve ilaçlar; toplum hayatına ve tıp dünyasına getirdiği artıların yanı sıra, başa çıkılamayan meslek ve ev kazalarının nedeni olan zehirlenmeleri hazırlayarak insanlığın önemli bir sorunu olmaktadır. Bunun dışında 20. yüzyıldaki savaşlarda kullanılan kitle yoketme silahlarının başında Kimyasal Zehirler yer almaktadır. İnsanlık, terör veya savaş amacı ile kullanılan bu zehirlerin tehditi altında yaşamaktadır.
Bugün yararlı kimyasal maddelerle, zararlı kimyasallar arasındaki kesin sınırı belirlemek çok güçtür. Herhangi bir kimyasal maddenin emniyet ve zararlı-lrk dereceleri vardır. Bir madde kesin zararlı olmasa da yeterli miktarda alınsa bile, bazı istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Kimyasal bir bileşiğin zararlılığı veya emniyeti vücutta bulunan bileşiğin miktarı ile ilişkilidir. Bir bileşiğin zararlılık derecesini belirleyen faktör, bileşiğin dozudur. Zararlı etkisini ise, biyolojik mekanizmanın hasar görmesi veya ciddi şekilde bozulması belirler. Doz minimumdan maksimuma yükseldiğinde, cevap da yararlı veya zararlı olarak artan reaksiyon şeklinde görülür.
TANIMLAR
Zehir: Hücre, doku ve organizmanın metabolizmasını etkileyerek biyolojik sistemlere zarar veren, kalıcı hasara ve/veya ölüme neden olan doğal, sentetik yapıda kimyasal maddelere verilen addır.
Toksik: Zararlı kimyasal etki ile eş anlamlıdır.
Toksikoloji: Zehirler ve zehirlenmeler bilimidir.
1787-1835 yılları arasında yaşayan Mathiue Joseph Bonaventura Orfıla; XVIII. Löüis' riîn doktoru olup, 1815'de ilk Toksikoloji kitabını yazan ve Paris Üniversitesi'nde ders veren bilim adamıdır. Modern Toksikolojinin Babası olarak kabul edilir. Çeşitli bilim dallarıyla desteklenip gelişen Toksikoloji Bilimi günümüzde çeşitli alt bilim dallarına ayrılmıştır.
Herhangi bir kimyasalın zehirli ola-bilmesindeki temel neden; giriş yolu ve dozajıdır.
Kimyasal maddeler, biyolojik sistemlerin hedef organlarında kritik yoğunluğa ulaştıklarında toksik etki oluştururlar.
LD50I kimyasal bileşiklerin insan üzerinde potansiyel tehlikesini sınıflamak için kullanılmaktadır.
ED50 ise kişilerin %50'sinin tedavisinde etkin olan doz için kullanılır.
LD50) ile ED50'nin oranlanması ile 'Tedavi İndexi' veya 'Emniyet Sınırı' hesaplanır. Tl = LD50 /ED50'dir.
LD50 eğrisi sola kaydığında, Tl küçülür, emniyet sınırı daralır. Daha toksik hal alır.
Bir bileşiğin toksisite yapıcı özelliğini değerlendirmede LD1/ED99'nını hesaplamak gerekir.
İnsanlığın ilk günlerinden beri insanın enerji gereksinimini karşılamak için bitkisel ve hayvansal maddeleri tadarak, gerekli işlemlerden geçirerek ve koruyarak; örneğin pişirerek ve tuzlayarak yaşamını sürdürdüğü düşünülmektedir. Bu nedenle insan, vücuduna giren maddelerin yararlan kadar zararlarını da öğrenmek zorunda kalmıştır ve belki de bu yüzden Zehir tanımı, vücuda kesin olarak zararlı maddeler ve kimyasallar için yapılırken, vücut fonksiyonlarının devamı için gerekli ve yararlı maddeler Besin adını almıştır. Bu düşünce tarzı bugün de devam etmekte, bazı biyolojik, bitkisel, hayvansal ve bazı kimyasal maddeler besinlerimizi oluşturmaktadır.
Kır hayatından şehir hayatına geçiş, kimyasal teknolojinin gelişmesi ve ilaçlar; toplum hayatına ve tıp dünyasına getirdiği artıların yanı sıra, başa çıkılamayan meslek ve ev kazalarının nedeni olan zehirlenmeleri hazırlayarak insanlığın önemli bir sorunu olmaktadır. Bunun dışında 20. yüzyıldaki savaşlarda kullanılan kitle yoketme silahlarının başında Kimyasal Zehirler yer almaktadır. İnsanlık, terör veya savaş amacı ile kullanılan bu zehirlerin tehditi altında yaşamaktadır.
Bugün yararlı kimyasal maddelerle, zararlı kimyasallar arasındaki kesin sınırı belirlemek çok güçtür. Herhangi bir kimyasal maddenin emniyet ve zararlı-lrk dereceleri vardır. Bir madde kesin zararlı olmasa da yeterli miktarda alınsa bile, bazı istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Kimyasal bir bileşiğin zararlılığı veya emniyeti vücutta bulunan bileşiğin miktarı ile ilişkilidir. Bir bileşiğin zararlılık derecesini belirleyen faktör, bileşiğin dozudur. Zararlı etkisini ise, biyolojik mekanizmanın hasar görmesi veya ciddi şekilde bozulması belirler. Doz minimumdan maksimuma yükseldiğinde, cevap da yararlı veya zararlı olarak artan reaksiyon şeklinde görülür.
TANIMLAR
Zehir: Hücre, doku ve organizmanın metabolizmasını etkileyerek biyolojik sistemlere zarar veren, kalıcı hasara ve/veya ölüme neden olan doğal, sentetik yapıda kimyasal maddelere verilen addır.
Toksik: Zararlı kimyasal etki ile eş anlamlıdır.
Toksikoloji: Zehirler ve zehirlenmeler bilimidir.
1787-1835 yılları arasında yaşayan Mathiue Joseph Bonaventura Orfıla; XVIII. Löüis' riîn doktoru olup, 1815'de ilk Toksikoloji kitabını yazan ve Paris Üniversitesi'nde ders veren bilim adamıdır. Modern Toksikolojinin Babası olarak kabul edilir. Çeşitli bilim dallarıyla desteklenip gelişen Toksikoloji Bilimi günümüzde çeşitli alt bilim dallarına ayrılmıştır.
Herhangi bir kimyasalın zehirli ola-bilmesindeki temel neden; giriş yolu ve dozajıdır.
Kimyasal maddeler, biyolojik sistemlerin hedef organlarında kritik yoğunluğa ulaştıklarında toksik etki oluştururlar.
LD50I kimyasal bileşiklerin insan üzerinde potansiyel tehlikesini sınıflamak için kullanılmaktadır.
ED50 ise kişilerin %50'sinin tedavisinde etkin olan doz için kullanılır.
LD50) ile ED50'nin oranlanması ile 'Tedavi İndexi' veya 'Emniyet Sınırı' hesaplanır. Tl = LD50 /ED50'dir.
LD50 eğrisi sola kaydığında, Tl küçülür, emniyet sınırı daralır. Daha toksik hal alır.
Bir bileşiğin toksisite yapıcı özelliğini değerlendirmede LD1/ED99'nını hesaplamak gerekir.