Zehir Danisma Merkezi Bilgileri

Zehir Danışma Merkezi Bilgileri

Kimya ve ilaç sanayinin gelişmesi, bir yandan toplum yaşamına ve tıp dün­yasına çeşitli seçenekler sunarken; öte yandan zaten dört bir yanda aşırı mik­tarlarda bulunan zehirlenme nedenlerini de arttırmaktadır. Kimyasal maddeler ve ilaçların yanısıra doğada bulunan tüm bitki ve hayvanların zararlarını bil­mek insan belleği için olanaksızdır. Bu nedenle 1950'li yılların başlarından iti­baren Avrupa ve Amerika'da zehir da­nışma merkezlerinin kurulmasına başlanmıştır.Bugün dünyada 600'ü aşkın sayıda zehir danışma merkezi;

Telefonla gelen ilaç ve zehir bil­gisi istemlerini cevaplandırmak
Akut zehirlenme olgularında ko­runma ve tedaviyi yönlendirmek
Toplum ve sağlık görevlilerini zehirlenme olaylarında uyarmak
Zehirlenmelerde morbidite, mor-talite ve tedavi maliyetinin azal­tılmasını sağlamak
ana başlıklarında hizmet sunmakta­dır. Bu merkezlerde geniş bilgi hacmini taşıyan bilgisayar

programları, çeşitli kitap ve mecmuaların yardımıyla, iyi yetiştirilmiş konuyu bilen sağlık perso­neli 8 saat ve/veya 24 saat süre içinde devamlı görev yapmaktadır.
Ülkemizde de Ankara Refik Saydam Hıfzısıhha Zehir Araştırma Müdürlü-ğü'ne bağlı, Bursa Uludağ Üniversitesi Zehir Danışma Merkezi, Ankara Hacet­tepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne bağlı, İzmir Dokuz Eylül Tıp Fakülte­si'ne bağlı olmak üzere 4 Zehir Danış­ma Merkezi bulunmaktadır. Bunlardan Ankara Hıfzısıhha Zehir Danışma Mer­kezi ve Uludağ Zehir Danışma Merkezi 24 saat kesintisiz hizmet verirken, diğer ikisi 8 saat gündüz hizmet vermektedir.

Hiperbarik Oksijen Tedavisi

Hiperbarik Oksijen (HBO) Tedavisi

Plazmada erimiş oksijen miktarını 10 kez arttırarak hemoglobin olmadan serebral oksijen gereksinimini karşıla­mak esasına dayanır. 3 Atm'de ideal erimiş oksijen kontenti 6,8 volüme, or­talama doku oksijen ekstraksiyonu orta­lama %6 volüme çıkar. Böylece doku solunumu hemoglobin olmadan da kar­şılanır.

Hemoglobini kovalen bağlarla bağ­layan başta karbon monoksid (CO), hidrojen sülfür, karbontetraklorür ya da siyanür gibi toksik maddelerle karşıla­şanlarda, methemoglobinemi hallerinde ve kahverengi örümcek ısırmalarında başarı ile kullanılmaktadır. CO'in kan­dan kaybolma hızı (yarılanma ömrü) 250 dakikadır. Hava yerine oksijen so-lutulduğunda 50 dakikaya iner. 2,5 Atm'de oksijen solutulduğunda 22 da­kikaya düşer.
CO zehirlenmesinde tedavi endikas-yonunu karboksi-hemoglobin (COHb) düzeyi koydurur.
COHb %25'den yüksek erişkinlerde,
COHb % 15'den yüksek kardiyak-larda,
COHb %15'den yüksek gebe­lerde,
COHb %15'den yüksek çocuk­larda kesin endikasyon vardır.
COHb ölçülemeyen durumlarda eğer CO zehirlenmesi tanısı ko-nulmuşsa,
Pa02 60 mm Hg'dan düşükse,
CO inhalasyonu ve metabolik asidoz varsa endikedir.
Tedavi şemasi ise; ilk seans 3 Atmosferle 30 dakika süre ile, sonra 2 Atmosferle 60 dakika süre ile de­vam edilir ve COHb %10'un altına dü­şene dek devam edilir.
Tedavi sonunda hastaların, kısa za­manda ve nörolojik ve psikiyatrik sekelsiz olarak taburcu edilmeleri mümkündür.

Deri ve Mukoza Yolu ile Zehirlenmelerde

Zehirli maddelerin önce giysi mater-yeli tarafından, oradan deri tarafından emilerek olaydan 2-3 gün sonra zehir­lenme bulgularının ortaya çıkması ola­ğandır. Ancak olay zamanla unutulduğu için şüphelenmek mümkün olmayabilir.
Bu yolla zehirlenmelerde;
Giysilerin hemen çıkarılması,
Vücudun ve başın bol su ve sabunla yıkanması,
Göz kürelerinin serum fizyolo­jikle irrige edilmesi,Ağız, burun, kulak ve boğaz mukozalarının su ile irrige edil­mesi gerekir.

Zehirlenme Tedavi Yontemleri

Zehirlenme Tedavi Yöntemleri

Gastrointestinal Yol İle Emilmeyi Önlemek ya da Azaltmak


a) Dilüsyon ve Kusturma (Mekanik ya da İpeka Şurubu ile)
Konvülsanlar, hidrokarbonlar ve ko-rozivlerle temasta olanlarda,
Bilinçsiz ve komadaki hastalarda,
Öksürük ve yutkunma refleksi olma­yanlarda,
6 aydan küçük çocuklarda ve yeni doğanlarda kontrendikedir.
b) Lavaj
Çocuklarda 50-lOOmL,erişkinde 200-300 mL su, tuzlu su ile midenin yı­kanması ve içindekilerin dışarıya alın­masıdır.
Yüksek toksisitesi olan fazla hacim­de madde alanlarda, aktif karbon veri­lecek kişilerde endikedir.
Yarı bilinçli, bilinçsiz çocuk ve eriş­kinde, reflekslerin azaldığı veya yokol-duğu kişilerde solunum yolu kontrol al­tına alınmalıdır.
Asidik maddeleri bazlarla nötralize etmemelidir. Kimyasal işlem sırasında ortaya çıkan yüksek ısı dokularda ha­sara yolaçabilir. Dilüsyonu arttırmak tabletlerin parçalanarak daha kolay emilimine neden olabilir. Bu yüzden zararlı olabilir.
c) Absorbanlar (Aktif Karbon) Çocukda 15-20 g, erişkinde 50-100
g aktif karbonun içirilerek yada nazo-gastrik tüp yolu ile verilmesidir.
Maksimum etki ilk 30 dakika içinde görülmesine karşın 10-48 saat içinde et­kin olabildiği gösterilmiştir.
Çocuklarda 5-10 g/4-8 saat,erişkinde 20-60 g/4-10 saat önerilir.
d) Katartikler
Magnezyum sülfat, magnezyum sit-rat, sodyum sülfat, sorbitol
Kuvvetli korosivlerde, elektrolit bo­zukluğu olanlarda, barsak sesi olmayan­larda kontrendikedir. Uygulama sonrası metabolik bozukluklar ortaya çıkabilir.

Toksik Maddenin Eliminasyonunu Hızlandırmak

a) Diürezin Arttırılması

Böbreklerden atılan bileşikler ve ak­tif metabolitleri için idrar atımının 300-500 ml/saat veya 8-14 L/gün'e kadar çı­karılmasıdır. İntravenöz sıvılar, manni-tol ve furosemid kullanılır. Santral ve-nöz basıncın izlenmesi önemlidir. Su intoksikasyonu, serebral ve pulmoner ödem, sıvı ve elektrolit dengesizliği gö­rülebilir.

b) Diyaliz Yöntemleri

Diyalizin esası yarı geçirgen bir zar­dan basit difüzyon yolu ile kandaki tok-sik maddenin temizlenmesidir. Hastanın kanı ile diyalizat sıvısının bir zar veya benzer süzgeç sisteminde değiş tokuş yapılmasıdır. Diyalizat sıvısı Na, K, Ca gibi mineralleri içerir.
1- Periton Diyalizi
Yarı geçirgen zar olarak periton epi-teli kullanılır.Basit ve kolay kullanılabi­lir bir yöntemdir. Etkinliği diğer yön­temlere göre azdır. Mesane boşaltıldık­tan sonra göbekle pubis arasında 1/3 yukarısından konulan ucu Douglas boş­luğuna inen bir kanül yardımıyla çocukta ısısı 36°C olan 1 İt., erişkinde 2 İt. diyaliz solüsyonu 15-20 dk süre ile periton içine verilir. Dengelenme için 45-60 dk beklenir ve geri alınır. Hepari-nizasyon gerektirmez. Hipotansif hasta­da kullanılmaz. Sterilizasyon önemlidir.

Molekül ağırlığı 500 dalton altında­ki bileşiklere en fazla etkindir.

2- Hemodiyaliz
Periton zarı yerine selofan yarı ge­çirgen bir kutu kullanılır. Hastanın fe-moral venine yerleştirilen iki kateter yardımıyla alınan kanı pompa, yarı ge­çirgen zara pompalar. Temizlenen kan diğer kateterden geri döner. İşlem 6-8 saat sürer.

Suda çözünebilen toksik maddelere en etkindir. Molekül ağırlığı 350 dal-tondan büyük olanlarda etkisizdir. Komplikasyonları kanama, tromboz ve hipotansiyondur.

Asetaminofen, bromür, kloral hidrat, etanol, metanol, etilen glikol, lityum, salisilatlarda etkindir. 3- Hemoperfüzyon 1965 yılından beri kullanılmaktadır. Diyalizat yerine aktif karbon partikülle-rinden kolonlar halinde yararlanılarak toksik madde tutulur. Kömür ve resin membranlar kullanılır. Lipitlerde eriyen toksik maddelere etkindir.

Komplikasyonları hemodiyalizle ay­nı olup, ayrıca trombositopeni, lökopeni ve karbon mikroembolisidir.
Barbitüratlar, karbamezepin, metot-reksat, fenitoin, teofilin ile zehirlenme­lerde etkindir. 4- Plasmaferez

Hemoperfüzyon ve hemodiyalizle birlikte kullanılan yöntemler vardır.
Yöntemde kullanılan membranlar etilen dioksitle sterilize edilmesi anafi-laktik olaylara neden olabilir.
Proteinlere bağlanan toksinlere et­kindir.

5- Hemofıltrasyon ya da sürekli arteriyovenöz hemofiltrasyon:
1977 yılından beri kullanılmaktadır. Femoral arterden alınan kan polisülfan veya polyamidîden yapılmış üstünde binlerce oyuk bulunan süzgecin iç yü­zeyinden geçirilmesidir. Taşınamıyan hastalarda en pratik çözümdür.
Molekül ağırlığı 10.000 dalton'dan küçük sıvı, elektrolit, üre ve kreatin gibi maddeler geçebilir.
Etkinliği hemodiyalizden düşük olmasına karşın devamlılık taşıması et­kinliğini arttırır.

Solunum Yolu İle

Solunum işinin zorunlu bir işlev, in­sanın aerobik bir canlı olması ve bu yüzden solunum havasındaki oksijenin oranının önemi; bu yolla zehirlenmeler­de tedavinin zamana indekslenmesini ve hipoksinin yaratacağı sorunları da zehirlenmeye ekler. Böylece solunum yolu ile zehirlenmelerde tedavi sonuçla­rının başarısını engeller.

Hastanın bulunduğu yerden süratle uzaklaştırılması, %100 oksijen verile­cek olanaklar sağlanmalıdır. Metabolik asidozun düzeltilmesi, beyin ödeminin tedavisi ana prensiplerdendir.