Glottik Kanseri Nedir
Bu kanserler başlıca vokal kord ve ön komisür kanserleri olup bunlardan vokal kord kanserleri iyi prognozlu, ön komisür kanserleri ise kötü prognozlu olduğu bilinmektedir.
1. Vokal kord kanseri: Genellikle serbest kenardan, kimi zaman da alt yüzden başlamıştır. Yayılması ise karşı vokal korda ön komisür üzerinden yüzeysel bir şekilde olduğu belirtilmiştir.
2. Ön komisür kanserleri: Ön komisür ile yüzeysel olarak ön komisüre yayılmış kanserler birbirine karıştırılmaması gerekir. Ön komisür kanserlerinin prognozu kötü olup süratle tiroid kıkırdağa doğru yayılmaktadır (Ömür 1992, Licitra ve ark 2003).
Subglottik kanserler
Bunlar, vokal kordun alt yüzünün kanserleri ile krikoid kıkırdağın iç yüzü kanserlerini oluşturur ve ender görülür. Subglottik bölge yukarıda konus elastikus ile sınırlı olup subglottik tümörlerin %75'i her iki tarafı da tutmaktadır. Olguların %75'inde krikotiroid membran parçalanarak prelarengeal duvar ve tiroid bez invazyona uğramıştır. Krikoid ve tiroid kıkırdağa yayılma oranı %50'nin üzerinde olup aritenoid kıkırdak invazyonundan daha sık görüldüğü belirtilmiştir (Ömür 1992).
Larinks Kanserinin Sınıflandırılması
Larinks kanserinin sınıflandırılmasında TNM (tümör büyüklüğü, nodüler metastaz ve uzak metastaz) sistemi kullanılmaktadır. Bu sınıflamada; bir bölgedeki en küçük tümörden başlayıp tümörleri büyüklüklerine göre, T1'den T4'e kadar sınıflanır. Tümörün sayısı, büyüklüğü ve yerine göre boyuna metastatik nodüller ‘N’ ile belirlenir ve N0'dan N3'e kadar sınıflanmaktadır. Tümörün uzak metastazları ise son evrelerde ortaya çıkıp ‘M’ ile gösterilmektedir (Ömür 1992, Fleming ve ark 1998, Goldman ve Ausiello 2004).
Tedavi için klinik TNM sınıflandırması çok önemlidir ve TNM sistemi, cerrahların ve onkologların birbirlerini anlayabilmeleri için ortak bir dildir. Günümüzde, çeşitli TNM sistemleri arasında en çok kabul görenleri Amerika' da ortaya konulan AJC (The American Joint Committee)'nin sistemi ile tüm dünya ülkelerinin ortaklaşa hazırladıkları UJCC (Universal Joint Committe on Cancer)’nin TNM sistemi olduğu belirtilmiştir (Ömür 1992, Fleming ve ark 1998, Goldman ve Ausiello 2004). TNM sisteminin yetersiz yanı sadece anatomik bir sınıflandırma sistemi olmasıdır.
Larinks Kanseri Bilgileri
Larinks Kanseri Bilgileri
Larinks kanserlerinin Dünya’da ve Avrupa’da baş boyun kanserleri içerisinde en sık görülen kanser tiplerinden biri olduğu bildirilmiştir (Shaha ve ark 1997, Licitra ve ark 2003, Filho 2004, Jaiswal ve ark 2004). Baş ve boyun bölgesinde görülen kanserlerin yaklaşık %25'inin larinks kanseri olduğu, organizmadaki tüm malign tümörlerin %2-3'ünü oluşturduğu belirtilmiştir (Shaha ve ark 1997, Rizos ve ark 1999, Öktem ve ark 2000, Kaya 2002, Monterio ve ark 2004, Ünal ve ark 2004).
Larinks kanserleri; baş ve boyun bölgesinde görülen, laringeal hücrelerin anormal çoğalmasıyla karakterize bir hastalık olduğu ve larinks kanserlerinin bu bölgede bulunan yassı epitel hücrelerin farklı derecelerde histolojik olarak farklılaşması ile ortaya çıktığı bilinmektedir (Kaya 2002, Filho 2004, Jaiswal ve ark 2004). Larinks kanserlerinin %98’i yassı epitel karsinoma, %1-2’si ise yassı epitel dışı tümörleri olarak bildirilmektedir (Öktem ve ark 2000, Sasaki ve Jassin 2001, Kaya 2002, Filho 2004, Jaiswal ve ark 2004).
Larinks Kanserinin Yayılması
Larinks kanserlerinin lokalizasyonu anatomik olarak sınıflandırılmaktadır. Supraglottik kanserler
Bu bölge tümörleri başlıca üç alt bölgeye ayrılarak incelenmiştir.
1. Vestibulum kanserleri: En sık görülen larinks kanserleri olup hyoid altı epiglotun larengeal yüzü tümörlerin vestibulum kanserleri olduğu belirtilmiştir.
2. Ventriküler band kanserleri: Tek başına daha nadir olup bu kanserler bandın serbest kenarından doğmuştur.
3. Ventrikül kanserleri: Çok latent seyredip her 3 seviyenin de tutulmasıyla çok geç ortaya çıkmaktadırlar.
Supraglottik kanserlerin en sık görülen yayılma bölgesi preepiglottik alan olup ( bu alana yayılım üç şekilde olmuştur.
1. Epiglottaki deliklerden doğrudan,
2. Epiglot kıkırdağın parçalanmasıyla,
3. Tiroepiglottik ligamentin parçalanmasıyla (Ömür 1992, Licitra ve ark 2003).
Larinks kanserlerinin Dünya’da ve Avrupa’da baş boyun kanserleri içerisinde en sık görülen kanser tiplerinden biri olduğu bildirilmiştir (Shaha ve ark 1997, Licitra ve ark 2003, Filho 2004, Jaiswal ve ark 2004). Baş ve boyun bölgesinde görülen kanserlerin yaklaşık %25'inin larinks kanseri olduğu, organizmadaki tüm malign tümörlerin %2-3'ünü oluşturduğu belirtilmiştir (Shaha ve ark 1997, Rizos ve ark 1999, Öktem ve ark 2000, Kaya 2002, Monterio ve ark 2004, Ünal ve ark 2004).
Larinks kanserleri; baş ve boyun bölgesinde görülen, laringeal hücrelerin anormal çoğalmasıyla karakterize bir hastalık olduğu ve larinks kanserlerinin bu bölgede bulunan yassı epitel hücrelerin farklı derecelerde histolojik olarak farklılaşması ile ortaya çıktığı bilinmektedir (Kaya 2002, Filho 2004, Jaiswal ve ark 2004). Larinks kanserlerinin %98’i yassı epitel karsinoma, %1-2’si ise yassı epitel dışı tümörleri olarak bildirilmektedir (Öktem ve ark 2000, Sasaki ve Jassin 2001, Kaya 2002, Filho 2004, Jaiswal ve ark 2004).
Larinks Kanserinin Yayılması
Larinks kanserlerinin lokalizasyonu anatomik olarak sınıflandırılmaktadır. Supraglottik kanserler
Bu bölge tümörleri başlıca üç alt bölgeye ayrılarak incelenmiştir.
1. Vestibulum kanserleri: En sık görülen larinks kanserleri olup hyoid altı epiglotun larengeal yüzü tümörlerin vestibulum kanserleri olduğu belirtilmiştir.
2. Ventriküler band kanserleri: Tek başına daha nadir olup bu kanserler bandın serbest kenarından doğmuştur.
3. Ventrikül kanserleri: Çok latent seyredip her 3 seviyenin de tutulmasıyla çok geç ortaya çıkmaktadırlar.
Supraglottik kanserlerin en sık görülen yayılma bölgesi preepiglottik alan olup ( bu alana yayılım üç şekilde olmuştur.
1. Epiglottaki deliklerden doğrudan,
2. Epiglot kıkırdağın parçalanmasıyla,
3. Tiroepiglottik ligamentin parçalanmasıyla (Ömür 1992, Licitra ve ark 2003).
Larinks Anatomi Yapisi ve Gorevleri
Larinksin Yeri, Görevleri ve Anatomik Yapısı
Larinksin, solunum ve sindirim sistemlerinin geçiş bölgesinde yer alan nöromuskuler bir yapı olduğu belirtilmiştir (Anthony ve ark 1996, Merati ve Rieder 2003). Larinksin boynun ön orta bölümünde hiyoidin altında yer alır ve dil kökünün arkasında epiglot ile başlayıp trakeanın ilk halkası ile anastomoz yapan krikoid kıkırdak ile sonlanmaktadır (Kaya 2002).
Larinksin; boyun bölgesinde solunum yolunun bir parçası olarak görev yapma ve solunum yolunu koruma, konuşma, yutkunma, öksürük ve balgamı dışarı atma, dolaşıma yardımcı olma gibi fonksiyonları yerine getirmektedir (Anthony ve ark1996, Kaya 2002).
Büyüklüğünün ve boyundaki yerinin yaşa ve cinsiyete göre değiştiği; yutkunma ve ses çıkarma işlemlerinde alçalma ve yükselme hareketlerinin olduğu gözlenmiştir (Kaya 2002).
Anatomik olarak; supraglottik, glottik ve subglottik olmak üzere üç bölgeye ayrılmaktadır (Kaya 2002, Merati ve Rieder 2003, Filho 2004).
Larinks şekil olarak; yukarıdan aşağıya piramide benzemektedir. Kıkırdak çatısını; epiglot, tiroid, krikoid, aritenoid, kornikulat ve kuneiform kıkırdaklar oluşturmaktadır. Çevresindeki yapılara ligament, membran ve adalelerle tutunmakta, ön ve yanlarda tiroid ve krikoid kıkırdaklar aracılığı ile tiroid bezinin üst kutbu ile yakın komşu olmakta, arka ve yanlarda ise karotis kılıfı ile bağlantı oluşturmaktadır. Larinkse giren damarlar, sinirler ve kıkırdaklar larinks çatısının oluşumunu sağlar. Larinks kıkırdakları hava yolunun açık kalması, sesin oluşturulması gibi görevleri yerine getirmektir (Shaha ve ark 1998, Kaya 2002).
Larinksin iç yüzeyinde sağlı sollu ve birbiri üzerine yerleşmiş iki çift plika yer alıp üstteki plikalara ventriküler bandlar (plieae ventrieularis) alttakilere ise vokal kordlar (plieae voeales) adı verilmektedir. Ayrıca plikalar larinks boşluğunu üç bölüme ayırıp üst bölüm vestibulum larengis olup ventriküler bandların üstünde kaldığı, orta bölüm ventriküler band ve vokal kordlar arasındaki ventrikül (ventrieulus laryngis) olduğu, alt bölüm ise vokal kordların altındaki subglottik bölge (Cavum infragloticum) olarak tanımlanmıştır (Kaya 2002, Merati ve Rieder 2003).
boşluklardaki lokalizasyona göre yapılmaktadır (Fleming ve ark 1998, Merati ve Rieder 2003, Kaya 2002).
Larinksin, solunum ve sindirim sistemlerinin geçiş bölgesinde yer alan nöromuskuler bir yapı olduğu belirtilmiştir (Anthony ve ark 1996, Merati ve Rieder 2003). Larinksin boynun ön orta bölümünde hiyoidin altında yer alır ve dil kökünün arkasında epiglot ile başlayıp trakeanın ilk halkası ile anastomoz yapan krikoid kıkırdak ile sonlanmaktadır (Kaya 2002).
Larinksin; boyun bölgesinde solunum yolunun bir parçası olarak görev yapma ve solunum yolunu koruma, konuşma, yutkunma, öksürük ve balgamı dışarı atma, dolaşıma yardımcı olma gibi fonksiyonları yerine getirmektedir (Anthony ve ark1996, Kaya 2002).
Büyüklüğünün ve boyundaki yerinin yaşa ve cinsiyete göre değiştiği; yutkunma ve ses çıkarma işlemlerinde alçalma ve yükselme hareketlerinin olduğu gözlenmiştir (Kaya 2002).
Anatomik olarak; supraglottik, glottik ve subglottik olmak üzere üç bölgeye ayrılmaktadır (Kaya 2002, Merati ve Rieder 2003, Filho 2004).
Larinks şekil olarak; yukarıdan aşağıya piramide benzemektedir. Kıkırdak çatısını; epiglot, tiroid, krikoid, aritenoid, kornikulat ve kuneiform kıkırdaklar oluşturmaktadır. Çevresindeki yapılara ligament, membran ve adalelerle tutunmakta, ön ve yanlarda tiroid ve krikoid kıkırdaklar aracılığı ile tiroid bezinin üst kutbu ile yakın komşu olmakta, arka ve yanlarda ise karotis kılıfı ile bağlantı oluşturmaktadır. Larinkse giren damarlar, sinirler ve kıkırdaklar larinks çatısının oluşumunu sağlar. Larinks kıkırdakları hava yolunun açık kalması, sesin oluşturulması gibi görevleri yerine getirmektir (Shaha ve ark 1998, Kaya 2002).
Larinksin iç yüzeyinde sağlı sollu ve birbiri üzerine yerleşmiş iki çift plika yer alıp üstteki plikalara ventriküler bandlar (plieae ventrieularis) alttakilere ise vokal kordlar (plieae voeales) adı verilmektedir. Ayrıca plikalar larinks boşluğunu üç bölüme ayırıp üst bölüm vestibulum larengis olup ventriküler bandların üstünde kaldığı, orta bölüm ventriküler band ve vokal kordlar arasındaki ventrikül (ventrieulus laryngis) olduğu, alt bölüm ise vokal kordların altındaki subglottik bölge (Cavum infragloticum) olarak tanımlanmıştır (Kaya 2002, Merati ve Rieder 2003).
boşluklardaki lokalizasyona göre yapılmaktadır (Fleming ve ark 1998, Merati ve Rieder 2003, Kaya 2002).