İnsülin Nedir, İnsülin Yetmezliği, İnsülin Kullanımı ve İnsülin Tedavisi
Vücudunda yeterince insülin üretilemeyen şeker hastasının kanındaki glikoz, hücrelere gerektiği gibi ve yeterli miktarda geçemez. İnsülin ayrıca glikozun karaciğerde ketonlara ve yağlara dönüştürülebilmesi için de gereklidir. Böylece, vücudun istenen ölçüde insülin üretememesi sonucu, hücrelerde enerji sıkıntısı başlar, depolanan yağlar ayrışır, kilo kaybı görülür ve "ketosis" dediğimiz, kanın kullanılamayacak durumdaki şeker, keton ve yağ asitleriyle yüklenmesi hali meydana gelir.
Bu nedenle, karbonhidratların enerji halinde kullanılmasında ve vücudun besinlerden alınan yağ asitlerinden yararlanmasında çok önemli bir rol oynayan insülin yaşamsal önem kazanır. Acil bir durumda, enerji sağlayabilmek için vücut kendi proteinlerini ayrıştırmaya başlayacağından, insülin, tüm vücut metabolizmasında özel bir önem kazanır.
İnsülin Üretimi, Sağlıklı bir insanda, pankreas tarafından üretilen insülin, yeterli ölçüdedir. Açken oldukça düşük olan kan şekeri, yemekten sonra 30-60 dakika içinde yüz mililitrede 150 miligrama yükselir. (İnsülin Hormonu) Kan şekerinin yükselmesi, pankreasa, daha çok insüline gereksinim duyulduğunu hatırlatır. Pankreastaki özel hücreler de bu uyarıya bir tepki olarak insülin salgılanmasını hızlandırır ve kan şekeri düzeyinin yeniden düşmesini sağlar. Kan şekeri miktarı dengelendiğinde, Langerhans adacıkları, faaliyetlerine son verir ve insülin üretimi durur. Eğer kan şekeri yüz mililitrede 170 miligrama kadar yükselirse, böbrekler, geri emme işlemlerini gerektiği gibi yapamazlar ve enerji verici özel maddeler sidiğe geçer. Bu geçiş nedeniyle kanda görülen şekere tıp biliminde "glikozüre" adı verilir. Glikozüre, şeker hastalığının ilk belirleyici özelliğidir. Ne var ki, bazı insanların sidiklerinde de şeker hastası olmamalarına karşın glikozüre görülebilir. Bu, o kişilerin böbreklerinin normal insanlara göre daha sağlıksız olmasından kaynaklanır. Bazen hamilelik dönemlerinde, kadınların sidiğinde de şeker bulunabilir. Bu da yine böbreklerin o dönemde gerektiği gibi çalışmamasındandır, şeker hastalığı belirtisi olarak düşünülmemelidir.
Yukarıda da anlatıldığı gibi, şeker hastalığında, insülin yetmezliği, kan şekerinin yükselmesine, hücrelerin yaşamsal gereksinimleri olan yakıttan yoksun kalmasına, vücudun yağlarını ayrıştırmasına ve şekerin sidik içinde atılmasına yol açar. Çok şaşırtıcı olmakla birlikte, bazı şeker hastalarında insülin üretimi normal kişilere oranla çok daha fazla olabilir. Ancak bu miktar yine de bu kişilerin gereksinimini karşılamaya yetmez. Örneklerle kanıtlanmıştır ki, insüline bağımlı insanların kan insülini düzeyi, normal insanların kan insülini düzeyine oranla daha yüksektir. Peki, bu bol miktardaki insüline ne olmaktadır? Bazı bilim adamlarına göre, bu kişilerin kanında, insülinin etkisini yok eden bir madde vardır. Eğer bu varsayımı kabul edersek, bu tür insanların neden daha çok insülin ürettiklerini, böylece pankreaslarını aşırı biçimde neden yorduklarını ve sonuçta şeker hastası olduklarını mantıklı bir biçimde açıklamış oluruz. Ne var ki, kanda, insülini nötrleştiren bir maddenin varlığı, bugüne kadar kanıtlanamamıştı.
Kesin olan şudur ki, şeker hastalığı belirtileri gösteren bir kişinin fazladan insüline gereksinimi vardır. Özellikle yaşlı insanlar için bir alternatif olarak ağızdan alınan özel haplar yapılmıştır. Bu haplar, hem kan şekerini düşürür, hem de yaşlanan ve yorulan pankreasın daha çok çaba göstermesini engeller. Ne yazık ki, insülin bir hap yada şurup gibi ağız yoluyla alınamaz. Biyokimyasal olarak bir protein özelliği gösterdiğinden ağız yoluyla alındığı takdirde midenin sindirici sıvıları tarafından ayrıştırılır ve etkisini yitirir. Bu nedenle, mutlaka damara enjekte edilmelidir.
İnsülin Çeşitleri, İnsülin Tipleri
İnsülinin pek çok değişik türü vardır. Etki süreleri çok değişik olan bu insülinlerin tümü, hayvansal kaynaklardan elde edilir. 65 yıl önce, ilk kez insülin üreten Banting and Best'in kullandığı yöntem bugün de geçerlidir. İnsülin halen inek ya da domuz pankreasından çıkarılmaktadır. Pek çok ülkede, kasaplar hayvanların pankreaslarına "tatlı ekmek" adını verirler. Bu yakıştırma, organın işlevi gözönüne alındığı zaman son derece anlamlıdır. Ne var ki pankreas, insülin üreten ilaç firmaları tarafından âdeta kapışıldığından, sofralarda yer almaz. İnsülinin yapay olarak elde edilmesi için çalışmalar sürmekteyse de, bu konuda henüz önemli bir adım atılamamıştır. Her şeker hastası, kişisel gereksinimine göre, bu çok önemli ilacı almak zorundadır.