Şeker Hastalığının Zararları, Kan Damarları Üzerindeki Etkileri
Vücudumuzun şeker hastalığından en çok zarar gören bölümleri, damarlar, özellikle de atardamarlardır. Şeker hastalarının en az yarısında, atardamarların duvarları kalınlaşmıştır. Bunun nedeni, bir şeker hastasının yaşamı boyunca süregiden yüksek yağ asidi düzeyleri ile alçak kan şekeri düzeyleri arasındaki değişkenliktir. Bu iki önemli düzey arasındaki değişkenliği engellemenin, dolayısıyla damar sağlığını da olabildiğince korumanın tek ve en etkin yolu da şeker kontrolünü düzenli bir biçimde sürdürmektir. İncelemeler göstermiştir ki, iyi kontrol edilen şeker hastalıkları, kötü kontrol edilenler kadar tahribat yapmamaktadır. Eğer atardamarlar kalınlaşmış ve bunun sonucu olarak da sertleşmişse, ayrıca buna bir de yaşlılık eklenmişse, dolaşım yetersizliğinden kaynaklanan sorunlar da kapıda demektir. Kalp ve damar ağrıları ile "koroner trombosis" denilen kalp krizleri, şeker hastalarında çok rastlanılan şikayetlerdir Bu tehlikeler nedeniyle, şeker hastası, sık sık tansiyonunu ölçtürmeli, vücut ağırlığını dengede tutarak aşırı kilo almanın önüne geçmelidir. Yaşlı hastalarda, kollar ve bacaklardaki kan dolaşımı azalacağından, daha çok ve daha kolay üşüdükleri gözlemlenir. Yaşlı hastaların ayak bakımları da uzman kişilerce yapılmalıdır. Zira eğer tırnakları kesilirken bir yaralanma olursa, hem mikrop kapma olasılığı çok yüksektir, hem de bu yaranın kapanması çok zordur. Aslında ayaklarda meydana gelebilecek tüm yaralar, örneğin ayakkabı vurukları, hem zor tedavi edilirler, hem de mikrop kapmaya son derece müsaittirler. Ender de olsa, iyice kötüleşen bazı ayak yaraları, kangrenle sonuçlanır ki, bu da ayağın kesilmesi demektir. Böyle bir durumu engellemenin tek çaresi ise ayak bakımında son derece dikkatli olmaktır.
Şeker hastalarının bir şansızlığı da şudur: Atar-damarlardaki tahribat ilerledikçe, bundan en çok gözün arka kısmındaki retina tabakasındaki küçük kan damarları etkilenir. Tıp dilinde "Diyabetik retinopati" dediğimiz bu olayda, iyice sertleşen kan damarları çatlar ve damarlardan retina dokusuna bazı sıvılar sızar. Retina ya da ağ tabaka, gözün ışığa duyarlı tabakası olduğundan, görme olayında büyük işlevi vardır. Ne yazık ki, diyabetik retinopati nedeniyle şeker hastalarının ağtabakaları büyük ölçüde zarar görür ve zamanla önemli boyutlara varan görüş kayıpları ortaya çıkar. Gerçi son zamanlarda, bu komplikasyonun giderilmesi için bazı gelişmeler sağlanmıştır ama, bir şeker hastası, kör olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu hiç unutmamalı, göz muayenelerini düzenli bir biçimde yaptırmalıdır. Bu hastaya, engelleyici tedavi yapılabilme olanağını sağlar. Ayrıca şeker hastalığı ne denli iyi denetlenirse, ağ tabakanın bozulma süreci de o denli yavaşlatılmış olur.