Şeker Hastalığını Önlemek İçin Ne Yapılmalı

Şeker Hastalığını Önlemek İçin Ne Yapmalı

Şeker hastalığını daha başlangıç döneminde en­gelleyebilmek için ne yapılabilir? Aslında bu soruya karşılık olarak söylenebilecek fazla bir şey yoktur. Ama şu da bir gerçektir ki, toplumdaki şişman insan­ların sayısı azaltılabilirse, yaşlı ve erişkin şeker has­talarının sayısında da önemli oranda bir azalma gö­rülecektir. İkinci Dünya Savaşı sırasında, altı yıllık bir dönem için İngiltere'de tüm besin maddeleri karne­ye bağlanmıştı. Hiç kimse dilediğince yiyip içemiyordu. Ve bu süre içinde, şeker hastalarının sayısında büyük bir azalma saptandı. Kuşkusuz, bunun nede­ni, şeker ve karbonhidrat tüketimine konan kısıtlama­dır. Şunu da akıldan çıkarmamamız gerekir: Aşırı şişmanlık —gelişmiş ülkelerde hemen herkesin yap­tığı gibi, rafine edilmiş saf şekerin fazlaca tüketilmesiyle birlikte— şeker hastalığının ana nedeni değildir.


Ancak bu iki olgu, ailesinden aldığı genlerle şeker hastası olmaya eğilimli kişilerde, hastalığın daha ko­lay ve daha çabuk ortaya çıkmasını sağlayan etken­lerdi Özellikle genç şeker hastaları, ilk günlerde, bit­mez tükenmez insülin iğneleri ve kısıtlamalar nede­niyle hayatlarının altüst olduğunu düşünebilirler ve karamsarlığa kapılabilirler. Ancak, bu kişilere, iki şe­yin çok iyi anlatılmasında yarar vardır. Birincisi, ilk anlarda "korkulu rüya" konumunda bulunan bazı şey­ler, örneğin günlük insülin dozları, zamanla tuvalete gitmek ya da uyumak gibi bir alışkanlık haline dönü­şecek ve son derece kolay yapılabilen sıradan işler olacaktır. İkincisi, şeker hastaları, yaşamaya olan bağlılıkları ve kendilerini çok iyi bir disiplin altına al­maları nedeniyle, sağlıklı insanlardan çok daha ba­şarılı olabilmektedirler. Atlantik'i kürekle aşmayı başarmış şeker hastaları vardır. Olimpiyat pistleri, şe­ker hastası olan birçok atletin, büyük başarılarına sahne olmuştur. Hepsi de dünya çapında birer poli­tikacı olan Krusçev, Titö ve Mao şeker hastalığı­nın kurbanları arasındaydı. Sanat dünyası, uzun yıllar şeker hastalığıyla birlikte yaşamayı başaran H.G. Wells gibi bir dahi yetiştirmiştir. Tüm bu kişiler, ba­şarılarını hastalıklarını çok iyi denetlemelerine ve şe­ker hastalığını yeterince tanıyarak vücut dengelerini koruyabilmelerine borçludurlar.