Çocukta kafatası travmaları - Travma
Çok küçük çocuklarda kafatası travmaları daha çok düşmeler (örneğin, masadan) dolayısıyla meydana gelir. Daha büyük çocuklarda da sebepler az değildir sert oyunlar, düşme, vb.).
Endişe verici belirtiler:
— Darbenin yeğinliği
— Geçici de olsa, bayılma (koma hali)
— Uyuklama ile birlikte inatçı başağrıları
— İhtilâç hali ve hareket bozuklukları
— Şaşılık ve bakışlarda değişme
Tedavi Yapılması gereken
Önce çocuğu sakinleştiriri Bu çok önemlidir, çünkü çok kez sadece büyük bir korku geçirmiştir. Buna anormal bir yüz sarılığı da eklenebilir.
• Yara açılmadığını kontrol edin; yara varsa, basit bir kompres pansumanı yapın
• Ne yapacağınızı öğrenmek için doktoru arayın: En ufak bir kırık belirtisi varsa, radyolojik tetkik için çocuğu derhal hastaneye götürün (her kafatası kırığı, önemli sayılmaz).
Çocuklar genellikle "gözetim" için birkaç gün hastanede tutulur. Bu süreyi çocuk için çok sıkıcı bir durum haline getirmekten kaçının Dikkat: Çocuklarınızı havaya fırlatıp tutmayı amaçlayan oyunlardan kaçının. Çünkü bu sarsıntı, çocukların gözlerinin iç kesiminde, dipte berelenmelere yol açar.
Cocuklarda Bogmaca Oksuruk
Öksürük Boğmaca
Çocuklarda Öksürük
Akciğer bronşlarının iltihaplanması, hafif bile olsa, bronşlarda salgılamaya sebep olur, bu da havanın iyi dolaşmasını engeller. Bu engelleme, bazen dışardan bile duyulan, fakat doktorun steroskopuyla mutlaka işiteceği bir hırıldamaya sebep olur Öksürük, bu salgıların normal olarak sökülüp atılma ihtiyacının sonucudur. Çocuğa da havalandırma yollarını temizleme imkânı verir. Fakat çocuk tükürmesini bilmediğinden, öksürükle gelen salgıları yutar. Bronşları temizlemeye yarayan bu yumuşak öksürüğe saygılı olmak ve öksürük kesici şuruplarla engellememek gerekir. Hele büyükler için hazırlanmış öksürük şurupları, hapları ve fitilleri, çocuklar için büyük tehlikeler yaratabilir.
Ancak bazı öksürükler endişe verici olabilir. Doktor tavsiyesi ve çok defa tedavi şarttır.
Dinmeyen öksürük
Bu normal fizyolojik olay kesilmeden sürerse, hele geceleri çocuğu uykusuz bırakırsa, sonunda yorucu olmaya başlar. Aslında bu tür öksürükler kurudur ve hasta balgam çıkartmaz. Doktorunuz, nedenini araştıracak ve genellikle tehlikeli olmayan sebebi ortaya çıkaracaktır (daha çok hafif griplerden sonra kalır). Kendi başına ciddi olmayan bu öksürük, sonunda bir "tik" olarak kalabilir.
0 Ani öksürük nöbetleri Daha birkaç dakika önce normal olan bir çocuğun anide ve boğulur gibi öksürmeye başlaması, bu yüzden sesinin değişmesi, yabancı bir cisim yutması ihtimalini akla getirebilir ve acil doktor müdahalesi gerektirir.
Yineleyen gece öksürükleri
Yılın belirli dönemlerinde ortaya çıkıyor veya aksırma ile nefes nefese kalma da buna eşlik ediyorsa, hele bunlar daha önce de alerjik belirtiler göstermiş bir çocukta görülüyorsa, küçük astım krizi belirtileri olabilir.
Boğmaca öksürüğü
Başlangıç, çok karakteristiktir: Bir dizi kesik kesik öksürükten sonra, hasta bir horoz gibi öterek nöbeti bitirir. Ayrıca kusma ve enfeksiyon belirtileri öksürüğe eşlik eder. Aşılama sayesinde, günümüzde boğmaca da artık daha hafif geçmekte ve teşhis daha kesin konabilmektedir. Sadece henüz aşılanmamış yeni doğmuş bebeklerin durumu tehlikeli olabilir.
Çocuklarda Öksürük
Akciğer bronşlarının iltihaplanması, hafif bile olsa, bronşlarda salgılamaya sebep olur, bu da havanın iyi dolaşmasını engeller. Bu engelleme, bazen dışardan bile duyulan, fakat doktorun steroskopuyla mutlaka işiteceği bir hırıldamaya sebep olur Öksürük, bu salgıların normal olarak sökülüp atılma ihtiyacının sonucudur. Çocuğa da havalandırma yollarını temizleme imkânı verir. Fakat çocuk tükürmesini bilmediğinden, öksürükle gelen salgıları yutar. Bronşları temizlemeye yarayan bu yumuşak öksürüğe saygılı olmak ve öksürük kesici şuruplarla engellememek gerekir. Hele büyükler için hazırlanmış öksürük şurupları, hapları ve fitilleri, çocuklar için büyük tehlikeler yaratabilir.
Ancak bazı öksürükler endişe verici olabilir. Doktor tavsiyesi ve çok defa tedavi şarttır.
Dinmeyen öksürük
Bu normal fizyolojik olay kesilmeden sürerse, hele geceleri çocuğu uykusuz bırakırsa, sonunda yorucu olmaya başlar. Aslında bu tür öksürükler kurudur ve hasta balgam çıkartmaz. Doktorunuz, nedenini araştıracak ve genellikle tehlikeli olmayan sebebi ortaya çıkaracaktır (daha çok hafif griplerden sonra kalır). Kendi başına ciddi olmayan bu öksürük, sonunda bir "tik" olarak kalabilir.
0 Ani öksürük nöbetleri Daha birkaç dakika önce normal olan bir çocuğun anide ve boğulur gibi öksürmeye başlaması, bu yüzden sesinin değişmesi, yabancı bir cisim yutması ihtimalini akla getirebilir ve acil doktor müdahalesi gerektirir.
Yineleyen gece öksürükleri
Yılın belirli dönemlerinde ortaya çıkıyor veya aksırma ile nefes nefese kalma da buna eşlik ediyorsa, hele bunlar daha önce de alerjik belirtiler göstermiş bir çocukta görülüyorsa, küçük astım krizi belirtileri olabilir.
Boğmaca öksürüğü
Başlangıç, çok karakteristiktir: Bir dizi kesik kesik öksürükten sonra, hasta bir horoz gibi öterek nöbeti bitirir. Ayrıca kusma ve enfeksiyon belirtileri öksürüğe eşlik eder. Aşılama sayesinde, günümüzde boğmaca da artık daha hafif geçmekte ve teşhis daha kesin konabilmektedir. Sadece henüz aşılanmamış yeni doğmuş bebeklerin durumu tehlikeli olabilir.
Çocuklarda Kulak İlhitabı
Kulak iltihapları
Çocuklarda Kulak İltihabı
Önceden de gördüğümüz gibi çocuğun burun-boğaz hastalıklarında komplikasyon olarak ortaya çıkar.
Ateş yükselmesi, ağrı ve bazen de kusmanın eşlik ettiği durum, doktor müdahalesi gerektirir. Çok küçük çocuklarda, her türlü ateş yükselmesi ve sindirim bozukluklarında, kulakta iltihap aranması gerekir.
Fakat bazı hallerde, özellikle kısa süreli ve çabuk başlayıp biten kulak iltihaplarında, hastalık ihmal ediliyor. Oysa kulaklardan gelecek her türlü akıntı, doktor tarafından muayene edilmelidir. Küçük-büyük kim olursa olsun kulak iltihabının ihmali, insanda sağırlığa kadar ciddi arızalar yaratabilir.
Çocuklarda Kulak İltihabı
Önceden de gördüğümüz gibi çocuğun burun-boğaz hastalıklarında komplikasyon olarak ortaya çıkar.
Ateş yükselmesi, ağrı ve bazen de kusmanın eşlik ettiği durum, doktor müdahalesi gerektirir. Çok küçük çocuklarda, her türlü ateş yükselmesi ve sindirim bozukluklarında, kulakta iltihap aranması gerekir.
Fakat bazı hallerde, özellikle kısa süreli ve çabuk başlayıp biten kulak iltihaplarında, hastalık ihmal ediliyor. Oysa kulaklardan gelecek her türlü akıntı, doktor tarafından muayene edilmelidir. Küçük-büyük kim olursa olsun kulak iltihabının ihmali, insanda sağırlığa kadar ciddi arızalar yaratabilir.
Cocuklarda Menenjit
Çocuklarda Menenjit
Belirtiler şunlardır:
— Ateş;
— Püskürerek kusma;
— Baş ağrıları
Annelerin korkulu rüyası olan menenjlerin bu enfeksiyonuna, çeşitli mikroplar sebep olabilir:
Koch basili (tüberküloz). Çocuklara BCG verem aşısı uygulandığından beri, bu tür menenjit hemen hemen tamamen ortadan kalkmıştır.
Çeşitli bakteriler. Eğer tedavi erken başlarsa, bugün menengokokun sebep olduğu menenjit de tedavi edilebilmektedir. Özellikle süt bebeklerine musallat olan "sindirim" mikroplarının sebep olduğu menenjitin de tedavisi kabildir. Çocukların toplu halde bulundukları yerlerde bazen salgınlar patlak verebilir. Böyle durumlarda, dezenfekte işleminden sonra verilecek ilaçlarla, salgın önlenebilmektedir.
Virüs Menenjit, pek çok virüslü hastalıkta da ortaya çıkabilir. Özellikle de kabakulakta.
Yapılması gereken
Yukarıda sıralanan belirtiler görülen çocuk, derhal doktora gösterilmelidir. O da teşhis koyabilmek için omurilikten örnek alacak, hastalığa sebep olan mikrobu arayıp saptayacak ve ona göre etkili bir erken tedaviye başlayacaktır.
Belirtiler şunlardır:
— Ateş;
— Püskürerek kusma;
— Baş ağrıları
Annelerin korkulu rüyası olan menenjlerin bu enfeksiyonuna, çeşitli mikroplar sebep olabilir:
Koch basili (tüberküloz). Çocuklara BCG verem aşısı uygulandığından beri, bu tür menenjit hemen hemen tamamen ortadan kalkmıştır.
Çeşitli bakteriler. Eğer tedavi erken başlarsa, bugün menengokokun sebep olduğu menenjit de tedavi edilebilmektedir. Özellikle süt bebeklerine musallat olan "sindirim" mikroplarının sebep olduğu menenjitin de tedavisi kabildir. Çocukların toplu halde bulundukları yerlerde bazen salgınlar patlak verebilir. Böyle durumlarda, dezenfekte işleminden sonra verilecek ilaçlarla, salgın önlenebilmektedir.
Virüs Menenjit, pek çok virüslü hastalıkta da ortaya çıkabilir. Özellikle de kabakulakta.
Yapılması gereken
Yukarıda sıralanan belirtiler görülen çocuk, derhal doktora gösterilmelidir. O da teşhis koyabilmek için omurilikten örnek alacak, hastalığa sebep olan mikrobu arayıp saptayacak ve ona göre etkili bir erken tedaviye başlayacaktır.
Cocuklarda Bebeklerde Bogaz iltihabı
Boğaz iltihabı (larenjit) Çocuklarda Boğaz İltihabı
Bebeklerde Boğaz İltihabı
Çocuğun dar boğazı, bazı mikrobik ve virüs hastalıklarından çok çabuk etkilenir. Bir zamanların korkulu rüyası kuşpalazı (difteri) hastalığı ise, zorunlu aşılama sayesinde günümüzde hemen hiç kalmamıştır.
Boğaz iltihabı, bir enfeksiyon hastalığıyla birlikte, ateş ve kuru öksürükle başlar. Öksürük anormaldir. Ses değişir: Çatlaklaşır veya iyice kısılır. Nefes alırken zorlanma ve garip bir hırıltı, durumun ciddileştiğini gösterir ki, doktor çağırmak gerekir.
Tedavi ve Yapılması gereken
Doktoru beklerken, çocuğu elden geldiğince sakinleştirin. Radyatör veya sobanın üzerine odayı havalandırmak için bir tas su koyun. Boynuna da sıcak ve nemli kompres yapın.
Doktorun vereceği güçlü ilaçlar, boğaz iltihabının ve buna sebep olan enfeksiyon hastalığının evde tedavisini sağlayacaktır.
Tedavi yetersiz kalırsa, çocuğu hastaneye kaldırmak gerekebilir. Ancak bundan çekinen çocuğa karşı anne-babanın ve doktorun çok müşfik davranıp, hastane korkusunu unutturmaları gerekir.Tıbbi yardım bu hallerde eve ulaşabileceğinden, bir felaket olmuşçasına çocuğu hastaneye koşturmaktan kaçının.
Bebeklerde Boğaz İltihabı
Çocuğun dar boğazı, bazı mikrobik ve virüs hastalıklarından çok çabuk etkilenir. Bir zamanların korkulu rüyası kuşpalazı (difteri) hastalığı ise, zorunlu aşılama sayesinde günümüzde hemen hiç kalmamıştır.
Boğaz iltihabı, bir enfeksiyon hastalığıyla birlikte, ateş ve kuru öksürükle başlar. Öksürük anormaldir. Ses değişir: Çatlaklaşır veya iyice kısılır. Nefes alırken zorlanma ve garip bir hırıltı, durumun ciddileştiğini gösterir ki, doktor çağırmak gerekir.
Tedavi ve Yapılması gereken
Doktoru beklerken, çocuğu elden geldiğince sakinleştirin. Radyatör veya sobanın üzerine odayı havalandırmak için bir tas su koyun. Boynuna da sıcak ve nemli kompres yapın.
Doktorun vereceği güçlü ilaçlar, boğaz iltihabının ve buna sebep olan enfeksiyon hastalığının evde tedavisini sağlayacaktır.
Tedavi yetersiz kalırsa, çocuğu hastaneye kaldırmak gerekebilir. Ancak bundan çekinen çocuğa karşı anne-babanın ve doktorun çok müşfik davranıp, hastane korkusunu unutturmaları gerekir.Tıbbi yardım bu hallerde eve ulaşabileceğinden, bir felaket olmuşçasına çocuğu hastaneye koşturmaktan kaçının.
Cocuklarda Bebeklerde Ates Yukselmesi
Ateş yükselmesi Çocuklarda Ateş Bebeklerde Ateş
Çocuk hastalıklarının büyük çoğunluğu, ateşli geçer. Ateşe ek olarak diğer belirtiler, doktora teşhisinde yardım eder. Bazı hallerde, bu belirtiler çok nettir: Ama bazı hallerde de ortaya çıkmalarını beklemek veya ateşin nedenini bulmak için bazı araştırmalar uygulamak gerekir.
Dinlenme halinde bir insanda (20 dakikadır) normal makat ısısı 37 °C'dir. Kişilere göre bu yarım derece aşağı veya yukarı oynayabilir.
Isı 37.5 °C ile 38 °C arasında ise, hafif ateş söz konusudur. Isı 38 °C'yi aştıktan sonra, artık ciddi ateş var demektir ve doktor çağırılmalıdır.
Yeni doğmuş bir bebek ve bir çocuk, asla yüksek ateşle bırakılmamalıdır. Çünkü yüksek ateşin sebebi ne olursa olsun (çok kez, basittir), beyin için tehlikeli durumlar yaratabilir (Bak S. 43): Bazen hastayı hastaneye bile kaldırmak gerekebilir. Bu nedenle yeni doğmuş bebeklerin ateşlerinin 39 °C'yi geçmesine pek göz yumulmamalıdır.
Tedavi ve Yapılması gereken
• Doktorunuzun tavsiye edeceği dozda, çocuğa bir sedatifle birlikte ağrı kesici verin.
• Üstünü örtmeyin. Ateşi düşürmek için çocuğa, ateşinden 2 ile 3°C'den daha düşük, ılık bir banyo yapın. Nemli çamaşırlarla sarın.
• Bütün zayıf bünyeli çocuklar, üstü açık bırakılmalıdır. Battaniye koymayın. Aksine, bir çarşaf üzerine çıplak olarak yatırın.
• Doktor, sizden hasta çocuğun sabah ve akşam ateşini alıp, not etmenizi isteyecektir. Fakat çıktığını tahmin ettiğiniz anlarda siz bir kere daha ateş ölçün. Bu ateşleri dikkatle not edin ve yükselme sırasındaki belirtileri de yazın.
Dereceli bir doktor termometresi kullanın. Ateş, makattan, koltuk altından veya ağızdan alınabilir. Çocuklarda genellikle makat tercih edilir. Çünkü çocuk, termometreyi ağzında veya koltuğunun altında kırabilir.
Termometre kullanılmadan önce bir antiseptikle silinmeli, sonra hafif vazelinlenmelidir ki, çocuk yaralanmasın.
Ateş ölçmeden önce çocuğu 10 dakika kadar dinlendirin. Sonra yan veya karın üstü yatırıp, dizlerini hafif bükün. Termometre makatta bir dakikadan az bir süre daha çok bırakılmalı, sonra da ateş dikkatle not edilip, doktorun tavsiyesi beklenmelidir.
Çocuk hastalıklarının büyük çoğunluğu, ateşli geçer. Ateşe ek olarak diğer belirtiler, doktora teşhisinde yardım eder. Bazı hallerde, bu belirtiler çok nettir: Ama bazı hallerde de ortaya çıkmalarını beklemek veya ateşin nedenini bulmak için bazı araştırmalar uygulamak gerekir.
Dinlenme halinde bir insanda (20 dakikadır) normal makat ısısı 37 °C'dir. Kişilere göre bu yarım derece aşağı veya yukarı oynayabilir.
Isı 37.5 °C ile 38 °C arasında ise, hafif ateş söz konusudur. Isı 38 °C'yi aştıktan sonra, artık ciddi ateş var demektir ve doktor çağırılmalıdır.
Yeni doğmuş bir bebek ve bir çocuk, asla yüksek ateşle bırakılmamalıdır. Çünkü yüksek ateşin sebebi ne olursa olsun (çok kez, basittir), beyin için tehlikeli durumlar yaratabilir (Bak S. 43): Bazen hastayı hastaneye bile kaldırmak gerekebilir. Bu nedenle yeni doğmuş bebeklerin ateşlerinin 39 °C'yi geçmesine pek göz yumulmamalıdır.
Tedavi ve Yapılması gereken
• Doktorunuzun tavsiye edeceği dozda, çocuğa bir sedatifle birlikte ağrı kesici verin.
• Üstünü örtmeyin. Ateşi düşürmek için çocuğa, ateşinden 2 ile 3°C'den daha düşük, ılık bir banyo yapın. Nemli çamaşırlarla sarın.
• Bütün zayıf bünyeli çocuklar, üstü açık bırakılmalıdır. Battaniye koymayın. Aksine, bir çarşaf üzerine çıplak olarak yatırın.
• Doktor, sizden hasta çocuğun sabah ve akşam ateşini alıp, not etmenizi isteyecektir. Fakat çıktığını tahmin ettiğiniz anlarda siz bir kere daha ateş ölçün. Bu ateşleri dikkatle not edin ve yükselme sırasındaki belirtileri de yazın.
Dereceli bir doktor termometresi kullanın. Ateş, makattan, koltuk altından veya ağızdan alınabilir. Çocuklarda genellikle makat tercih edilir. Çünkü çocuk, termometreyi ağzında veya koltuğunun altında kırabilir.
Termometre kullanılmadan önce bir antiseptikle silinmeli, sonra hafif vazelinlenmelidir ki, çocuk yaralanmasın.
Ateş ölçmeden önce çocuğu 10 dakika kadar dinlendirin. Sonra yan veya karın üstü yatırıp, dizlerini hafif bükün. Termometre makatta bir dakikadan az bir süre daha çok bırakılmalı, sonra da ateş dikkatle not edilip, doktorun tavsiyesi beklenmelidir.
Cocuklarda Bebeklerde Ates
Ateş yükselmesi Çocuklarda Ateş Bebeklerde Ateş
Çocuk hastalıklarının büyük çoğunluğu, ateşli geçer. Ateşe ek olarak diğer belirtiler, doktora teşhisinde yardım eder. Bazı hallerde, bu belirtiler çok nettir: Ama bazı hallerde de ortaya çıkmalarını beklemek veya ateşin nedenini bulmak için bazı araştırmalar uygulamak gerekir.
Dinlenme halinde bir insanda (20 dakikadır) normal makat ısısı 37 °C'dir. Kişilere göre bu yarım derece aşağı veya yukarı oynayabilir.
Isı 37.5 °C ile 38 °C arasında ise, hafif ateş söz konusudur. Isı 38 °C'yi aştıktan sonra, artık ciddi ateş var demektir ve doktor çağırılmalıdır.
Yeni doğmuş bir bebek ve bir çocuk, asla yüksek ateşle bırakılmamalıdır. Çünkü yüksek ateşin sebebi ne olursa olsun (çok kez, basittir), beyin için tehlikeli durumlar yaratabilir (Bak S. 43): Bazen hastayı hastaneye bile kaldırmak gerekebilir. Bu nedenle yeni doğmuş bebeklerin ateşlerinin 39 °C'yi geçmesine pek göz yumulmamalıdır.
Tedavi ve Yapılması gereken
• Doktorunuzun tavsiye edeceği dozda, çocuğa bir sedatifle birlikte ağrı kesici verin.
• Üstünü örtmeyin. Ateşi düşürmek için çocuğa, ateşinden 2 ile 3°C'den daha düşük, ılık bir banyo yapın. Nemli çamaşırlarla sarın.
• Bütün zayıf bünyeli çocuklar, üstü açık bırakılmalıdır. Battaniye koymayın. Aksine, bir çarşaf üzerine çıplak olarak yatırın.
• Doktor, sizden hasta çocuğun sabah ve akşam ateşini alıp, not etmenizi isteyecektir. Fakat çıktığını tahmin ettiğiniz anlarda siz bir kere daha ateş ölçün. Bu ateşleri dikkatle not edin ve yükselme sırasındaki belirtileri de yazın.
Dereceli bir doktor termometresi kullanın. Ateş, makattan, koltuk altından veya ağızdan alınabilir. Çocuklarda genellikle makat tercih edilir. Çünkü çocuk, termometreyi ağzında veya koltuğunun altında kırabilir.
Termometre kullanılmadan önce bir antiseptikle silinmeli, sonra hafif vazelinlenmelidir ki, çocuk yaralanmasın.
Ateş ölçmeden önce çocuğu 10 dakika kadar dinlendirin. Sonra yan veya karın üstü yatırıp, dizlerini hafif bükün. Termometre makatta bir dakikadan az bir süre daha çok bırakılmalı, sonra da ateş dikkatle not edilip, doktorun tavsiyesi beklenmelidir.
Çocuk hastalıklarının büyük çoğunluğu, ateşli geçer. Ateşe ek olarak diğer belirtiler, doktora teşhisinde yardım eder. Bazı hallerde, bu belirtiler çok nettir: Ama bazı hallerde de ortaya çıkmalarını beklemek veya ateşin nedenini bulmak için bazı araştırmalar uygulamak gerekir.
Dinlenme halinde bir insanda (20 dakikadır) normal makat ısısı 37 °C'dir. Kişilere göre bu yarım derece aşağı veya yukarı oynayabilir.
Isı 37.5 °C ile 38 °C arasında ise, hafif ateş söz konusudur. Isı 38 °C'yi aştıktan sonra, artık ciddi ateş var demektir ve doktor çağırılmalıdır.
Yeni doğmuş bir bebek ve bir çocuk, asla yüksek ateşle bırakılmamalıdır. Çünkü yüksek ateşin sebebi ne olursa olsun (çok kez, basittir), beyin için tehlikeli durumlar yaratabilir (Bak S. 43): Bazen hastayı hastaneye bile kaldırmak gerekebilir. Bu nedenle yeni doğmuş bebeklerin ateşlerinin 39 °C'yi geçmesine pek göz yumulmamalıdır.
Tedavi ve Yapılması gereken
• Doktorunuzun tavsiye edeceği dozda, çocuğa bir sedatifle birlikte ağrı kesici verin.
• Üstünü örtmeyin. Ateşi düşürmek için çocuğa, ateşinden 2 ile 3°C'den daha düşük, ılık bir banyo yapın. Nemli çamaşırlarla sarın.
• Bütün zayıf bünyeli çocuklar, üstü açık bırakılmalıdır. Battaniye koymayın. Aksine, bir çarşaf üzerine çıplak olarak yatırın.
• Doktor, sizden hasta çocuğun sabah ve akşam ateşini alıp, not etmenizi isteyecektir. Fakat çıktığını tahmin ettiğiniz anlarda siz bir kere daha ateş ölçün. Bu ateşleri dikkatle not edin ve yükselme sırasındaki belirtileri de yazın.
Dereceli bir doktor termometresi kullanın. Ateş, makattan, koltuk altından veya ağızdan alınabilir. Çocuklarda genellikle makat tercih edilir. Çünkü çocuk, termometreyi ağzında veya koltuğunun altında kırabilir.
Termometre kullanılmadan önce bir antiseptikle silinmeli, sonra hafif vazelinlenmelidir ki, çocuk yaralanmasın.
Ateş ölçmeden önce çocuğu 10 dakika kadar dinlendirin. Sonra yan veya karın üstü yatırıp, dizlerini hafif bükün. Termometre makatta bir dakikadan az bir süre daha çok bırakılmalı, sonra da ateş dikkatle not edilip, doktorun tavsiyesi beklenmelidir.
Cocuklarda Bebeklerde İshal Tedavi
İshal tedavisi
• Basit ishaller için, pirinç lapası.
Bebeklerde ve Çocuklarda İshal Tedavisi
ishalin tıbbi tedavisinde (en çok sülfamit) ile birlikte, özel bir beslenme rejimi uygulanmalıdır. Bu rejimde ishali durdurma özelliği olan besinler yer alır (havuç).
Havuç çorbası
Taze havuç kullanın. Yuvarlak keseceğiniz yarım kilo havucu, bir litre su içinde, bir buçuk saat kaynatın. Kevgirden geçirerek, yumuşak bir püre elde edin.
Daha sonra başlangıçtaki hacmi elde etmek için su katın, Elbette çocukta zayıflık yaratmadan bu rejimi uzun süre devam ettiremezsiniz. Ama doktor gelip yeni tavsiyelerde bulunana dek işinize yarayabilir.
Diğer ishal önleyiciler
• Keçiboynuzu;
• Basit ishaller için, pirinç lapası.
Bebeklerde Susuz Kalma Hastalık
Bebeklerde susuz kalma hali Bebek Hastalıkları
Küçük süt bebeklerinin vücutlarındaki su rezervi, çok önemlidir. Her türlü çok su kaybı, anında tehlikeli olabilir. Bebek, ağırlığının yüzde 10'unu kaybederse, ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Bu durumda acele doktoru çağırmak gerekir. Bu nedenle bebeğin ağırlık eğrisini bilmek ve doktora açıklamak, büyük önem taşır.
Bebeklerdeki bu tür su kayıplarına en çok sürekli kusmalarla bu dönem hastalıklarının çoğunda ortaya çıkan ishaller sebeptir (kulak iltihabı, bağırsak enfeksiyonları, bulaşıcı hastalıklar, beslenme bozuklukları, vb.).
Susuz kalma, şunlardan kaynaklanabilir:
— Sıcak çarpması: Çok sıcak bir yerde bebeğin çok giydirilip örtülmesi;
— Herhangi bir hastalıkta ateşin çok yükselmesi;
— Kusma veya ishal yüzünden çok su kaybı.
Çok su kaybeden bebek, teninin kül rengi, adeta pörsümesi, derisinin incelmiş gibi olması, gözlerinin çukurlaşması, çevresinde mor halkalar oluşması ve hafif inildemesiyle kolay anlaşılır.
Acil yardım gerektiğini belli eden belirtiler şunlardır:
— Yüzde 10'u aşan kilo kaybı;
— El ve ayak parmaklarının soğuması;
— Reaksiyon yokluğu, koma
— İhtilaçlar
— 40 °C'yi aşan yüksek ateş.
Tedavi ve Yapılması Gerekenler
Acil olarak doktoru çağırın; durumun vahametine göre kendisi susuz kalmaya karşı ya ağızdan suyla besleme yoluna gidecek (kusma yoksa) veya hastaneye kaldırılmasını, reanimasyon bölümünde su verilmesini isteyecektir.
Küçük süt bebeklerinin vücutlarındaki su rezervi, çok önemlidir. Her türlü çok su kaybı, anında tehlikeli olabilir. Bebek, ağırlığının yüzde 10'unu kaybederse, ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalır. Bu durumda acele doktoru çağırmak gerekir. Bu nedenle bebeğin ağırlık eğrisini bilmek ve doktora açıklamak, büyük önem taşır.
Bebeklerdeki bu tür su kayıplarına en çok sürekli kusmalarla bu dönem hastalıklarının çoğunda ortaya çıkan ishaller sebeptir (kulak iltihabı, bağırsak enfeksiyonları, bulaşıcı hastalıklar, beslenme bozuklukları, vb.).
Susuz kalma, şunlardan kaynaklanabilir:
— Sıcak çarpması: Çok sıcak bir yerde bebeğin çok giydirilip örtülmesi;
— Herhangi bir hastalıkta ateşin çok yükselmesi;
— Kusma veya ishal yüzünden çok su kaybı.
Çok su kaybeden bebek, teninin kül rengi, adeta pörsümesi, derisinin incelmiş gibi olması, gözlerinin çukurlaşması, çevresinde mor halkalar oluşması ve hafif inildemesiyle kolay anlaşılır.
Acil yardım gerektiğini belli eden belirtiler şunlardır:
— Yüzde 10'u aşan kilo kaybı;
— El ve ayak parmaklarının soğuması;
— Reaksiyon yokluğu, koma
— İhtilaçlar
— 40 °C'yi aşan yüksek ateş.
Tedavi ve Yapılması Gerekenler
Acil olarak doktoru çağırın; durumun vahametine göre kendisi susuz kalmaya karşı ya ağızdan suyla besleme yoluna gidecek (kusma yoksa) veya hastaneye kaldırılmasını, reanimasyon bölümünde su verilmesini isteyecektir.
Cocuklarda Aglama Sinir Hastaliklari
Çocuk ve Bebeklerde Ağlama, haykırmalar
Çocuklarda şiddetli ağrı, müthiş ağlama ve feryat krizleriyle kendisini belli eder. Bu ağlamanın, anne-babasının ilgisini çekmek isteyen çocuğun şımarıklık ağlamalarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çevrenin paniğe kapılması ve korkusunu, sıkıntısını ifade etmesiyle, nöbet daha da şiddetlenir. Çocuğun ağlamalarına yüzünün sapsarı solması da eşlik ederse, bunu bir tehlike işareti olarak kabul etmek gerekir.
Dikkat! Çocukların çoğu, çevresindekilerin davranışları kendilerini buna iterse, ağlamalarının şiddetini daha da artırır. Dolayısıyla acısının gerçek önemini ortaya çıkarmak gerekir.
Anne-babanın güven verici davranışlarına rağmen çocuk bağırmaya ve inlemeye devam ederse, neresinin ağrıdığı araştırılmalıdır: "Göster yavrum, neren uf olmuş!" uyarısına, çocuk birçok yerini göstererek yanıt verirse, aslında sizinle biraz eğleniyor demektir: Bütün bu noktaların birden ağrıması imkânsızdır. Kendisini bunun için azarlamayın, çünkü gelecek sefer "dikkatinizi çekmek" için başka şey icat edecektir.
Daha küçük bebeklerde ağlamalar ciddiye alınmalıdır: Bir süre durduktan sonra feryat-figanın düzenli denecek aralıklarla yeniden başlaması, sinsi bir ağrının belirtisidir.
Tedavi ve Yapılması gereken
Önce sebebin somut bir şey olup olmadığını araştırın (bezindeki iğnenin batması gibi)...
Kulaklarının arkasına hafifçe dokunarak, ağrının şiddetlenip şiddetlenmediğini kontrol edin (kulak iltihabı).
Başka belirtiler araştırın:
— Biberonu reddetmek;
— Ateş yükselmesi...
Ağlama ve feryat devam ediyorsa, çocuğu doktora götürün.
Çocuklarda Sinirlilik ve Sinir krizleri
Çocuklarına aşırı düşkün bazı ailelerin çocukları, karakterlerine göre şiddeti değişen etkileyici gösteriler eşliğinde, "öfke nöbetleri" geçirebilirler: Öksürük krizi, nefes kesilmeleri, çırpınmalar, kısa süreli bayılmalar, "hıçkırık spazmları" gibi. Anne-babanın tarafsız bir şefkat ifadesi, çok kez bu isyanları geçirmeye yeter.Buna karşılık telaşa kapılmak, üzüldüğünü belli etmek, çocuğun gösterisini şiddetlendirebilir.
Çocuklarda şiddetli ağrı, müthiş ağlama ve feryat krizleriyle kendisini belli eder. Bu ağlamanın, anne-babasının ilgisini çekmek isteyen çocuğun şımarıklık ağlamalarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çevrenin paniğe kapılması ve korkusunu, sıkıntısını ifade etmesiyle, nöbet daha da şiddetlenir. Çocuğun ağlamalarına yüzünün sapsarı solması da eşlik ederse, bunu bir tehlike işareti olarak kabul etmek gerekir.
Dikkat! Çocukların çoğu, çevresindekilerin davranışları kendilerini buna iterse, ağlamalarının şiddetini daha da artırır. Dolayısıyla acısının gerçek önemini ortaya çıkarmak gerekir.
Anne-babanın güven verici davranışlarına rağmen çocuk bağırmaya ve inlemeye devam ederse, neresinin ağrıdığı araştırılmalıdır: "Göster yavrum, neren uf olmuş!" uyarısına, çocuk birçok yerini göstererek yanıt verirse, aslında sizinle biraz eğleniyor demektir: Bütün bu noktaların birden ağrıması imkânsızdır. Kendisini bunun için azarlamayın, çünkü gelecek sefer "dikkatinizi çekmek" için başka şey icat edecektir.
Daha küçük bebeklerde ağlamalar ciddiye alınmalıdır: Bir süre durduktan sonra feryat-figanın düzenli denecek aralıklarla yeniden başlaması, sinsi bir ağrının belirtisidir.
Tedavi ve Yapılması gereken
Önce sebebin somut bir şey olup olmadığını araştırın (bezindeki iğnenin batması gibi)...
Kulaklarının arkasına hafifçe dokunarak, ağrının şiddetlenip şiddetlenmediğini kontrol edin (kulak iltihabı).
Başka belirtiler araştırın:
— Biberonu reddetmek;
— Ateş yükselmesi...
Ağlama ve feryat devam ediyorsa, çocuğu doktora götürün.
Çocuklarda Sinirlilik ve Sinir krizleri
Çocuklarına aşırı düşkün bazı ailelerin çocukları, karakterlerine göre şiddeti değişen etkileyici gösteriler eşliğinde, "öfke nöbetleri" geçirebilirler: Öksürük krizi, nefes kesilmeleri, çırpınmalar, kısa süreli bayılmalar, "hıçkırık spazmları" gibi. Anne-babanın tarafsız bir şefkat ifadesi, çok kez bu isyanları geçirmeye yeter.Buna karşılık telaşa kapılmak, üzüldüğünü belli etmek, çocuğun gösterisini şiddetlendirebilir.
Çocuklarda Aglama Sinir Hastalıkları
Çocuk ve Bebeklerde Ağlama, haykırmalar
Çocuklarda şiddetli ağrı, müthiş ağlama ve feryat krizleriyle kendisini belli eder. Bu ağlamanın, anne-babasının ilgisini çekmek isteyen çocuğun şımarıklık ağlamalarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çevrenin paniğe kapılması ve korkusunu, sıkıntısını ifade etmesiyle, nöbet daha da şiddetlenir. Çocuğun ağlamalarına yüzünün sapsarı solması da eşlik ederse, bunu bir tehlike işareti olarak kabul etmek gerekir.
Dikkat! Çocukların çoğu, çevresindekilerin davranışları kendilerini buna iterse, ağlamalarının şiddetini daha da artırır. Dolayısıyla acısının gerçek önemini ortaya çıkarmak gerekir.
Anne-babanın güven verici davranışlarına rağmen çocuk bağırmaya ve inlemeye devam ederse, neresinin ağrıdığı araştırılmalıdır: "Göster yavrum, neren uf olmuş!" uyarısına, çocuk birçok yerini göstererek yanıt verirse, aslında sizinle biraz eğleniyor demektir: Bütün bu noktaların birden ağrıması imkânsızdır. Kendisini bunun için azarlamayın, çünkü gelecek sefer "dikkatinizi çekmek" için başka şey icat edecektir.
Daha küçük bebeklerde ağlamalar ciddiye alınmalıdır: Bir süre durduktan sonra feryat-figanın düzenli denecek aralıklarla yeniden başlaması, sinsi bir ağrının belirtisidir.
Tedavi ve Yapılması gereken
Önce sebebin somut bir şey olup olmadığını araştırın (bezindeki iğnenin batması gibi)...
Kulaklarının arkasına hafifçe dokunarak, ağrının şiddetlenip şiddetlenmediğini kontrol edin (kulak iltihabı).
Başka belirtiler araştırın:
— Biberonu reddetmek;
— Ateş yükselmesi...
Ağlama ve feryat devam ediyorsa, çocuğu doktora götürün.
Çocuklarda Sinirlilik ve Sinir krizleri
Çocuklarına aşırı düşkün bazı ailelerin çocukları, karakterlerine göre şiddeti değişen etkileyici gösteriler eşliğinde, "öfke nöbetleri" geçirebilirler: Öksürük krizi, nefes kesilmeleri, çırpınmalar, kısa süreli bayılmalar, "hıçkırık spazmları" gibi. Anne-babanın tarafsız bir şefkat ifadesi, çok kez bu isyanları geçirmeye yeter.Buna karşılık telaşa kapılmak, üzüldüğünü belli etmek, çocuğun gösterisini şiddetlendirebilir.
Çocuklarda şiddetli ağrı, müthiş ağlama ve feryat krizleriyle kendisini belli eder. Bu ağlamanın, anne-babasının ilgisini çekmek isteyen çocuğun şımarıklık ağlamalarıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çevrenin paniğe kapılması ve korkusunu, sıkıntısını ifade etmesiyle, nöbet daha da şiddetlenir. Çocuğun ağlamalarına yüzünün sapsarı solması da eşlik ederse, bunu bir tehlike işareti olarak kabul etmek gerekir.
Dikkat! Çocukların çoğu, çevresindekilerin davranışları kendilerini buna iterse, ağlamalarının şiddetini daha da artırır. Dolayısıyla acısının gerçek önemini ortaya çıkarmak gerekir.
Anne-babanın güven verici davranışlarına rağmen çocuk bağırmaya ve inlemeye devam ederse, neresinin ağrıdığı araştırılmalıdır: "Göster yavrum, neren uf olmuş!" uyarısına, çocuk birçok yerini göstererek yanıt verirse, aslında sizinle biraz eğleniyor demektir: Bütün bu noktaların birden ağrıması imkânsızdır. Kendisini bunun için azarlamayın, çünkü gelecek sefer "dikkatinizi çekmek" için başka şey icat edecektir.
Daha küçük bebeklerde ağlamalar ciddiye alınmalıdır: Bir süre durduktan sonra feryat-figanın düzenli denecek aralıklarla yeniden başlaması, sinsi bir ağrının belirtisidir.
Tedavi ve Yapılması gereken
Önce sebebin somut bir şey olup olmadığını araştırın (bezindeki iğnenin batması gibi)...
Kulaklarının arkasına hafifçe dokunarak, ağrının şiddetlenip şiddetlenmediğini kontrol edin (kulak iltihabı).
Başka belirtiler araştırın:
— Biberonu reddetmek;
— Ateş yükselmesi...
Ağlama ve feryat devam ediyorsa, çocuğu doktora götürün.
Çocuklarda Sinirlilik ve Sinir krizleri
Çocuklarına aşırı düşkün bazı ailelerin çocukları, karakterlerine göre şiddeti değişen etkileyici gösteriler eşliğinde, "öfke nöbetleri" geçirebilirler: Öksürük krizi, nefes kesilmeleri, çırpınmalar, kısa süreli bayılmalar, "hıçkırık spazmları" gibi. Anne-babanın tarafsız bir şefkat ifadesi, çok kez bu isyanları geçirmeye yeter.Buna karşılık telaşa kapılmak, üzüldüğünü belli etmek, çocuğun gösterisini şiddetlendirebilir.
Çocuk Hastalıkları Çocuk Saglıgı
Çocuk hastalıkları ve Çocuk Sağlığı Korunma Tedavi Yolları
Küçük çocuklarda acil tıbbi olaylar, sebepleri, belirtileri tehlikelerime önemli özellikler taşırlar. Fakat bu yaştaki en tehlikeli kaza, aşılanmadan, temizlik ve koruyucu hekimliğe kadar, çocuklarla ilgilenmemekten kaynaklanan kazalardır. Bu yüzden de pek çok çocuk ölümü kaydedilmektedir.
Çocuklarda Yabancı Cisim ve Sıvı Yutma
Çocuğunuz bir şey yutarsa, her şeyden önce paniğe kapılmayın. Sakin olun, onu korkutmayın, sinirlenmeden ve kızdırmadan, tatlı sorularla yuttuğu şeyi öğrenmeye çalışın.
Katı yabancı cisimler
Çocuk hiçbir acı çekmiyor ve bir sıkıntı belirtisi göstermiyorsa: Onu teskin edin, kendiniz de bir oh deyin. Ancak yine de doktorunuza danışıp, radyolojik bir tetkikin gerekli olup olmadığını sorun.
Çocuk solumakta güçlük çekiyorsa, öksürüyorsa: Dikkat! Yabancı cisim, nefes borusuna kaçmış olabilir. Solunum yollarının tıkanması tehlikesi söz konusudur. Böyle bir durumda, solunum rahatsızlıklarında uygulanması gereken acil yardım hareketlerine girişin ve hiç gecikmeden doktora haber verin.
Çocuk yutkunmakta güçlük çekiyor ve göğüs kafesiyle yemek borusunda ağrı hissediyorsa: Kendisini sakin bir şekilde hastaneye götürün ve radyolojik tetkik yaptırın.
Çocuk bir ilaç veya toksik bir katı cisim yutmuşsa: Zehirlenmelerdeki gibi girişimlerde bulunun
Sıvılar
Yakıcı sıvılar: Bunun hemen farkına varabilirsiniz; çünkü çocuk ağzında ve boğazında acı hissedecektir. Ağzını derhal bol suyla çalkalayıp yıkayın, fakat suyu yutmamasına dik-kat edin. Derhal doktor çağırın.
Zehirli sıvılar: Mümkünse, içtiği maddenin adını ve terkibini öğrenin. Genellikle sıvının kabı, çocuğun yanında bir yerde olabilir. Hemen ardından doktorunuzu arayarak, ne önereceğini sorun. Belki de sizden çocuğu kusturmanız istenecektir.
İhtilaç krizleri
Çocuklarda görülebilecek ihtilaç nöbetleri, mutlaka doktora danışmayı gerektirir.
Küçük çocuklarda pek çok nedenleri olabilir. Bunların ciddi olanları azdır. Örneğin yüksek ateş, nöbete sebep olabilir Bu durumda ateşi bütün imkânlar seferber edilerek düşürmek gerekir (İlerdeki konularda). Sara da söz konusu olabilir
Bu hastalık doğru tedavi edilirse, tamamen iyileşebililr. Genellikle saralı bir çocuğun çevresi, kendisine nasıl davranılması gerektiğini bilir. Daha büyük çocuklarda, belirti bir tehlike işaretidir ve mutlaka doktora gösterilmelidir. Bu arada bazı ilkyardım girişimleri uygulanabilir
Küçük çocuklarda acil tıbbi olaylar, sebepleri, belirtileri tehlikelerime önemli özellikler taşırlar. Fakat bu yaştaki en tehlikeli kaza, aşılanmadan, temizlik ve koruyucu hekimliğe kadar, çocuklarla ilgilenmemekten kaynaklanan kazalardır. Bu yüzden de pek çok çocuk ölümü kaydedilmektedir.
Çocuklarda Yabancı Cisim ve Sıvı Yutma
Çocuğunuz bir şey yutarsa, her şeyden önce paniğe kapılmayın. Sakin olun, onu korkutmayın, sinirlenmeden ve kızdırmadan, tatlı sorularla yuttuğu şeyi öğrenmeye çalışın.
Katı yabancı cisimler
Çocuk hiçbir acı çekmiyor ve bir sıkıntı belirtisi göstermiyorsa: Onu teskin edin, kendiniz de bir oh deyin. Ancak yine de doktorunuza danışıp, radyolojik bir tetkikin gerekli olup olmadığını sorun.
Çocuk solumakta güçlük çekiyorsa, öksürüyorsa: Dikkat! Yabancı cisim, nefes borusuna kaçmış olabilir. Solunum yollarının tıkanması tehlikesi söz konusudur. Böyle bir durumda, solunum rahatsızlıklarında uygulanması gereken acil yardım hareketlerine girişin ve hiç gecikmeden doktora haber verin.
Çocuk yutkunmakta güçlük çekiyor ve göğüs kafesiyle yemek borusunda ağrı hissediyorsa: Kendisini sakin bir şekilde hastaneye götürün ve radyolojik tetkik yaptırın.
Çocuk bir ilaç veya toksik bir katı cisim yutmuşsa: Zehirlenmelerdeki gibi girişimlerde bulunun
Sıvılar
Yakıcı sıvılar: Bunun hemen farkına varabilirsiniz; çünkü çocuk ağzında ve boğazında acı hissedecektir. Ağzını derhal bol suyla çalkalayıp yıkayın, fakat suyu yutmamasına dik-kat edin. Derhal doktor çağırın.
Zehirli sıvılar: Mümkünse, içtiği maddenin adını ve terkibini öğrenin. Genellikle sıvının kabı, çocuğun yanında bir yerde olabilir. Hemen ardından doktorunuzu arayarak, ne önereceğini sorun. Belki de sizden çocuğu kusturmanız istenecektir.
İhtilaç krizleri
Çocuklarda görülebilecek ihtilaç nöbetleri, mutlaka doktora danışmayı gerektirir.
Küçük çocuklarda pek çok nedenleri olabilir. Bunların ciddi olanları azdır. Örneğin yüksek ateş, nöbete sebep olabilir Bu durumda ateşi bütün imkânlar seferber edilerek düşürmek gerekir (İlerdeki konularda). Sara da söz konusu olabilir
Bu hastalık doğru tedavi edilirse, tamamen iyileşebililr. Genellikle saralı bir çocuğun çevresi, kendisine nasıl davranılması gerektiğini bilir. Daha büyük çocuklarda, belirti bir tehlike işaretidir ve mutlaka doktora gösterilmelidir. Bu arada bazı ilkyardım girişimleri uygulanabilir
Tetanoz Nedir Tetanoz Asisi
Tetanoz, Tetanoz Belirtileri, Tetanoz Aşısı
Reanimasyondaki ilerlemelere rağmen, hâlâ öldürücü niteliğini koruyan bu hastalık, aşıyla önlenebilir. Ayrıca okula giden çocuklara yapılması zorunludur. Hemen her yerde bulunan tetanoz mikrobu, her türlü yaradan vücuda girebilir. Bir gül dikeninin çizgisi bile yeterlidir. Daha çok toprak bulaşmış olan yaralar, tetanoz yuvasıdır.
Bu yüzden en küçük bir yarada bile tetanozu akla getirmek ve yaralıya önceden tetanoz aşısı olup olmadığı, rapel aşılarını yaptırıp yaptırmadığı sorulmalıdır.
Yaralı gerektiği gibi aşılanmamışsa, komple aşı uygulanmalıdır. 15 gün arayla 3 iğne, bir yıl sonra da rapel aşısı (bu rapel, çok önemlidir). Yaralanmadan hemen sonra uygulanan tetanoz serumu, önceden aşılanmış birini geçici olarak koruyabilir; hiç aşılanmamış birini koruma şansı ise azdır.
Aşılanma kurallarına uyun: Ne yazık ki aksi olduğunda, bugün çocuk felcinden daha çok, tetanozdan ölüm olaylarına rastlanmaktadır.
Reanimasyondaki ilerlemelere rağmen, hâlâ öldürücü niteliğini koruyan bu hastalık, aşıyla önlenebilir. Ayrıca okula giden çocuklara yapılması zorunludur. Hemen her yerde bulunan tetanoz mikrobu, her türlü yaradan vücuda girebilir. Bir gül dikeninin çizgisi bile yeterlidir. Daha çok toprak bulaşmış olan yaralar, tetanoz yuvasıdır.
Bu yüzden en küçük bir yarada bile tetanozu akla getirmek ve yaralıya önceden tetanoz aşısı olup olmadığı, rapel aşılarını yaptırıp yaptırmadığı sorulmalıdır.
Yaralı gerektiği gibi aşılanmamışsa, komple aşı uygulanmalıdır. 15 gün arayla 3 iğne, bir yıl sonra da rapel aşısı (bu rapel, çok önemlidir). Yaralanmadan hemen sonra uygulanan tetanoz serumu, önceden aşılanmış birini geçici olarak koruyabilir; hiç aşılanmamış birini koruma şansı ise azdır.
Aşılanma kurallarına uyun: Ne yazık ki aksi olduğunda, bugün çocuk felcinden daha çok, tetanozdan ölüm olaylarına rastlanmaktadır.
Yara Yaralanma Tedavisi
Yaralar, Yaralanmalar
Yara, Deri üzerindeki her türlü tahribat sonucu (iğne, kesilme veya çizilme) meydana gelen açılma bir yara olup, buradan vücuda mikrop girebilir. Bu nedenle yaralar çok çabuk temizlenmelidir. Bir yaranın geleceği, ilk pansumana bağlıdır. Yaralar genellikle mikrop kapmakla birlikte, alınacak önlemler yaranın basit bir kesikle, karın nahiyesinde ciddi bir yara oluşuna göre değişir.
Basit yaralar ve Yaralanma
Küçük kesikler veya yüzeysel çizilmeler olup, fazla kirlenmeyenlerdir.
Her türlü enfeksiyon ihtimalini ortadan kaldırmak için basit bir sıyrığın bile tedavisi gerektiğini anımsatalım. Özellikle çocuklarda görülen bu sıyrıklar, hafife alınmamalıdır.
Av kazaları
Her yıl av mevsiminde av kazaları nedeniyle hastaneye başvuranların sayısı artar. Basit korunma kurallarına riayet edilse, av kazaları hiç vuku bulmayabilir. Av kazası yaraları, uzun sürecek yaralar açar: Saçmalar dağılarak vücuda girdiğinden, cerrah bütün kurşun parçalarını çıkartamaz.
Bütün kazalardaki gibi, bunda da acil önlem şarttır: Yaraya kompresyon yapmak şok durumunu önlemek
Tedavi ve Yapılması gereken
Yaraya dokunmadan önce elleri iyice yıkamak ve tırnak aralarını fırçalamak gerekir. Mümkünse alkolle dezenfekte de edilmelidir. Sonra kurulamadan,'havada kurutun.
Temizleme ve dezenfeksiyon
• Bir yarayı dezenfekte etmek için, önce çevresini su ve sabunla yıkayın. Veya sıvı bir antiseptikle silin.
• Ardından yaraya merkezinden çevresine doğru renksiz bir antiseptikle kompres yapın. Pamuk kullanmayın, çünkü parçacıkları yaraya yapışabilir. Kompresler, gerektiği kadar yapılmalıdır.
• Yara vücudun tüylü bir yerindeyse, önce tüyleri kesin. Gözle görülebilen yabancı cisimler (kum gibi) çekilip, Özenle alınmalıdır. Fakat derin saplanmış olanları çıkartmaya kalkışmayın. Bunlar acilen doktora gösterilmelidir.
• Yara kanıyorsa, derhal kompresli pansuman yapın
Tetanoza karşı önlem alın
Yaranın kontrolü
• Pansuman her 24 veya 48 saatte bir tekrarlanmalıdır. Bir antiseptik, ılık su veya eterle ıslatılarak yumuşatılır ve açılır.
• Yara yeniden temizlenir ve yeni pansuman konmadan, yaranın sıcak, kırmızı, ağrılı ve gergin olup olmadığına bakılır.
• Yara bir sıyrıksa, açık bırakılmalıdır. Böylece kuruması daha kolay olur ve enfeksiyon önlenebilir.
• Cerahat toplayan ve enfeksiyon kapan her yara, mutlaka doktora gösterilmelidir.
Yara, Deri üzerindeki her türlü tahribat sonucu (iğne, kesilme veya çizilme) meydana gelen açılma bir yara olup, buradan vücuda mikrop girebilir. Bu nedenle yaralar çok çabuk temizlenmelidir. Bir yaranın geleceği, ilk pansumana bağlıdır. Yaralar genellikle mikrop kapmakla birlikte, alınacak önlemler yaranın basit bir kesikle, karın nahiyesinde ciddi bir yara oluşuna göre değişir.
Basit yaralar ve Yaralanma
Küçük kesikler veya yüzeysel çizilmeler olup, fazla kirlenmeyenlerdir.
Her türlü enfeksiyon ihtimalini ortadan kaldırmak için basit bir sıyrığın bile tedavisi gerektiğini anımsatalım. Özellikle çocuklarda görülen bu sıyrıklar, hafife alınmamalıdır.
Av kazaları
Her yıl av mevsiminde av kazaları nedeniyle hastaneye başvuranların sayısı artar. Basit korunma kurallarına riayet edilse, av kazaları hiç vuku bulmayabilir. Av kazası yaraları, uzun sürecek yaralar açar: Saçmalar dağılarak vücuda girdiğinden, cerrah bütün kurşun parçalarını çıkartamaz.
Bütün kazalardaki gibi, bunda da acil önlem şarttır: Yaraya kompresyon yapmak şok durumunu önlemek
Tedavi ve Yapılması gereken
Yaraya dokunmadan önce elleri iyice yıkamak ve tırnak aralarını fırçalamak gerekir. Mümkünse alkolle dezenfekte de edilmelidir. Sonra kurulamadan,'havada kurutun.
Temizleme ve dezenfeksiyon
• Bir yarayı dezenfekte etmek için, önce çevresini su ve sabunla yıkayın. Veya sıvı bir antiseptikle silin.
• Ardından yaraya merkezinden çevresine doğru renksiz bir antiseptikle kompres yapın. Pamuk kullanmayın, çünkü parçacıkları yaraya yapışabilir. Kompresler, gerektiği kadar yapılmalıdır.
• Yara vücudun tüylü bir yerindeyse, önce tüyleri kesin. Gözle görülebilen yabancı cisimler (kum gibi) çekilip, Özenle alınmalıdır. Fakat derin saplanmış olanları çıkartmaya kalkışmayın. Bunlar acilen doktora gösterilmelidir.
• Yara kanıyorsa, derhal kompresli pansuman yapın
Tetanoza karşı önlem alın
Yaranın kontrolü
• Pansuman her 24 veya 48 saatte bir tekrarlanmalıdır. Bir antiseptik, ılık su veya eterle ıslatılarak yumuşatılır ve açılır.
• Yara yeniden temizlenir ve yeni pansuman konmadan, yaranın sıcak, kırmızı, ağrılı ve gergin olup olmadığına bakılır.
• Yara bir sıyrıksa, açık bırakılmalıdır. Böylece kuruması daha kolay olur ve enfeksiyon önlenebilir.
• Cerahat toplayan ve enfeksiyon kapan her yara, mutlaka doktora gösterilmelidir.
Siyatik Lumbago Nedir Tedavisi
Lumbago ve siyatik tedavisi
Siyatik Hastalığı, Genellikle bel nahiyesinde (kaburga kemikleriyle leğen kemiği arasındaki bölge) rastlanan hastalıklardır. Modern yaşam tarzının oturmayı gerektiren koşullarından oluşmuştur. Çağdaş insanın hareketsiz çalışma düzenine alışması sonucu, kaslarda zayıflamalar belirmekte, belkemiği zor duruma düşmekte, duruma göre bu nedenle lumbago, bel fıtıkları ve siyatikler meydana gelmektedir.
Lumbago Nedir ve Belirtileri Nelerdir
Lumbago, özellikle aşağı bel nahiyesine yönelik şiddetli ağrılarla kendisini belli eder. Genellikle yanlış birkaç hareket veya kötü pozisyondan sonra meydana gelir. Buna bir çeşit belkemiği burkulması da denebilir. Ayakta duran kişi eğilip ağır bir şeyi kaldırmaya giriştiğinde, belini doğrultamaz. Katılmış gibi kalır. Çok ıstırap veren bu durumun, daha ciddi nedenleri de olabilir.
Lumbago Tedavisi Yapılması gereken
Doktorun gelmesini beklerken, hastayı sırt üstü yatırın. Sert bir zemin üzerine uzatın ve yastık koymayın. Aspirin gibi ağrı kesici bir ilaç verin. Ancak doktor tedavinin devamı için radyolojik ve biyolojik tetkik isteyebilir. Lumbagonun nedenini saptamak şarttır. Örneğin kırık veya burkulma, düşme, bir enfeksiyon veya yorgunluk da buna neden olabilir.
Had Siyatik
Lumbagolularda görülebileceği gibi, birden de ortaya çıkabilir. Başlangıcı, lumbago-ya çok benzer. Fakat ağrısı çok daha şiddetlidir.
Tek yönlüdür. Belden başlayıp, belkemiği yanından kalçaya kadar iner, baldır ve bacağı da etkiler. Hatta ayaklara ve ayak parmaklarına kadar uzanır. Büyük ağrıya sebep olduğundan, insan hareketsiz kalabilir.
Yapılması gereken
Aynen lumbagodaki gibi davranmak gerekir. Nörolojik ve radyolojik tetkikleri gördükten sonra, doktor tedavi konusunda karar verecektir.
Bu arada bazı siyatik olaylarının sinirleri zedeleyeceği, hızla tedavi yoluna gidilmezse, tedavisi mümkün olmayan felçlere sebep olacağı unutulmamalıdır. Felç olmasa bile, hasta olayın etkili olduğu tarafta ayak parmakları ucunda yürüyemez, sürekli karıncalanmalar hissedebilir. Bu nedenle, ağrının başladığı ilk günlerde doktordan muayene için bir randevu almakta yarar vardır.
Sırtınıza saygılı olmayı bilin
Lumbago gibi hastalıklara hedef olmamanın en iyi yolu, bel kaslarını iyi durumda tutmaktır. Bunu başarmak için de bir yandan belkemiğinin yükleneceği görevlere dikkat etmek, bir yandan da oturarak çalışıyorsanız, bazı jimnastik araştırmalarını yapmaktır.
Gündelik önlemler
- Bir ağırlık kaldırmanız gerektiği zaman, ağırlığı azaltmak için dizlerinizi bükmeyi öğrenin. Böylece diğer kaslarınızı kullanarak, sırtınızın yükünü azaltmış olursunuz.
- Özellikle bütün, gün boyunca çok ayakta kalıyorsanız, ayakta duruş pozisyonuna dikkat edin.
- Ağır taşıdığınız zaman, iki elinize bölün, kalçanıza yüklenmeyin; vücudunuzu dengesizleştirmiş olursunuz.
- Oturacağınız yerin size uygun olmasına dikkat edin.
Tekrarlamaması için
Lumbago ve siyatik atlattıktan sonra, jimnastiği ihmal etmeyin. Fakat bu hareketler bir uzman yönetiminde yapılmalı, doktorunuz da nezaret edebilmelidir
Siyatik Hastalığı, Genellikle bel nahiyesinde (kaburga kemikleriyle leğen kemiği arasındaki bölge) rastlanan hastalıklardır. Modern yaşam tarzının oturmayı gerektiren koşullarından oluşmuştur. Çağdaş insanın hareketsiz çalışma düzenine alışması sonucu, kaslarda zayıflamalar belirmekte, belkemiği zor duruma düşmekte, duruma göre bu nedenle lumbago, bel fıtıkları ve siyatikler meydana gelmektedir.
Lumbago Nedir ve Belirtileri Nelerdir
Lumbago, özellikle aşağı bel nahiyesine yönelik şiddetli ağrılarla kendisini belli eder. Genellikle yanlış birkaç hareket veya kötü pozisyondan sonra meydana gelir. Buna bir çeşit belkemiği burkulması da denebilir. Ayakta duran kişi eğilip ağır bir şeyi kaldırmaya giriştiğinde, belini doğrultamaz. Katılmış gibi kalır. Çok ıstırap veren bu durumun, daha ciddi nedenleri de olabilir.
Lumbago Tedavisi Yapılması gereken
Doktorun gelmesini beklerken, hastayı sırt üstü yatırın. Sert bir zemin üzerine uzatın ve yastık koymayın. Aspirin gibi ağrı kesici bir ilaç verin. Ancak doktor tedavinin devamı için radyolojik ve biyolojik tetkik isteyebilir. Lumbagonun nedenini saptamak şarttır. Örneğin kırık veya burkulma, düşme, bir enfeksiyon veya yorgunluk da buna neden olabilir.
Had Siyatik
Lumbagolularda görülebileceği gibi, birden de ortaya çıkabilir. Başlangıcı, lumbago-ya çok benzer. Fakat ağrısı çok daha şiddetlidir.
Tek yönlüdür. Belden başlayıp, belkemiği yanından kalçaya kadar iner, baldır ve bacağı da etkiler. Hatta ayaklara ve ayak parmaklarına kadar uzanır. Büyük ağrıya sebep olduğundan, insan hareketsiz kalabilir.
Yapılması gereken
Aynen lumbagodaki gibi davranmak gerekir. Nörolojik ve radyolojik tetkikleri gördükten sonra, doktor tedavi konusunda karar verecektir.
Bu arada bazı siyatik olaylarının sinirleri zedeleyeceği, hızla tedavi yoluna gidilmezse, tedavisi mümkün olmayan felçlere sebep olacağı unutulmamalıdır. Felç olmasa bile, hasta olayın etkili olduğu tarafta ayak parmakları ucunda yürüyemez, sürekli karıncalanmalar hissedebilir. Bu nedenle, ağrının başladığı ilk günlerde doktordan muayene için bir randevu almakta yarar vardır.
Sırtınıza saygılı olmayı bilin
Lumbago gibi hastalıklara hedef olmamanın en iyi yolu, bel kaslarını iyi durumda tutmaktır. Bunu başarmak için de bir yandan belkemiğinin yükleneceği görevlere dikkat etmek, bir yandan da oturarak çalışıyorsanız, bazı jimnastik araştırmalarını yapmaktır.
Gündelik önlemler
- Bir ağırlık kaldırmanız gerektiği zaman, ağırlığı azaltmak için dizlerinizi bükmeyi öğrenin. Böylece diğer kaslarınızı kullanarak, sırtınızın yükünü azaltmış olursunuz.
- Özellikle bütün, gün boyunca çok ayakta kalıyorsanız, ayakta duruş pozisyonuna dikkat edin.
- Ağır taşıdığınız zaman, iki elinize bölün, kalçanıza yüklenmeyin; vücudunuzu dengesizleştirmiş olursunuz.
- Oturacağınız yerin size uygun olmasına dikkat edin.
Tekrarlamaması için
Lumbago ve siyatik atlattıktan sonra, jimnastiği ihmal etmeyin. Fakat bu hareketler bir uzman yönetiminde yapılmalı, doktorunuz da nezaret edebilmelidir
Burkulmalar Cıkık Kırık İncinme
Çıkık, Kırık ve burkulmalar
Burkulma, Kırık ve Çıkıklar; bükülme, yanlış hareket veya darbe sonucu eklemlerde görülen travmalardır. Eklem bağları yırtılır veya gerilirse, buna burkulma, eklem yerinden çıkarsa, buna da çıkık denir. Bu görünür kazalar, aynı kırık olaylarındaki belirtileri gösterir: Şiddetli sancı ve iki kemik arasındaki eklemde güçsüzlük.
El ve ayak bilekleri
En sık rastlanan burkulma, ayak bileğinde görülür. Sebep olduğu ağrıdan başka, lokal bir şişkinlik göze çarpar. Yürümek, büyük ıstırap verir. El bileği için de aynı belirtiler geçerlidir.
Tedavi ve Yapılması Gerekenler
Önce zedelenen eklemi (el veya ayak bileği), sıkı bir sargıyla sararak, mümkün olduğu kadar hareketsizleştirin. Sonra da, bir doktora görünmeden elinizi kullanmayın, ayağınızla yürümeyin (kırık ihtimaline karşı).
Diz Kırıkları
Bu eklemde meydana gelecek travmalarda çok şiddetli ağrılar duyulabileceği gibi, menisküs olasılığı da vardır. Ayrıca önemli bir şiş de, bacak kemiği ile kalça kemiği arasında meydana çıkabilir.
Sıkı bir sargıyla dizin bulunduğu pozisyonda hareketsiz kalmasını sağlayın Hemen sonra doktora danışın. Durum kendiliğinden düzelse bile, görünmekte yine yarar vardır.
Omuz Çıkıkları, İncinmesi
En sık rastlanan çıkıklardan biridir. Şiddetli bir ağrı ve eklemi oynatma imkânsızlığı ile kendisini belli eder. Ayrıca çıkan omuzda
şekil bozukluğu görülür ve kazazede, dirseğini vücuduna yaklaştıramaz.
Tedavi Yapılması gereken
Eklemi kendi kendinize yerine oturtmaya kalkışmayın. Buna karşılık omzu bir eşarpla sarıp, hareketsizleştirin. Koltuk altına da bir katlanmış çarşaf koyun.
Kas kopması
Bazen aşırı bir güç harcandığında, bir kas kümesi düzeyinde şiddetli bir ağrı belirir. Kişide görülen bu durum karşısında kazazede hastaneye götürülmeli, teşhis ve tedavisi gerçekleştirilmelidir.
Burkulma, Kırık ve Çıkıklar; bükülme, yanlış hareket veya darbe sonucu eklemlerde görülen travmalardır. Eklem bağları yırtılır veya gerilirse, buna burkulma, eklem yerinden çıkarsa, buna da çıkık denir. Bu görünür kazalar, aynı kırık olaylarındaki belirtileri gösterir: Şiddetli sancı ve iki kemik arasındaki eklemde güçsüzlük.
El ve ayak bilekleri
En sık rastlanan burkulma, ayak bileğinde görülür. Sebep olduğu ağrıdan başka, lokal bir şişkinlik göze çarpar. Yürümek, büyük ıstırap verir. El bileği için de aynı belirtiler geçerlidir.
Tedavi ve Yapılması Gerekenler
Önce zedelenen eklemi (el veya ayak bileği), sıkı bir sargıyla sararak, mümkün olduğu kadar hareketsizleştirin. Sonra da, bir doktora görünmeden elinizi kullanmayın, ayağınızla yürümeyin (kırık ihtimaline karşı).
Diz Kırıkları
Bu eklemde meydana gelecek travmalarda çok şiddetli ağrılar duyulabileceği gibi, menisküs olasılığı da vardır. Ayrıca önemli bir şiş de, bacak kemiği ile kalça kemiği arasında meydana çıkabilir.
Sıkı bir sargıyla dizin bulunduğu pozisyonda hareketsiz kalmasını sağlayın Hemen sonra doktora danışın. Durum kendiliğinden düzelse bile, görünmekte yine yarar vardır.
Omuz Çıkıkları, İncinmesi
En sık rastlanan çıkıklardan biridir. Şiddetli bir ağrı ve eklemi oynatma imkânsızlığı ile kendisini belli eder. Ayrıca çıkan omuzda
şekil bozukluğu görülür ve kazazede, dirseğini vücuduna yaklaştıramaz.
Tedavi Yapılması gereken
Eklemi kendi kendinize yerine oturtmaya kalkışmayın. Buna karşılık omzu bir eşarpla sarıp, hareketsizleştirin. Koltuk altına da bir katlanmış çarşaf koyun.
Kas kopması
Bazen aşırı bir güç harcandığında, bir kas kümesi düzeyinde şiddetli bir ağrı belirir. Kişide görülen bu durum karşısında kazazede hastaneye götürülmeli, teşhis ve tedavisi gerçekleştirilmelidir.
Bacak Kırıkları Kafatasi Kırıgı
Bacak kırıkları ve Tedavisi
Bacak kırılması kazaları genellikle bazı spor dallarında görülür: Kayak gibi. Kış sporları merkezlerinde bu tür kazalarda uzman yardım ekipleri gerekli yardımı yetiştirir. Kırık bir bacağı ilkel yöntemlerle hareketsizleştirmek gerekirse, en iyisi diğer sağlam bacaktan yararlanmaktır.
Bacağın hareketsizleştirilmesi
Bacak kemiklerinde kırık varsa, durumu daha da ciddileştirmemek için kırık kemiğin konumunu değiştirmemeye özen göstermek gerekir. Yardım yetişene kadar, kırık bacak, diğer sağlam bacağa bağlanabilir. Kırık bacağın pozisyonu hiç bozulmadan kazazedenin iki bacağı arasına katlanmış bir çarşaf serin. Daha sonra iki bacağı geniş bağlarla birbirine bağlayın (kaşkol, eşarp, kravat). Kemiği oynatmamak için bağları kırık olduğunu şüphe ettiğiniz yerden uzaklara sarın. Düğümleri sağlam bacağın üzerinde atın. Ayakları da hafifçe çekip, bacağı dikey pozisyona getirin.
Kafatası kırığı
Kafatası Kırıkları, Bir kafatası travmasından sonra, şu belirtiler şüphe uyandırmalıdır:
— Uykulu bir hal;
— Bayılma.
Belkemiği kırığı
Zedelenen yerin durumunu daha da ciddileştirmemek için kazazede mümkün olduğu kadar az oynatılmalıdır. Bir hareket yaptırmak gerekse bile, baş-boyun-gövde eksenine uyun. Yan emniyet pozisyonunda yatırmak için, Kaburga kemiği kırığı Yaralıyı kendi tercih ettiği pozisyonda yatırın ve muhtemel solunum güçlüğü belirtilerini gözetleyin
Bacak kırılması kazaları genellikle bazı spor dallarında görülür: Kayak gibi. Kış sporları merkezlerinde bu tür kazalarda uzman yardım ekipleri gerekli yardımı yetiştirir. Kırık bir bacağı ilkel yöntemlerle hareketsizleştirmek gerekirse, en iyisi diğer sağlam bacaktan yararlanmaktır.
Bacağın hareketsizleştirilmesi
Bacak kemiklerinde kırık varsa, durumu daha da ciddileştirmemek için kırık kemiğin konumunu değiştirmemeye özen göstermek gerekir. Yardım yetişene kadar, kırık bacak, diğer sağlam bacağa bağlanabilir. Kırık bacağın pozisyonu hiç bozulmadan kazazedenin iki bacağı arasına katlanmış bir çarşaf serin. Daha sonra iki bacağı geniş bağlarla birbirine bağlayın (kaşkol, eşarp, kravat). Kemiği oynatmamak için bağları kırık olduğunu şüphe ettiğiniz yerden uzaklara sarın. Düğümleri sağlam bacağın üzerinde atın. Ayakları da hafifçe çekip, bacağı dikey pozisyona getirin.
Kafatası kırığı
Kafatası Kırıkları, Bir kafatası travmasından sonra, şu belirtiler şüphe uyandırmalıdır:
— Uykulu bir hal;
— Bayılma.
Belkemiği kırığı
Zedelenen yerin durumunu daha da ciddileştirmemek için kazazede mümkün olduğu kadar az oynatılmalıdır. Bir hareket yaptırmak gerekse bile, baş-boyun-gövde eksenine uyun. Yan emniyet pozisyonunda yatırmak için, Kaburga kemiği kırığı Yaralıyı kendi tercih ettiği pozisyonda yatırın ve muhtemel solunum güçlüğü belirtilerini gözetleyin
Kol Kırıkları Kol Kırıgı Tedavisi
Kol kırıkları, Ön Kol Kırığı, Kol Kırığı Tedavisi
Kollarda görülen kırıklar (kol, önkol, eller), en sık rastlananlarıdır. Geçici olarak kolu hareketsizleştirmek el altında bulunanlarla genellikle kolay sağlanır. Örneğin kol için kaşkol, önkol için bir ceket kolu veya bir kazak yeterlidir
Fakat daha önce, aşağıda da açıklandığı gibi, yaralının sargısını engelleyecek ve şişme halinde zor çıkabilecek şeyler çıkartılmalıdır (saat, bilezik, yüzük).
Burada gösterilen sargıların gerçekten ilkel olduklarını hatırlatalım: Yaralılar en kısa zamanda bir hastaneye veya uzmana götürülmelidir. Burada röntgen tetkikleri yapılır, diğer özen de gösterilir.
Kolun hareketsizleştirilmesi
Genellikle ketenden büyük çarşafları üçgen şeklinde katlayıp, kullanın. Basit bir eşarp yapmak için, üçgenin ucunu (dik açı) dirsek hizasına koyup, çarşafı yavaşça yaralının kolu ve göğsü arasında kaydırın.
Sonra eşarbın iki diğer ucunu alıp (dar açıları), boynun arkasında düğümleyin. Kolu çok yukarı kaldırmaktan kaçının. Gerekirse dirsek üstündeki düğüm biraz daha sıkılabilir. Ya bir düğüm atılır ya da bir çengelli iğne ile tutturulur.
Kolu tamamen hareketsiz kılmak için, hareketleri daha da iyi engelleyecek bir ikinci eşarp da sarılabilir. Bu kez üçgen ters konur ve dibinin, kolun üst kısmını, dirsek ve omuz da dahil, sarması sağlanır.
İkinci eşarbın iki ucu bu kez karşı taraftaki koltuk altının altında bağlanır, böylece sağlam kola da serbestçe hareket etme imkânı sağlanmış olur. Buna karşılık travma geçiren kol, dirsek ve omzun hareketsizliği ile sıkıca askıya alınır.
El altında yararlanılacak bir şey yoksa, yaralının ceket veya kazağından yararlanılabilir ve geçici hareketsizlik sağlanır. Bu durumda ceketin kenarını kırık ön-kol üzerine dikkatle sarın veya bir kravat ya da çengelli iğne ile tutturun.
Bileği daha sıkı bir biçimde bloke etmek için, örneğin bir dergiyle bir oluk yapılabilir: Bir masa üzerine bağları düz yayın, dergiyi üzerlerine koyun. Dergi üstüne bir çarşaf serin. Sonra yaralı önkolu bunun içine oturtun. Dergiyi kıvırıp, bağları düğümleyin.
Kollarda görülen kırıklar (kol, önkol, eller), en sık rastlananlarıdır. Geçici olarak kolu hareketsizleştirmek el altında bulunanlarla genellikle kolay sağlanır. Örneğin kol için kaşkol, önkol için bir ceket kolu veya bir kazak yeterlidir
Fakat daha önce, aşağıda da açıklandığı gibi, yaralının sargısını engelleyecek ve şişme halinde zor çıkabilecek şeyler çıkartılmalıdır (saat, bilezik, yüzük).
Burada gösterilen sargıların gerçekten ilkel olduklarını hatırlatalım: Yaralılar en kısa zamanda bir hastaneye veya uzmana götürülmelidir. Burada röntgen tetkikleri yapılır, diğer özen de gösterilir.
Kolun hareketsizleştirilmesi
Genellikle ketenden büyük çarşafları üçgen şeklinde katlayıp, kullanın. Basit bir eşarp yapmak için, üçgenin ucunu (dik açı) dirsek hizasına koyup, çarşafı yavaşça yaralının kolu ve göğsü arasında kaydırın.
Sonra eşarbın iki diğer ucunu alıp (dar açıları), boynun arkasında düğümleyin. Kolu çok yukarı kaldırmaktan kaçının. Gerekirse dirsek üstündeki düğüm biraz daha sıkılabilir. Ya bir düğüm atılır ya da bir çengelli iğne ile tutturulur.
Kolu tamamen hareketsiz kılmak için, hareketleri daha da iyi engelleyecek bir ikinci eşarp da sarılabilir. Bu kez üçgen ters konur ve dibinin, kolun üst kısmını, dirsek ve omuz da dahil, sarması sağlanır.
İkinci eşarbın iki ucu bu kez karşı taraftaki koltuk altının altında bağlanır, böylece sağlam kola da serbestçe hareket etme imkânı sağlanmış olur. Buna karşılık travma geçiren kol, dirsek ve omzun hareketsizliği ile sıkıca askıya alınır.
El altında yararlanılacak bir şey yoksa, yaralının ceket veya kazağından yararlanılabilir ve geçici hareketsizlik sağlanır. Bu durumda ceketin kenarını kırık ön-kol üzerine dikkatle sarın veya bir kravat ya da çengelli iğne ile tutturun.
Bileği daha sıkı bir biçimde bloke etmek için, örneğin bir dergiyle bir oluk yapılabilir: Bir masa üzerine bağları düz yayın, dergiyi üzerlerine koyun. Dergi üstüne bir çarşaf serin. Sonra yaralı önkolu bunun içine oturtun. Dergiyi kıvırıp, bağları düğümleyin.
Kırık Kırıklar Kemik Kırıkları
Kırık, Kırıklar
Kırık, genellikle önemli bir darbe veya direkt ya da endirekt bir travma sonucu, bir kemiğin kırılması halidir. Örneğin topukları üzerine düşerek bir omur kemiği kırılabilir. Çeşitli kırık türleri vardır: Yerinden oynamayan kırıklar (kırılan kemik yerinden çıkmamıştır); yerinden çıkan kırıklar (kemiğin iki ucu birbirinden ayrılmış veya birbiri üzerine binmiştir); açık kırıklar (kemiğin bir ucu eti ve deriyi yarmış, bir yara açmıştır).
Kırık, nasıl anlaşılır?
Bir kemiğin kırıldığını zamanında anlamak, kaçınılmazdır, çünkü kırık kemiğin doğru olarak hareketsiz hale getirilmesi, ciddi komplikasyonları önler.
Üç ilkeye bağlı kalınmalıdır:
— Yaralıya, kazanın nasıl oluştuğunu sormak;
— Şüpheli yere dikkatle bakmak;
— Kırık olabilecek yere mümkün olduğu kadar az dokunmak.
Yaralıyı sorguya çekmek
Yaralı, hatırladığında kazanın hangi koşullarda geçtiğini anlatır (araba çarpması, düşme, tekme...). Bazen bir çatırtı, sonra da ani bir dermansızlık hissetmiştir (bir uzvu kullanma yeteneğinin yitirilmesi). Bu bazen topyekün vücut olabilir (düştükten sonra kalkamamak gibi). Biraz sonra, giderek şiddetlenen bir ağrı başlar. Bir şekil bozukluğu olsa bile, kırık bölgesindeki şişme, bunu maskeleyebilir.
Dikkatle bakmak
Şüpheliyseniz, vücutta kırıldığını sandığınız yere kesinlikle dokunmayın: Kırık oradaymış gibi davranın.
Mümkün olduğunca az ellemek
Bir tek uzuvda kırık olması halinde (yaralının başka yerinde bir şey yoktur), kırılan uzvu, kırığın altındaki ve üstündeki eklemleri oynatması önlenerek hareketsiz kılmak gerekir. Şekil bozukluğu varsa, olduğu gibi bırakın.
Kırık yüzünden şekli bozulmuş bir kol veya bacağı, düzeltmeye kalkışmayın, çünkü sinirleri, atardamarları ve büyük bir toplardamarı zedeleyebilir, yırtabilir, kesebilirsiniz.
Yaralı sırtından şikâyet ediyorsa, belkemiğinin kırıldığı hakkında en küçük bir şüphe varsa, yardım yetişene kadar baş-belkemiğl eksenini korumaya azami özeni gösterin, örneğin, kendisini yan emniyet pozisyonuna getirmek gerekirse
Kırık halinde, yaralıyı aç bırakın ki, gerektiğinde anestezi yapılacaksa, gecikmeden yapı-labilsin.
Ciddi kırıklar
Bazı kemik kırılmaları tehlikesiz olmakla birlikte, daha büyük bir özenle davranmayı gerektiren çok daha ciddileri de vardır.
Eklem kırılmaları
Eklemin gelecekteki hareketliliğini tehlikeye atabilir (dirsek, diz, bilek...). Bu eklemleri, bulduğunuz gibi bırakmanız gerekir.
Açık kırıklar
Kemik, bakterilere karşı çok duyarlıdır. Pis bir yerle temas etmişse, lokal veya genel bir
enfeksiyon ihtimali, kazayı izleyen ilk altı saat içinde cerrahi bir temizlik yapılmazsa, büyük olabilir. Yarayı temizlemeye kalkışmasanız, daha iyi olur. Yaralı derhal gereken servise kaldırılmalıdır.
Kanamalı kırıklar
Kırık kapalı da olsa, bazı kırılmalar, kırılan kemiğin çevresindeki kas kitlesi dolayısıyla önemli kan kayıplarına sebep.olabilirler. Örneğin, bir uyluk kemiği ya da leğen kemiği kırığı, 1.5-2 litre kan kaybına sebep olabilir. Bu da kazazedeyi şok haline sürükleyebilir. Önlenmesi şarttır
Kırık, genellikle önemli bir darbe veya direkt ya da endirekt bir travma sonucu, bir kemiğin kırılması halidir. Örneğin topukları üzerine düşerek bir omur kemiği kırılabilir. Çeşitli kırık türleri vardır: Yerinden oynamayan kırıklar (kırılan kemik yerinden çıkmamıştır); yerinden çıkan kırıklar (kemiğin iki ucu birbirinden ayrılmış veya birbiri üzerine binmiştir); açık kırıklar (kemiğin bir ucu eti ve deriyi yarmış, bir yara açmıştır).
Kırık, nasıl anlaşılır?
Bir kemiğin kırıldığını zamanında anlamak, kaçınılmazdır, çünkü kırık kemiğin doğru olarak hareketsiz hale getirilmesi, ciddi komplikasyonları önler.
Üç ilkeye bağlı kalınmalıdır:
— Yaralıya, kazanın nasıl oluştuğunu sormak;
— Şüpheli yere dikkatle bakmak;
— Kırık olabilecek yere mümkün olduğu kadar az dokunmak.
Yaralıyı sorguya çekmek
Yaralı, hatırladığında kazanın hangi koşullarda geçtiğini anlatır (araba çarpması, düşme, tekme...). Bazen bir çatırtı, sonra da ani bir dermansızlık hissetmiştir (bir uzvu kullanma yeteneğinin yitirilmesi). Bu bazen topyekün vücut olabilir (düştükten sonra kalkamamak gibi). Biraz sonra, giderek şiddetlenen bir ağrı başlar. Bir şekil bozukluğu olsa bile, kırık bölgesindeki şişme, bunu maskeleyebilir.
Dikkatle bakmak
Şüpheliyseniz, vücutta kırıldığını sandığınız yere kesinlikle dokunmayın: Kırık oradaymış gibi davranın.
Mümkün olduğunca az ellemek
Bir tek uzuvda kırık olması halinde (yaralının başka yerinde bir şey yoktur), kırılan uzvu, kırığın altındaki ve üstündeki eklemleri oynatması önlenerek hareketsiz kılmak gerekir. Şekil bozukluğu varsa, olduğu gibi bırakın.
Kırık yüzünden şekli bozulmuş bir kol veya bacağı, düzeltmeye kalkışmayın, çünkü sinirleri, atardamarları ve büyük bir toplardamarı zedeleyebilir, yırtabilir, kesebilirsiniz.
Yaralı sırtından şikâyet ediyorsa, belkemiğinin kırıldığı hakkında en küçük bir şüphe varsa, yardım yetişene kadar baş-belkemiğl eksenini korumaya azami özeni gösterin, örneğin, kendisini yan emniyet pozisyonuna getirmek gerekirse
Kırık halinde, yaralıyı aç bırakın ki, gerektiğinde anestezi yapılacaksa, gecikmeden yapı-labilsin.
Ciddi kırıklar
Bazı kemik kırılmaları tehlikesiz olmakla birlikte, daha büyük bir özenle davranmayı gerektiren çok daha ciddileri de vardır.
Eklem kırılmaları
Eklemin gelecekteki hareketliliğini tehlikeye atabilir (dirsek, diz, bilek...). Bu eklemleri, bulduğunuz gibi bırakmanız gerekir.
Açık kırıklar
Kemik, bakterilere karşı çok duyarlıdır. Pis bir yerle temas etmişse, lokal veya genel bir
enfeksiyon ihtimali, kazayı izleyen ilk altı saat içinde cerrahi bir temizlik yapılmazsa, büyük olabilir. Yarayı temizlemeye kalkışmasanız, daha iyi olur. Yaralı derhal gereken servise kaldırılmalıdır.
Kanamalı kırıklar
Kırık kapalı da olsa, bazı kırılmalar, kırılan kemiğin çevresindeki kas kitlesi dolayısıyla önemli kan kayıplarına sebep.olabilirler. Örneğin, bir uyluk kemiği ya da leğen kemiği kırığı, 1.5-2 litre kan kaybına sebep olabilir. Bu da kazazedeyi şok haline sürükleyebilir. Önlenmesi şarttır
Kızarıklık Yanmalar Kabarıklar
Kızarıklıklar - Yüzde Kızarıklık
Kızarıklık Tedavisi
Ciddi olmaktan çok, ıstırap verici yanıklardır. Vücudun yanan bölümü soğuk su altına tutulabilir. Bu çok etkili bir yöntem olmasa bile, rahatlatır. Özellikle yanık üzerine yağlı maddeler sürmekten kaçının (pomad ve diğerleri). Çünkü bunlar yanığın derinliğini artırabilir. Kızarıklık çok genişse, doktora gidin.
Kabarıklar
Geniş veya dar, yanık kabartıları beyaz bir sıvıyla doludur. Bunun üzerindeki deriyi hiçbir zaman delmeye kalkışmayın. Deri açılmamışsa, en iyisi yanığa dokunmamaktır. Kabarık delinirse, bir yaraya olduğu gibi özen gösterilmelidir
Ciddi yanıklar
Ciddi bir şekilde yanan kazazede, derhal bir hastanenin ilgili servisine götürülmelidir. Bu arada yanıklara yara gibi davranılır.
Prensip olarak, yanık kazazedeleri soyulmaz, çünkü üzerlerindeki giysiler, aslında onu enfeksiyon tehlikesine karşı korur. Ancak:
• Giysiler yakıcı sıvıyı veya kızgın buharı emmişse: Bu durumda yanan kişi bol soğuk suyla yıkanmalıdır.
• Giysiler ve iç giysileri sentetik doku-dansa: Bunlar da derinin üzerine eriyebilir. Bu durumda da soğuk su duşu önerilir.
Kızgın zeytinyağıyla yanma halinde: Derhal soğuk suyla yanan uzvu yıkayın; çünkü zeytinyağı, derin yanıklar meydana getirir. Dış kimyasal madde yanıkları En az on dakika duş altında tutun. Sonra
yine su-altında giysilerini çıkartın.
İç yanıklar
Yakıcı maddelerin içilmesi, yemek borusunda iç yanmaya sebep olur. Mide, tok-sik maddelere karşı daha dirençlidir. Kazazedeyi kusturmaya çalışmayın, çünkü yemek borusu ikinci defa yanabilir. Daha çok içilen maddenin türünü öğrenin ve kendisini hemen bir hastaneye götürün. Cerrah, burada gerekli müdahalede bulunacaktır.
Elektrikle yanmalar - Göz yanmaları
Dikkat! Yanıklar bazı kişilerde solunum güçlükleri veya bayılma (şok) yaratabilir Böyle hallerde gecikmeden acil yardım Önlemleri uygulanmalıdır: Yan emniyet pozisyonunda yatırma veya hayat busesi
Kızarıklık Tedavisi
Ciddi olmaktan çok, ıstırap verici yanıklardır. Vücudun yanan bölümü soğuk su altına tutulabilir. Bu çok etkili bir yöntem olmasa bile, rahatlatır. Özellikle yanık üzerine yağlı maddeler sürmekten kaçının (pomad ve diğerleri). Çünkü bunlar yanığın derinliğini artırabilir. Kızarıklık çok genişse, doktora gidin.
Kabarıklar
Geniş veya dar, yanık kabartıları beyaz bir sıvıyla doludur. Bunun üzerindeki deriyi hiçbir zaman delmeye kalkışmayın. Deri açılmamışsa, en iyisi yanığa dokunmamaktır. Kabarık delinirse, bir yaraya olduğu gibi özen gösterilmelidir
Ciddi yanıklar
Ciddi bir şekilde yanan kazazede, derhal bir hastanenin ilgili servisine götürülmelidir. Bu arada yanıklara yara gibi davranılır.
Prensip olarak, yanık kazazedeleri soyulmaz, çünkü üzerlerindeki giysiler, aslında onu enfeksiyon tehlikesine karşı korur. Ancak:
• Giysiler yakıcı sıvıyı veya kızgın buharı emmişse: Bu durumda yanan kişi bol soğuk suyla yıkanmalıdır.
• Giysiler ve iç giysileri sentetik doku-dansa: Bunlar da derinin üzerine eriyebilir. Bu durumda da soğuk su duşu önerilir.
Kızgın zeytinyağıyla yanma halinde: Derhal soğuk suyla yanan uzvu yıkayın; çünkü zeytinyağı, derin yanıklar meydana getirir. Dış kimyasal madde yanıkları En az on dakika duş altında tutun. Sonra
yine su-altında giysilerini çıkartın.
İç yanıklar
Yakıcı maddelerin içilmesi, yemek borusunda iç yanmaya sebep olur. Mide, tok-sik maddelere karşı daha dirençlidir. Kazazedeyi kusturmaya çalışmayın, çünkü yemek borusu ikinci defa yanabilir. Daha çok içilen maddenin türünü öğrenin ve kendisini hemen bir hastaneye götürün. Cerrah, burada gerekli müdahalede bulunacaktır.
Elektrikle yanmalar - Göz yanmaları
Dikkat! Yanıklar bazı kişilerde solunum güçlükleri veya bayılma (şok) yaratabilir Böyle hallerde gecikmeden acil yardım Önlemleri uygulanmalıdır: Yan emniyet pozisyonunda yatırma veya hayat busesi
Guneş Yanıkları Cilt Yanıkları
Güneş Yanıkları - Cilt Yanıkları - Deri Yanıkları
Çoğunlukla çok ıstırap veren güneş yanıkları, bazen ciddi de olabilir. Birinci derecede, yani yalnız kızarıklık görülen yanıklarda, etkili bir tedavi yoktur.
Fakat eczanelerde satılan bazı nemlendirici ve deriyi teskin edici kremlerin yararı dokunabilir. Ancak bunların bazılarının deride reaksiyonlara sebep olacağı akıldan çıkarılmamalıdır. Herhangi bir ufunetlenme halinde, uygulamayı hemen kesip, bir deri uzmanına başvurun. Her şeyden önce, güneş yanıklı kişiyi gölgeye alın; su içirdikten sonra ateşini ölçün. Ateş yükselmişse ve daha başka belirtiler (örneğin, ödem) de varsa, hemen doktora başvurmak gerekir. Küçük çocuklarda ve yaşlılarda önemlice bir güneş çarpması, sıcak çarpmasına dönüşebilir Veya bir beyin konjestiyonu söz konusudur.
Güneşte uzun süre kalmayın. Güneşte çok yanmak, deriye açıkça saldırı sayılır ve bunun izlerini daima taşıyabilirsiniz.
Güneş Çarpması, Sıcak çarpması
Güneşte uzun bir süre kalmak veya yorgunluğun sebep olduğu bir zafiyet, şişmanlık veya yaşlılık, bu olaya yol açabilir. Daha çok baş ağrıları, kusma, bayılma, solunum güçlükleri, hatta şok haliyle kendisini belli eder İlk belirtilerden sonra kişiyi hemen güneşten uzaklaştırmak, sırt üstü uzandırmak, gerekirse, 37°C ısıda bir banyo yaptırmak gerekir. Daha sonra kendisine hafif tuzlu, bol ve serin su verilebilir.
Belirtiler devam eder ve durum daha da ciddileşirse, derhal doktora danışın.
Çoğunlukla çok ıstırap veren güneş yanıkları, bazen ciddi de olabilir. Birinci derecede, yani yalnız kızarıklık görülen yanıklarda, etkili bir tedavi yoktur.
Fakat eczanelerde satılan bazı nemlendirici ve deriyi teskin edici kremlerin yararı dokunabilir. Ancak bunların bazılarının deride reaksiyonlara sebep olacağı akıldan çıkarılmamalıdır. Herhangi bir ufunetlenme halinde, uygulamayı hemen kesip, bir deri uzmanına başvurun. Her şeyden önce, güneş yanıklı kişiyi gölgeye alın; su içirdikten sonra ateşini ölçün. Ateş yükselmişse ve daha başka belirtiler (örneğin, ödem) de varsa, hemen doktora başvurmak gerekir. Küçük çocuklarda ve yaşlılarda önemlice bir güneş çarpması, sıcak çarpmasına dönüşebilir Veya bir beyin konjestiyonu söz konusudur.
Güneşte uzun süre kalmayın. Güneşte çok yanmak, deriye açıkça saldırı sayılır ve bunun izlerini daima taşıyabilirsiniz.
Güneş Çarpması, Sıcak çarpması
Güneşte uzun bir süre kalmak veya yorgunluğun sebep olduğu bir zafiyet, şişmanlık veya yaşlılık, bu olaya yol açabilir. Daha çok baş ağrıları, kusma, bayılma, solunum güçlükleri, hatta şok haliyle kendisini belli eder İlk belirtilerden sonra kişiyi hemen güneşten uzaklaştırmak, sırt üstü uzandırmak, gerekirse, 37°C ısıda bir banyo yaptırmak gerekir. Daha sonra kendisine hafif tuzlu, bol ve serin su verilebilir.
Belirtiler devam eder ve durum daha da ciddileşirse, derhal doktora danışın.
Donma Donmalar Donma Hali
Donma, Donmalar, Donma Hali
Lokal, görünüşte yüzeysel, sonuçlarının ne olacağı güç tahmin edilen kazalardır. Donmalar, genellikle nemli soğuk bir ortamda, 0 °C'den sonra ortaya çıkar. Bu, ne bir vücut ısısı düşmesi (hipotermi), ne de bir kabarcıkta ortaya çıkan, ıstırap verici, bazen kızaran ve genellikle soğuk ve nemli bir cisme uzun süre temas etmekten kaynaklanan soğuk ısırmasıdır.
Donuk, nasıl anlaşılır?
Donma olayı, soğuğun yeğinliği, nem oranı, soğuğa maruz kalma süresi, kişinin fizik direnci ve korunma donatımına göre daha çok çabuk veya geç başlayabilir.
Önce deri beyazlaşır, karıncalanmalar, kızarmalar, yanmalar hissedilir, sonra da donan bölgede bir duyarsızlık baş gösterir. Hücrelerdeki su giderek donmaya başlar; bu da hücresel düzensizlikler yaradır. Ancak bu düzensizlikler hemen değil, bazen olaydan iki ay sonra bile ortaya çıkabilir.
Bu tür dokusal donukları, çok çeşitlidir: Basit kabarcıklardan, reanimasyon gerektiren şok hallerine kadar geniş çaplıdır. Bir donuğu gördükten sonra, hiç kimse bunun kitlesel hücre ölümüne sebep olup olamayacağını söyleyemez.
Donma, üç dereceden geçer: Uyuşma (genellikle el ve ayak uçlarında karıncalanma hissi), belirleşme (donan kısımların hissizleşmesi) ve gangren (ani ve hızlı bir ısıtma sonucu ortaya çıkabilir). Bu olay, korkunç acılar verir.
Donmalarda Tedavi ve Yapılması Gereken
Yardım, elbette donmanın derecesine göre değişir, fakat hiç değişmeyen bir prensip: Bir donma olayı hiçbir zaman kazazedeye friksiyon yaparak veya bir ısı kaynağının yanına oturtarak tedavi edilmez.
Uyuşma Ayaklarınızın uçlarında karıncalanma varsa, bir uyuşukluk hissediyorsanız, derhal ayakkabılarınızı çözüp, gevşetin; ayaklarınızla yere vurun, tepinin, el ve ayak parmaklarınızın uçlarının yeniden "canlandığını" hissedene dek oğuşturun.
Donma El ve ayak uçları çok çabuk (birkaç saat içinde) donabilir ve özellikle hissizleşir: Şiddetle çimdikleseniz de, hissedemezsiniz.
Isınmak için sürtmeyin, hele karla, asla (nemliliği daha da artırmış olursunuz). Sıcak banyo da yaptırmayın. Yardım gelip kazazede hastaneye kaldırılana dek, donan yerlerini vücudun sıcak yerlerine sokun (kasıklar, koltuk altları, karın gibi). Mümkünse, donan kişiyi bir battaniye altına yatırın.
Gangren Kötü bir ısıtma girişiminden sonra ortaya çıkabilir. Dayanılmaz şiddette ağrılara, hatta şok haline bile sebep olabilir (Bak. S. 32). Acil yardım istedikten sora, kazazedeyi bir battaniyeye sarın. Bilinci yerindeyse, kendisine sıcak ve şekerli içecekler verebilirsiniz.
Soğuktan çekinin
Donma, ciddi bir yanık olayıdır ve tedavisi her zaman etkili olmayabilir. En doğrusu, yine korunmaktır.
Fizik hazırlanma
Dağa çıkanlarla dağlık bölgelerde yaşayanlar, uygun bir beslenme rejimi uygulamalıdır (şeker, reçel, elma) ve jimnastik yaparak kendilerini fizik yönden güçlendirmelidir. Ayrıca ilk günlerde uzun yürüyüşlere çıkmaktan kaçınmalı, bünyeyi soğuğa alıştırmalıdır.
Giysiler
Ayakkabılar çok dar olmamalı, ayak başparmağı, ayakkabı içinde rahatça oynayabilmelidir. Geniş giysiler hava geçirmemeli, kol ve bacakları nemden korumalıdır.
Lokal, görünüşte yüzeysel, sonuçlarının ne olacağı güç tahmin edilen kazalardır. Donmalar, genellikle nemli soğuk bir ortamda, 0 °C'den sonra ortaya çıkar. Bu, ne bir vücut ısısı düşmesi (hipotermi), ne de bir kabarcıkta ortaya çıkan, ıstırap verici, bazen kızaran ve genellikle soğuk ve nemli bir cisme uzun süre temas etmekten kaynaklanan soğuk ısırmasıdır.
Donuk, nasıl anlaşılır?
Donma olayı, soğuğun yeğinliği, nem oranı, soğuğa maruz kalma süresi, kişinin fizik direnci ve korunma donatımına göre daha çok çabuk veya geç başlayabilir.
Önce deri beyazlaşır, karıncalanmalar, kızarmalar, yanmalar hissedilir, sonra da donan bölgede bir duyarsızlık baş gösterir. Hücrelerdeki su giderek donmaya başlar; bu da hücresel düzensizlikler yaradır. Ancak bu düzensizlikler hemen değil, bazen olaydan iki ay sonra bile ortaya çıkabilir.
Bu tür dokusal donukları, çok çeşitlidir: Basit kabarcıklardan, reanimasyon gerektiren şok hallerine kadar geniş çaplıdır. Bir donuğu gördükten sonra, hiç kimse bunun kitlesel hücre ölümüne sebep olup olamayacağını söyleyemez.
Donma, üç dereceden geçer: Uyuşma (genellikle el ve ayak uçlarında karıncalanma hissi), belirleşme (donan kısımların hissizleşmesi) ve gangren (ani ve hızlı bir ısıtma sonucu ortaya çıkabilir). Bu olay, korkunç acılar verir.
Donmalarda Tedavi ve Yapılması Gereken
Yardım, elbette donmanın derecesine göre değişir, fakat hiç değişmeyen bir prensip: Bir donma olayı hiçbir zaman kazazedeye friksiyon yaparak veya bir ısı kaynağının yanına oturtarak tedavi edilmez.
Uyuşma Ayaklarınızın uçlarında karıncalanma varsa, bir uyuşukluk hissediyorsanız, derhal ayakkabılarınızı çözüp, gevşetin; ayaklarınızla yere vurun, tepinin, el ve ayak parmaklarınızın uçlarının yeniden "canlandığını" hissedene dek oğuşturun.
Donma El ve ayak uçları çok çabuk (birkaç saat içinde) donabilir ve özellikle hissizleşir: Şiddetle çimdikleseniz de, hissedemezsiniz.
Isınmak için sürtmeyin, hele karla, asla (nemliliği daha da artırmış olursunuz). Sıcak banyo da yaptırmayın. Yardım gelip kazazede hastaneye kaldırılana dek, donan yerlerini vücudun sıcak yerlerine sokun (kasıklar, koltuk altları, karın gibi). Mümkünse, donan kişiyi bir battaniye altına yatırın.
Gangren Kötü bir ısıtma girişiminden sonra ortaya çıkabilir. Dayanılmaz şiddette ağrılara, hatta şok haline bile sebep olabilir (Bak. S. 32). Acil yardım istedikten sora, kazazedeyi bir battaniyeye sarın. Bilinci yerindeyse, kendisine sıcak ve şekerli içecekler verebilirsiniz.
Soğuktan çekinin
Donma, ciddi bir yanık olayıdır ve tedavisi her zaman etkili olmayabilir. En doğrusu, yine korunmaktır.
Fizik hazırlanma
Dağa çıkanlarla dağlık bölgelerde yaşayanlar, uygun bir beslenme rejimi uygulamalıdır (şeker, reçel, elma) ve jimnastik yaparak kendilerini fizik yönden güçlendirmelidir. Ayrıca ilk günlerde uzun yürüyüşlere çıkmaktan kaçınmalı, bünyeyi soğuğa alıştırmalıdır.
Giysiler
Ayakkabılar çok dar olmamalı, ayak başparmağı, ayakkabı içinde rahatça oynayabilmelidir. Geniş giysiler hava geçirmemeli, kol ve bacakları nemden korumalıdır.
Eşşek Arısı Bal Arısı Sokması
Yabanarıları, Eşekarısı Isırması, Balarıları Sokması
Böcek sokmaları
Her yıl, özellikle yaz mevsiminde bu böcekler ülkede birçok kazalara sebep olurlar. Türkiye'de arı sokmalarına, yılan sokmalarından daha sık rastlandığını belirtelim.
Bir bez tarafından salgılanan arı zehiri, iğnesiyle vücuda akıtılır. En tehlikelisi, eşekarısının sokmasıdır. Sokulan yerde derhal kuvvetli bir ağrı ve kabarma görülür. Ödem, bazen çok yaygınlaşabilir.
Bu tür sokmaların tehlikesi, kaç arının soktuğuna, yerlerine ve en çok da kişinin duyarlılığına bağlıdır.
Bir tek arı sokmuşsa, kişide herhangi bir komplikasyon belirtisi de yoksa, tırnağınızla kazıyarak hemen iğneyi ve zehir kesesini çıkartın. Cımbız kullanmayın, çünkü keseyi ezerek, daha çok zehir yayılmasına sebep olabilirsiniz. Alkolle (yoksa, sirke veya amonyakla) pansuman yapın. Biraz sabrederseniz, ağrısı da birkaç saat içinde geçecektir.
Komplikasyonlar
Sokma sayısı bazen birden çoksa, komplikasyonlar ortaya çıkabilir (özellikle çocuklarda). Hele kişi alerjik bünyeli ve sokmalar boğaz nahiyesinde ise, şu durumlarla karşılaşılabilir:
— Şok hali
— Solunum bozuklukları
— Beyin arızaları belirtileri
Kazazedeyi önce sakinleştirmek, korkusunu geçirmek, bulunduğunuz yere doktorun çabuk gelmesi mümkün değilse, kendisini derhal en yakın hastaneye kaldırmak gerekir. Genellikle alerjik kişiler, durumlarını bilir. Derhal bir doktora giderek, kendilerine bir kortizon iğnesi yaptırabilirler. Aksi halde bir larenks ödemiyle burun buruna gelebilirler.
Böcek sokmaları
Her yıl, özellikle yaz mevsiminde bu böcekler ülkede birçok kazalara sebep olurlar. Türkiye'de arı sokmalarına, yılan sokmalarından daha sık rastlandığını belirtelim.
Bir bez tarafından salgılanan arı zehiri, iğnesiyle vücuda akıtılır. En tehlikelisi, eşekarısının sokmasıdır. Sokulan yerde derhal kuvvetli bir ağrı ve kabarma görülür. Ödem, bazen çok yaygınlaşabilir.
Bu tür sokmaların tehlikesi, kaç arının soktuğuna, yerlerine ve en çok da kişinin duyarlılığına bağlıdır.
Bir tek arı sokmuşsa, kişide herhangi bir komplikasyon belirtisi de yoksa, tırnağınızla kazıyarak hemen iğneyi ve zehir kesesini çıkartın. Cımbız kullanmayın, çünkü keseyi ezerek, daha çok zehir yayılmasına sebep olabilirsiniz. Alkolle (yoksa, sirke veya amonyakla) pansuman yapın. Biraz sabrederseniz, ağrısı da birkaç saat içinde geçecektir.
Komplikasyonlar
Sokma sayısı bazen birden çoksa, komplikasyonlar ortaya çıkabilir (özellikle çocuklarda). Hele kişi alerjik bünyeli ve sokmalar boğaz nahiyesinde ise, şu durumlarla karşılaşılabilir:
— Şok hali
— Solunum bozuklukları
— Beyin arızaları belirtileri
Kazazedeyi önce sakinleştirmek, korkusunu geçirmek, bulunduğunuz yere doktorun çabuk gelmesi mümkün değilse, kendisini derhal en yakın hastaneye kaldırmak gerekir. Genellikle alerjik kişiler, durumlarını bilir. Derhal bir doktora giderek, kendilerine bir kortizon iğnesi yaptırabilirler. Aksi halde bir larenks ödemiyle burun buruna gelebilirler.