Escinsellik Homoseksuel Nedir Hakkinda

Eşcinsellik (Homoseksüel) Nedir, Eşcinsellik Hakkında

Bütün dünyada AİDS hastalığıyla homoseksüeller­den (eşcinsel) bahsediliyor. Homoseksüel kişilerde başla­yan ve bu kişilerden cinsel ilişki, kan nakli ve pis uyuştu­rucu şırıngaları ile yayılan, hızla çoğalan ve tedavisi ol­mayan bu kanser türü için bütün dünyada panik doğdu. Öyle ki, bu tempoyla gelişmesini sürdürürse, 2000 yılında 100 milyon insanın AİDS'e yakalanacağı tahmin ediliyor.

Cinsel zevk, normalde neslin devamı amacını güder ve karşı cinsle olur. Cinsî sapıklıklar arasında en yaygın olanı homoseksüellikte ise, aynı cinse sapış vardır. Al­manya, İngiltere ve ABD'de genel nüfustaki oranları yüz­de 1-5 arasında tahmin edilmektedir. Yetişkin erkekler arasında ise yüzde 5 ilâ 10. gibi yüksek bir oranda çıkmak­tadır.

Son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri'nde o kadar artış göstermiştir ki (tabi AİDS'ten önce), eşcinsellere ait kulüpler, restoranlar, her çeşit dergiler, turistik rehberler, kongre nezdinde lobiler ve milyonlarca doları aşan servet­leri mevcuttu. Şehirlerin bazı mahallelerinde onlar otur­makta ve şık sık sokak gösterileri, mitingler tertiplemek­teydiler.

Ülkemizdeki durum da gittikçe tehlike arz etmeye başlamıştı. Büyük şehirlerin bazı semtlerinde, görünüşle­rinden değişik yapıda oldukları belli olan bazı tipler çok miktarda dolaşır olmuşlardı. Fahişelerin yerini onlar al­maya başlamış, pek çok birahane ve gazino, bu tiplerin toplanma mekânı haline gelmişti. Ünlü şarkıcı ve artistle­rin bir çoğu bu sapıklığa yakalanmışlardı.

Toplumlar sefahate daldıkça, artan homoseksüelli­ğin sebepleri üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmıştır.

Bilindiği gibi erkek ve dişiyi ayıran önemli bir fark, kandaki hormon farklılığıdır. Eşcinselliğin bir hormonal bozukluk olabileceği düşünülmüşse de, bu yönde bir bulgu elde edilememiştir. Aksine erkek eşcinsellere erkeklik hormonu verildiğinde bir düzelme hali gözlenmediği gibi, eşcinsel isteklerin ve bu tür faaliyetin arttığı tesbit edil­miştir.


Erkek ve dişiyi ayıran diğer önemli bir fark, kromozomlardaki farklılıktır. Erkekler xy, bayanlar xx kromozomlarına sahiptirler. Eşcinseller üzerinde yapılan kro­mozom tetkikleri, anlamlı sayılabilecek bir farklılığı tesbit etmemiştir.

Artık bugün homoseksüellik, ruhî yapıda aranmak­tadır. Bu da kişinin çocukluk çağlarındaki yetişme ve ter­biyesi ile, yani aile düzeni ile ilgilidir.
Çocuk cinsiyeti 4-5 yaşlarında ana-babayı taklitle öğrenir. Bu yaşlara gelen erkek çocuk babaya, kız çocuk anneye benzeme çabasına girer ve taklit eder. Yani onla­rın cinsiyetini benimser.

Sağlıklı ailede baba otoriter, dışa karşı aileyi savu­nan, düzeni sağlayan, aile birliğini elinde tutan ve gelir sağlayan kişidir. Herşeyden önce eşi ve çocukları için gü­ven kaynağıdır. Çocuklar babayı anneye göre, daha güçlü, daha bilen, daha çok saygı uyandıran kişi olarak tanırlar. Anne ise çocuğunun yanındadır. Sevgi ve şefkat doludur. Babanın yardımcısı, besleyen, büyüten, evde sıcaklık ve sevgi sağlayan kişidir.

Böyle sağlıklı ailede normal olarak erkek çocuk ba­bayı, kız çocuk anneyi kendine örnek alarak, taklit ede­rek, cinsiyetlerini benimser. Anne-baba ilişkisinden de karşı cinse olan ilgiyi ve davranışı öğrenirler.

Kısaca özetlersek, ailede normal olarak baba otorite, anne sevgi ve şefkat sembolü iken, eşcinsellerin ailelerin­de bu, tersyüz olmuştur. Yani, ailede anne hakim roldedir. Çocuk sevgi eksikliği içinde büyümüştür. Bunun neticesi olarak ileri ülkelerde homoseksüellik, toplumun ruh sağlı­ğını tehdit edici seviyeye ulaşmıştır.

Her ruhî ve sosyal hadisede olduğu gibi, eşcinselliğin sebebi de multifaktöriyeldir, yani çok etken içiçedir. Yapı­lan araştırmalar, kadın erkek arasında dengenin kurul­madığı toplumlarda eşcinselliğe daha sık rastlandığını göstermektedir. Hapishaneler de bu şekildedir. Yine ev­lenmenin yasak olduğu bazı zümrelerde eşcinsellik yay­gınlaşmaktadır.

Dikkati çeken bir husus da, sefahatin arttığı, kadı­nın kadınlığının unutturulduğu, cinsiyetin bir sır olmak­tan çıktığı toplumlarda, paralel olarak homoseksüelliğin artışıdır. Etrafında genç hanımların bol olduğu bazı meş­hurların eşcinselliğe kaymaları bunu göstermektedir. Ka-dın-erkek ilişkisinden bıkan bazı kimseler, değişik bir zevk arayışı içinde sapıklığa yönelmektedirler.

Lût kavmi, Sodom adlı şehirde yaşardı. Bu şehir hal­kı Allah'ın Kuran'ında beyan ettiği gibi erkeklere giderdi. Oturak âlemlerinde daha birçok kötü hareketlerde bulu­nur, en bayağı çirkefliklerle meşgul olurlardı.

Allah-u Teâlâ, yüce kitabının birçok yerinde Lût kavminin kıssasını bize anlatmış ve mealen şöyle buyur­muştur:

"Vaktaki azap emrimiz geldi, (o memleketin) üstünü altına getirdik ve tepelerine, balçıktan, pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık ki, onlar Rabbleri katında hep damgalanmışlardı. Onlar zalimlerden uzak değildir." (Hûd, 83-84)
"... Onlar zalimlerden uzak değildir" meali, şöyle tef­sir edilmiştir:
"Bu ümmetin ahlâksızları Lût kavminin yaptıklarını yaparlarsa, onlara hak kılınan azap bunlara da hak olur."

Bundan ötürü Rasulullah efendimiz; "Sizin namınıza en fazla endişe duyduğumuz husus, Lût kavminin yaptığı­nı yapmanızdır." buyuruyor ve onların yaptıklarını yapanı üç defa lanetleyerek, "Lût kavminin yaptığını yapana Al­lah lanet etsin. Allah onun belasını versin, Allah ona ilen­sin" diye beddua etmektedir. Kuran-ı Kerim'de de;."Siz, Rabbinizin sizin için yarattığı zevcelerinizi bırakıp da, in­sanların içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? Hayır, (siz helalden harama) tecavüz eden bir kavimsiniz" buyrul-muştur. (Şuara, 165,166)

Allah-u Teâlâ bir başka âyette Lût peygamberden haber vererek şöyle buyurmuştur:

"Onu (Lût a.s'ı) kötülükler yapmakta devam eden o memleketten kurtardı. Hakikat onlar, fena bir kavim idi­ler, fâsıktılar." (Enbiya 74)

AİDS hastalığı insana ister istemez Lût kavminin başına yağan taşları hatırlatıyor. (Lût kavmi için kaynak: Günah-ı Kebâir, İmam Zehebî, Bedir Yayınları)