Kulak Çınlaması Tedavisi (Tinnitus Hastalığı Nedir)
Tinnitus ya da kulak çınlaması herhangi bir dış uyarı olmaksızın ses algılanması olarak tanımlanabilir, işitsel halüsinasyon ile tinnitus çok ince bir sınırla birbirinden ayrılır. Tek yanlı pülsatil olmayan tinnitus akustik nöroma olasılığını düşündürmelidir. İletim tipi işitme kaybı dış gürültüleri maskelediğinden, işitme sisteminde üretilen gürültüleri ve kafa içinde oluşan he-modinamik sesleri daha fazla duyulur hale getirir. Bu nedenle iletim tipi işitme kaybına ya da enflamasyona bağlı yerel kan akımını artıran her durum tinnitusa neden olabileceğinden önce dışkulak yolu ve ortakulak değerlendirilmelidir.
Palatal miyokloni, timpanometri ya da pa-latal EMG'de ortakulak kaslarının yineleyen kontraksiyonları şeklinde görülür ve kulakta spazmodik tıkırtılara neden olur. Somatik sesler arasında servikal vertebra sesleri ve temporomandibüler eklem sesleri de sayılabilir.
Sensorinöral tinnitus genellikle sensorinö-ral işitme kaybıyla birliktedir ve klinikte en çok görülen tiptir. Normal işiten hastalarda da bulunabilir. Meniere hastalığmda-ki tinnitus alçak frekanslı dalgalı bir tinni-tustur. 20-40 yaşları arasında, kulakta dolgunluk ve iletim tipi işitme kaybıyla birlikte görülen tinnitusta öncelikle otoskleroz akla gelmelidir.
Hemodinamik (Pülsatil) tinnitus, hastaların yaklaşık %10-15 kadarında sorun yaratır. Anevrizma, arteriovenöz fistül, aterom plağı, aberan koklear arter bu tür tinnitu-su üretebilir. Stria vaskulariste geniş bir damar ağı vardır. Kalpten çıkan kanın üçte biri koklea yakınından geçer. Ancak normal işitme sistemi bunlarda üretilen gürültüyü duymaz. Pülsatil tinnitus ortakulaktaki vasküler kütleleri de düşündürmelidir. En çok glomus jugulare tümörü akla gelmelidir. Söz konusu tümör kontrastlı BT taramasıyla oldukça iyi değerlendirilir.
Bazı kişiler yarar sağlamak için, nesnel bir ölçümü olmadığını bilerek tinnitus iddiasında bulunabilirler. Ancak oto-emisyon ile söz konusu organik olmayan tinnitus-lar ayırt edilebilmektedir. Erişkin nüfusun yaklaşık %45'i zaman zaman çınlama duyduğunu bildirir. Her bin kişiden biri ise tinnitusun normal yaşama biçimini son derece etkilediğinden yakınır. Tinnituslu hastaların çoğunda anksiyete ve depresyon bulunur. Hastalarda ototoksik ilaçlar, alkol, geçirilmiş kulak hastalıkları ve yüksek gürültü gibi hazırlayıcı etmenler araştırılmalıdır.
Hafif derecedeki tinnituslarda yeterli bir araştırma ve uygun yaklaşım, önemli bir kafaiçi sorun olmadığı konusunda hastayı ikna etmede yararlı olur. Tinnitusa uyum ortalama 1 yıl içinde gelişir. Uyum oluştuktan sonra tinnitus değişmediği halde rahatsız edici özelliği kaybolur ve hasta yalnızca dikkat ettiğinde tinnitusu duyar.
Damar ve kaslardan kaynaklanan tinnitusların tedavisi genellikle başarılı sonuç verir. Sensorinöral patolojilerden kaynaklanan tinnitus tedavi ile yok edilemeyeceğinden, yapılacak olan tedavi hasta uyumunun sağlanmasına yönelik olacaktır.
İlaç tedavisinde nikotinik asit, karbamaze-pin, fenitoin, lidokain, sodyum valproat kullanılabilir. Bu ilaçlar gevşeme teknikleriyle birlikte uygulandığında beklenen yarar artmaktadır.
İşitme aygıtları tinitusu maskelemede kullanılır, işitme kaybı ve tinnituslu hastada böyle bir aygıt öncelikle işitme kaybının giderilmesine yönelik uygulanır. Tinnitus maskeleyici aygıtlar daha etkilidir. Bunların en iyisi kulak arkasına takılanlardır. Aygıt bir gürültü üretici, bir amplifikatör ve bir elektronik süzgeç devresinden oluşur. Tinnitusun frekansı ile gürültü arasında çok az ilişki vardır. Herhangi bir maskeleme türü tinnitusu bastırabilir. Burada amaç hastanın tinnitusa uyumunu sağlamak ve bir dereceye kadar maskeleme ile tinnitusun kontrol edilmesidir. Elektriksel stimülasyonda, doğrudan koklea yuvarlak penceresine verilen pozitif akım, uygulandığı sürece tinnitusu bastırır, ancak bu şekilde kalıcı hasar ortaya çıkabilir.
Psikoterapi tinnituslu hastaların sorunlarını çözmede yararlı olabilir. Tinnitusu olan herkes sorunun ne derece rahatsızlık verici olduğunu bilir. Hastanın anksiyete ve depresyonu tinnitusla daha da şiddetlenir ve sonuçta intihara kadar giden durumlar ortaya çıkabilir.