Manik Depresif Hastalık (Bipolar I Bozukluğu Nedir)
Depresif hastalık gibi, manik-depresif hastalığın da birçok nedeni vardır. Fakat genetik temelleri de olduğu açıktır. Bipolar bozukluk, genel popülasyonla karşılaştırıldığında, bu hastalığı yaşayanlann yakın akrabalarında on kat daha yaygın olabilmektedir.
Son birkaç kuşakta hastalığın başlama yaşı giderek aşağıya inmiştir. Psikiyatrist Frederick Goodvvin'e göre bunun çeşitli nedenleri olabilir. Genetik faktörlerin yanında boşanma, tek ebeveynli aileler ve giderek sıklaşan göçler hassas çocukları ve yetişkinleri strese sokmaktadır. Muhtemelen alkol ve uyuşturucu kullanımının da rolü bulunmaktadır. Uyuşturucu veya alkol kullanan bipolar bozukluklu hastalarda hastalığın başlama yaşı kullanmayanlara göre daha düşüktür. Madde bağımlılığı bipolar bozukluk için muhtemelen yatkınlık meydana getirmektedir.
Bipolar I hastaların yüzde altmışı, alkol veya uyuşturucu ilaç ile ilgili kriterlere uymaktadır. Bipolar I hastalarının % 40'ı alkolik ya da uyuşturucu ilaç bağımlısıdır. Alkol, bipolar I hastalarda görülen en yaygın bağımlılık türüdür. 1970'lerde yapılan bir araştırma, intihar girişim oranının alkolik iki uçlu hastalarda alkolik olmayanlara göre yaklaşık bir kat fazla olduğunu göstermiştir. Kokainin ise daha çok başka iki uçlu bozukluk biçimine sahip hastalar tarafından kullanıldığı söylenebilir.
Madde kullanımı veya bağımlılığı kontrol edilmediğinde manik-depresif hastalığın seyri kötüdür. Madde kullanımı hastada hızlı döngülü bipolar hastalık ortaya çıkma olasılığını arttırabilir. Özellikle alkolik ve uyuşturucu ilaç bağımlısı grupta duygudurum kontrol altına alındığında madde kullanımının ortadan kalkması beklenmemelidir. Alkol ve uyuşturucu ilaç kullanımı başlangıçta duygudurum sorunlarına yanıt olsa bile, manik hasta bağımlı hale geldiğinde her iki sorun için eşzamanlı tedaviye gereksinim duyacaktır.
Manik-depresif hastalık sıklıkla bir çeşit stresle ortaya çıkar ancak artçı atakları ateşlemek için çok daha düşük stres yeterli olabilir. Sonuçta, bipolar 1 bozukluğu atakları kendiliğinden düzenli olarak meydana gelebilir ve kontrol edilmesi daha güç olabilir. Bu nedenle, hastalığa erken ve kararlı biçimde müdahale etmek gereklidir.
Ne yazık ki, bunu yapmak genellikle güçtür. Bunun nedeni kısmen manik hastanın hastalığı inkâr etmesidir. Hasta çökkün haldeyken tedaviye kabul etse de, kendini iyi hissettiğinde genellikle ilaç almayı bırakmaktadır. Hastalar bu coşkulu hali kaybetmekten nefret ederler. Özellikle gençlerin tedaviyi kabul etmeleri için birkaç atak geçirmeleri gereklidir.
Bipolar bozukluğun yeterince erken tedavi edilmesinin bir nedeni de ilk belirtilerinin çocuklarda ve yetişkinlerde kolaylıkla gözden kaçabilmesidir. Bipolar bozukluk tipik olarak sinirlilik, öfke patlamaları ve davranış sorunları gibi belirtilerle başlamaktadır (bak. Bölüm 4). Belirtilerin başlaması ile doğru tanı arasında sekiz ile on yıllık bir gecikme gözlenmektedir. Tipik bipolar hasta, tanı konmadan önce üç-dört hekime ya da başka ruh sağlığı uzmanına başvurmaktadır. İki uçlu bozukluğu olan kadınlar erkeklere göre üç kat daha fazla depresif atak yaşamaktadır. Erkek iki uçlu hastalar manik belirtilerle daha fazla atak geçirmektedir.
Albert, polis tarafından hastanenin acil servisine getirilmiş 26 yaşında, yayıncı asistanı ve part-time bir uzmanlık öğrencisidir. Albert sık duygudurum değişiklikleri gösteren bir çocuktu. Konsantrasyon güçlüğü çekmesine karşın okulda ayrıcalıklı bir başarıya sahip olmuştu. On iki yaşına geldiğinde ailesi bir taşra kasabasından büyük bir metropole taşınmıştır. Taşınmadan kısa bir süre sonra olağandışı bir şekilde geri çekinik ve sinirli bir duruma gelmişti. Bu dokuz ay kadar sürüp sonra kendiliğinden düzelmişti.
On yedi yaşındayken, kız arkadaşı onu terkettiğinde depresyona girdi. Kız arkadaşı onun çok fazla eleştirmesinden ve kolayca öfkelenmesinden yakınıyordu. Çok çökkün bir haldeydi ve günde 11-12 saat uyuyordu. Kısa bir süre kalbinde bir sorun olduğundan endişelendi. Tıbbi incelemelerde hiçbir sorun saptanmadı. Bu düşünce sadece bir ay kadar sürdü. Bu konu daha sonra tekrar gündeme geldiğinde "Takıldığım saçma bir düşünceymiş. Sanırım kalbimin kırılmasından başka bir şey değilmiş" dedi. Bu noktada alkol ve kokain kullanmaya başladı ve buna üniversitede de devam etti.
Yirmi bir yaşındayken, katılmayı umduğu bir uzmanlık programına kabul edilmeyince üçüncü bir depresyon atağı yaşadı. Tüm enerjisini ve motivasyonunu kaybetti. Günde dokuz saat uyumasına karşın kendisini sürekli bitkin hissediyordu. Bu ataklardan hiçbiri için bir tedavi görmedi.
Albert erken yaşta başlayan ve atipik belirtilerle belirli depresyonlar yaşadı. İkinci atakta psikotik bir sanrı yaşamış olabilir. Ataklar arasında sinirli mizaç belirtileri sergiliyordu. Tüm bunlar bipolar hastalık belirtisidir fakat kolaylıkla yineleyen unipolar depresyonla karıştırılabilirdi.
Albert'in babasının erkek kardeşi alkolik idi. Albert'in annesi hep huysuz biriydi. Her iki çocuğunun doğumundan sonra doğum sonrası depresyon yaşamıştı. Albert'in büyükannesi bir zamanlar akıl hastanesinde yatmış, teyzesi ise tiroid sorunları yaşamıştı.
Çok iyi bilinmeyen nedenlerden dolayı, doğum sonrası depresyonlar ve tiroid hastalığı bipolar hastaların ailelerinin anne tarafında yaygındır. Bipolar hastalann aile öyküleri genellikle alkol ve duygusal sorunları olan akrabalarla örülüdür.
Albert'in şimdiki sorunları, kendisine üzerinde çalışması gerektiği önemli bir proje verildiğinde başladı. Diğer projelerde kendisine verilenden daha fazla sorumluluk alıyordu. Kendisine verilen görevleri yerine getiremeyeceği kaygısını taşıyordu. Birkaç geceyi geç saatlere kadar çalışarak uykusuz geçirdi. Bazen ısrarla yalnız kalmak istiyordu, kız arkadaşı Julie bunu bozduğunda öfkeleniyordu. Bazen de oturmasını ve proje hakkında kendisiyle konuşmasını istiyordu. Özellikle ilginç bulduğu konular hakkında oldukça hızlı ve uzun uzadıya konuşuyordu. Başlangıçta Julie, konuşmalar her ne kadar kendisine Albert'in kendi alanını ilgilendiren konferanslar gibi geldiyse de, ona tahammül etmeye çalıştı. Projesi bittiğinde normale döneceğini düşünüyordu.
Proje Albert'i daha fazla tükettikçe Julie kaygılanmaya başladı. Neredeyse yemeğe vakit ayıramayacak noktaya gelmek üzereydi. Julie ile ne zaman konuşsa konu hep proje oluyordu. Bir gece onu saat ikide bir düşüncesinden söz-etmek için aradı. Düşüncesinin yayınevine bugüne kadar bir kitaptan kazandığından daha çok para kazanacağından emindi. Ünlü biri olacağını ve şehrin gösterişli bir kesiminde büyük ve güzel bir evde yaşayacaklarını söylüyordu.
İş toplantılarında, projedeki rolüyle ilgisi olmadığı halde ısrarla pazarlamaya yönelik düşüncelerini ortaya koyuyordu. Daha sonra gece geç saatlerde iş arkadaşlarını arayarak onlara konuşulması gereken fikirleri olduğunu söylemeye başladı. Arkadaşları gecenin geç saatlerinde aramasına itiraz ettiklerinde öfkeleniyor, yaşamlarını uyuyarak geçirdiklerini ve bir sürü çok iyi fikir ürettiği için kıskançlık duyduklarını söylüyordu. Julie'ye, pazarlama bölümünü kendisinin yönetmesi gerektiğini söylemeye başladı. Ona göre şu anki bölüm yöneticisi kendisinin yarısı kadar bile bilgiye sahip değildi.
Julie ve Albert'in iş arkadaşları için onun düşünce akışını takip etmek güçleşmeye başlamıştı. Meslektaşları önceleri fikirlerini beğendikleri halde, artık çok fazla alana yayıldığı ve asıl görevini tamamlamadığı için kaygı duyuyorlardı. Patronu bunu önüne koyduğunda ise, normal işine zaman ayıramayacak kadar fazla yetenekleri olduğunu farkettiğini söyledi. "Bir fikir adamı" olduğunu ve özel yeteneklerinin farkına varılmasını istediğini söyledi.
Albert evde giderek ajite hale geliyordu. Daha fazla içmeye başlamıştı. Yeterince parası ve gereksinimi olmadığı halde yeni, pahalı bir bilgisayar donanımı ve yazılımı aldı. Hâlâ kafasındaki planlarla geçmişte kazandığının bin katı fazla para kazanacağı konusunda ısrarlıydı.
Arkadaşları ondan kaçınmaya başladılar. Kendisini yayıncılık dünyasındaki ününü (ki hiç ünlü değildi) yok etmek için entrikalar çevirecek kadar kıskandıklarını düşünüyordu. Bir gün öylesine korktu ki işe gitmedi. Patronu onu evine çağırdığında, yayıncılık şirketi peşini bırakmaz ise kiralık bir katil tutacağını söyleyerek tehditte bulundu. Patronu kız arkadaşını aradı. Kız arkadaşı Albert'in evine gitti fakat Albert onu içeri almadı. O zaman Julie polisi çağırdı.
Manik Depresif Hastalık (Bipolar I Bozukluğu) Belirtileri
Bipolar I bozukluğun belirtileri aşağıda açıklanmıştır:
1. Kendinizi olağandışı bir şekilde bir haftadan daha fazla süreyle coşkulu veya aşın hareketli hissediyorsunuzdur. Size yakın olan kişiler neşenizin ve coşkunuzun aşırı olduğunu söyleyebilirler. Bu durum onları kızdırmaya başlayabilir. Siz kendi duygularınızda hiçbir anormallik olmadığını düşünürsünüz. Hatta size her şey harika görünür. Sizden başka herkesin bakış açılarını geliştirmeleri gerektiğini düşünürsünüz. Neşenizin yerinde olmasını kıskandıklarını ve bunu bozmaya çalıştıkları duygusunu yaşayabilirsiniz.
Duygudurumunuz coşkulu olmak yerine sinirlilik de gösterebilir. Küçük şeyler bile sizi kızdırır. Özellikle çabalarınız boşa gitmişse sabırlı olmakta güçlük çekersiniz. Giderek alaycı ve aksi bir hal alırsınız. Kendinizi sese karşı giderek daha duyarlı bulabilirsiniz. Karşınızdakiler ise aşırı eleştirel ve yakınmacı olduğunuzu söyleyebilirler. Herkes yolunuzdan çekilirse veya istediğiniz gibi hareket ederlerse bu kadar sinirlilik göstermeyeceğinizi düşünürsünüz.
2. Kendiniz hakkında olağandışı bir şekilde iyi şeyler hissedersiniz. Birşeyleri değiştirme konusundaki düşünce, yetenek ya da planlarınızın olağanüstü ya da çok zekice olduğuna inanırsınız. Kendinizi başkalarının takdir edemeyeceği veya gerekli ilgiyi gösteremeyeceği bir anlayışla bezenmiş özel bir insan olarak hissedebilirsiniz. Kendinizi, birşeyleri geliştirmeye veya değiştirmeye yönelik plan ya da düşüncelerinizi başkalarına kabul ettirmeye çalışırken bulursunuz. Başkaları kendinizi ya da planlarınızı çok abarttığınızı söyleyebilirler. Sizi önemsemedikleri için aptal olduklarını düşünürsünüz.
Kendinizi fiziksel ya da duygusal açıdan çok zinde hissedebilirsiniz. Doğa, insanlar veya tanrıyla mükemmel bir birlik içinde olduğunuzu hissedebilirsiniz. Çok ünlü bir kişi ya da grupla pek çok ortak yanınız varmış gibi hissedebilirsiniz.
3. Normalden çok daha az uyuduğunuz halde kendinizi enerjik ve tetikte hissedebilirsiniz. Onca heyecan verici fikir ve planların yanında uykunun bir zaman kaybı olduğu duygusuna kapılabilirsiniz. Aileniz uykusuz geçirdiğiniz saatleri şaşkınlık ya da kaygıyla karşılayabilir. Siz ise kendinizi iyi hissettiğinizi düşünürsünüz. Fakat durum yeterince şiddetli ise, sizin giderek rahatsız, zorlanmış ve ajite bir hale gelmeniz sonucu, bu duygu hoş olmayan bir hal alabilir.
4. Daha hızlı ve normalden daha yüksek bir sesle daha fazla konuşmaya başlarsınız. Susmanız gerektiğinde buna olanak vermeyen içsel bir konuşmayı sürdürme gereksinimi hissedebilirsiniz. İğneleyici tarzda veya başkalarının uygun bulmayacağı şekilde şakalar yapabilirsiniz. Başkaları sizi dinlemek istemediklerinde kendinizi sürekli olarak hayal kırıklığına uğramış ya da sinirli hissedebilirsiniz. Başkaları çok fazla konuştuğunuzu veya "kendilerinin bir türlü söze giremediğini" söylerler. Size iğrenç ya da mütecaviz yakıştırması yapabilirler.
5. Düşünceleriniz birbiriyle yarışmaktadır. Ağzınızın kafanızdaki düşünce akışına yetişemediğini veya ana konunuza ne kadar uzak olursa olsun tüm konuların konuşulması gerektiği duygusunu taşıdığınızı görebilirsiniz. Daldan dala atladığınızı söyleyenler olabilir.
6. Dikkatinizi bir noktada toplamakta güçlük çekebilirsiniz. Uzaktan gelen bir telefon sesi gibi dikkatinizi çekmemesi gereken şeyler, dikkatinizi giderek daha fazla bozar.
7. Cinsel dürtüleriniz artmıştır. Eşiniz aşırı cinsel isteklerinizden yakınabilir. Eşinizin cinsel açıdan yetersiz olduğunu
düşünürsünüz.
8. İnsanlar, evde ya da işyerinde çok fazla iş yaptığınız için işkolik olmaya doğru gittiğinizi söyleyebilirler. Sizi gece gündüz çalıştığınız için uyarabilirler. Bir hedefe ulaşmak veya yanlış bir şeyi düzeltmek için aşırı ihtiraslı olabilirsiniz. Sizi heyecanlandıran fikirleri aktarmak için geceleri hangi saatte olursa olsun başkalarını uyandırmanız onları öfkelendirebilir.
İnsanları kızdırmanızın nedeni onları sık sık çağırdığınız halde hemen hemen dikkate değer hiçbir şey söylememeniz olabilir. Bu da arkadaşlarınızın sizden uzaklaşmasına neden olabilir.
9. Kendinizi dikkatsiz, kontrolsüz hissetmektesiniz. Normalde almayacağınız, kendi kendinize zarar veren riskler almaktasınız. Para harcıyor, işle ilgili riskler alıyor, içki veya uyuşturucu alıyor veya önünüze gelenle yatıp kalkıyor olabilirsiniz. Bu durumda insanlar sizi uyarır veya yaptığınız şeylerden dolayı kaygılarını ifade ederler. Bu uyarılara karşın aldırış etmeden dürtülerinizle hareket edip aklınıza gelen ve heyecanlı bulduğunuz her şeyi yaparsınız.
Kendinizi muhtemelen davranışlarınızın risklerini küçümserken ve hareketlerinizi akla uygun hale getirmeye çalışırken bulursunuz: Herkesin aşırı kaygı duyduğu konusunda ısrar edersiniz. Dikkatli olmanız için sizi uyaran kişileri, kendilerini iyi zaman geçirmek için rahat bırakmadıkları konusunda eleştirebilirsiniz.
Değişik Türler
Öforik Manik Depresyon Bu mani biçiminde, hasta olağandışı biçimde neşelidir veya olağandışı biçimde yüksek ve coşkulu bir duyguduruma sahiptir. Tüm bipolar hastaların % 40'ından daha azı bipolar I öforik mani hastasıdır. Bu tip hastalarda benlik saygısında aşırı artış görülür, gösterişlidirler ve kendilerine aşırı güven duyarlar. Bu kişilerde gerçekte sahip olmadıkları güçlere, yeteneklere ve bilgilere sahip oldukları ya da ünlü veya güçlü kişilerle ilişkileri olduğu şeklinde sanrılar ortaya çıkabilir. Mani, çok şiddetli değilse veya ilk dönemlerindeyse, manik kişiler karizmatik, inandırıcı ve çoğu kez de komik olabilirler. Duygudurumları bulaşıcı olabilir.
Bununla birlikte, öforik mizaç özellikle manik hastaya karşı konduğunda ya da herhangi bir biçimde hayal kırıklığına uğratıldığında oldukça değişkenlik gösterebilir. Aniden öfkelenebilirler.
Klasik öforik mani tipik olarak üç aşamada ilerler. İlk aşama öfori ile belirlidir: Aşırı güven; hızla akan ve amaçsız sayılabilecek düşünceler ve aktivite, harcama ve hoşsohbetlik. İkinci aşamadaki manide hastanın dürtüleri giderek artar. Duygudurumu öfori, ajitasyon ve düşmanlığın bir karışımı halini alır. Kişi öfkeli, hatta saldırgan bir mizaca bürünebilir. Düşünme şekli giderek düzensiz bir hal alırken konuşma hızlanır ve baskılanır. Üçüncü aşamada, manik kişi şiddet uygulayabilir ve panik halindedir. Düşünceler anlaşılmaz, davranışlar ise acayiptir. Hastaların üçte birinde hallüsinasyonlar ve sanrılar ortaya çıkar.
Karışık Durum Tam olarak belirtmek gerekirse, bu hastalar manik ve depresif özelliklerin bir bileşimini sergilerler. Fakat duygudurumunda tanımlanması güç, manik ve çökkün sözcüklerinin karşılamadığı kendine özgü bir nitelik olabilir. Belki de bu duygudurumu en iyi karşılayabilecek sözcükler alıngan, kolay öfkelenen, düşmanca, ajite, kaygılı, hoşnutsuz, tatminsiz veya hiçbir şeyden memnun kalmayan, somurtkan ve aksidir. Öforik manik hastadan farklı olarak, bir karışık durum hastası kendisini zavallı gibi hisseder. Bipolar I hastalarının en az yüzde 40'ı karışık ataklar yaşar. Bipolar bozukluğu olup manik atak geçiren kadınlarda durumun öforik olmaktan ziyade karışık olma olasılığı daha yüksektir. Karışık ataklar büyük oranda madde kullanımı ve intiharla ilişkilidir. Daha hafif karışık durumlu hastalara sıklıkla yanlış olarak kişilik bozukluğu tanısı konur.
Hızlı Döngülü Manik depresif rahatsızlığı olan hastalar, hastalık ataklarının arasındaki zaman uzunluğunda (döngü uzunluğu) önemli ölçüde değişkenlik gösterir. Bununla birlikte, genel olarak döngü uzunluğu zamanla kısalma eğilimi gösterir (ataklar sıklaşır) ve daha sonra üç ile beş ataktan sonra sabit bir seyir gösterir. Bu noktada kabaca ataklar her yıl tekrarlanır.
Buna karşın, hastalığın tanımına göre hızlı döngülü hastalar yılda en az dört manik veya depresif atak geçirirler. Hızlı döngülüler, bipolar hastaların yüzde 20'sini oluşturabilirler. Ultra-hızlı döngülüler kırk sekiz saatte bir atak geçirebilirler. Ultra-hızlı döngülüler, ışık ve karanlığın da etkisiyle günlük olarak duygudurum atakları geçirirler.
Başlangıç yaşı, hızlı döngülülerin sadece beşte birinde erkendir. Birçok hasta zamanla hızlı döngülü bir yapıya geçer. Bunun nedeni kısmen, bipolar hastalarda döngü uzunluğunu kısalttığı gözlenen antidepresan tedavisidir. Bir araştırmacı, hızlı döngülülerin % 25'inin antidepresan tedavisi nedeniyle böyle gelişim gösterdiğini belirtmiştir. Hızlı döngülü hastalar hızlı olmayan döngü periyodları da yaşayabilirler.