Bipolar Tedavisinin Genel Gidişi
Manik-depresif hastalığın tedavisinde sihirli bir silah olarak kabul edildikten sonra, hekimler lityumun en çok öforik manik-depresif hastalığın ilk bir ya da ikinci atağının akut tedavisinde işe yaradığını farketmişlerdir. Bazı manik-depresif hastaların hastalığı manik atakla, bazılarınınki de depresif atakla başlar. Hastalığı manik atakla başlayanlar, lityuma hastalığı depresif atakla başlayanlardan daha fazla yanıt verir.
Lityum daha hafif belirtileri olanlarda (hipomani ve birinci evre mani) tek başına ya da uykuyu düzeltmek amacıyla sakinleştirici ilaçlarla birlikte alınabilir. Hastaneye yatırılmış ağır derecedeki manik hastalar başlangıçta an-tipsikotik ve lityum kombinasyonuyla tedavi edilebilirler. Lityumun etki göstermesi 14 gün alabilir, bu yüzden hastayı sakinleştirmek ve varsa varsam (hallüsinasyon) ve sanrıları (hezeyan) düzeltmek için antipsikotikler kullanılır. Lityum ve antipsikotik ilaç kombinasyonunun neden olabileceği yan etkilerden kaçınmak için hem antipsikotik ilaçlar, hem de lityum normalden daha düşük dozlarda kullanılır. Hasta sabit bir duruma ulaştıktan ya da ayaktan izlenmeye başlandıktan sonra antipsikotik azaltılarak kesilebilir.
Son yıllarda lityumun kullanılma alanları daralmış olsa da, bipolar hastalığın tedavisinde hâlâ önemli bir rolü vardır. Örneğin, ilacın kullanımının intihar riskini azalttığı kesin olarak gösterilmiştir.
Bazı hekimler şimdilerde şiddetli öforik maninin tedavisinde farklı ilaçlarla tedaviye başlamayı denemektedir. Valproatın etkisi daha erken başladığı ve antipsikotiklerde görülen bazı sorun yaratıcı yan etkilere neden olmayarak kolay tolere edilen bir ilaç olduğu için pek çok hekim, hasta ilk yatırıldığında bu ilacı yüksek dozlarda tek başına ya da minör sakinleştiricilerle birlikte kullanmaktadır. Bazı hastalar bu "yükleme stratejisi" ile 1-3 gün gibi kısa sürelerde ilaca yanıt vermektedir. Bu işe yaramazsa, bir lityum ve valproat kombinasyonu denenir.
Şimdilerde bipolar bozukluklu bazı hastalarda genellikle ya antiepileptik ilaçlar tek başına ya da antiepileptiklerle değişik kombinasyonlar halinde başlanmaktadır. Bu, depresyon, sinirlilik ve öforinin belirgin olarak karışık bulunduğu hastaları; depresyon ve mani arasında hızla gidip gelenleri; psi-kotik ya da üçten fazla manik atak geçirmiş olanları ya da alkol veya madde kötüye kullanımı olanlan kapsar. Bazı hekimler alkol veya madde kötüye kullanım öyküsü olan hastalarda antiepileptik tedaviye başlama konusundaki endişelerini ifade etmişlerdir. Alkol ve uyuşturucu maddelerin karaciğer üzerinde toksik etkileri vardır. Valproat ve karbamazepinin de böyle etkileri olabilir. Ancak karaciğer işlevleri dikkatlice izlenir ise madde kötüye kullanımı olan hastalarda antiepileptikler genellikle güvenle kullanılabilir.
Bazı tedaviye dirençli bipolar hastalara lityum, valproat ve karbamazepin birarada verilebilir. Bipolar hastaları birden çok ilaç kullanırken görmek giderek yaygınlaşmaktadır. Bu hastayı endişelendirebilir, fakat kabul gören bir uygulamadır ve tek başına bir ilaç kullanmaya göre daha iyi sonuçlar elde edilebilir.
Şimdilerde valproat, bipolar bozukluğun bipolar II ve siklotimi gibi daha hafif formlarında ayaktan tedavi edilen hastalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Sinirliliği, dürtüsel saldırganlığı ya da öfke patlamaları olan ve antidepresana yanıt vermeyenler sıklıkla valproata yanıt verirler. Bu, bu hastaların bazılarının epilepsi gibi bazı nörolojik hastalıklara ait açık belirti veya bulguları olmasa da sadece özenli bir nörolojik muayenede ortaya çıkabilecek hafif nörolojik bozukluklarının olmasına bağlı olabilir.
Hızlı döngülü bipolar bozukluğu olan hastalarda lityumla birlikte karbamazepin verilmesi özellikle yararlı olabilir. Bu, aynı zamanda dürtüsel saldırganlığın tedavisinde de oldukça etkilidir.
Bir kez atak geçirmiş bir bipolar I hastası ne kadar süreyle duygudanım düzenleyici ve antiepileptik ilaç kullanmalıdır?
Bipolar hastaların büyük çoğunluğu çok sayıda atak geçirdiği için, sadece bir tane atak geçirmiş bir hasta bile etkili olmuş ilacı kesmek için çok aceleci olmamalıdır. Birinci ve ikinci atağın ortaya çıkması arasındaki ortalama süre yaklaşık 4 yıldır, bu nedenle ilacı aradaki zamanda kesmek bir hata olabilir. Bu durum özellikle hastada bazı ek belirtiler ya da ailede çok ataklı bir bipolar bozukluk öyküsü varsa geçerlidir. Hastalar şunu akıllarında tutmalıdır: Her atak yeni bir atak geçirme olasılığını arttırır. Aynı zamanda ataklar arasındaki süre de kısalma eğilimindedir.
Lityum ya da duygudurum düzenleyici tedaviyi bırakmaya karar verdiyseniz bunu mutlaka hekiminizin kontrolü altında yapın. Bipolar bozukluklu bir basta asla kendi başına ilacını bırakmamalıdır. Erken ya da hızlı ilaç kesme hastalığın yineleme olasılığını arttırır.
İki tane manik atak geçirmiş bir bipolar I hastasının uzun süre duygudurum düzenleyici ilaçlar kullanması gereklidir.