Parkinson Hastalığından Korunma Yöntemleri
Çok önemli iki toplumsal hastalığı konuştuk. Tedavi anlamında bugün hangisinde daha başarılıyız?
Şu an Parkinson tedavisinde daha başarılıyız. Bugün kullandığımız ilaçlarla hemen hemen tüm Parkinson hastalarında gözle görülür, belirgin bir düzelme sağlamak mümkün, aynı ölçüde bir düzelmeyi Alzheimer hastalarında maalesef görmüyoruz.
Peki bu hastalıklardan korunmak için ne yapmalı?
Tüm dünya beynin yaşlılıkla ortaya çıkan hastalıklarından korunmanın yollarını arıyor. İnsanlardaki genel eğilim alınacak herhangi bir vitamin ya da besin katkısıyla bunların önüne geçebilme dileği. Bir başka deyimle insanlar çözümü kendi dışlarında arıyorlar. "Ben yaşam tarzımda hiçbir şey değiştirmeyeyim, beslenmeme, kendime dikkat etmek zorunda olmayayım, bir vitamin ya da başka bir hap alayım ve bu hastalıklardan korunayım" arayışı içindeler. Ancak bugüne kadar herhangi bir vitaminin ya da başka bir maddenin tek başına bu tip hastalıkları engelleyebileceği gösterilemedi. Böyle sihirli bir hap yok elimizde. Ama bildiğimiz risk faktörleri var. Her iki hastalık için de bu risk faktörlerini azalttığınız zaman, hastalıkların ortaya çıkma olasılığını da azaltıyorsunuz. Alzheimer hastalığında bilinen risk faktörleri arasında; yüksek tansiyon, kolesterol, doymuş yağlardan zengin beslenme şeklinin olduğunu söylemiştik. Bütün bunları kontrol altına alırsanız, zihninizi ve bedeninizi düzenli olarak aktif tutarsanız, nöro-dejeneratif hastalıkların ortaya çıkma riskini de azaltırsınız.
İlave olarak alınan vitaminlerin gerçekten hiçbir etkisi yok mu?
Bugüne kadar ispatlanmış, şu vitamin şu kadar dozda alınırsa, Alzheimer veya Parkinson hastalığı oluşmaz diye bir bulgu yok. Yüksek dozda E vitamininin (günde 2.000 mg ) hem Alzheimer hem de Parkinson hastalığında tedavi edici olup olmadığı veya hastalığın ilerleme hızını yavaşlatıp yavaşlatmadığı araştırıldı ve böyle bir etki olmadığı görüldü. Bu hastalıklardan korunma bağlamında ise yapılan tüm gözlemsel çalışmalar bir araya getirildiğinde her gün alınan 400 mg E vitamininin beynin dejeneratif hastalıklarının ortaya çıkma riskini hafif de olsa azalttığı kanısına varıldı, ancak bu henüz ispatlanmış olarak düşünülmemeli.
Yani düzenli olarak ilave vitamin almanın ispatlanmış bir etkisi yok?
Yok. Günlük gıdalara ilave olarak alınan herhangi bir vitaminin koruyucu etkisini göstermek o kadar zor ki. Bin insan aldığınızı düşünün, bu vitamin kullanan grup olsun; kıyaslamak için de bin tane vitamin almayan insan aldığınızı düşünün. Kesin bir sonuca varmak için bu iki grubun diğer özelliklerini yıllar boyunca eşit tutmanız gerekir. Bunu yapmak mümkün mü? Başka bir deyişle yıllar boyunca bu iki grubun, kabaca aynı miktarda aynı şeyleri yemesini sağlamak, aynı şekilde yaşamasını sağlamak, aradaki tek farkın vitamin almak veya almamak olmasını sağlamak mümkün mü? Vitamin katkılarının etkisini kesin bir şekilde cevaplamanın tek yolu bu, bu da pratik olarak çok zor bir yöntem. Bu yüzden de bugüne kadar yapılmış araştırmaların (ki bunlar kişilerin aldığı günlük vitamin miktarlarının tahmin edilmesi yöntemine dayanıyor) sonuçlan ciddi farklılıklar gösteriyor, örneğin bir çalışma E vitamininin koruyucu olduğunu bulurken bir başkası hiçbir koruyucu etki bulmuyor.
Top bizde
Top bizde mi yani?
Evet öyle, top büyük ölçüde insanların kendisinde. Dışardan alabileceğimiz, beyin hastalıklarını engelleyen sihirli bir hap henüz yok. Yük insanın kendi omuzlarında, top sizin ayağınızda, kendiniz için bir şey yapmak sizin elinizde. Eğer sağlıklı bir yaşam sürerseniz, beslenmenize, zihin-sel-fiziksel aktivitelerinize dikkat ederseniz, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, yüksek kolesterol gibi riskleriniz varsa ve bunlarla etkin bir şekilde mücadele ederseniz, beyninizin hastalanma riskini de azaltırsınız.
Beynin yaşlanması ve özellikle Alzheimer ve Parkinson hastalıkları tüm dünyanın baş etmeye çalıştığı toplumsal sağlık sorunlarının başında geliyor. Türk insanını bu konuda aydınlattığınız için size çok teşekkür ediyorum. Ben de kitabın hastalarımıza, hasta yakınlarına ve tüm halkımıza yararlı olmasını diliyorum.