Yaşlılarda Deri Değişiklikleri
Yapısal değişiklikler
Yılların etkisiyle, ışığa maruz kalan bölgelerde dermiş ve epidermis incelir. İncelme derecesi değişken olabilir. Ancak, önkolun fleksör yüzünde deri kalınlığı 20-80 yaş arasında erkeklerde yaklaşık 1.1 mm'den 0.8 mm'ye kadar düşer. Epidermis 20 yaşlarında olan 4-5 hücre kalınlığından, 80 yaşında 3 hücre kalınlığına iner. Keratinositler yaşın ilerlemesiyle büzüşürler ama stratum korneum hücrelerinin yüzey alanında artış görülür. İlginç olan, stratum korneum kalınlığı yaşlanma ile birlikte çok fazla değişmez.
Kan damarları yaş ile birlikte sayı olarak azalır ama kalınlaşır. Deri ekleri yaş ile birlikte sayı ve büyüklük olarak azalır. Bu durum saçlar için de geçerlidir ama sebase bezler yüzde, bazen klinik olarak sebase bez hiperplazisine gidecek kadar tuhaf bir şekilde genişler.
Dermal bağ dokusunun zeminini oluşturan proteoglikan yapısı çok azalır. Kollajen lifleri çok sert ve biyokimyasal olarak çok sıkı bağlantılı olurlar. Pigmente hücreler sayı ve çap olarak azalır, Langerhans hücreleri de yaşlı deride daha az görülür.
Fonksiyonel değişiklikler
Yara iyileşmesi daha yavaş olur veya yaşlılarda tam olmayabilir. Yaşlı deri kimyasal ve fiziksel travmalara daha az cevap verir. Eritem ve şişkinlikler daha az belirgin ve daha yavaş gelişir. Gecikmiş tip aşırı duyarlılık reaksiyonu baskılanmıştır ve aynı durum diğer immün cevaplar için de geçerlidir.
Pigment hücrelerin aktivitesi azalmıştır. Yaşlılarda ışığa maruz kalmayan bölgelerin derisi, genellikle gençler ve erişkinlerden daha açık renklidir. Derinin güneş gördüğü bölgelerde ise, melanositler düzensiz bir pig-mentasyon gösterirler.
Isı düşmesine karşı ter bezlerinin cevabı ve sebum sekresyon oranı azalmıştır. Ancak bu durum, yaşlılarda diğer deri fonksiyonlarına göre daha hafif seyreder.
Derinin duyusal özellikleri yaşlılarda azalır ama, maalesef aynı durum kaşıntı ve ağrı için geçerli değildir!