ice: Buz.
ice dancingaxel: Buz dansı.
ice hockey: Buz hokeyi.
iceman: Buz hokeycisi.
icterus: Sarılık.
illegal: Kural dışı davranmak.
illegal dibble: Kural dışı lop sürme.
illegal grip: Kural dışı tutuş.
illusion: ilizyon.
immobile: Hareketsiz, sabit.
immoral: Ahlak dışı.
immune: Bağışıklık.
immune system: Bağışıklık sistemi.
immutable: Değişmez.
impacted: Gömülü.
impartial: Tarafsız, yansız.
impartiality: Tarafsızlık.
imperfect: Eksik, tam olmayan.
impertinent: ilgisiz, alakasız.
imperturtable: Umursamaz, aldırmaz.
implement: Uygulamak.
impolite: Terbiyesiz.
impotent: Güçsüz.
impractical: Pratik olmayan.
improper: Uygunsuz, elverişsiz.
in: Topun oyun alanı içerisine düşmesi.
in check: Kontrol altında.
in play: Oyunda olmak.
in side: Servis atan taraf.
in side lane: iç kulvar.
in side left: Sol iç oyuncu.
in side right: Sağ iç oyuncu.
in step: Ayak uydurmak.
in step kick: Ayağın üst kısmı ile yapılan vuruş.
in straigHt sets: Hiç set kaybetmeden kazanılan maç.
inapt: Beceriksiz, yeteneksiz.
incapability: Yetersizlik.
incentive: Teşvik edici.
Incessant: Devamlı, sürekli.
incitement: Tahrik.
incomplete: Yetersiz, eksik.
incorrect: Yanlış.
increase of weights: Ağırlık artırımı.
increase the speed: Sürat artırmak.
indefatigable: Yorulmaz.
indian club: Lobut.
irıdirect free kick: Çift vuruş.
indirect pass: Endirekt pas.
individual: Birey, Fert.
individual defense: Bireysel savunma.
individual event: Bireysel yarışma.
individual exercises: Ferdi hareketler.
individual foul: Kişisel hata, faul.
individual road race: ferdi yol yarışması.
individual start: Bireysel çıkış.
individual tactics: Bireysel taktik.
individualize: Bireyselleştirmek.
indoor competitions: Salon yarışmaları.
indoor pool: Kapalı havuz.
indoor soccer: Salon futbolu.
inert: Hareketsiz, uyuşuk.
inexhaustible: Yorulmaz.
inexperienced: Tecrübesiz.
infection: Enfeksiyon.
infighting: Yakın dövüş.
informatics: Enformasyon.
infraction: Kuralları bozma.
inner track: Pistin iç kısmı.
inorganic: inorganik.
insecure: Güvensiz.
instruct: Öğretmek.
instructive: Öğretici.
insufficient: Yetersiz.
insurmountable: Yenilmez.
intention: Amaç.
intentional: Kasıtlı.
intentional foul: Kasıtlı faul.
intercept: Durdurmak.
intercept a pass: Atılan pası kesmek.
interchanginig of position: Pozisyon değişikliği.
international: Uluslararası.
international competition: Uluslararası yarış.
international handball federation: Uluslararası el topu federasyonu.
international olympics committee: Uluslararası olimpiyat komitesi.
international player: Uluslararası yarışmalarda yer alan milli oyuncu.
international tournaments: Uluslararası turnuvalar.
interpret: Yorulmak.
interruption of the play: Oyunun durması.
intervention: Müdahale.
intrecept: Rakibin pasını yakalamak.
invention: Bulgu.
invincible: Namağlup.
involuntary: istemsiz.
invvard dive: Yunus atlayışı.
inward somersault: Salto atlayışı.
irate: Kızgın, öfkeli.
ironman: Fiziksel açıdan çok dayanıklı olan sporcu.