Sucul Yaşam Kuşakları
Karasal ekosistemlerin enlemlere göre zonlaşması çok belirgin iken sucul ekosistemlerde zonlaşma belirgin değildir.
Sucul ekosistemlerde fiziko-kimyasal değişimler karasal ekosistemle-re oranla çok daha yavaştır. Akıntı sistemleri ve konveksiyon olayları ekolojik bir homojenliği de beraberinde getirdiği için bu durum büyük yaşam kuşaklarının ayrışmasını zorlaştırır.
Sucul yaşam kuşaklarım Tatlı ve Tuzlusu yaşam kuşakları olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür.
Tatlı su habitatları durgun sular ya da "lentik sular" göller, barajlar ve göletler ile dere, çay ve nehirlerdir. Akarsular "lotik sular" olarak da adlandırılır ve bunlar yükseklik farkı nedeniyle yukarıdan aşağıya doğru akarak genellikle denizlerde son bulurlar.
Tuzlu su habitatları ise karasal tuzlu sular ile denizler ve okyanuslardır.
Sucul ekosistemlerde; ışık, sıcaklık, derinlik, erimiş madde miktarı, durgun veya hareketli oluş önemli faktörlerdir. Bunlara ilave olarak mevsimsel değişimler, çözünmüş oksijen miktarı ve gel-git olayları da sucul ekosistemlerde önemli çevresel faktörlerdir.
Sucul ekosistemlerde iklimsel parametrelerdeki değişimler karalar kadar belirgin olmadığı için karalardaki gibi net bir zonlaşma ayırt etmek mümkün değildir.
Bununla birlikte bazı büyük mercan resiflerinde olduğu gibi sıcaklığı 20°C'tan fazla olan sıcak sularda gelişirken, kutup çevresinde soğuk sulara lokalize olmuş "stenoterm" topluluklara da rastlamak mümkündür.
Denizel biyomasın en yoğun olduğu yerler kuzey ve güney kutup altı bölgelerdir. Bunun nedeni ilkbaharda eriyen buzullar alt kısımlardaki besin elemanlarınca zengin suların yüzeye çıkışını sağlayan yüzey akıntılarına neden olur. Bu nedenle mevsimin başında ve sonunda bu bölgelerde fitoplanktonların yoğunlaşması bu dönemlerde biyomas artışına neden olur.
Karaların aksine tropikal bölgelerin mavi renkli yüzeysel suları besin maddelerince fakirdir; bu beraberinde zayıf bir biyomas getirmekle birlikte biyolojik çeşitlilik açısından zengindir.
Sucul ekosistmelerde derinliği 200 m'ye kadar olan kısımlar neritik, 200 m'den sonraki kısımlar pelajik olarak adlandırılır bu kesimde artık fiziko-kimyasal bir homojenlik hâkimdir.
Sucul ekosistemlerde bir diğer önemli özellik ışığın dikey dağılışına göre öfotik (asıl ışık bölgesi) ve disfotik (ışık almayan) bölgeler arasındaki ayrılmadır.
Öfotik bölge ışığın nüfuz edebildiği dolayısıyla fotosentezin gerçekleştirilebildiği, derinliği genellikle 50'ye kadar olan kısımlardır.
Disfotik bölge ise 100 m'den sonraki kısımları yani daimi karanlıkla karakterize edilir ve bu bölgelere güneş ışığı pek nüfuz edemez.
Bununla birlikte bazı araştırıcılar 500 metreye kadar inen yarı ışıklı bir oligofotik bölge daha ayırırlar.