Hastanın Kendi Takibini ve Ölçümünü Yapması
Kan Şekeri Ölçümü Hasta Tarafından Yapılması
Bu, hastanın diabetinin kontrolünün hasta tarafından her gün yapılmasıdır. İki yöntemi vardır.
Eski yöntem günde 3 defa glikozüri ve ketonüri tayininin, arasıra laborotuvarda açlık ve postprandial venöz kan glükozu ölçümleri (ve muhtemelen bir kan glükozu siklüsü) ile yapılmasından oluşur. Bu basit bir yöntemdir, hastaların çoğu tarafından iyi kabul edilir, pahalı de-ğidir, fakat değeri sınırlıdır. İdrar örneğinden daha önceki dönemde kan glükozu kontrolü hakkında bilgi verir, fakat analiz anındaki kan glükozunu göstermez. Kişiden kişiye değişen böbrek eşiğinin (140 ila 250 mg/dL arasında) altındaki normal kan glükoz düzeyini teyit edemez. Hipoglisemiyi saptayamaz ve böbrek eşiğinin uç değerlerde olduğu durumlarda (özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda), çelişkiler yorumlama zorluklarına yol açar ve hastanın kendini izlemesini çok hassas bir işlem haline getirir. Laboratuvarda ölçülen venöz kan glükozu düzeyleri (bir siklus sırasında gün içinde tekrarlandığında bile), hasta laboratuvara gelmek için kendi rutinini değiştirdiğinden (zaman değişiklikleri, yemeklerde değişiklikler, işe gidememe olasılığı), diabetik hastanın olağan kontrolünün iyi bir değerlendirmesini sağlamaz. İdrar analizleri, başlıca ayıraç stikler-le olmak üzere (bu terime bak.), çeşitli ayıraç tipleri ile yapılabilir.
Glükoz-oksidaz emdirilmiş stiklerin ve hastanın kendi parmağını delerek kan almasını sağlayan aletlerin geliştirilmesini takiben, hastanın kendi kan glükozunu izlemesi son yıllarda geliştirilmiştir. Hemen bilgi vererek (idrar analizlerindeki gibi kümülatif değil) gereğinde tedavinin hemen ayarlanmasını sağlar. Kapiller kan glükozu ölçümlerinin (özellikle preprandial ve postprandial) sıklığı ve tekrarı, enjekte edilmiş olan insülinin ya da hipoglisemik ilacın etkisi hakkında bilgi verir. Bu, aynı zamanda hastanın kendi böbrek eşiğini tayin edebilmesini ve diyetinin ve fiziksel aktivitesinin kendi kan glükoz kontrolü üzerindeki etkisini belirleyebilmesini sağlar. Hipoglisemiyi ve hipoglisemi korkusunu etkin olarak kontrol etmenin en iyi yoludur. Kendi kendine kontrol, belli bir dereceye kadar, hastanın tedavisini kendi yaşam tarzına göre ayarlamasını sağlar, yaşamını tedaviye göre ayarlaması zorunluluğunu azaltır. Kendi kendini izleme yöntemi hastanın kapiller kan glükozu ölçümlerini bir deftere kaydetmesi şartıyla yararlı olur (bak. İzleme defteri). Ancak bu metodun bazı sınırlamaları vardır. Diabetik hastanın izlenmesinin yalnızca bir yönüdür. Hastanın, diabetinin kötü kontrol edildiğini farketmesini sağlamasına rağmen, tek başına bu metod bilinçli ya da bilinçsiz olarak hastanın pasif tutumunu değiştiremez. Bazı olgularda, diabetik için gerçek bir obsesyon halini alabilir ve psikolojik problemlerin kaynağı olur.
Kendi kendini izleme yöntemi diabetikler tarafından gittikçe artan sıklıkta uygulanmaktadır: insüline bağımlı diabetiklerde zorunludur ve insüline bağımlı olmayan diabetiklerde daha yaygın kullanılır olmaktadır, çünkü diyetin etkisini anlamalarına yardımcı olur ve takiplerini iyileştirir.