Nukleoplasti ve Tedavisi

Nükleoplasti ve Tedavisi

Nükleoplasti nedir?


Nükleoplasti disk (bel-boyun) fıtığı tedavisi için geliştirilmiş ameliyat dışı girişimsel bir yöntemdir. Nükleoplasti, anlam olarak diskin merkezinde yer alan jel kıvamındaki madde olan nükleus pulpozus'un buharlaştırılmasıdır. Diskin dış yüzünü anulus adı verilen bir kemer sarar. Bel fıtığı bu kemerin açıl­ması ve nükleusun dışarıya fırlayarak sinirlere baskı yapmasıyla oluşur. Nükleoplasti uygulaması disk olan bölgede kesik oluşturmayı gerek­tirmez. Bu işlem için özel geliştirilmiş bir iğne görüntüleme yöntemi eşliğinde diske yerleştirilir. Bu iğnenin içinden geçirilen bir elektrot disk içine ulaştırılır. Bu elektrot yardımıyla ısı oluşturularak diskin içindeki jel kıvamındaki madde buharlaştırılır.

Nükleoplasti nasıl uygulanır?

Nükleoplasti, ameliyathane koşullarında floroskopi adı verilen görüntüleme yöntemi eşliğinde uygulanmaktadır, işlem sırasında hasta yüzüstü yatar. Hastanın işlem sırasında rahatsı­zlık hissetmemesi ve gevşemesini sağlamak için sedasyon uygulanır (yüzeysel uyutma). Bu şekilde hasta işlem sırasında ağrı duymaz ve herhangi bir rahatsızlık hissetmez. Ayrıca işlemin yapılacağı bölgeye lokal anestezik ilaç (mevzi uyuşturucu) da yapılır. İşlem tamamen steril koşullarda ve tek kullanımlık malzeme ile gerçekleştirilir. İşlem ne kadar sürer?

Nükleoplasti yaklaşık 30-45 dakika süren bir işlemdir. İşlem sonrası ne yapılmalıdır?

İşlemin yapıldığı hastalar operasyon günü ve sonrasındaki 48 saat içinde din­lenmelidir. İlk hafta araba kullanmak, ağırlık kaldırmak ve eğilmek gibi beli zorlayıcı aktivitelerden kaçınılmalıdır. İşlemden 2 hafta sonra fizik tedaviye başlanabilir.

Nükleoplastinin riskleri ve yan etkileri nelerdir?

Nükleoplasti genel olarak güvenli bir işlemdir. Ancak, tüm işlemler gibi nük­leoplastinin de bir takım yan etkileri olabilir. En sık görülen yan etki, geçici ağrıdır. Enfeksiyondan korunmak için işlem steril koşullarda ve tek kullanımlık malzeme ile yapılır. İşlem görüntüleme eşliğinde yapıldığından daha ciddi komplikasyon görülmez.

Kanser ağrılarında radyofrekans termokoagülasyon

Radyofrekans termokoagülasyon kanser ağrılarında da kullanılır. Kanser ağrılarında iki biçimde uygulanabilir.

1. Omurilikten çıkan köklerin çıktığı noktada yakılması- rizotomi
2. Omuriliğin içerisine girilerek ağrı yollarının tahrip edilmesi - kordotomi

1. Omurilikten çıkan köklerin çıktığı noktada yakılması:

Omurilikten çıkan sinir kökleri bir harita çizecek biçimde vücuda dağılırlar. Dermatom adı verilen bu harita sayesinde hangi sinir kökünün nereye gittiği belirlidir. Böylelikle ağrılı bölgeye giden sinir kökü saptanabilir. Bu sinir köküne omurilikten tam çıktığı noktada elektrot adı verilen iğnelerle ulaşılarak radyofrekans termokoagülasyon uygulanabilir.
Yine ameliyathane koşullarında ve görüntüleme altında sinire ulaşılır. Sinir uyarılır. Doğru yerde olup olmadığı elektronik ölçümlerle belirlendikten sonra dikkatli bir biçimde sinir yakılır. Sinir yakılırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta hareket sinirlerinin zarar görmemesidir. Bu konuda gerekli eğiti­mi almış ellerde riski yoktur.

2. Kordotomi:

Radyofrekans teknikleri içerisinde en riskli olanıdır. Ağrı sinirler aracılığı ile omuriliğe taşınır oradan beyne iletilir. Kordotomi omurilik içerisindeki bu ağrı yollarının tahrip edilmesidir. İlk geliştirilen radyofrekans yöntemlerinden birisi olmasına rağmen artık çok sayıda uygulanmaktadır. Uygulama sırasında hasta tamamıyla uyanık olmalıdır. Elektrotla görüntüleme ya da bilgisayarlı tomo­grafi eşliğinde omurilikteki ağrı yollarının olduğu bölgeye ulaşılır. Elektriksel uyaranla doğru yerde olduğu anlaşıldıktan sonra 1 milimetrekarelik bir alan tahrip edilir. Çok etkili bir yöntem olmasına rağmen felç riski olduğu için ancak hiç bir ağrı tedavi yöntemi etkili olmadığı zaman uygulanmalıdır.