Terleme Nedenleri, Aşırı Terleme, El ve Ayak Terlemesi
Terlemeyen insan sağlıklı sayılmaz. Hiçbir şey yapmadan da devamlı terleriz, çünkü terleme insan vücudunun en tabii, en sıradan fonksiyonlarından biridir. Su ve tuz miktarını ayarlamak için vücudumuz durmadan ter salgılar, hatta uyurken bile.
Bununla metabolizma da hareketlenir. Takriben iki milyon kadar ter bezi organizmanın dakikada 0,3 gr. kadar ter salgılamasını sağlar, yani oldukça yorucu bir iş. Yüksek ateş bu salgılamayı daha da fazlalaştırır.
Ter, derinin üzerinde buharlaşarak vücut ısısını devamlı olarak 37 derecede sabit tutar. Terlemekten aşırı rahatsız olan kişi şunları aklından çıkarmamalıdır:
Yaz aylarında terlemediğimiz takdirde birkaç saat içinde ölmemiz gerekirdi.
Terleme olmasaydı vücuttan dışarıya atılamayan organizma artıkları onu uzun süre rahatsız ederdi.
Terlemeseydik derimiz gevşek ve kuru olurdu. Çünkü, ter cildin kendi yağı ile birlikte deriyi nemli tutan bir koruyucu tabaka oluşturur.
Terleme ile tuz kaybı olur. Bu yüzden yazlan tuzu biraz daha fazla kullanmalıyız.
Ter Kokusu, Terleme Hastalığı, Ter Kokusunun Tedavisi
Terlemesek hayatımız son bulurdu; daha doğrusu ateş yüksekliğinden ölürdük. Terlemenin temel fonksiyonu, ter toksinlerimizin (zehir) küçümsenmez bir bölümünü dışlamamıza yardım eder.
Terleme, derimizin içinde bulunan ter bezleri sayesinde ve dışa açılan gözenekler yoluyla toksinlerin atılmasını sağlar.
Ter; su, üre, tuz, yağlı maddeler ve kimi kokulu öğelerden oluşur. Aslında bu koku tiksindirici değildir. Ama, hastalık durumunda tiksinti verir (bu koku, mesela idrar kokusunu andırıyorsa, bu bir böbrek bozukluğunun belirtisidir).
Duygusal yapılı, fazla heyecanlı, sinirli veya anemik (kan seviyesi düşük) kişiler fazla terlerler.
Ne yapılmalı? Eğer çok terliyorsanız (ellerde, ayaklarda, koltuk altlarında veya tüm vücutta) bazılarının dediğinin tersine, su içmeyi kesmeyin. Su içmeyi keserseniz hastalanırsınız.
Baharatlı yiyecekleri listenizden çıkarınız.
Tabii ipliklerden yapılmış giysiler giyinin (yün, pamuk, keten, ipek ve benzerleri); sentetik (suni) olanları giymeyin.
Muhakkak, günde birkaç kez yıkanın. Temizlenmemiş koltuk altlarına koku gidericiler uygulamayın. Asalak bakterilere ve alerjiye yol açabilir.
Eczaneden alacağınız koku gidericileri temizlendikten sonra uygulayabilirsiniz.
Gunes Yanigi Nasil Olur Cilt Yaniklari Tedavisi
Güneş Yanığı Nasıl Olur, Güneş Cilt Yanıkları Tedavisi
Güneş yanığı, isteyerek yapılmış da olsa, gerçek bir yanıktır. Böyle bir yanığı ve onun acısını tadan, hiç de şaka olmadığına tanıklık edebilir.
Ateş, yakıcı sıvılar, ültraviyole lambası ya da güneş yanıkları, deriyi ve deri altındaki dokuyu aynı şiddetle tahrip ederler. Bunun derecesi sadece teknik bir sorun olup, derideki kızartıya, kabarcıklara, serum sızıntısına ve toksik etkilere göre sıralanır.
Ne yazık ki, güneşe âşık olanlar, kıştan zayıf düşmüş derilerini ilk kez güneşe gösterdiklerinde, bir an önce sağlıklı bronz bir renge dönüşebilme heyecanı içinde ölçüyü kaçırırlar. Yavaş yavaş bronzlaşmak, derideki pigmentin güneşin şiddetli ışınlarına karşı deriyi korumasını sağlar.
Bronzlaşmaya, ilk gün yirmi - otuz dakikayla başlamak doğru olur. Ondan sonra, kişinin önceki deneyimlerine, deri rengine ve duyarlılığına göre, bu süre, yavaş yavaş artırılır. Açık tenliler, güneşten, esmerlerden daha çok zarar görürler.
Güneş suya ve kuma yansıyınca, ışınları bulutların arasından geçse bile şiddet kazanır. Güneş yanığı krem ve losyonlarının koruyucu etkileri vardır, ayrıca, çabuk bronzlaşmayı da sağlarlar. Tümüyle koruyucu oldukları sanılıp güneşte dikkatsizce fazla kalındığında bunlar da tehlikeli olabilirler. Güneşteki ültraviyole ışınları gözlere dokunduğu için, hafif renkli gözlüklerle korunmalıdır. Bu gözlükler iyi kaliteli olmazsa, koruyuculuk bir yana, gözleri bozabilirler.
Bütün uyanlara rağmen bir yaz gecesi ağrılı yanmalar duyarsanız, deriyi hafif bir antiseptik sabunla ve pamukla hırpalamadan temizleyin. Duyarlı ve ağrılı deriyi sert gazlı bezler ya da kaba havlularla ovuşturmayın. Tepeleme dört çay kaşığı bikarbonat yani soda bir bardak soğuk musluk suyunda eritilirse, yumuşatıcı ve koruyucu etki sağlar. Soğuk kompres, geçici bir rahatlık verir. Yanık deriyi ağır yağlı merhemlerle örtmeyin. Bu, bütün yanıklar için geçerli bir öneridir. Bugün güvenli kullanılabilecek bazı ağ kesici merhemler vardır. Ama bunlar ve ağrı kesici ilaçlar doktor tavsiyesiyle kullanılmalıdır. Her ailede güneş yanığına karşı bir takım kocakarı ilaçlan bulunur. Bunların birçoğu iyi iş görürse de hiçbiri, akıllıca güneşlenmenin yerini tutamaz.
Güneşte çok fazla kalmaktan deri kanserine yol açar mı?
Çok değişik iki sorun üzerindeki kaygılan aynı kefeye koyamayız. Deri kanseri ciddi bir sağlık tehlikesi olup, dikkatle gözetilmelidir. Yüzdeki kırışıklıklarsa sadece bir güzellik sorunudur.
Güneşten gelen ültraviyole ışınlarıyla aşın derecede karşı karşıya kalmanın şiddetli yanıklara ve böylece de deri kanserine yol açabileceğini savunan uzmanlar gittikçe artıyor. Bu konudaki istatistikler nedeniyle çok kişi güneş banyosu zevkinden yoksun kalmaktadır. Derisi esmer olanlar güneşte daha uzun süre güvenle kalabilirler, soluk, şeffaf tenlilerse birkaç dakika bile dayanamıyor.
Doktor başka türlü bir tavsiyede bulunmazsa, ölçülü bir güneş banyosu, genellikle yararlıdır.
Derinin kırışması yıllardır üzerinde durulan bir konudur ve aşırı derecede güneşte kalmanın deriyi kuruttuğu kabul edilmektedir. Erken yaşlanmaya yol açan bazı değişikliklerin, orta yaşlılarda görülen kahverengi karaciğer lekelerinin bu nedenle olabileceği de kabul ediliyor.
Bence bu korkular güneş banyosunu engellememelidir. Bundan, ancak doktorunuz özel bir sakınca bulunduğunu söylerse kaçınmalısınız. Kırışıklıklara gelince, yararları ve zararları kendiniz ölçüp, kendiliğinizden bir karara varmalısınız.
Bazı kaliteli krem ve losyonlar güneş yanığına karşı deriyi koruyabilirler. Güneş banyosunu, birkaç dakikadan başlayarak yavaş yavaş arttırmak da, ağrılı yanıkları önleyebilir.
Güneş yanığı, isteyerek yapılmış da olsa, gerçek bir yanıktır. Böyle bir yanığı ve onun acısını tadan, hiç de şaka olmadığına tanıklık edebilir.
Ateş, yakıcı sıvılar, ültraviyole lambası ya da güneş yanıkları, deriyi ve deri altındaki dokuyu aynı şiddetle tahrip ederler. Bunun derecesi sadece teknik bir sorun olup, derideki kızartıya, kabarcıklara, serum sızıntısına ve toksik etkilere göre sıralanır.
Ne yazık ki, güneşe âşık olanlar, kıştan zayıf düşmüş derilerini ilk kez güneşe gösterdiklerinde, bir an önce sağlıklı bronz bir renge dönüşebilme heyecanı içinde ölçüyü kaçırırlar. Yavaş yavaş bronzlaşmak, derideki pigmentin güneşin şiddetli ışınlarına karşı deriyi korumasını sağlar.
Bronzlaşmaya, ilk gün yirmi - otuz dakikayla başlamak doğru olur. Ondan sonra, kişinin önceki deneyimlerine, deri rengine ve duyarlılığına göre, bu süre, yavaş yavaş artırılır. Açık tenliler, güneşten, esmerlerden daha çok zarar görürler.
Güneş suya ve kuma yansıyınca, ışınları bulutların arasından geçse bile şiddet kazanır. Güneş yanığı krem ve losyonlarının koruyucu etkileri vardır, ayrıca, çabuk bronzlaşmayı da sağlarlar. Tümüyle koruyucu oldukları sanılıp güneşte dikkatsizce fazla kalındığında bunlar da tehlikeli olabilirler. Güneşteki ültraviyole ışınları gözlere dokunduğu için, hafif renkli gözlüklerle korunmalıdır. Bu gözlükler iyi kaliteli olmazsa, koruyuculuk bir yana, gözleri bozabilirler.
Bütün uyanlara rağmen bir yaz gecesi ağrılı yanmalar duyarsanız, deriyi hafif bir antiseptik sabunla ve pamukla hırpalamadan temizleyin. Duyarlı ve ağrılı deriyi sert gazlı bezler ya da kaba havlularla ovuşturmayın. Tepeleme dört çay kaşığı bikarbonat yani soda bir bardak soğuk musluk suyunda eritilirse, yumuşatıcı ve koruyucu etki sağlar. Soğuk kompres, geçici bir rahatlık verir. Yanık deriyi ağır yağlı merhemlerle örtmeyin. Bu, bütün yanıklar için geçerli bir öneridir. Bugün güvenli kullanılabilecek bazı ağ kesici merhemler vardır. Ama bunlar ve ağrı kesici ilaçlar doktor tavsiyesiyle kullanılmalıdır. Her ailede güneş yanığına karşı bir takım kocakarı ilaçlan bulunur. Bunların birçoğu iyi iş görürse de hiçbiri, akıllıca güneşlenmenin yerini tutamaz.
Güneşte çok fazla kalmaktan deri kanserine yol açar mı?
Çok değişik iki sorun üzerindeki kaygılan aynı kefeye koyamayız. Deri kanseri ciddi bir sağlık tehlikesi olup, dikkatle gözetilmelidir. Yüzdeki kırışıklıklarsa sadece bir güzellik sorunudur.
Güneşten gelen ültraviyole ışınlarıyla aşın derecede karşı karşıya kalmanın şiddetli yanıklara ve böylece de deri kanserine yol açabileceğini savunan uzmanlar gittikçe artıyor. Bu konudaki istatistikler nedeniyle çok kişi güneş banyosu zevkinden yoksun kalmaktadır. Derisi esmer olanlar güneşte daha uzun süre güvenle kalabilirler, soluk, şeffaf tenlilerse birkaç dakika bile dayanamıyor.
Doktor başka türlü bir tavsiyede bulunmazsa, ölçülü bir güneş banyosu, genellikle yararlıdır.
Derinin kırışması yıllardır üzerinde durulan bir konudur ve aşırı derecede güneşte kalmanın deriyi kuruttuğu kabul edilmektedir. Erken yaşlanmaya yol açan bazı değişikliklerin, orta yaşlılarda görülen kahverengi karaciğer lekelerinin bu nedenle olabileceği de kabul ediliyor.
Bence bu korkular güneş banyosunu engellememelidir. Bundan, ancak doktorunuz özel bir sakınca bulunduğunu söylerse kaçınmalısınız. Kırışıklıklara gelince, yararları ve zararları kendiniz ölçüp, kendiliğinizden bir karara varmalısınız.
Bazı kaliteli krem ve losyonlar güneş yanığına karşı deriyi koruyabilirler. Güneş banyosunu, birkaç dakikadan başlayarak yavaş yavaş arttırmak da, ağrılı yanıkları önleyebilir.
Siyah Nokta Siyah Noktalar İcin Temizleme
Ciltteki Siyah noktalar Nasıl Oluşur, Yüzdeki Siyah Nokta Tedavisi
Siyah noktalar ergenlik sivilcelerinin ilk basamağıdır. Bazı kişilerde daha fazla görülür ve bazılarında da sivilceye dönüşür. Siyah noktaları çok olanlarda siyah noktalara yönelik soyucu kremlerin kullanıldığı bir tedavi uygulanır. Ancak ilaçlar yaşa, siyah siyah noktaların sayısına ve başka özelliklere de bağlı olduğu için kullanılacak ilaçlardaki maddelerin oranları cilt doktorunca belirlenmelidir. Türkiye'de siyah noktalar için kullanılan ticari bir ilaç henüz yok. Eczanelerde, cilt doktorlarının önerdiği oranlar doğrultusunda ana maddelerden karışımlar hazırlanmaktadır. Tedavide benzoyleperoxyd içeren ilaçlar kullanılır. Derinin özelliğine göre retinoik asit de kullanılacak maddelerin yüzdelerinin uzman doktor tarafından belirlenmesi çok önemlidir.
Siyah noktalar ergenlik sivilcelerinin ilk basamağıdır. Bazı kişilerde daha fazla görülür ve bazılarında da sivilceye dönüşür. Siyah noktaları çok olanlarda siyah noktalara yönelik soyucu kremlerin kullanıldığı bir tedavi uygulanır. Ancak ilaçlar yaşa, siyah siyah noktaların sayısına ve başka özelliklere de bağlı olduğu için kullanılacak ilaçlardaki maddelerin oranları cilt doktorunca belirlenmelidir. Türkiye'de siyah noktalar için kullanılan ticari bir ilaç henüz yok. Eczanelerde, cilt doktorlarının önerdiği oranlar doğrultusunda ana maddelerden karışımlar hazırlanmaktadır. Tedavide benzoyleperoxyd içeren ilaçlar kullanılır. Derinin özelliğine göre retinoik asit de kullanılacak maddelerin yüzdelerinin uzman doktor tarafından belirlenmesi çok önemlidir.
Tirnak Kirilmasi Tirnak Batmasi Nedenleri
Tırnak Kırılması Nedenleri, Kırılan Tırnaklar İçin
Tırnak Kırılmasının Sebepleri: Yetersiz beslenme, deterjanların tesiriyle ve bazen de özellikle tiroit beziyle ilgili metabolizma hastalıklarından olur.
Önlenmesi için altta yatan rahatsızlığın ortaya çıkarılması gerekir. Bunu da cildiye ve iç hastalıkları uzmanı, muayene ve tahlillerle tesbit eder. Tedavi buna göre yapılır.
Tırnakların Çabuk Kırılması ve Çocuklarda Tırnak Kırılması
Eğer vücutta özel bir vitamin eksikliği yoksa, beslenme bozukluğundan kaynaklanmıyorsa tırnak kırılması genellikle dış etkenlere (deterjan, güneş vb.) bağlıdır. Tırnağın sertliğini azaltıp esnekliğini arttıran, böylece kırılmaların önüne geçen sölüsyonlarlar var. Sertlik solüsyonları diye satılmakla birlikte asıl olarak tırnağı esnetmektedirler. Maalesef pahalı olanlarının daha iyi olduğunu düşünerek, tanınmış isimlerin çıkardığı solüsyonları almakta yarar vardır. Bu solüsyonlar kullanıldığında tırnak iki üç haftada düzelip uzamaya başlar. Bunun dışında dış etkenlerden korumak, kurutucu, alkalen maddelerden uzak Tutmak gerekir.
Tırnak batması Tedavisi, Ayak Tırnak Batması İçin
Tırnak batmasının teşekkülünde rol oynayan en önemli unsur basıdır. Uygun olmayan sıkı ayakkabılar en büyük sorumludur. Ayak tırnaklarının yanlış kesilmesiyle tırnakların serbest köşelerinde dikensi uzantıların ortaya çıkması olayı hazırlayan ikinci unsurdur. Böylelikle, tırnakların uçtaki serbest köşeleri iki yandaki tırnak kıvrımlarına batmaya başlarlar. Bu durum sürdükçe, giderek tırnak kıvrımı bölgesindeki deri ve deri altı dokusunda bir reaksiyon gelişir. Kenarlarından iltihabi sızıntısı gösteren ağrılı, kırmızımsı renkli bir kabarıklık gelişir.
Bu kadar bir reaksiyon oluşmadıysa tedavisi basit sayılabilir. Ayaklar günde iki defa ılık su içerisine sokularak tırnak uçları dışarıya çıkarılmaya çalışılır ve tırnak altına pamuk ile destek yapılır. Hastaya tırnağını kavisli değil düz kesmesi ve bol ayakkabı giymesi tavsiye edilir.
Ancak hadisenin ilerlediği durumlarda tırnağın kısmen veya tamamen çıkarılması ve çevrede reaksiyon neticesi gelişen dokunun ise elektrik ile yakılması gerekecektir.
Tırnak Kırılmasının Sebepleri: Yetersiz beslenme, deterjanların tesiriyle ve bazen de özellikle tiroit beziyle ilgili metabolizma hastalıklarından olur.
Önlenmesi için altta yatan rahatsızlığın ortaya çıkarılması gerekir. Bunu da cildiye ve iç hastalıkları uzmanı, muayene ve tahlillerle tesbit eder. Tedavi buna göre yapılır.
Tırnakların Çabuk Kırılması ve Çocuklarda Tırnak Kırılması
Eğer vücutta özel bir vitamin eksikliği yoksa, beslenme bozukluğundan kaynaklanmıyorsa tırnak kırılması genellikle dış etkenlere (deterjan, güneş vb.) bağlıdır. Tırnağın sertliğini azaltıp esnekliğini arttıran, böylece kırılmaların önüne geçen sölüsyonlarlar var. Sertlik solüsyonları diye satılmakla birlikte asıl olarak tırnağı esnetmektedirler. Maalesef pahalı olanlarının daha iyi olduğunu düşünerek, tanınmış isimlerin çıkardığı solüsyonları almakta yarar vardır. Bu solüsyonlar kullanıldığında tırnak iki üç haftada düzelip uzamaya başlar. Bunun dışında dış etkenlerden korumak, kurutucu, alkalen maddelerden uzak Tutmak gerekir.
Tırnak batması Tedavisi, Ayak Tırnak Batması İçin
Tırnak batmasının teşekkülünde rol oynayan en önemli unsur basıdır. Uygun olmayan sıkı ayakkabılar en büyük sorumludur. Ayak tırnaklarının yanlış kesilmesiyle tırnakların serbest köşelerinde dikensi uzantıların ortaya çıkması olayı hazırlayan ikinci unsurdur. Böylelikle, tırnakların uçtaki serbest köşeleri iki yandaki tırnak kıvrımlarına batmaya başlarlar. Bu durum sürdükçe, giderek tırnak kıvrımı bölgesindeki deri ve deri altı dokusunda bir reaksiyon gelişir. Kenarlarından iltihabi sızıntısı gösteren ağrılı, kırmızımsı renkli bir kabarıklık gelişir.
Bu kadar bir reaksiyon oluşmadıysa tedavisi basit sayılabilir. Ayaklar günde iki defa ılık su içerisine sokularak tırnak uçları dışarıya çıkarılmaya çalışılır ve tırnak altına pamuk ile destek yapılır. Hastaya tırnağını kavisli değil düz kesmesi ve bol ayakkabı giymesi tavsiye edilir.
Ancak hadisenin ilerlediği durumlarda tırnağın kısmen veya tamamen çıkarılması ve çevrede reaksiyon neticesi gelişen dokunun ise elektrik ile yakılması gerekecektir.
Sigil Hastaligi Sigil Nedir Nedenleri
Siğil Hastalığı, Siğil Nedir, Siğil Nedenleri Hakkında
Tıptaki adı veruka olan siğil, selim seyirli epider-mik popül ile karakterize, viral bir epitelyal tümördür. Daha çok gençlerde rastlanır. El sıkma, yalınayak yürüme gibi yolarla temas ele geçebilir. En çok el sırtı, parmaklar, dizler, yüz ve saçlı deride görülür.
Tedavisinde; çeşitli kimyevi karışımlar kullanılmaktadır. Bir başka metod elektrokoagülasyon, yani elektrik ile yakmadır.
Fakat daha etkili ve yan tesiri olmayan zararsız bir metot daha vardır. İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin hazırladığı "Özel Tanı ve Tedavi" adlı ders kitabından takip edelim:
"Bazen inanma (okutma) ile de lezyonların spontan olarak (yani kendiliğinden) kaybolduğu müşahade edilmektedir. Siğili olanlara tavsiye ederiz.
Tıptaki adı veruka olan siğil, selim seyirli epider-mik popül ile karakterize, viral bir epitelyal tümördür. Daha çok gençlerde rastlanır. El sıkma, yalınayak yürüme gibi yolarla temas ele geçebilir. En çok el sırtı, parmaklar, dizler, yüz ve saçlı deride görülür.
Tedavisinde; çeşitli kimyevi karışımlar kullanılmaktadır. Bir başka metod elektrokoagülasyon, yani elektrik ile yakmadır.
Fakat daha etkili ve yan tesiri olmayan zararsız bir metot daha vardır. İstanbul Tıp Fakültesi öğretim üyelerinin hazırladığı "Özel Tanı ve Tedavi" adlı ders kitabından takip edelim:
"Bazen inanma (okutma) ile de lezyonların spontan olarak (yani kendiliğinden) kaybolduğu müşahade edilmektedir. Siğili olanlara tavsiye ederiz.
Sac Dokulmesi Kellik Sac Dokulmesini Onleme
Saç Dökülmesi Nedenleri, Kellik Sorunu ve Tedavisi
Tırnaklar ve tüyler gibi saçların da deriyi koruyucu özelliği vardır. Üç aylıkken (anne karnında) saçlar çıkmaya başlar. Yeni doğan bir bebeğin saç yapısı yetişkin bir insanla aym değildir. Vücudumuzda 5 milyon tüy vardır ve ayrı yapılardadır, yaklaşık 100.000 tane olan saç telimizin yapısı ve gücü diğer tüylerden farklıdır.
Saçlar, çok ince olmasına rağmen oldukça büyük bir alan kaplarlar. Birbirine sürtüldüğü zaman negatif durgun bir elektrikle yüklenirler, bu sebeple pozitif yüklü maddelere doğru çekilir. Sebum (yağ) bezleri ile bağlantılı oldukları için kirlenirler.
Saçlarımız yumuşak ve güçlüdür; ama zarar görebilir ve kırılabilirler. Fazla nem, vücut içindeki dengesizlikler, sağlıksız beslenme, dıştan gelen etkenler (kötü maddeler kullanma, özen göstermeme), bazı ilaç tedavileri, saçlara zarar vermektedir.
Saç normal olarak günde ortalama 0.3 mm. uzar (ayda 1 ila 1.5 cm) kadınlarda bu uzama erkeklere göre daha hızlı olmaktadır.
Bir saç teli, 3 ile 4 sene uzar; sonra durulur. 1 ila 3 hafta daha sonra ise ölür, fakat hemen düşmez ve 3 ay boyunca başımızda kalır. Bu arada yeni bir saç çıkmaya başlar, bu sebeple, devamlı saçımız döküldüğü halde saçsız kalmayız. Günde 50 ile 100 saç teli dökülmesi normaldir. İlkbahar ve özellikle sonbaharda daha çok saç dökülür.
Saçların dökülmesine çoğu zaman çok kötü bir olay gözüyle bakılmaktadır. Kelliğin sebebini erkeklik hormonu (testosteron) olduğu ileri sürülmektedir.
Saçların yeniden çıkması için eskiden beri çeşitli tedaviler uygulanmaktadır, ama hiçbiri parlak neticeler vermez. 4 erkekten 3'ü kel kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu olay sebum salgılanımını etkileyen erkeklik hormonlarıyla bağlantılıdır. Aynı zamanda irsî bir olaydır. Eğer dedeniz, babanız veya amcanız kel ise sizin kel olma şansınız fazladır. Buna dengesiz bir beslenme veya bakımsızlık da eklenince ihtimal yüzdesi daha da artır. Çeşitli şoklar, üzüntüler, stresler de saç dökülmesine sebep olabilir.
Eğer 30 yaşında saçların yarısı dökülmemişse önemli bir kellikle karşılaşılmaz. 50 yaşında ilk saç dökülmelerle karşılaşılırsa kellikten söz edilmez. Yalnızca saçlarda azalma görülür.
Kalıtsal karakter gösteren saçsızlık hala tüm tedavilere direnmektedir. Vitaminler, hormonlar, pahalı krem ve losyonlar, titreşimli masajlar biraz değişiklik sağlayabilirse de, genellikle etkisizdirler.
Yüksek ateşe, barsak solucanına, hormon yetmezliklerine ve psikolojik baskılara bağlı alopesi ya da saç dökülmeleri vardır. Lokal enfeksiyonlara uygulanacak tedaviler dışında, tedavi etmeden de hemen her zaman iyileşirler.
Son olarak, en çok ümit veren metod, saç transplantasyonu, yani saç naklidir. Bu arada yapılan işlem, ufak ufak saç tutamlarını çıkarıp, saçsız bölge etrafına dikmektir. Metod yorucu olmakla birlikte, bazı dış ülkelerde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Ülkemizde henüz deneme safhasındadır.
Saç Dökülmesini Önleme, Saç Dökülmesine Karşı Önlemler
Saçı olmayanlara yapılacak hormon tedavisi gerçekten saçları yeniden çıkarır mı?
Hormonlar nedense bazılarına büyülü birşey gibi görünür. Belki bu yüzden, saçları dökülenler için bir sürü hormonlu losyon ve kremler ortaya sürülmüştür. Bunların aslı astarı yoktur.
İçlerinde azıcık hormon var diye, basit, ucuz ilaçları, değerlerinden çok daha pahalıya satarlar.
Erkeklerdeki saçsızlıkta, bir zamanlar, erkeklik hormonu testosteron denenmişti. Ona bağlanan umutlar boşa çıktı.
Hormonların fazla kullanılması, bazı yan etkiler yapabileceği için, doktorun tavsiye ve kontrolü dışında kullanılmamalıdırlar.
Saç Transplantasyonu
Bu konuda operatör ve deri uzmanlarınca yüzlerce başarılı vaka bildirilmiştir.
Bu iş için, saçların bol olduğu "verici" bölgeden alınan saç ve deri, saçsız kısıma küçük küçük dikilir. Her seferinde böyle on - kırk graft yapılır ve yeni bir grup graft yapılmadan önce, bu yeni bölgenin iyileşmesi için iki - üç hafta beklenir.
Bazen "alıcı" bölge, otograftları reddedebilir. Enfeksiyonlar ender görülür ve kolayca kontrol altına alınabilir. Yeniden saç büyütme tekniğinde daha büyük başarı sağlamak için hormon, ilaç ve antibiyotiklerle, yoğun bir çalışma sürdürülmektedir.
Tırnaklar ve tüyler gibi saçların da deriyi koruyucu özelliği vardır. Üç aylıkken (anne karnında) saçlar çıkmaya başlar. Yeni doğan bir bebeğin saç yapısı yetişkin bir insanla aym değildir. Vücudumuzda 5 milyon tüy vardır ve ayrı yapılardadır, yaklaşık 100.000 tane olan saç telimizin yapısı ve gücü diğer tüylerden farklıdır.
Saçlar, çok ince olmasına rağmen oldukça büyük bir alan kaplarlar. Birbirine sürtüldüğü zaman negatif durgun bir elektrikle yüklenirler, bu sebeple pozitif yüklü maddelere doğru çekilir. Sebum (yağ) bezleri ile bağlantılı oldukları için kirlenirler.
Saçlarımız yumuşak ve güçlüdür; ama zarar görebilir ve kırılabilirler. Fazla nem, vücut içindeki dengesizlikler, sağlıksız beslenme, dıştan gelen etkenler (kötü maddeler kullanma, özen göstermeme), bazı ilaç tedavileri, saçlara zarar vermektedir.
Saç normal olarak günde ortalama 0.3 mm. uzar (ayda 1 ila 1.5 cm) kadınlarda bu uzama erkeklere göre daha hızlı olmaktadır.
Bir saç teli, 3 ile 4 sene uzar; sonra durulur. 1 ila 3 hafta daha sonra ise ölür, fakat hemen düşmez ve 3 ay boyunca başımızda kalır. Bu arada yeni bir saç çıkmaya başlar, bu sebeple, devamlı saçımız döküldüğü halde saçsız kalmayız. Günde 50 ile 100 saç teli dökülmesi normaldir. İlkbahar ve özellikle sonbaharda daha çok saç dökülür.
Saçların dökülmesine çoğu zaman çok kötü bir olay gözüyle bakılmaktadır. Kelliğin sebebini erkeklik hormonu (testosteron) olduğu ileri sürülmektedir.
Saçların yeniden çıkması için eskiden beri çeşitli tedaviler uygulanmaktadır, ama hiçbiri parlak neticeler vermez. 4 erkekten 3'ü kel kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu olay sebum salgılanımını etkileyen erkeklik hormonlarıyla bağlantılıdır. Aynı zamanda irsî bir olaydır. Eğer dedeniz, babanız veya amcanız kel ise sizin kel olma şansınız fazladır. Buna dengesiz bir beslenme veya bakımsızlık da eklenince ihtimal yüzdesi daha da artır. Çeşitli şoklar, üzüntüler, stresler de saç dökülmesine sebep olabilir.
Eğer 30 yaşında saçların yarısı dökülmemişse önemli bir kellikle karşılaşılmaz. 50 yaşında ilk saç dökülmelerle karşılaşılırsa kellikten söz edilmez. Yalnızca saçlarda azalma görülür.
Kalıtsal karakter gösteren saçsızlık hala tüm tedavilere direnmektedir. Vitaminler, hormonlar, pahalı krem ve losyonlar, titreşimli masajlar biraz değişiklik sağlayabilirse de, genellikle etkisizdirler.
Yüksek ateşe, barsak solucanına, hormon yetmezliklerine ve psikolojik baskılara bağlı alopesi ya da saç dökülmeleri vardır. Lokal enfeksiyonlara uygulanacak tedaviler dışında, tedavi etmeden de hemen her zaman iyileşirler.
Son olarak, en çok ümit veren metod, saç transplantasyonu, yani saç naklidir. Bu arada yapılan işlem, ufak ufak saç tutamlarını çıkarıp, saçsız bölge etrafına dikmektir. Metod yorucu olmakla birlikte, bazı dış ülkelerde başarılı sonuçlar alınmaktadır. Ülkemizde henüz deneme safhasındadır.
Saç Dökülmesini Önleme, Saç Dökülmesine Karşı Önlemler
Saçı olmayanlara yapılacak hormon tedavisi gerçekten saçları yeniden çıkarır mı?
Hormonlar nedense bazılarına büyülü birşey gibi görünür. Belki bu yüzden, saçları dökülenler için bir sürü hormonlu losyon ve kremler ortaya sürülmüştür. Bunların aslı astarı yoktur.
İçlerinde azıcık hormon var diye, basit, ucuz ilaçları, değerlerinden çok daha pahalıya satarlar.
Erkeklerdeki saçsızlıkta, bir zamanlar, erkeklik hormonu testosteron denenmişti. Ona bağlanan umutlar boşa çıktı.
Hormonların fazla kullanılması, bazı yan etkiler yapabileceği için, doktorun tavsiye ve kontrolü dışında kullanılmamalıdırlar.
Saç Transplantasyonu
Bu konuda operatör ve deri uzmanlarınca yüzlerce başarılı vaka bildirilmiştir.
Bu iş için, saçların bol olduğu "verici" bölgeden alınan saç ve deri, saçsız kısıma küçük küçük dikilir. Her seferinde böyle on - kırk graft yapılır ve yeni bir grup graft yapılmadan önce, bu yeni bölgenin iyileşmesi için iki - üç hafta beklenir.
Bazen "alıcı" bölge, otograftları reddedebilir. Enfeksiyonlar ender görülür ve kolayca kontrol altına alınabilir. Yeniden saç büyütme tekniğinde daha büyük başarı sağlamak için hormon, ilaç ve antibiyotiklerle, yoğun bir çalışma sürdürülmektedir.
Kepek Nedir Kepek Sorunu Problemi İcin Cozum
Kepek Sorunu, Kepek Problemi İçin Çözüm
Kepek Nedir; kafa derisinin pul pul dökülmesidir. Deri pullar halinde kabarır, kopar ve saça karışır. Saçta küçük beyaz taneler halinde görülebilir, omuzlara dökülebilir.
Kepeğe Yol Açan Sebepler: Kepek bulaşıcı olmadığı gibi anormal de değildir. Normalin değişik bir şeklidir. Keratin pullan halindeki ölü deri hücrelerin hergün deriden atılmaktadır. Farkına varmadan bunlar çevreye sürtünüp kaybolur. Kafada saçın varlığı, bu pulların farkedilmeden kaybolmasını önler. Bu yüzden birikip, görünen parçalar halinde koparlar. Derideki hücrelerin dönüşüm hızı iç ve dış birçok faktöre bağlıdır. Güneş yanığı (soyulma şeklinde) bu dönüşümü hızlandırır. Derinin iltihabi hastalıkları (dermatit) sıkıntı ve üzüntülerde güneş yanığı gibi tesir yapar. Bu etkenlere karşı derinin tepkisi değişiktir. Kepek olması, kafa derisinin hassas bir dönemde olduğunu gösterir. Uyarıp daha fazla hassas yapacak şeylerden kaçınılması gerekir. Amaç kafa derisini sakinleştirmek olmalıdır: Masaj, ovma, kuvvetli fırçalama ve tarama, pulları parmakla tek tek koparma durumu kötüleştirir.
Saçta Kepekten Korunma: Kepeğin sebebi sebore veya seboreik dermatit (Kulaklar, burun, kaşlar, kirpikler, göğüs, omuzlar gibi fazla yağ salgısı olan bir bölgede meydana gelen dermatit) olabilir. Kafa derisinde iltihap varsa ya da sulanıyorsa, bunun tedavisi için doktora başvurmalıdır. Dermatit oluşma eğilimi katılımla geçtiği için bu durumun ortaya çıkması engellenemez.
Kepek Tedavisi, Kepek Nasıl Önlenir
Saçı 2-3 günde bir şampuanla yıkamalıdır. İlaçlı bir şampuan kullanmamalıdır. İçindeki antiseptik madde kafa derisini tahriş edip durumu kötüleştirebilir. Asla gereğinden fazla (bir defadan fazla) yıkanmayın ve saçınızı ovup şampuanı saçınızda bir dakikadan fazla bırakmayın. Kuvvetle masaj yapıp fırçalamayın, taramayın.
Tıbbi tedavi: Eğer seboreik dermatidiniz varsa, doktor iltihab çözücü bir steroid krem veya losyon verebilir. Bu ilacı kafa derinize bir santimlik şeritler üzerine ince bir tabaka halinde sürmelisiniz.
Kepek Nedir; kafa derisinin pul pul dökülmesidir. Deri pullar halinde kabarır, kopar ve saça karışır. Saçta küçük beyaz taneler halinde görülebilir, omuzlara dökülebilir.
Kepeğe Yol Açan Sebepler: Kepek bulaşıcı olmadığı gibi anormal de değildir. Normalin değişik bir şeklidir. Keratin pullan halindeki ölü deri hücrelerin hergün deriden atılmaktadır. Farkına varmadan bunlar çevreye sürtünüp kaybolur. Kafada saçın varlığı, bu pulların farkedilmeden kaybolmasını önler. Bu yüzden birikip, görünen parçalar halinde koparlar. Derideki hücrelerin dönüşüm hızı iç ve dış birçok faktöre bağlıdır. Güneş yanığı (soyulma şeklinde) bu dönüşümü hızlandırır. Derinin iltihabi hastalıkları (dermatit) sıkıntı ve üzüntülerde güneş yanığı gibi tesir yapar. Bu etkenlere karşı derinin tepkisi değişiktir. Kepek olması, kafa derisinin hassas bir dönemde olduğunu gösterir. Uyarıp daha fazla hassas yapacak şeylerden kaçınılması gerekir. Amaç kafa derisini sakinleştirmek olmalıdır: Masaj, ovma, kuvvetli fırçalama ve tarama, pulları parmakla tek tek koparma durumu kötüleştirir.
Saçta Kepekten Korunma: Kepeğin sebebi sebore veya seboreik dermatit (Kulaklar, burun, kaşlar, kirpikler, göğüs, omuzlar gibi fazla yağ salgısı olan bir bölgede meydana gelen dermatit) olabilir. Kafa derisinde iltihap varsa ya da sulanıyorsa, bunun tedavisi için doktora başvurmalıdır. Dermatit oluşma eğilimi katılımla geçtiği için bu durumun ortaya çıkması engellenemez.
Kepek Tedavisi, Kepek Nasıl Önlenir
Saçı 2-3 günde bir şampuanla yıkamalıdır. İlaçlı bir şampuan kullanmamalıdır. İçindeki antiseptik madde kafa derisini tahriş edip durumu kötüleştirebilir. Asla gereğinden fazla (bir defadan fazla) yıkanmayın ve saçınızı ovup şampuanı saçınızda bir dakikadan fazla bırakmayın. Kuvvetle masaj yapıp fırçalamayın, taramayın.
Tıbbi tedavi: Eğer seboreik dermatidiniz varsa, doktor iltihab çözücü bir steroid krem veya losyon verebilir. Bu ilacı kafa derinize bir santimlik şeritler üzerine ince bir tabaka halinde sürmelisiniz.
Kasinti Nedenleri Vucutta Deride Ciltte Kasinma
Kaşıntı Nedenleri, Vücutta ve Deride Kaşıntı
Kaşıntı Nedir; Kaşıntı, gerçekte, bir tür ağrıdır. O denli şiddetli olabilir ki, en şiddetli ağrılardaki gibi dayanılması güç olabilir. Alerjiye bağlı deri ya da kulak kaşıntısı çekmiş olanlar, buna hemen tanıklık edebilirler.
Öyle görünüyor ki, dış kulağınızda ve hemen altındaki derinin üzerinde bir mantar enfeksiyonu vardır. Burası, mantarın üremesi için mükemmel bir yerdir. Herhangi bir kronik akıntı ya da kulak kiri birikmesi, bu rutubetli, sıcak, karanlık yerde evine yerleşen mantar için çok güzel bir beslenme yeridir. Deri iltihaplanıp tahriş edildiğinde başka bakterilerin de saldırısına uğrar ve oldukça ağrılı bir enfeksiyon doğurur.
Kaşıntının tedavisi, mantara karşı güçlü bir saldırıyla olur. Hassas kulak dokusunu daha çok zedelememek için yıkama aygıtıyla doğrudan görerek kulak yıkanmalıdır. Mantar o denli hızlı ürer ki, doktor onu yıpratmak için sürekli kontrol altında tutmalı ve kulağı yeni kortizon ve antibiyotik ilaçlarıyla tedavi etmelidir.
Sürekli Kaşınma Alerji Neden olabilir? Ciltte Kaşıntı Tedavisi
Kaşınma Sebepleri: Dermatit gibi iltihaplar. Uyuz, bitlenme gibi hastalıktır. Sıkıntı ve üzüntü. Müzmin kaşıntı.
Belirtiler: Gittikçe daha fazla kaşıntıya yol açan kaşınma. Kaşınma sürerse deri kalınlaşır ve kaşınma alışkanlık halini alır.
Bir türlü geçmeyen kaşıntılar cildiye uzmanına muayene ettirilmelidir.
Korunma: Kaşıntının altında yatan faktörü tedavi etmek gerekir. Birkaç gün üst üste kaşınırsanız mutlaka doktora danışmandır.
Kalamin gibi serinletici losyonların faydası olur. Lokal anestizik içerebilecek kaşıntı giderici spyreylerden kullanmak doğru değildir.
Cilt hekimi, uygun tedaviyi tavsiye edecektir.
İnsanı rahatsız eden, hatta uykudan bile uyandıra-bilen, deriyi el ve tırnakla kazımak isteğine kaşıntı (tıp dilinde pruritus) denir. Çoğu kez deri hastalıklarına bağlı olarak meydana gelen kaşıntılarda deride lezyon denilen bir dış belirti vardır. Bazı deri hastalıklarında ise kaşıntı olmaz.
Kaşıntılı deri hastalıklarının başında uyuz parazitinin yaptığı ve en çok parmak araları, bileğin ön yüzü ve karında sillon şeklinde izleri görülen bulaşıcı hastalık gelir. Bitlenmede de en çok omuzlarda olmak üzere gece gündüz kaşıntı vardır. Alerjik kaşıntılar toksik dermit, kontakt dermit veya ürtiker gibi deri belirtisi meydana getirirler. Bağırsak parazitleri özellikle çocuklarda burun kaşıntısı yapar. Hodgkin hastalığında, kan kanserlerinde ve bazı mantar hastalıklarında da başlangıçta kaşıntı vardır. Kurdeşen kaşıntı yapan allerjik deri hastalıklarının tipik belirtisidir. Bir bakteriye, yiyeceğe, ilaca, sıcak veya soğuğa alejisi olanlarda görülür. Strofulus, lichen, plans, psoriasis (sedef) gibi deri hastalıkları da kaşıntılı seyrederler.
Lokal (yani belli bölgede) kaşıntılar anüste, vulvada, kulakta, gözde, burunda çeşitli sebeplerden (kir, akıntı, iltihap, nörodermatid, parazit) meydana gelmektedir. Psi-konejik (ruhî) sebeple de kaşıntı olur ve kaşındıkça lokal nörodermatit ve ödem gelişir. Tedavi kaşıntının sebebine göre yapılır. Endojen kaşıntılarda en çok antihistaminik ilâçlar kullanılmaktadır. Tavsiyemiz; ayrıcı teşhis için cildiye uzmanına müracaat etmenizdir.
Kaşıntı Nedir; Kaşıntı, gerçekte, bir tür ağrıdır. O denli şiddetli olabilir ki, en şiddetli ağrılardaki gibi dayanılması güç olabilir. Alerjiye bağlı deri ya da kulak kaşıntısı çekmiş olanlar, buna hemen tanıklık edebilirler.
Öyle görünüyor ki, dış kulağınızda ve hemen altındaki derinin üzerinde bir mantar enfeksiyonu vardır. Burası, mantarın üremesi için mükemmel bir yerdir. Herhangi bir kronik akıntı ya da kulak kiri birikmesi, bu rutubetli, sıcak, karanlık yerde evine yerleşen mantar için çok güzel bir beslenme yeridir. Deri iltihaplanıp tahriş edildiğinde başka bakterilerin de saldırısına uğrar ve oldukça ağrılı bir enfeksiyon doğurur.
Kaşıntının tedavisi, mantara karşı güçlü bir saldırıyla olur. Hassas kulak dokusunu daha çok zedelememek için yıkama aygıtıyla doğrudan görerek kulak yıkanmalıdır. Mantar o denli hızlı ürer ki, doktor onu yıpratmak için sürekli kontrol altında tutmalı ve kulağı yeni kortizon ve antibiyotik ilaçlarıyla tedavi etmelidir.
Sürekli Kaşınma Alerji Neden olabilir? Ciltte Kaşıntı Tedavisi
Kaşınma Sebepleri: Dermatit gibi iltihaplar. Uyuz, bitlenme gibi hastalıktır. Sıkıntı ve üzüntü. Müzmin kaşıntı.
Belirtiler: Gittikçe daha fazla kaşıntıya yol açan kaşınma. Kaşınma sürerse deri kalınlaşır ve kaşınma alışkanlık halini alır.
Bir türlü geçmeyen kaşıntılar cildiye uzmanına muayene ettirilmelidir.
Korunma: Kaşıntının altında yatan faktörü tedavi etmek gerekir. Birkaç gün üst üste kaşınırsanız mutlaka doktora danışmandır.
Kalamin gibi serinletici losyonların faydası olur. Lokal anestizik içerebilecek kaşıntı giderici spyreylerden kullanmak doğru değildir.
Cilt hekimi, uygun tedaviyi tavsiye edecektir.
İnsanı rahatsız eden, hatta uykudan bile uyandıra-bilen, deriyi el ve tırnakla kazımak isteğine kaşıntı (tıp dilinde pruritus) denir. Çoğu kez deri hastalıklarına bağlı olarak meydana gelen kaşıntılarda deride lezyon denilen bir dış belirti vardır. Bazı deri hastalıklarında ise kaşıntı olmaz.
Kaşıntılı deri hastalıklarının başında uyuz parazitinin yaptığı ve en çok parmak araları, bileğin ön yüzü ve karında sillon şeklinde izleri görülen bulaşıcı hastalık gelir. Bitlenmede de en çok omuzlarda olmak üzere gece gündüz kaşıntı vardır. Alerjik kaşıntılar toksik dermit, kontakt dermit veya ürtiker gibi deri belirtisi meydana getirirler. Bağırsak parazitleri özellikle çocuklarda burun kaşıntısı yapar. Hodgkin hastalığında, kan kanserlerinde ve bazı mantar hastalıklarında da başlangıçta kaşıntı vardır. Kurdeşen kaşıntı yapan allerjik deri hastalıklarının tipik belirtisidir. Bir bakteriye, yiyeceğe, ilaca, sıcak veya soğuğa alejisi olanlarda görülür. Strofulus, lichen, plans, psoriasis (sedef) gibi deri hastalıkları da kaşıntılı seyrederler.
Lokal (yani belli bölgede) kaşıntılar anüste, vulvada, kulakta, gözde, burunda çeşitli sebeplerden (kir, akıntı, iltihap, nörodermatid, parazit) meydana gelmektedir. Psi-konejik (ruhî) sebeple de kaşıntı olur ve kaşındıkça lokal nörodermatit ve ödem gelişir. Tedavi kaşıntının sebebine göre yapılır. Endojen kaşıntılarda en çok antihistaminik ilâçlar kullanılmaktadır. Tavsiyemiz; ayrıcı teşhis için cildiye uzmanına müracaat etmenizdir.
Bagirsak Parazitleri Parazit Tedavisi Asalak
Çocuklarda bağırsak parazitleri, Parazit Hastalıkları, Asalak Parazitler
Paraziter hastalıklar bilhassa çocuklarda olmak üzere, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın olarak bulunmakta, bunlar da kendi aralarında değişik gruplara ayrılmaktadır. Bunlardan helmint grubu içinde en sık görülenleri oksiyur (kıl kurdu) ve askaris (yuvarlak solucan); sestodlar içerisinde halk arasında şerit olarak bilinen tenya; protozoonlar içerisinde amipli dizanteriyi sayabiliriz.
Genel olarak parazitin bulaşma şekli ağız yolu iledir. Örneğin kıl kurdu çocuklarda çok sık rastlanan iplik şeklinde bir parazittir. İnfekte kişilerde anüs çevresinde bulunan yumurtaların yatağa, çamaşırlara bulaşması ile diğer şahıslara geçmekte, ayrıca o bölgede kaşıntı olduğu için çocuklarda elle tekrar ağızdan bulaşma olabilmektedir. Yassı solucanlardan en sık görüleni tenya (şerit) in-fekte etlerin pişirilmeden yenmesiyle bulaşır. Ekinekoklar (kist hidatik) kistli etlerin köpeklerce yendikten sonra insanlara köpekle doğrudan temas yoluyla veya köpeğin dışkısından bulaşır. Amipli dizanteri hastalarının dışkısının bulaştığı su ve besinlerle geçer.
Görüldüğü gibi paraziter hastalıklar çok geniş grupları kapsamakta olup, genelde korumada esas hijyenik kurallardır.
Genel önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Tuvalet temizliğine dikkat edilmesi;
2- Yatak çarşafları ve çamaşırların iyice kaynatılıp yıkanması;
3- Vücut temizliğine özen gösterilmesi;
4- Tırnakların kesilmesi;
5- İçme suyunun kontamine olmasının önlenmesi;
Öncelikle bu genel önlemler alınmalı, dışkı tetkiki bir kaç kez yapılmalı, daha sonra da parazite en etkili ilaç uygun doz ve sürede verilmeli ve en önemlisi tedavi tüm aile bireylerini kapsamalıdır.
Paraziter hastalıklar bilhassa çocuklarda olmak üzere, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaygın olarak bulunmakta, bunlar da kendi aralarında değişik gruplara ayrılmaktadır. Bunlardan helmint grubu içinde en sık görülenleri oksiyur (kıl kurdu) ve askaris (yuvarlak solucan); sestodlar içerisinde halk arasında şerit olarak bilinen tenya; protozoonlar içerisinde amipli dizanteriyi sayabiliriz.
Genel olarak parazitin bulaşma şekli ağız yolu iledir. Örneğin kıl kurdu çocuklarda çok sık rastlanan iplik şeklinde bir parazittir. İnfekte kişilerde anüs çevresinde bulunan yumurtaların yatağa, çamaşırlara bulaşması ile diğer şahıslara geçmekte, ayrıca o bölgede kaşıntı olduğu için çocuklarda elle tekrar ağızdan bulaşma olabilmektedir. Yassı solucanlardan en sık görüleni tenya (şerit) in-fekte etlerin pişirilmeden yenmesiyle bulaşır. Ekinekoklar (kist hidatik) kistli etlerin köpeklerce yendikten sonra insanlara köpekle doğrudan temas yoluyla veya köpeğin dışkısından bulaşır. Amipli dizanteri hastalarının dışkısının bulaştığı su ve besinlerle geçer.
Görüldüğü gibi paraziter hastalıklar çok geniş grupları kapsamakta olup, genelde korumada esas hijyenik kurallardır.
Genel önlemleri şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Tuvalet temizliğine dikkat edilmesi;
2- Yatak çarşafları ve çamaşırların iyice kaynatılıp yıkanması;
3- Vücut temizliğine özen gösterilmesi;
4- Tırnakların kesilmesi;
5- İçme suyunun kontamine olmasının önlenmesi;
Öncelikle bu genel önlemler alınmalı, dışkı tetkiki bir kaç kez yapılmalı, daha sonra da parazite en etkili ilaç uygun doz ve sürede verilmeli ve en önemlisi tedavi tüm aile bireylerini kapsamalıdır.
Sarilik Nedir Sarilik Hastaligi Nedenleri
Sarılık Nedir, Sarılık Hastalığının Nedenleri
Sarılık, derinin ve gözlerin sarı bir renk alması olup, kanda safra boyalarının birikmesi nedeniyle oluşur.
Sarılığın nedenleri çoktur, bazıları öbürlerinden daha ciddidir. Safra kesesi taşları ve safra yollarının iltihaplanması bunlardan bazılarıdır. Karaciğerdeki virüs enfeksiyonu ya da siroz, amipli dizanteri ve birçok kan hastalıkları bunun nedeni olabilirler. Pankreas kanseri ve kan naklini izleyen toksik reaksiyonlar da bu hastalığı oluşturabilirler.
Bu kadar çok nedeni sıralamamdaki amaç, sarılığın nedenini, herkesin anlamasının imkansızlığını anlatmaktır. Doktor ayrıntılı incelemeler ve röntgen muayeneleriyle sarılığın nedenini bulup, gerçek nedenin tedavisine girişir.
Sarılık, derinin ve gözlerin sarı bir renk alması olup, kanda safra boyalarının birikmesi nedeniyle oluşur.
Sarılığın nedenleri çoktur, bazıları öbürlerinden daha ciddidir. Safra kesesi taşları ve safra yollarının iltihaplanması bunlardan bazılarıdır. Karaciğerdeki virüs enfeksiyonu ya da siroz, amipli dizanteri ve birçok kan hastalıkları bunun nedeni olabilirler. Pankreas kanseri ve kan naklini izleyen toksik reaksiyonlar da bu hastalığı oluşturabilirler.
Bu kadar çok nedeni sıralamamdaki amaç, sarılığın nedenini, herkesin anlamasının imkansızlığını anlatmaktır. Doktor ayrıntılı incelemeler ve röntgen muayeneleriyle sarılığın nedenini bulup, gerçek nedenin tedavisine girişir.
Artrit Hastaligi Artrit Eklem İltihabi Nedir
Artrit (Eklem İltihabı) için günde kaç aspirin alınabilir? Çok fazla aspirinin alınmasının kalbi etkileyeceği, doğru mu?
Aspirinin kalbi etkilediği doğru değildir. Bu, bir masaldır. Bunun en küçük bir bilimsel ya da tıbbî dayanağı yoktur. Aslında, romatizmal kalp hastalıkları, aspirinin içinde en çok bulunan aktif madde olan salisilat'ın yüksek dozları ile tedavi edilmektedir.
Bazı kimselerde aspirine karşı alerji vardır ki, bu durumda bu ilaç verilmez.
Aspirin, öbür ilaçlar gibi, yüksek dozda alınırsa, bazı yan etkiler yapabilir. Bu nedenle, doktorlar ilacın dozunu dikkatle ayarlarlar.
Mide ülseri ya da ülseratif koliti olanlara aspirin ve aspirinli başka ilaçlar hiç verilmez.
Aspirin kanama eğilimini artırır, bu nedenle kanama olabilecek durumlarda alınmamalıdır.
Kuşkusuz, alınabilecek tabletlerin sayısı, yaşa ve ağırlığa göre değişir. Bazı eklem iltihaplarında günde 5 grama kadar aspirin verilmektedir.
Tabletlerin sayısı doktorunuzca saptanmalıdır.
Aspirinin kalbi etkilediği doğru değildir. Bu, bir masaldır. Bunun en küçük bir bilimsel ya da tıbbî dayanağı yoktur. Aslında, romatizmal kalp hastalıkları, aspirinin içinde en çok bulunan aktif madde olan salisilat'ın yüksek dozları ile tedavi edilmektedir.
Bazı kimselerde aspirine karşı alerji vardır ki, bu durumda bu ilaç verilmez.
Aspirin, öbür ilaçlar gibi, yüksek dozda alınırsa, bazı yan etkiler yapabilir. Bu nedenle, doktorlar ilacın dozunu dikkatle ayarlarlar.
Mide ülseri ya da ülseratif koliti olanlara aspirin ve aspirinli başka ilaçlar hiç verilmez.
Aspirin kanama eğilimini artırır, bu nedenle kanama olabilecek durumlarda alınmamalıdır.
Kuşkusuz, alınabilecek tabletlerin sayısı, yaşa ve ağırlığa göre değişir. Bazı eklem iltihaplarında günde 5 grama kadar aspirin verilmektedir.
Tabletlerin sayısı doktorunuzca saptanmalıdır.
Makattan Kan Gelmesi Makat Kanama Kan
Makattan Kan Gelmesi, Makat Hastalıkları, Makatta Kanama
Hiç kuşkusuz, rektal kanamanın en sık rastlanan nedeni, hemoroidtir. Bütün eğitici kampanyalara rağmen, rektal kanamalarının "ciddi" olduğu korkusuyla bazı kimselerin hekime gitmekte gecikmeleri, şaşılacak bir şeydir. Ciddî olabilir, fakat çoğunlukla değildir. Hasta sorunun basit bir şey olduğuna inandırılıncaya kadar aylarca ölüm korkuları çeker. Birçokları da, ameliyatın kaçınılmaz olduğu düşüncesiyle, danışmakta gecikirler. Bu korkuyu yıllarca sömürmüş olanlar tarafından yapılmış pahalı ve "büyülü" ilaçlara yem olurlar. Kanamanın nedenini tam olarak bulmak için mükemmel yöntemler geliştirilmiştir.
Diyetler, dikkatli bakım, banyolar, ilaç fitilleri ve barsak işlevlerinin yoluna konulması hemoroid kanamalarını hafifletebilir. Lokal tedavi etkili olmazsa ancak o zaman ameliyat gerekir.
Hiç kuşkusuz, rektal kanamanın en sık rastlanan nedeni, hemoroidtir. Bütün eğitici kampanyalara rağmen, rektal kanamalarının "ciddi" olduğu korkusuyla bazı kimselerin hekime gitmekte gecikmeleri, şaşılacak bir şeydir. Ciddî olabilir, fakat çoğunlukla değildir. Hasta sorunun basit bir şey olduğuna inandırılıncaya kadar aylarca ölüm korkuları çeker. Birçokları da, ameliyatın kaçınılmaz olduğu düşüncesiyle, danışmakta gecikirler. Bu korkuyu yıllarca sömürmüş olanlar tarafından yapılmış pahalı ve "büyülü" ilaçlara yem olurlar. Kanamanın nedenini tam olarak bulmak için mükemmel yöntemler geliştirilmiştir.
Diyetler, dikkatli bakım, banyolar, ilaç fitilleri ve barsak işlevlerinin yoluna konulması hemoroid kanamalarını hafifletebilir. Lokal tedavi etkili olmazsa ancak o zaman ameliyat gerekir.