Histoplasmosis
Türkiye'de çok nadir görülen bu hastalığın etkeni histoplasma kapsulatumdur. Histoplasmosis çok kez selim niteliktedir. Başlangıç lezyonları primer tüberküloza benzer. Yaygın lezyonlar ve iki akciğerde yuvarlak nodül-ler metastatik yoğunlaşmalara benzer. Lezyonlar iyileştikten sonra akciğerlerde patlamış mısıra benzeyen yaygın kalsifîkasyonlar husule gelir. Az sayıda hastada histoplasmosis yaygın ve ilerleyici ve nadiren fatal bir gidiş gösterir.
Teşhis balgam kültüründe histoplasmosis kapsulatumun görülmesiyle sağlanır. Histoplasmin deri reaksiyonu ve kompleman fıksasyonu pozitiftir.
Yaygın ve ilerleyici vakalarda amfoterisin B tedavisi uygulanır.
Nokardiosis
Etkeni nokardia asteroides'dir, tüberküloz basilleri gibi aside dirençlidir ve hastalık klinik, radyolojik belirtileriyle tüberküloza benzer. Lezyon abseleşme gösterebilir ve bazan bu abse deriye fistülize olur. Bazı vakalarda beyinde husule gelen abse beyin tümörleri, tüberküloma veya tüberküloz menenjit sanılır. Tedavide en etkili ilaç sulfamitlerdir. Bazı türlerde tetrasiklin etkilidir.
Moniliasis (Kandidiasis) Aktinomikosis
Moniliasis (Kandidiasis)
Etkeni candida albicans'dır. Antibiotikler, kortikosteroitler ve debi-litan hastalıklar moniliasis insidensini artırır. Solunum sisteminde iki tür moniliasis oluşur.
1. Bronşiyal moniliasis
2. Pulmoner moniliasis.
Bronşiyal moniliasis'de başlıca belirti inatçı ve sıkıcı öksürüktür. Akciğer radyografisi genellikle normaldir.
Pulmoner moniliasis genel durumları bozulmuş hastalarda daha sıklıkla izlenir. Başlıca hastalık belirtileri taşikardi, dispne, öksürük, balgam (bazan kanlı), göğüs ağrısıdır. Akciğer radyografisinde özellikle alt yarım alanlarda çevresi iyice belirgin olmayan yoğunlaşmalar görülür. Bazı vakalarda lezyonlar birleşerek daha yoğun ve büyük bir görünüm kazanırlar.
Moniliasis tanısı balgamın Sabouraud kültüründe fungusun izole edilmesiyle konur.
Tedavide önce hastalığı hazırlayıcı etkenler ortadan kaldırılmalıdır, örneğin sakınca yoksa antibiyotik ve kortikosteroid kesilmelidir. Etkili ilaç nistatin'dir. Amafoterisin B ile daha iyi sonuç alınır.Ancak amfoterisin B önemli toksik komplikasyonları nedeniyle seyrek kullanılır.
Aktinomikosis
Etkeni aktinomiçes'tir. Nadir bir fungus hastalığıdır. Diş, ağız bakımı iyi olmayanlarda ve çiftçilerde daha sıklıkla görülür. Akciğerde sert bir endürasyonla başlayan lezyon abseleşmeye eğilim göstererek plevra ve deriye fistülüze olur. Sübfebril ateş, halsizlik, öksürük ve hafif pürülan bir balgam vardır. Hastalık ilerledikçe mültipi küçük abseler oluşur, ateş artar, anemi, halsizlik ve kilo kaybı husule gelir. Hemoptizi, plörezi, mediasten absesi oluşabilir.
Hastalık balgam, fıstül veya biyopsiden alınan materyelin kültür incelenmesiyle teşhis edilir.
Tedaviye günde 10 milyon penisilinle, haftalarca devam edilir. Sulfamit ve iyot tedavisi de etkili olabilir. Bu iki ilaç penisilinle birlikte kullanılırsa daha iyi sonuç alınır.
Etkeni candida albicans'dır. Antibiotikler, kortikosteroitler ve debi-litan hastalıklar moniliasis insidensini artırır. Solunum sisteminde iki tür moniliasis oluşur.
1. Bronşiyal moniliasis
2. Pulmoner moniliasis.
Bronşiyal moniliasis'de başlıca belirti inatçı ve sıkıcı öksürüktür. Akciğer radyografisi genellikle normaldir.
Pulmoner moniliasis genel durumları bozulmuş hastalarda daha sıklıkla izlenir. Başlıca hastalık belirtileri taşikardi, dispne, öksürük, balgam (bazan kanlı), göğüs ağrısıdır. Akciğer radyografisinde özellikle alt yarım alanlarda çevresi iyice belirgin olmayan yoğunlaşmalar görülür. Bazı vakalarda lezyonlar birleşerek daha yoğun ve büyük bir görünüm kazanırlar.
Moniliasis tanısı balgamın Sabouraud kültüründe fungusun izole edilmesiyle konur.
Tedavide önce hastalığı hazırlayıcı etkenler ortadan kaldırılmalıdır, örneğin sakınca yoksa antibiyotik ve kortikosteroid kesilmelidir. Etkili ilaç nistatin'dir. Amafoterisin B ile daha iyi sonuç alınır.Ancak amfoterisin B önemli toksik komplikasyonları nedeniyle seyrek kullanılır.
Aktinomikosis
Etkeni aktinomiçes'tir. Nadir bir fungus hastalığıdır. Diş, ağız bakımı iyi olmayanlarda ve çiftçilerde daha sıklıkla görülür. Akciğerde sert bir endürasyonla başlayan lezyon abseleşmeye eğilim göstererek plevra ve deriye fistülüze olur. Sübfebril ateş, halsizlik, öksürük ve hafif pürülan bir balgam vardır. Hastalık ilerledikçe mültipi küçük abseler oluşur, ateş artar, anemi, halsizlik ve kilo kaybı husule gelir. Hemoptizi, plörezi, mediasten absesi oluşabilir.
Hastalık balgam, fıstül veya biyopsiden alınan materyelin kültür incelenmesiyle teşhis edilir.
Tedaviye günde 10 milyon penisilinle, haftalarca devam edilir. Sulfamit ve iyot tedavisi de etkili olabilir. Bu iki ilaç penisilinle birlikte kullanılırsa daha iyi sonuç alınır.
Fungus Pnomonileri Nedir Aspergillosis
Fungus Pnömonileri Nedir
Türkiye'de en çok teşhis edilen fungus infeksiyonları aspergillosis, moniliasis (kandidiasis) ve aktinomikosis'dir. Histoplasmosis, nokardiosis Türkiye'de nadir görülen fungus infeksiyonlarıdır. Diğer funguslar çok nadir hastalıklardır.
Aspergillosis
Bu fungus infeksiyonunun etkeni aspergillus fumigatus'dur. Aspergillus sporlarının fazla bulunduğu tahıl tozlarını inhale ettiklerinden hastalık çiftçilerde daha sıklıkla görülür. Aspergilluslar bronkopnömoni veya basit bronşit, bazan da allerjik astmaya sebep olurlar. Kronik akciğer hastalarında ve kortizon kullananlarda aspergillus infeksiyonu şansı artar. Hastalığın başlıca belirtileri inatçı öksürük, pürülan, kanlı balgam, ateş ve kilo kaybıdır. Bazı hastalarda dispne, hırıltılı solunum gibi astma belirtileri de izlenir.
Radyografide homojen bir infiltrasyon ve sık olarak kavern görülür. Hastalık klinik ve radyolojik özellikleriyle tüberküloz, kanser ve bronşektaziye benzer. Aspergilluslar bazan yoğun yuvarlak kitleler husule getirir, tümöre benzerler, bunlara misetoma veya aspergilloma adı verilir. Mantar topları (fungus ball) adı ile de tanınırlar. Röntgen görünümü tümöre benzer, ancak kitlenin bir kavite yatağında bulunması ve kitle ile kavite duvarı arasında hava boşluğunun (halo) bulunması ayırıcı tanıda yardımcı olur. Balgamda aspergillus funguslarının görülmesiyle kesin teşhis konulur.
Aspergilloz hastalığının tedavisi için iyot, natamisin, nistatin, amlbterisin B ve 5 fluorositosin kullanılır. Natamisin'in %2.5 süspansiyonundan 2.5 mg günde 2-3 kez verilir. Bu tedaviye oral nistatin (günde 500.000-1.000.000 ünite) eklenirse daha iyi sonuç alınır.
Amfoterisin B ciddi fungus infeksiyonlarında kullanılan bir antibiyotikdir. 1000 mi %5 glükoz veya dekstroz solüsyonunda 6-8 saat İV verilir. Genellikle uygulanan amfoterisin B dozu: 1. Gün 1 Omg, 2. Gün 25 mg ve bundan sonraki günlerde 50 mg dır. Lokal venöz trombozu önlemek için amfoterisin B solüsyonuna 10 mg heparin konur. Bir ayda uygulanacak ilaç dozu 1 gm dan az olmamalıdır. 5 gm dan çok ilaç verilmesiyle böbrek bozukluğu oluşabilir. Sık sık idrar tahlili ve böbrek fonksiyonları, her hafta kan sayımı, serum elektrolitleri incelenmelidir. Amfoterisin B nin başlıca komplikasyonları nefrotoksik etki, bulantı, kusma, iştahsızlık, ateş, titreme, baş ağrısı, halsizlik, flebit, elektrolitlerde anormallik ve anemidir. Tedaviden hemen önce verilen klorpromazin (10-25 mg, İM) bu yan etkilerin bazılarını önler.
5 fluorositosin aspergillosis, moniliasis gibi bazı fungus hastalıklarında etkilidir. Ancak amfoterisin B kadar etkili değildir. Ciddi vakalarda amfote-risin B ile birlikte verilir. 5 fluorositosinin dozu 50-150 mg/kg gündür.
Türkiye'de en çok teşhis edilen fungus infeksiyonları aspergillosis, moniliasis (kandidiasis) ve aktinomikosis'dir. Histoplasmosis, nokardiosis Türkiye'de nadir görülen fungus infeksiyonlarıdır. Diğer funguslar çok nadir hastalıklardır.
Aspergillosis
Bu fungus infeksiyonunun etkeni aspergillus fumigatus'dur. Aspergillus sporlarının fazla bulunduğu tahıl tozlarını inhale ettiklerinden hastalık çiftçilerde daha sıklıkla görülür. Aspergilluslar bronkopnömoni veya basit bronşit, bazan da allerjik astmaya sebep olurlar. Kronik akciğer hastalarında ve kortizon kullananlarda aspergillus infeksiyonu şansı artar. Hastalığın başlıca belirtileri inatçı öksürük, pürülan, kanlı balgam, ateş ve kilo kaybıdır. Bazı hastalarda dispne, hırıltılı solunum gibi astma belirtileri de izlenir.
Radyografide homojen bir infiltrasyon ve sık olarak kavern görülür. Hastalık klinik ve radyolojik özellikleriyle tüberküloz, kanser ve bronşektaziye benzer. Aspergilluslar bazan yoğun yuvarlak kitleler husule getirir, tümöre benzerler, bunlara misetoma veya aspergilloma adı verilir. Mantar topları (fungus ball) adı ile de tanınırlar. Röntgen görünümü tümöre benzer, ancak kitlenin bir kavite yatağında bulunması ve kitle ile kavite duvarı arasında hava boşluğunun (halo) bulunması ayırıcı tanıda yardımcı olur. Balgamda aspergillus funguslarının görülmesiyle kesin teşhis konulur.
Aspergilloz hastalığının tedavisi için iyot, natamisin, nistatin, amlbterisin B ve 5 fluorositosin kullanılır. Natamisin'in %2.5 süspansiyonundan 2.5 mg günde 2-3 kez verilir. Bu tedaviye oral nistatin (günde 500.000-1.000.000 ünite) eklenirse daha iyi sonuç alınır.
Amfoterisin B ciddi fungus infeksiyonlarında kullanılan bir antibiyotikdir. 1000 mi %5 glükoz veya dekstroz solüsyonunda 6-8 saat İV verilir. Genellikle uygulanan amfoterisin B dozu: 1. Gün 1 Omg, 2. Gün 25 mg ve bundan sonraki günlerde 50 mg dır. Lokal venöz trombozu önlemek için amfoterisin B solüsyonuna 10 mg heparin konur. Bir ayda uygulanacak ilaç dozu 1 gm dan az olmamalıdır. 5 gm dan çok ilaç verilmesiyle böbrek bozukluğu oluşabilir. Sık sık idrar tahlili ve böbrek fonksiyonları, her hafta kan sayımı, serum elektrolitleri incelenmelidir. Amfoterisin B nin başlıca komplikasyonları nefrotoksik etki, bulantı, kusma, iştahsızlık, ateş, titreme, baş ağrısı, halsizlik, flebit, elektrolitlerde anormallik ve anemidir. Tedaviden hemen önce verilen klorpromazin (10-25 mg, İM) bu yan etkilerin bazılarını önler.
5 fluorositosin aspergillosis, moniliasis gibi bazı fungus hastalıklarında etkilidir. Ancak amfoterisin B kadar etkili değildir. Ciddi vakalarda amfote-risin B ile birlikte verilir. 5 fluorositosinin dozu 50-150 mg/kg gündür.
Nozokomyal Pnomoni
Nozokomyal Pnömoni
Özellikle hastaneye yatan hastalarda, kronik akciğer hastalarında, toraks cerrahi girişimlerinde, mekanik ventilasyon, orofarenks ve gastrik aspirasyon sorunları olanlarda, nazogastrik-enterik beslenenlerde, trakea tübü olanlarda, debilitan hastalarda, şuur bozukluğu olanlarda gelişen pnömonilerdir. Yetmiş yaşından fazla olanlarda daha sık izlenir.
Nozokomyal pnömoni bakteri, virüs, kandida, lejyonella, tüberküloz infeksiyonlarının hematojen, aspirasyon veya damlacık kantominasyonuyla husule gelir.
Nozokomyal pnömonide klinik bulgular akut bakteri pnömonisine benzer. Ateş, prodüktüf öksürük, pürülan balgam ve takipne vardır. Nozokomyal pnömoni sebebi hastalıklar komplikasyonları da oluşturabilir. Örneğin ilaçlara bağlı toksik ve allerjik sorunlar, atelektazi, pulmoner emboli, infarktüs ve erişkin respiratuvar distres sendromu (ARDS), konjestif kalp yetersizliği ve trakeobronşit gibi komplikasyonlar izlenebilir.
Nozokomyal pnömoni teşhisi klinik, radyolojik ve laboratuvar incelemeleri (örneğin kan sayılması, sedimantasyon, respiratuvar ifrazların gram boyanması ve kültür incelenmesi) ile değerlendirilir. Gerekirse bronkoskopi ve bronkoskopik biyopsi, bronkoalveoler lavaj (BAL) dan yararlanılır. Bakteri pnömonisi kuşkusu varsa kan kültürü yapılmalıdır. Plevra sıvısı izlenirse sıvının biyoşimik incelenmesi ve özellikle bakteri kültürü yapılmalıdır. îmmünosüpresif hastalıkların kuşkusu varsa bu bakımdan değerlendirme yapılır.
Tedavi ilgili hastalıklar ve komplikasyonlara uygun olarak özellikle antibiyogram bulgularına göre düzenlenir.
Özellikle hastaneye yatan hastalarda, kronik akciğer hastalarında, toraks cerrahi girişimlerinde, mekanik ventilasyon, orofarenks ve gastrik aspirasyon sorunları olanlarda, nazogastrik-enterik beslenenlerde, trakea tübü olanlarda, debilitan hastalarda, şuur bozukluğu olanlarda gelişen pnömonilerdir. Yetmiş yaşından fazla olanlarda daha sık izlenir.
Nozokomyal pnömoni bakteri, virüs, kandida, lejyonella, tüberküloz infeksiyonlarının hematojen, aspirasyon veya damlacık kantominasyonuyla husule gelir.
Nozokomyal pnömonide klinik bulgular akut bakteri pnömonisine benzer. Ateş, prodüktüf öksürük, pürülan balgam ve takipne vardır. Nozokomyal pnömoni sebebi hastalıklar komplikasyonları da oluşturabilir. Örneğin ilaçlara bağlı toksik ve allerjik sorunlar, atelektazi, pulmoner emboli, infarktüs ve erişkin respiratuvar distres sendromu (ARDS), konjestif kalp yetersizliği ve trakeobronşit gibi komplikasyonlar izlenebilir.
Nozokomyal pnömoni teşhisi klinik, radyolojik ve laboratuvar incelemeleri (örneğin kan sayılması, sedimantasyon, respiratuvar ifrazların gram boyanması ve kültür incelenmesi) ile değerlendirilir. Gerekirse bronkoskopi ve bronkoskopik biyopsi, bronkoalveoler lavaj (BAL) dan yararlanılır. Bakteri pnömonisi kuşkusu varsa kan kültürü yapılmalıdır. Plevra sıvısı izlenirse sıvının biyoşimik incelenmesi ve özellikle bakteri kültürü yapılmalıdır. îmmünosüpresif hastalıkların kuşkusu varsa bu bakımdan değerlendirme yapılır.
Tedavi ilgili hastalıklar ve komplikasyonlara uygun olarak özellikle antibiyogram bulgularına göre düzenlenir.
Virus Pnomonileri
Virüs Pnomonileri (Inflüenza pnömonileri), Pnömoni Hastalığı
Virüs pnömonileri primerdir veya bakteri pnömonileriyle birlikte bulunur. İlk belirtiler grip hastalığında olduğu gibidir. Başlangıçta öksürük, bazan az miktarda, bazan kanlı balgam, taşikardi ve syanoz husule gelir. Akciğer tabanlarında inspirasyonda yaş ve kuru railer giderek artarak diğer alanlarda da duyulur.
Radyografide huluslardan perifere uzanan ve akciğer ödemine benzeyen infıltrasyonlar görülür. Bazı vakalarda az miktarda plevra sıvısı izlenir.
Genellikle lökositoz vardır, polimorf çekirdekli lökositler artmıştır. Balgamda da lökositler artmıştır, ancak polimorf lökositler azdır, lenfositler çokdur. Bu balgam bulgusu inflüenza virüs pnömonisini bakteri pnömonilerinden ayıran önemli bir özelliktir. Tedavi palyatiftir.
İnflüenza virüsü ve bakterilerin birlikte bulunduğu vakalarda prognoz ciddidir. Grip belirtilerinden 3-4 gün sonra titreme, ateş, öksürük, kanlı veya pürülan bir balgam, plevra ağrısı, dispne ve syanoz gelişir. Muayenede bir veya birden çok lobda yoğunlaşma bulguları, inspirasyonda daha belirgin yaş ve kuru railer duyulur.
Akciğer radyografisi primer inflüenza pnömonisine benzer, ancak lezyonlar daha yaygındır.
Lökositler normal, artmış veya azalmış olabilir. Lökositoz vakalarında poliler artmış, lökopeni vakalarında poliler azalmıştır. Bakteriyle birlikte bulunan virüs prnömonilerinde balgamda bol polimorf lökositler ve bakteri görülür. Vakaların yarısında virüs infeksiyonu ile birlikte bulunan bakteri stafilokoktur. Diğer sekonder bakteri pnömokok ve daha seyrek olarak başka bakterilerdir.
Virüs-bakteri pnömonileri balgam kültür incelemelerine uyularak tedavi edilir. Sefalotin, metisilin, okzasolin veya sefoperazon etkili ilaçlardır. A tipi inflüenza virüs pnömonisinde amantadin kullanılır.
İnflüenza epidemisi varsa aşıdan yararlanılır. İnflüenza aşısı özellikle akciğer ve kalp hastalarında, diabetes mellitus veya kronik böbrek hastalarında, immün yetersizlikle ilgili hastalarda veya immünosüpratif ilaç alanlarda uygulanmalıdır. Bu hastalarda virüs-bakteri pnömonileri daha sık ve daha ciddidir.
Virüs pnömonileri primerdir veya bakteri pnömonileriyle birlikte bulunur. İlk belirtiler grip hastalığında olduğu gibidir. Başlangıçta öksürük, bazan az miktarda, bazan kanlı balgam, taşikardi ve syanoz husule gelir. Akciğer tabanlarında inspirasyonda yaş ve kuru railer giderek artarak diğer alanlarda da duyulur.
Radyografide huluslardan perifere uzanan ve akciğer ödemine benzeyen infıltrasyonlar görülür. Bazı vakalarda az miktarda plevra sıvısı izlenir.
Genellikle lökositoz vardır, polimorf çekirdekli lökositler artmıştır. Balgamda da lökositler artmıştır, ancak polimorf lökositler azdır, lenfositler çokdur. Bu balgam bulgusu inflüenza virüs pnömonisini bakteri pnömonilerinden ayıran önemli bir özelliktir. Tedavi palyatiftir.
İnflüenza virüsü ve bakterilerin birlikte bulunduğu vakalarda prognoz ciddidir. Grip belirtilerinden 3-4 gün sonra titreme, ateş, öksürük, kanlı veya pürülan bir balgam, plevra ağrısı, dispne ve syanoz gelişir. Muayenede bir veya birden çok lobda yoğunlaşma bulguları, inspirasyonda daha belirgin yaş ve kuru railer duyulur.
Akciğer radyografisi primer inflüenza pnömonisine benzer, ancak lezyonlar daha yaygındır.
Lökositler normal, artmış veya azalmış olabilir. Lökositoz vakalarında poliler artmış, lökopeni vakalarında poliler azalmıştır. Bakteriyle birlikte bulunan virüs prnömonilerinde balgamda bol polimorf lökositler ve bakteri görülür. Vakaların yarısında virüs infeksiyonu ile birlikte bulunan bakteri stafilokoktur. Diğer sekonder bakteri pnömokok ve daha seyrek olarak başka bakterilerdir.
Virüs-bakteri pnömonileri balgam kültür incelemelerine uyularak tedavi edilir. Sefalotin, metisilin, okzasolin veya sefoperazon etkili ilaçlardır. A tipi inflüenza virüs pnömonisinde amantadin kullanılır.
İnflüenza epidemisi varsa aşıdan yararlanılır. İnflüenza aşısı özellikle akciğer ve kalp hastalarında, diabetes mellitus veya kronik böbrek hastalarında, immün yetersizlikle ilgili hastalarda veya immünosüpratif ilaç alanlarda uygulanmalıdır. Bu hastalarda virüs-bakteri pnömonileri daha sık ve daha ciddidir.
Lejyonellosis Lejyon Hastaligi Nedir
Lejyonellosis (Lejyon hastalığı)
Etkeni legionella pneumophilia bakterisidir. Bu bakteri gram negatiftir. İlk kez asker birliklerinde teşhis edildiğinden lejyon hastalığı adı verilmiştir (lejyon=kıt'a). Ciddi bir pnömonidir. Hastalığın ilk günlerinde halsizlik, kas ağrıları, göğüs ağrısı, baş ağrısı, titreme ile birdenbire yükselen ateş, daha sonra mental bozukluklar, karın ağrısı, ishal vardır.
Akciğer radyografisinde lober yoğunlaşma, parçalı infiltrasyonlar veya nodul şeklinde lezyonlar görülür.
Başlıca laboratuvar bulguları 10.000 civarında lökositoz, lenfopeni, hiponatremi, albüminüri, mikroskopik hematüri, anormal karaciğer fonsiyonlarıdır.
Hastalık balgam, plevra sıvısı veya bronş lavajının immünofloresan boyanmasıyla teşhis edilir.
Lejyon pnömonisi eritromisin (0.5-1 gm, 4 kez/gün oral) ile tedavi edilir. Tetrasiklin de etkilidir. Tedavi süresi 2-3 haftadır. Bu tedaviye cevap vermeyen vakalar ciprofloxacin (750 mg X 2/gün, oral) ile tedavi edilir.
Riketsia Pnömonileri (Q Ateşi-pnömonisi)
Etkeni coxiella burnetti'dir. Hastalık bir riketzia infeksiyonudur. Grip veya tifoya benzeyen belirtiler izlenir. Nadir olarak virüs pnömonisine benzer infeksiyon gelişebilir. Hastalık tetrasiklin (2-3 gm/gün, oral) ile tedavi edilir. Tedavi süresi 2 haftadır.
Etkeni legionella pneumophilia bakterisidir. Bu bakteri gram negatiftir. İlk kez asker birliklerinde teşhis edildiğinden lejyon hastalığı adı verilmiştir (lejyon=kıt'a). Ciddi bir pnömonidir. Hastalığın ilk günlerinde halsizlik, kas ağrıları, göğüs ağrısı, baş ağrısı, titreme ile birdenbire yükselen ateş, daha sonra mental bozukluklar, karın ağrısı, ishal vardır.
Akciğer radyografisinde lober yoğunlaşma, parçalı infiltrasyonlar veya nodul şeklinde lezyonlar görülür.
Başlıca laboratuvar bulguları 10.000 civarında lökositoz, lenfopeni, hiponatremi, albüminüri, mikroskopik hematüri, anormal karaciğer fonsiyonlarıdır.
Hastalık balgam, plevra sıvısı veya bronş lavajının immünofloresan boyanmasıyla teşhis edilir.
Lejyon pnömonisi eritromisin (0.5-1 gm, 4 kez/gün oral) ile tedavi edilir. Tetrasiklin de etkilidir. Tedavi süresi 2-3 haftadır. Bu tedaviye cevap vermeyen vakalar ciprofloxacin (750 mg X 2/gün, oral) ile tedavi edilir.
Riketsia Pnömonileri (Q Ateşi-pnömonisi)
Etkeni coxiella burnetti'dir. Hastalık bir riketzia infeksiyonudur. Grip veya tifoya benzeyen belirtiler izlenir. Nadir olarak virüs pnömonisine benzer infeksiyon gelişebilir. Hastalık tetrasiklin (2-3 gm/gün, oral) ile tedavi edilir. Tedavi süresi 2 haftadır.
Atipik Pnomoni ve Mikoplasma Pnomoni
Atipik Pnömoni Nedir
Klasik pnömokok pnömonisinden farklı olarak atipik pnömonide hastalık belirtileri sinsidir. Halsizlik, baş ağrısı, ateş, kuru öksürük ve lober olmayan infıltrasyon vardır. Atipik pnömonilerin başlıcaları mikoplasma pnömoni, bazı virüs pnömonileri, lejyon hastalığı ve Q ateşidir.
Atipik Virüs Pnömonileri
Bu tür atipik pnömoniler nadirdir. Başlıcaları psittakosis, varisella, kızamık, herpes zoster, koksaki, adenovirüs, ECHO virüsleriyle oluşan pnömonilerdir.
Mikoplasma Pnömoni
Atipik pnömonilerin en çok görülen türüdür ve tüm pnömonilerin %20'sini kapsar. Bu pnömoni çocuklarda ve gençlerde daha sıklıkla görülür. Etkeni mycoplasma pneumoniae küçük bir bakteridir. Ancak akciğerde oluşan patolojik değişim virüs pnömonisine benzer. Hastalık sinsi veya akut başlar. Yaklaşık 38 derece ateş, inatçı kuru bir öksürük, baş ağrısı, yaygın kas ağrıları, nezle, boğaz ağrısı, titreme-üşüme hastalığın başlıca belirtileridir.
Muayenede ince-orta yaş railer duyulur. Hastalık ilerledikçe submatite ve matite alınır ve railer artarak daha kaba bir nitelik kazanır. Sibilan,ronflan railerde duyulur.
Radyografide yer yer nodüler, parçalı veya perihiler infıltrasyonlar, bazı vakalarda lober veya lobüler yoğunlaşma görülür.
Hastalığın ilk haftasından sonra %75 vakada kanda soğuk aglütünasyon oluşur. Soğuk aglütünasyon virüs, bakteri pnömonilerinde ve bazı kan hastalıklarında da pozitif olabilir. Mikoplasma pnömonisinde perifer ve santral nörolojik anormallikler, trombositopeni, deride eritem gibi komplikasyonlar gelişebilir.
Mikoplasma pnömoni tetrasiklin veya eritromisin (1.5-2 gm/gün, oral) ile tedavi edilir.
Klasik pnömokok pnömonisinden farklı olarak atipik pnömonide hastalık belirtileri sinsidir. Halsizlik, baş ağrısı, ateş, kuru öksürük ve lober olmayan infıltrasyon vardır. Atipik pnömonilerin başlıcaları mikoplasma pnömoni, bazı virüs pnömonileri, lejyon hastalığı ve Q ateşidir.
Atipik Virüs Pnömonileri
Bu tür atipik pnömoniler nadirdir. Başlıcaları psittakosis, varisella, kızamık, herpes zoster, koksaki, adenovirüs, ECHO virüsleriyle oluşan pnömonilerdir.
Mikoplasma Pnömoni
Atipik pnömonilerin en çok görülen türüdür ve tüm pnömonilerin %20'sini kapsar. Bu pnömoni çocuklarda ve gençlerde daha sıklıkla görülür. Etkeni mycoplasma pneumoniae küçük bir bakteridir. Ancak akciğerde oluşan patolojik değişim virüs pnömonisine benzer. Hastalık sinsi veya akut başlar. Yaklaşık 38 derece ateş, inatçı kuru bir öksürük, baş ağrısı, yaygın kas ağrıları, nezle, boğaz ağrısı, titreme-üşüme hastalığın başlıca belirtileridir.
Muayenede ince-orta yaş railer duyulur. Hastalık ilerledikçe submatite ve matite alınır ve railer artarak daha kaba bir nitelik kazanır. Sibilan,ronflan railerde duyulur.
Radyografide yer yer nodüler, parçalı veya perihiler infıltrasyonlar, bazı vakalarda lober veya lobüler yoğunlaşma görülür.
Hastalığın ilk haftasından sonra %75 vakada kanda soğuk aglütünasyon oluşur. Soğuk aglütünasyon virüs, bakteri pnömonilerinde ve bazı kan hastalıklarında da pozitif olabilir. Mikoplasma pnömonisinde perifer ve santral nörolojik anormallikler, trombositopeni, deride eritem gibi komplikasyonlar gelişebilir.
Mikoplasma pnömoni tetrasiklin veya eritromisin (1.5-2 gm/gün, oral) ile tedavi edilir.
Anaerob Bakteri Pnomonileri Bakteriler
Anaerob Bakteri Pnömonileri, Anaerob Bakteriler
Alkoliklerde, debilitan hastalarda ve oral sağlık bakımı iyi olmayanlarda (enfekte diş, gingivitis, vb.) ve üst solunum yolları infeksiyonu örneğin sinüsitis olanlarda bu pnömoniler daha sıklıkla oluşurlar.
Başlıca etkenleri bakteroid grubu bakteriler, streptokoklar, stafilokok, aureus, klebsiella ve psödomonaslardır.
Anaerob bakteri infeksiyonları akut veya sinsi başlar. Bazan balgam kötü kokulu, bazan kanlıdır. Yüksek ateş, bazan titreme olur. Sıklıkla plevra ağrısı vardır.
Fizik incelemede akciğer yoğunlaşması belirtileri, plörezi, bazı vakalarda dağınık infeksiyon odaklarıyla ilgili bulgular izlenir.
Akciğer radyografisinde başlıca görünüm pnömonitis, pnömoni, abse ve ampiyemle ilgilidir. Bu bulgular ayrı ayrı veya ikisi, üçü birlikte izlenir. Abselerde homojen bir yoğunlaşma (kitle görünümü), nekroz (intizamsız kalın duvarlı kavern) görünümü hastalığın önemli radyolojik bulgularıdır. Bu kavernlerde hava-sıvı düzeyi ve çevresindeki akciğer parenkimasında bir yoğunlaşma vardır. Hastalık hızla ilerler. Hemen her vakada ampiyem oluşur.
15.000 - 25.000 lökositoz özellikle polimorf çekirdekli lökositlerin artışıyla ilgilidir. Anaerob akciğer infeksiyonlarında ortalama üç değişik mikroorganizma, örneğin anaerob bakteriler, diğer bakteriler ve spiroketler vardır.
Anaerob bakteri pnömonilerinde etkili antibiotik penisilindir. Günde 5-10 milyon ünite İV veya İM verilir. Penisiline dirençli vakalarda sefoperazon (2-3 gm/gün İV veya İM), kloranfenikol (2-3 gm/gün, oral), klindamisin (300-600 rag/gün, oral) ve tetrasiklin (2-3 gm/gün, oral) antibiyotikleri verilir.
Tedaviye 4 hafta kadar devam edilir. Bu infeksiyonlarda mikroorganizmalar ilaçlara kolay direnç kazanırlar. Sık sık balgam kültürü yapılarak etkin tedavi uygulanır. Diabet, anemi gibi hastalıklar varsa bunların tedavisi başarıyı arttırır.
Alkoliklerde, debilitan hastalarda ve oral sağlık bakımı iyi olmayanlarda (enfekte diş, gingivitis, vb.) ve üst solunum yolları infeksiyonu örneğin sinüsitis olanlarda bu pnömoniler daha sıklıkla oluşurlar.
Başlıca etkenleri bakteroid grubu bakteriler, streptokoklar, stafilokok, aureus, klebsiella ve psödomonaslardır.
Anaerob bakteri infeksiyonları akut veya sinsi başlar. Bazan balgam kötü kokulu, bazan kanlıdır. Yüksek ateş, bazan titreme olur. Sıklıkla plevra ağrısı vardır.
Fizik incelemede akciğer yoğunlaşması belirtileri, plörezi, bazı vakalarda dağınık infeksiyon odaklarıyla ilgili bulgular izlenir.
Akciğer radyografisinde başlıca görünüm pnömonitis, pnömoni, abse ve ampiyemle ilgilidir. Bu bulgular ayrı ayrı veya ikisi, üçü birlikte izlenir. Abselerde homojen bir yoğunlaşma (kitle görünümü), nekroz (intizamsız kalın duvarlı kavern) görünümü hastalığın önemli radyolojik bulgularıdır. Bu kavernlerde hava-sıvı düzeyi ve çevresindeki akciğer parenkimasında bir yoğunlaşma vardır. Hastalık hızla ilerler. Hemen her vakada ampiyem oluşur.
15.000 - 25.000 lökositoz özellikle polimorf çekirdekli lökositlerin artışıyla ilgilidir. Anaerob akciğer infeksiyonlarında ortalama üç değişik mikroorganizma, örneğin anaerob bakteriler, diğer bakteriler ve spiroketler vardır.
Anaerob bakteri pnömonilerinde etkili antibiotik penisilindir. Günde 5-10 milyon ünite İV veya İM verilir. Penisiline dirençli vakalarda sefoperazon (2-3 gm/gün İV veya İM), kloranfenikol (2-3 gm/gün, oral), klindamisin (300-600 rag/gün, oral) ve tetrasiklin (2-3 gm/gün, oral) antibiyotikleri verilir.
Tedaviye 4 hafta kadar devam edilir. Bu infeksiyonlarda mikroorganizmalar ilaçlara kolay direnç kazanırlar. Sık sık balgam kültürü yapılarak etkin tedavi uygulanır. Diabet, anemi gibi hastalıklar varsa bunların tedavisi başarıyı arttırır.
Akciger Enfeksiyon Klebsiella Pnomonisi
Akciğer Enfeksiyon
Klebsiella Pnömonisi Nedir
Ciddi bir pnömonidir. Etkeni gram negatif bakteridir.Yaşlılarda, alkoliklerde, kontrol altına alınmamış diabetiklerde ve debilitan hastalarda daha sıklıkla izlenir. Hastalık birdenbire ürperme, ateş, dispne, balgam, göğüs ağrısı ve ileri derecede bitkinlikle başlar. Balgam yeşilimtrak, pürülan, kan-çizgili, bazan paslı ve yapışkandır.
Muayenede hastalık bölgesinde sübmatite veya matite, pektoriloki, bronşiyal solunum ve yaş railer izlenir.
Radyolojik üç özellik vardır:
1. Eksüda toplanması akciğer parenkimasında volüm artmasına ve interlober sissürün itilmesine ve bombeleşmesine sebep olur.
2. Yaklaşık 1/3 vakada abseleşme ve kavern oluşur.
3. Eksüda sıklıkla ampiyeme dönüşür.
Balgamda hastalığın etkeni gram negatif bakteriler ve bol polimorf lökositler görülür. Çok kez lökosit sayısı normaldir veya lökopeni vardır. Bazan lökositoz izlenir.
Hastalığın başlıca komplikasyonlan abse, kavern, ampiyem, pnömotoraks, perikardit, menenjit ve anemidir.
Tedavi süresi en az 2 haftadır. Klebsiella pnömonisi tedavisinde kullanılan başlıca ilaçlar sefoperazon ve sefalotin (2-3 gm/gün, İV, İM), gentamisin (160 mg/gün, İM) ve kloranfenikol ( 2-3 gm/gün, oral) dir. Sık sık balgam kültürüyle antibiotik duyarlığı incelenmeli ve buna uygun antibiotik seçilmelidir.
Klebsiella Pnömonisi Nedir
Ciddi bir pnömonidir. Etkeni gram negatif bakteridir.Yaşlılarda, alkoliklerde, kontrol altına alınmamış diabetiklerde ve debilitan hastalarda daha sıklıkla izlenir. Hastalık birdenbire ürperme, ateş, dispne, balgam, göğüs ağrısı ve ileri derecede bitkinlikle başlar. Balgam yeşilimtrak, pürülan, kan-çizgili, bazan paslı ve yapışkandır.
Muayenede hastalık bölgesinde sübmatite veya matite, pektoriloki, bronşiyal solunum ve yaş railer izlenir.
Radyolojik üç özellik vardır:
1. Eksüda toplanması akciğer parenkimasında volüm artmasına ve interlober sissürün itilmesine ve bombeleşmesine sebep olur.
2. Yaklaşık 1/3 vakada abseleşme ve kavern oluşur.
3. Eksüda sıklıkla ampiyeme dönüşür.
Balgamda hastalığın etkeni gram negatif bakteriler ve bol polimorf lökositler görülür. Çok kez lökosit sayısı normaldir veya lökopeni vardır. Bazan lökositoz izlenir.
Hastalığın başlıca komplikasyonlan abse, kavern, ampiyem, pnömotoraks, perikardit, menenjit ve anemidir.
Tedavi süresi en az 2 haftadır. Klebsiella pnömonisi tedavisinde kullanılan başlıca ilaçlar sefoperazon ve sefalotin (2-3 gm/gün, İV, İM), gentamisin (160 mg/gün, İM) ve kloranfenikol ( 2-3 gm/gün, oral) dir. Sık sık balgam kültürüyle antibiotik duyarlığı incelenmeli ve buna uygun antibiotik seçilmelidir.
Akciger Enfeksiyonu Stafilokok Pnomonisi
Akciğer Enfeksiyonu
Stafilokok Pnömonisi Nedir
Stafılokok pnömonisi ciddi bir akciğer inifeksiyonudur. Etkeni gram positif stafılokok aureus'dur. Bu pnömoninin başlıca üç özelliği vardır.
1. Ciddi bir infeksiyondur ve akciğerde abse oluşur.
2. Bu bakteri kısa bir sürede kullanılan antibiotiğe direnç kazanır.
3. İnfeksiyon hastanın çevresindekilere yayıdır ve hastane kontami-nasyonu oluşur.
Stafılokok pnömonisinde başlıca hastalık belirtileri, titreme, ateş, öksürük, balgam, göğüs ağrısı (plevra ağrısı), takipne, taşikardidir. Fizik inceleme bulguları pnömokok pnömonisine benzer.
Akciğer radyografisinde bir lobun, bir segmentin veya birden çok segmentin yoğunlaşması görülür. Bazan yaygın bronkopnömoni oluşur. Plö-rezi, pnömatosel ve abse sıklıkla izlenir.
Balgamda üzüm salkımı şeklinde gram pozitif stafılokoklar ve poli-morf çekirdekli lökositler görülür. Kanda lökositler 15.000 - 25.000'e çıkar. Ciddi bir infeksiyonda lökopeni olabilir, kötü bir prognoz endike eder.
Hastalığın başlıca komplikasyonları akciğer absesi, beyin ve böbrek absesi, menenjit, endokardit, pnömotoraks ve ampiyemdir.
Stafilokok pnömonisi ciddi bir infeksiyon olduğundan hastalar hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir. Etkili antibiotik yüksek dozda ve en az iki hafta kullanılır. Sık sık balgam kültürü yapılarak etkili antibiotik seçilir. Vakaların %50'sinde stafılokoklar penisiline duyarlıdır. Günde 5-20 milyon ünite İM veya İV verilir. Penisiline dirençli vakalarda balgam antibiogramı sonucuna uygun diğer antibiotiklerden yararlanılır.
Stafilokok Pnömonisi Nedir
Stafılokok pnömonisi ciddi bir akciğer inifeksiyonudur. Etkeni gram positif stafılokok aureus'dur. Bu pnömoninin başlıca üç özelliği vardır.
1. Ciddi bir infeksiyondur ve akciğerde abse oluşur.
2. Bu bakteri kısa bir sürede kullanılan antibiotiğe direnç kazanır.
3. İnfeksiyon hastanın çevresindekilere yayıdır ve hastane kontami-nasyonu oluşur.
Stafılokok pnömonisinde başlıca hastalık belirtileri, titreme, ateş, öksürük, balgam, göğüs ağrısı (plevra ağrısı), takipne, taşikardidir. Fizik inceleme bulguları pnömokok pnömonisine benzer.
Akciğer radyografisinde bir lobun, bir segmentin veya birden çok segmentin yoğunlaşması görülür. Bazan yaygın bronkopnömoni oluşur. Plö-rezi, pnömatosel ve abse sıklıkla izlenir.
Balgamda üzüm salkımı şeklinde gram pozitif stafılokoklar ve poli-morf çekirdekli lökositler görülür. Kanda lökositler 15.000 - 25.000'e çıkar. Ciddi bir infeksiyonda lökopeni olabilir, kötü bir prognoz endike eder.
Hastalığın başlıca komplikasyonları akciğer absesi, beyin ve böbrek absesi, menenjit, endokardit, pnömotoraks ve ampiyemdir.
Stafilokok pnömonisi ciddi bir infeksiyon olduğundan hastalar hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir. Etkili antibiotik yüksek dozda ve en az iki hafta kullanılır. Sık sık balgam kültürü yapılarak etkili antibiotik seçilir. Vakaların %50'sinde stafılokoklar penisiline duyarlıdır. Günde 5-20 milyon ünite İM veya İV verilir. Penisiline dirençli vakalarda balgam antibiogramı sonucuna uygun diğer antibiotiklerden yararlanılır.
Akciger Enfeksiyonlari Pnomoni Pnomokok
Akciğer Enfeksiyonları
Pnömoni ve Pnömokok Nedir, Kökenli Pnömoni
Pnömokok Pnömonisi (Streptococcus pneumoniae)
Akciğer parenkimasının iltihabına pnömoni veya pnömonitis denilmektedir. Pnömonitis pnömoniyle aynı anlama gelmekle beraber daha çok segment pnömonileri için veya yamalı intizamsız pnömoniler için kullanılır.
Toplum kökenli pnömoniler tüm pnömonilerin en sık izlenilenidir. Pnömokok pnömonileri toplum kökenli pnömonilerin %80'nini ve nosokomial pnömonilerin %10'unu kapsamaktadır.
Bakteri pnömonileri tüm pnömoniler içinde en sık görülenidir ve pnömokok pnömonisi aşağıda yazıldığı gibi bakteri pnömonilerinin en sık izlenile-nidir.Başlıca pnömoni türleri:
En çok görülen Pnömokok pnömonisi
Oldukça sık görülen Pyojen streptokok, stafilokok, klepsiella, hemo-fılus inflüenza
Seyrek görülen B.antrasis, pertusis, brusellosis, enterobakter, E.koli Nadir görülen N.meningitidis, psödomonas, proteus, nokardia
Etyoloji
Pnömokok pnömonisinin etkeni diplococcus preumoniae'dır. Gram pozitiftir. 75'den çok türü vardır.
Patoloji
Pnömoninin 3 patolojik dönemi vardır.
1- Dolgunluk dönemi (engorgement) Başlangıçta ödem vardır. Kapilerler genişlemiş ve dolgundur. Alveollerin içine sıvı sızar, eksüdasyon oluşur.
2- Karaciğerleşme (hepatisation) Hastalığın 2-3. gününde akciğer karaciğer gibi koyu bir renk alır. Bu döneme kırmızı hepatizasyon adı verilir.
Akciğer 2-3 gün sonra sarı bir renge değişir, bu döneme sarı hepatizasyon adı verilir, bu dönem 3-4 gün sürer.
3- Erime (resolution) dönemi Pnömoni başlangıcından 7-10 gün sonra alveollerin patolojik materyelden arınmasıyla içine hava girer ve çıkar, ventilasyon başlar.
Patojenez
Pnömoni kış aylarında daha çok izlenir. Üst solunum yolları infeksiyonları, sigara, alkol, diabetes mellitus, yaşlanma, bronş kanseri, immünosüpresif hastalıklar, immünosüpresif ilaçlar ve cerrahi girişimler pnömoni insidensini ve ciddiliğini artırırlar.
Klinik Belirtiler
Yüzde elli vakada pnömoniden önce üst solunum yolları infeksiyonu vardır. Genellikle bir hafta içinde ciddi bir hastalık gelişir, ateş 38 - 39.5 dereceye yükselir, çok kez akşam ateşi daha yüksektir. Öksürük ve paslı çizgi şeklinde kanlı, bazan san-yeşil (pürülan) balgam vardır. Sıklıkla ürperme, titreme, üşüme, plöritik göğüs ağrısı oluşur. Bazı hastaların dudaklarında herpes görülür. Ateş 5-10 günden sonra birdenbire "kriz şeklinde" veya giderek azalarak "lizis şeklinde" düşer ve hasta nekahat dönemine girer.
Fizik incelemede hastanın akut bir görünümü izlenir, yüzü kızarmış ve syanozedir. Hızlı ve sığ bir solunum, yüksek ateş, taşikardi izlenir. Hasta hemitoraks özellikle inspirasyonda ve öksürükle ağrılıdır. Toraks hareketi kısıtlıdır. Vokal fremitus normal veya artmıştır. Plörezi komplikasyonu varsa vokal fremitus azalır. Perküsyonda matite veya sübmatite alınır. Oskültasyonda frotman, bronşiyal solunum, egofoni, bronkofoni, fısıldama pektoriloki'si ve krepitan railer duyulur.Yukarıda belirtilen fizik inceleme bulguları vakaların özelliklerine göre değişiklikler gösterir.
Radyoloji
Pnömoni tanısında en önemli yöntem akciğer radyografisi'dir. Hastalık periler hava boşluklarında başladığından, pnömoni yoğunlaşması viseral veya interlober plevraya komşudur. Hava bronkogramı izlenir. Buna karşın kanserin sebep olduğu atelektazide hava bronkogramı görülmez. Çok kez pnömoni bir lob veya segmentte loklalizedir. İki veya daha fazla lob pnömonilerinde prog-noz daha ciddidir. Gerekli tedavi uygulanırsa pnömoni yoğunlaşması azalarak 10-14 günde kaybolur. Tedavi edilmeyen vakalarda radyolojik anormallik 6-8 hafta sürer.
Laboratuvar bulguları
Balgamda bol polimorf lökositler ve gram pozitif pnömokoklar görülür. Balgamın sık sık kültürü yapılarak bakterilerin cinsi, azalıp azalmadığı ve antibiyotik duyarlığı (antibiyogram) incelenir ve etkili antibiyotik seçilir.
Lökosit 10.000 - 30.000'e artar. Bazı vakalarda daha fazladır. Bazı vakalarda lökosit, normal veya normalden azdır. Lökopeni veya aşırı lökositoz olan hastalarda prognoz daha kötüdür. Lökosit formülünde polimorflar artmıştır. Sedimantasyon hızı artar. Ciddi vakalarda hipoksemi izlenir.
Komplikasyonlar
Pnömoninin başlıca komplikasyonları plörezi, ampiyem, akciğer absesi, süperinfeksiyon (nüks)'dür. Nadir olarak endokardit, menenjit, nefrit, artrit, otit, sinüsit ve şok oluşabilir. Erken ve etkili (etkene duyarlı) tedavi komplikasyonları önler veya azaltır. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, bronşektazi, kanser, malnütrisyon ve kontrol altına alınmayan diabetes mellitus hastalarında, alkol ve sigara içenlerde komplikasyonlar daha sıklıkla oluşur.
Pnömoni Tedavisi
Penisilin veya ampisilin çok kez pnömoni tedavisi için en uygun antibiyotiklerdir. Penisilin streptokok ve penisiline duyarlı stafılokok pnömonile-rinde de etkilidir. 600.000-800.000 ünite prokain penisilin günde 1-2 kez İM enjekte edilerek veya günde 2-4 kez 300.000 ünite kristal penisilin İV tedavisiyle 7-10 gün devam edilir.Birkaç günde penisiline cevap vermeyen vakalarda bir komplikasyonun bulunduğunu veya teşhisin yanlış olduğunu düşünmelidir. Yaşlılarda veya hastanede yatan hastalarda pnömoni etkeni daha çok gram negatif veya stafılokok aureus olduğundan geniş spektrumlu antibiyotikler örneğin bir üçüncü jenerasyon sefalosporin veya geniş spekrumlu penisilin ile tedavi yapılır. Özellikle alkoliklerde ve psikiatrik sorunu olanlarda izlenen aspi-rasyon pnömonilerinde klindamisin veya yüksek doz penisilin kullanılır. Mikoplasma pnömonisinde (atipik pnömoni) tetrasiklin veya eritromisin antibiyo-tikleriyle tedavi yapılır.
Başarılı bir pnömoni tedavisi için antibiyogram yapılarak ilaçlara duyarlılık değerlendirilir.
Solunum yollarında oluşan sekresyonlara etkili ilaçlar verilmelidir. İnfeksiyonun türüne göre bazı özellikleri göz önünde bulundurmak gerekir. Kullanılan antibiotik ve diğer ilaçların etkisiz olması veya yeterli doz ve sürede verilmemesi tedavi başarısını engeller. Özellikle gram negatif pnömoni infeksiyonlarında ilaç türü ve dozu dikkatle değerlendirilmelidir.
Hastada dispne, syanoz varsa oksijen verilir. Kardiyak hastalarda, şok olanlarda, diabet, astma, kronik bronşit, amfızem vakalarında ve direnç kırıcı kronik hastalıklarda pnömoni ciddi ve tehlikeli bir gidiş gösterir. Bu hastalarda iki veya üç antibiyotiği birlikte daha yüksek doz ve daha uzun süre uygulamalıdır.
Prognoz ve prevansiyon nedir
Etkili antibiyotik tedavisine rağmen pnömokok pnömonisinde %1 mortalite vardır. Tüm pnömonilerde ortalama mortalite %5'dir. Hastanın yaşı, infeksiyon derecesi, komplikasyonlar ve diğer hastalıkların birlikte bulunması prognozu etkiler.
Prevansiyon pnömokok ve inflüenza aşılarıyla sağlanır. Özellikle risk olasılığı fazla olan yaşlılara, kronik akciğer, karaciğer, böbrek, kalp hastalıkları olanlara, diabetiklere bu aşılar uygulanır.
Ölümlerin çoğu süperinfeksiyon veya pnömoniyle birlikte başka bir hastalığın bulunduğu vakalarda izlenir. Bakteriemi, lökopeni, şok, hastalığın birden fazla lobda bulunması mortaliteyi arttırır.
Pnömoni ve Pnömokok Nedir, Kökenli Pnömoni
Pnömokok Pnömonisi (Streptococcus pneumoniae)
Akciğer parenkimasının iltihabına pnömoni veya pnömonitis denilmektedir. Pnömonitis pnömoniyle aynı anlama gelmekle beraber daha çok segment pnömonileri için veya yamalı intizamsız pnömoniler için kullanılır.
Toplum kökenli pnömoniler tüm pnömonilerin en sık izlenilenidir. Pnömokok pnömonileri toplum kökenli pnömonilerin %80'nini ve nosokomial pnömonilerin %10'unu kapsamaktadır.
Bakteri pnömonileri tüm pnömoniler içinde en sık görülenidir ve pnömokok pnömonisi aşağıda yazıldığı gibi bakteri pnömonilerinin en sık izlenile-nidir.Başlıca pnömoni türleri:
En çok görülen Pnömokok pnömonisi
Oldukça sık görülen Pyojen streptokok, stafilokok, klepsiella, hemo-fılus inflüenza
Seyrek görülen B.antrasis, pertusis, brusellosis, enterobakter, E.koli Nadir görülen N.meningitidis, psödomonas, proteus, nokardia
Etyoloji
Pnömokok pnömonisinin etkeni diplococcus preumoniae'dır. Gram pozitiftir. 75'den çok türü vardır.
Patoloji
Pnömoninin 3 patolojik dönemi vardır.
1- Dolgunluk dönemi (engorgement) Başlangıçta ödem vardır. Kapilerler genişlemiş ve dolgundur. Alveollerin içine sıvı sızar, eksüdasyon oluşur.
2- Karaciğerleşme (hepatisation) Hastalığın 2-3. gününde akciğer karaciğer gibi koyu bir renk alır. Bu döneme kırmızı hepatizasyon adı verilir.
Akciğer 2-3 gün sonra sarı bir renge değişir, bu döneme sarı hepatizasyon adı verilir, bu dönem 3-4 gün sürer.
3- Erime (resolution) dönemi Pnömoni başlangıcından 7-10 gün sonra alveollerin patolojik materyelden arınmasıyla içine hava girer ve çıkar, ventilasyon başlar.
Patojenez
Pnömoni kış aylarında daha çok izlenir. Üst solunum yolları infeksiyonları, sigara, alkol, diabetes mellitus, yaşlanma, bronş kanseri, immünosüpresif hastalıklar, immünosüpresif ilaçlar ve cerrahi girişimler pnömoni insidensini ve ciddiliğini artırırlar.
Klinik Belirtiler
Yüzde elli vakada pnömoniden önce üst solunum yolları infeksiyonu vardır. Genellikle bir hafta içinde ciddi bir hastalık gelişir, ateş 38 - 39.5 dereceye yükselir, çok kez akşam ateşi daha yüksektir. Öksürük ve paslı çizgi şeklinde kanlı, bazan san-yeşil (pürülan) balgam vardır. Sıklıkla ürperme, titreme, üşüme, plöritik göğüs ağrısı oluşur. Bazı hastaların dudaklarında herpes görülür. Ateş 5-10 günden sonra birdenbire "kriz şeklinde" veya giderek azalarak "lizis şeklinde" düşer ve hasta nekahat dönemine girer.
Fizik incelemede hastanın akut bir görünümü izlenir, yüzü kızarmış ve syanozedir. Hızlı ve sığ bir solunum, yüksek ateş, taşikardi izlenir. Hasta hemitoraks özellikle inspirasyonda ve öksürükle ağrılıdır. Toraks hareketi kısıtlıdır. Vokal fremitus normal veya artmıştır. Plörezi komplikasyonu varsa vokal fremitus azalır. Perküsyonda matite veya sübmatite alınır. Oskültasyonda frotman, bronşiyal solunum, egofoni, bronkofoni, fısıldama pektoriloki'si ve krepitan railer duyulur.Yukarıda belirtilen fizik inceleme bulguları vakaların özelliklerine göre değişiklikler gösterir.
Radyoloji
Pnömoni tanısında en önemli yöntem akciğer radyografisi'dir. Hastalık periler hava boşluklarında başladığından, pnömoni yoğunlaşması viseral veya interlober plevraya komşudur. Hava bronkogramı izlenir. Buna karşın kanserin sebep olduğu atelektazide hava bronkogramı görülmez. Çok kez pnömoni bir lob veya segmentte loklalizedir. İki veya daha fazla lob pnömonilerinde prog-noz daha ciddidir. Gerekli tedavi uygulanırsa pnömoni yoğunlaşması azalarak 10-14 günde kaybolur. Tedavi edilmeyen vakalarda radyolojik anormallik 6-8 hafta sürer.
Laboratuvar bulguları
Balgamda bol polimorf lökositler ve gram pozitif pnömokoklar görülür. Balgamın sık sık kültürü yapılarak bakterilerin cinsi, azalıp azalmadığı ve antibiyotik duyarlığı (antibiyogram) incelenir ve etkili antibiyotik seçilir.
Lökosit 10.000 - 30.000'e artar. Bazı vakalarda daha fazladır. Bazı vakalarda lökosit, normal veya normalden azdır. Lökopeni veya aşırı lökositoz olan hastalarda prognoz daha kötüdür. Lökosit formülünde polimorflar artmıştır. Sedimantasyon hızı artar. Ciddi vakalarda hipoksemi izlenir.
Komplikasyonlar
Pnömoninin başlıca komplikasyonları plörezi, ampiyem, akciğer absesi, süperinfeksiyon (nüks)'dür. Nadir olarak endokardit, menenjit, nefrit, artrit, otit, sinüsit ve şok oluşabilir. Erken ve etkili (etkene duyarlı) tedavi komplikasyonları önler veya azaltır. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, bronşektazi, kanser, malnütrisyon ve kontrol altına alınmayan diabetes mellitus hastalarında, alkol ve sigara içenlerde komplikasyonlar daha sıklıkla oluşur.
Pnömoni Tedavisi
Penisilin veya ampisilin çok kez pnömoni tedavisi için en uygun antibiyotiklerdir. Penisilin streptokok ve penisiline duyarlı stafılokok pnömonile-rinde de etkilidir. 600.000-800.000 ünite prokain penisilin günde 1-2 kez İM enjekte edilerek veya günde 2-4 kez 300.000 ünite kristal penisilin İV tedavisiyle 7-10 gün devam edilir.Birkaç günde penisiline cevap vermeyen vakalarda bir komplikasyonun bulunduğunu veya teşhisin yanlış olduğunu düşünmelidir. Yaşlılarda veya hastanede yatan hastalarda pnömoni etkeni daha çok gram negatif veya stafılokok aureus olduğundan geniş spektrumlu antibiyotikler örneğin bir üçüncü jenerasyon sefalosporin veya geniş spekrumlu penisilin ile tedavi yapılır. Özellikle alkoliklerde ve psikiatrik sorunu olanlarda izlenen aspi-rasyon pnömonilerinde klindamisin veya yüksek doz penisilin kullanılır. Mikoplasma pnömonisinde (atipik pnömoni) tetrasiklin veya eritromisin antibiyo-tikleriyle tedavi yapılır.
Başarılı bir pnömoni tedavisi için antibiyogram yapılarak ilaçlara duyarlılık değerlendirilir.
Solunum yollarında oluşan sekresyonlara etkili ilaçlar verilmelidir. İnfeksiyonun türüne göre bazı özellikleri göz önünde bulundurmak gerekir. Kullanılan antibiotik ve diğer ilaçların etkisiz olması veya yeterli doz ve sürede verilmemesi tedavi başarısını engeller. Özellikle gram negatif pnömoni infeksiyonlarında ilaç türü ve dozu dikkatle değerlendirilmelidir.
Hastada dispne, syanoz varsa oksijen verilir. Kardiyak hastalarda, şok olanlarda, diabet, astma, kronik bronşit, amfızem vakalarında ve direnç kırıcı kronik hastalıklarda pnömoni ciddi ve tehlikeli bir gidiş gösterir. Bu hastalarda iki veya üç antibiyotiği birlikte daha yüksek doz ve daha uzun süre uygulamalıdır.
Prognoz ve prevansiyon nedir
Etkili antibiyotik tedavisine rağmen pnömokok pnömonisinde %1 mortalite vardır. Tüm pnömonilerde ortalama mortalite %5'dir. Hastanın yaşı, infeksiyon derecesi, komplikasyonlar ve diğer hastalıkların birlikte bulunması prognozu etkiler.
Prevansiyon pnömokok ve inflüenza aşılarıyla sağlanır. Özellikle risk olasılığı fazla olan yaşlılara, kronik akciğer, karaciğer, böbrek, kalp hastalıkları olanlara, diabetiklere bu aşılar uygulanır.
Ölümlerin çoğu süperinfeksiyon veya pnömoniyle birlikte başka bir hastalığın bulunduğu vakalarda izlenir. Bakteriemi, lökopeni, şok, hastalığın birden fazla lobda bulunması mortaliteyi arttırır.
Akciger Hastaliklari Enfeksiyonlari Anasayfa
Pnömokok Pnömonisi
Stafilokok Pnömonisi
Klebsiella Pnömonisi
Anaerob Bakteri Pnömonileri
Atipik Pnömoni
Lejyonellosis (Lejyon hastalığı)
Virüs Pnomonileri (Inflüenza pnömonileri)
Nozokomyal Pnömoni
Fungus Pnömonileri
Moniliasis (Kandidiasis)
Histoplasmosis
Stafilokok Pnömonisi
Klebsiella Pnömonisi
Anaerob Bakteri Pnömonileri
Atipik Pnömoni
Lejyonellosis (Lejyon hastalığı)
Virüs Pnomonileri (Inflüenza pnömonileri)
Nozokomyal Pnömoni
Fungus Pnömonileri
Moniliasis (Kandidiasis)
Histoplasmosis