Aşılanma ve Hodgkin hastalığı
Hodgkin hastalığı vakalarında sılıkla bağışıklık sorunları vardır; özellikle hücresel bağışıklığı ilgilendiren bu sorunlar kendilerini tüberkülin'e ve diğer bakteri, virüs veya parazit alerjenlerine karşı anerjiyle belli eder.
Öte yandan sı visal bağışıklık, en azından hastalık başlangıcında olmak üzere genellikle normaldir ve hem serumdaki antikor yapımında, hem de immünglobülin titrelerinde hemen hiçbir anormallik görülmez.
SCHNEIDER57, Hodgkin hastalarında BCG testine karşı anerji bulunduğunu, gecikmiş aşırı duyarlığın aksadığını; lenfositlerin hiperbazofil hücrelere transformasyon yeteneğinin her zaman için düşük olduğunu ve lenfositopeni bulunduğunu bildirmiştir. Bu hastalarda uygulanan tedavinin, geç dönemde ortaya çıkan herhangi bir immünsüpresif etkisi yoktur.
Ancak bir Hodgkin vakası, aşılamaya acaba gereken şekilde yanıt verilebilir mi?
HOFFMAN ve ROTTINO32, SCHNEIDER ve arkadaşları57, SCHIER ve arkadaşları56, Hodgkin vakalarında polivalan bir enterik aşının veya kabakulak aşısının yapılmasından sonra tatmin edici düzeyde antikor meydana geldiğini; BARR ve FAILEY9 ise tetanoz aşısından sonra tatmin edici düzeyde antikor meydana getirebilen hasta oranının, yalnızca %60 olduğunu bildirmişlerdir. Aynı araştırmacılar Hodgkin vakalarının primer aşıya zayıf, rapellere ise gerekli bağışık yanıtı verdiklerini bulmuşlardır. Bunlara göre, yayınlanan bulguların birbirine uymama nedeni, primer aşılamaların veya rapellerin sonuçlarının hatalı yorumlanmış olmasıdır.
Hodgkin hastalığı vakalarında pnömokok enfeksiyonları daha sık görülüp daha ağır seyretmekte ve çok zaman ölümle sonuçlanmaktadır.
Pnömokok aşısından sonra birbirleriyle bağdaşmayan sonuçlar gözlemlenmiştir.
AISENBERG ve BUCHANAN215, pnömokok aşısına alınan antikor cevabını tatmin edici bulmuşlar, diğer araştırmacılar71952 ise bu aşının splenektomi geçirmiş hastalarda başarılı sonuç vermediğini bildirmişlerdir.
SIBER ve arkadaşları60 Hodgkin hastalarında pnömokok aşısından sonraki serokonversiyonun; aşının kemoterapi, radyoterapi veya splenektomi öncesinde yapılması koşuluyla normal kimselerdekinden farksız olduğuna dikkat çekmişlerdir. En kötü bağışık yanıt yoğun kemoterapi veya majör glandüler ışın tedavisi gören hastalarda alınmıştır.
Hodgkin vakalarında canlı aşılar tehlikelidir ve yapılmamalıdır ama inaktive veya öldürülmüş aşıların kullanılması, kesinlikle tehlikesizdir.
Yukarıda anlatılan çalışmaların sonuçlarına göre primer aşılanmaya ve daha sonra da rapel uygulamalarına yanıt olarak antikor yapımı, özellikle hastalığın başlangıç dönemlerinde olmak üzere bir miktar mevcuttur.