Oksijen Toksisitesi, Toksisite Nedir
Yüksek konsantrasyonda (%70 veya daha fazla) ve uzun süre (48 saatten fazla) devamlı oksijen verilen erişkinlerin akciğerlerinde oksijen toksisitesi oluşur. Başlıca patolojik bulgu intra-alveoler hemoraji, alveol ve interstisiyel dokuda fıbroblastik proliferasyon ve hyalin-membran husule gelmesidir.
Yüksek konsantrasyonda ve uzun süre oksijen kullanan erişkinlerin ancak bazılarında oksijen toksisitesi oluşur. Bu hastalığın gelişmesinde kişisel etkenlerin rolü vardır.
Klinik belirtiler oksijen tedavisini gerektiren hastalığa göre değişir. Genellikle bu hastalarda akut solunum yetersizliği (dispne, syanoz, hırıltılı solunum ve daha ileri dönemlerde respiratuvar asidoz: uyuklama, mental bozukluklar ve koma) belirtileri vardır.
Radyolojik belirtiler sebep olan hastalığa göre değişmektedir. Oksijen tedavisi uygulanırken hızla gelişen interstisiyel fıbrosis oksijen toksisitesinin önemli radyolojik anormalliklerinden biridir.
Prevansiyon ve tedavisi
Oksijen tedavisi gerektiğinde arter kanında 65-75 mm Hg oksijen basıncı sağlayacak şekilde oksijen verilmelidir. Sık sık arter kan analizi yaparak ve buna uygun inspirasyon oksijen konsantrasyonu ayarlanarak arter oksijen basıncı 65-75 mm Hg da tutulmaya çalışılır ve böylece oksijen toksisitesi önlenir. Ancak bazı hastalarda hipoksemiyi tedavi için yüksek konsantrasyon oksijen verildiği halde arter kanı oksijeni fizyolojik ihtiyaçları karşılayacak düzeyden azdır. Ve fatal bir hipoksemi (arter kanında 40-50 mm Hg den az oksijen basıncı) vardır. Bu hastalarda oksijen toksisitesinden korkarak oksijen konsantrasyonunu kesinlikle azaltmamalıdır. Çünkü hasta hipok-semiden ölür. Önce hipoksemiyi sonra oksijen toksisitesini tedavi etmelidir. Bu hastalar yoğun bakım birimlerinde tedavi edilir.