Melatonin ve HBS
Melatonin hormonunun HBS'yle ilişkisi var mı?
Melatonin hormonu, beyinde başlıca pineal salgı bezi tarafından salınır. Karanlığın etkisiyle salındığı için "karanlığın hormonu" adı da verilir. Uzun süreli uçak yolculuklarında jet lag etkisini (beldeler arasındaki zaman farkından doğan uyku sersemliği) düzeltmek için melatoni-nin iyi etkisine inananlar vardır.
HBS'li hastalarda kullanılması, belirtilere bir yarar sağlamamıştır.
HBS'lilerde kanda melotoninin yüksek düzeyde bulunması, yetersiz dopamin salınmasının biyolojik bir işaretleyicisi olasılığından çok, DA yetersizliğini aktive eden bir rol oynayabilir.
Spinal anestezi kullanılan bazı hallerde HBS görülebilir mi?
HBS'ye genetik yatkınlığı olan kişilerde, spinal anesteziyi izleyerek kullanılan anestezik maddeye bağlı olarak, bazen HBS belirtileri çıkabilir. Bel kemikleri arasından bir iğne ile beyin omurilik sıvısına enjekte edilen bazı anestezik maddelerin (Bupivacaine gibi) kullanımını izleyen bir-iki saat içinde Periyodik Bacak Hareketleri (PLMW) ve rahatsız edici duyular çıkabilir. Kapalı prostat ameliyatı (transüretral rezeksiyon) için yapılan anestezilerde görülebilir. Geçici bir durum olup anestezik maddenin etkisi ve belirtiler saatler içinde kaybolur. Bu aneztezik maddenin omurilik sıvısı yoluyla HBS sinir ağında dopamin reseptörlerini bloke ederek, HBS'ye duyarlılığı geçici tetiklemesi muhtemeldir.
Şiddetli, müzmin ve ilerleyici HBS olgularının akibetleri nasıl oluyor?
Belirtilerin bacaklara etkin oluşu kaybolur. Tüm beden, şikâyetlerden nasibini alır. NBA'daki gibi "tüm beden akatizisi" gelişir. Belirtilerin çıkışı için gece tercihi kaybolur. Belirtiler gündüz de çıkar. Semptomlardan hareket ederek kurtulma gözlenmez. Bu olgularda HBS'de gündüz uyanıkken işleyen "EEG alfa aktivitesinin semptom çıkışını engelleyen koruyucu gücü" veya mekanizması kaybolmuştur.
Bununla beraber, HBS tanısı için hasta öyküsünde bir zamanlar yukarıda anlatılanların tersinin olduğunu hatırlamalı veya anlatmalıdır. Yeni dopaminerjik ilaç uygulamaları da gündüz etkilenmeyi ortadan kaldırmazsa da yaşam kalitesini bir miktar düzeltebilir.
HBS kronik bir hastalıktır, ömür boyu sürebilir, fakat öldürücü değildir. Şimdiye kadar yedi HBS olgusuna otopsi yapılabilmiştir. Beyinde, akranlarına göre hücre sayısı dağılımı ve morfolojisinde farklar bulunmamıştır. Yaşlıhğa bağlı kalp ve damar hastalıkları, kanser HBS'li hastalar için de birinci derecede öldürücü faktörlerdir.
EEG alfa aktivitesinin belirti çıkışındaki "karar verici rolü ve onların çıkışını önleyici gücünü" biraz açıklar mısınız?
HBS'li hastalarda gündüzleri belirti çıkmayışı bunun delili olabilir. Bir çalışmada tedaviye yeni başlayan veya yeni tanı konmuş olgularda belirtileri artırmak için damar yoluyla dopamin antagonisti (Metpamid gibi) veya opioid antagonisti (Naloxone) verilmiş ve sonuçlar plasebo etkisiyle karşılaştırılmışım
Hastalarda immobilizasyon testi yapılmış (bacak hareketleri engellenmiş) ve uyanık hal düzeyi EEG ile izlenmiş, bunlara rağmen plaseboya kıyasla belirtilerde istatiksel bakımdan anlamlı artma olmamıştır. Bu sonuç EEG alfa aktivitesinin koruyucu gücü (belirtilerin çıkışına karar verme gücü) belirtileri artırması beklenen ilaçların, beklenen anlamlı frekans sapmalarını engelleyebilmiştir.
HBS'li hastalarda gelişen ve değişik sürelerle (aylar veya daha uzun) süre görülen
belirtilerin "kendiliğinden düzelme devrelerine girişinde" de EEG alfa aktivitesi belirti çıkışını tayin gücünün etkili olması muhtemeldir. Bununla beraber, bu güç, zaaf da gösterir. Nitekim bir diğer çalışmada HBS'li hastalar, cinsi ve yaşı aynı normal kişilerle karşılaştırılarak gündüz istirahat ve aktivasyonlu (rastlantısal dağılımdaki ses uyaranlarına düğmeye basarak vijilans kontrolü yapılmış) ve bilgisayarlı EEG (CEEG) beyin haritalama yöntemiyle EEG'ler incelenmiştir.
HBS'li hastalarda, normal kontrol kişilerine göre vijilans kontrolü olmasına rağmen, uyanık alfa aktivitesinden delta aktivitesine sarkmalar anlamlı artmıştır. Hastalar bu yavaş aktivitelere istemeden kaçışlar dışındaki dönemlerde £EG alfa dalgalarında kalmada anlamlı gayret de göstermişlerdir. Gece uykusuz kalış bu deltaya kaçışları (uyku kestirmelerini) önleyememiştir.