Sağlıklı Bir Ailenin Özellikleri
İyi bir iletişim kurmak
Her bireyin gereksinimine cevap verir, destek sağlar.
Ailenin değişim gereksinimlerini karşılamak için yeni görev ve roller üstlenir.
Problem ve gerçeklerle başa çıkmada aktif çalışırlar.
Sağlıklı bir ev ortamı ve yaşam biçimi sergilerler.
Toplumla düzenli bağlar kurarlar ve bunu devam ettirirler.
Aile ve Sağlık
Aile bireyleri arasındaki çeşitli ilişkiler, aile ve sağlık kavramlarının birlikte düşünülmesi zorunlu kılmaktadır. Bu ilişkileri şöyle özetlemek mümkündür;
1. Aile bireyleri arasında çoğunlukla yakın kan bağlan vardır (anne, çocuk, baba-çocuk, amca-yeğen, dede-torun gibi).
2. Aile bireyleri arasında çok yakın bedensel, ruhsal ve sosyal ilişkiler vardır.
3. Aile bireyleri genellikle ortak fizik, biyolojik ve sosyal çevreyi paylaşırlar (konut, yatak, tuvalet, gübrelik, ailenin geliri vs.).
Bu önemli ve yakın ilişkiler aile bireylerinin benzer sağlık sorunlarına sahip olmalarına ya da birbirlerinin sağlık sorunlarından ileri derecede etkilenmelerine yol açar. Bu nedenle, bazı hastalıklar bazı ailelerde yoğunlaşma gösterir. Bu tir hastalıklar ailevi hastalıklar olarak isimlendirilir. Ailevi hastalıkların oluşması aile bireyleri arasında yukarıda sayılan ilişkilere bağlıdır. Bu ilişkilerin sonuçlan şöyle özetlenebilir.
1. Aile bireyleri arasındaki kan bağı nedeniyle bazı hastalıkların ya da sağlığı etkileyebilecek özelliklerin kuşaktan kuşağa aktarılması söz konusudur. İnsan hücrelerindeki 46 kromozom üzerinde bulunan genler bireyin sahip olduğu çeşitli özellikleri belirler ve bu genler vasıtasıyla anne ve babaya ait özellikler çocuklara aktarılır. Aynı şekilde bazı hastalıklar da yeni kuşaklara aktarılabilmektedir Nasıl anne ve babanın göz rengi, saç rengi ve biçimi gibi çeşitli özellikleri onların soyundan gelen kişilerde değişik biçimlerde kendini gösterebiliyorsa, anne ya da babada bulunan bazı hastalıklar da, onların soyundan gelen kişilere aktarılabilmektedir. Bu tür hastalıklar kalıtsal (herediter) hastalıklar adı verilir ve bu hastalıklar bazı ailelerde yoğunlaşma eğilimi gösterir. Ancak, unutmamak gerekir ki, kalıtsal hastalıklar insanların aile halinde yaşamaları ile ilişkili değildir, aksine insanların üreme fonksiyonlarının doğal sonucu olarak: ortaya çıkarlar.
Aile Sağlığı Rehberi
Aynı soydan gelen insanlar, aynı ailede yaşamasalar bile bu tür hastalıklara yakalanabilirler. Bu nedenle bir ailede görülen kalıtsal bir hastalık, bu ailenin akrabalarında da yüksek oranda görülür. Yakın akraba evliliklerinde çiftlerden her ikisinin de aynı hastalık genini taşımaları mümkündür Burada bilinmesi gereken önemli bir nokta, bazı kişilerin herhangi bir hastalık genini taşıdığı halde, hiçbir hastalık belirtisi göstermeyebileceğidir. Yalan akraba evliliklerinde bu hususun göz önünde bulundurulması gerekir.
Belli kurallara uyulduğunda kalıtsal hastalıklarla azaltılması mümkündür. Bu amaçla yalan akraba evlilikleri olabildiğince önlenmeli, gerekirse evlenecek kişilerin kalıtsal bir hastalığı olup olmadığı incelenmelidir. Bu inceleme evlendikten sonra yapılmalı ve kalıtsal bir hastalığın belirlenmesi halinde, anne başka doğum yapmamalıdır.
2. Aile bireylerinin ortak çevreyi paylaşmaları, olumsuz çevre koşullarından kaynaklanan bazı hastalıkların bazı ailelerde yoğunlaşmasına neden olur anlaşılabileceği gibi, bu tür hastalıklar aile yaşamının değil, olumsuz çevre koşullarının sonucudurlar. Bu nedenle, aile çevresinden kaynaklanan hastalıklar, komşularda da yüksek oranda görülebilir.
Çevreden kaynaklanan sorunlara örnekler verilecek olursa; kanalizasyonun sağlıklı olmaması nedeniyle bağırsak enfeksiyonları ve bulaşıcı sarılık salgınlarının çıkması, çöplük ve gübrelikler nedeniyle sineklerin çoğalması, yakındaki bir fabrikadan çıkan zararlı atıkların çeşitli hastalıklara neden olması, radyasyon ve hava kirliliğinin etkileri sayılabilir.
Çevreden kaynaklanan sorunların en aza indirilebilmesi için öncelikle aile içi dayanışma sağlanmalıdır. Ailenin güçlü ve düzenli olması sayesinde bazı olumsuz faktörler ortadan kaldırılabilir. Örneğin konutun çöp ve gübrelerinin toplanması, tuvaletin sağlıklı olması, konutun dana sağlıklı hale getirilmesi aile bireylerinin çabası ve işbirliği ile sağlanabilir. Elbette ki, sadece aile içi çalışmalarla tüm çevresel koşulların olumlu hale getirilmesi mümkün değildir, bunun yanı sıra, aileler arası dayanışma ve diğer sosyal kurum ve kuruluşların işbirliği ile daha sağlıklı bir çevre oluşturmak mümkündür.
3. Aile bireyleri arasındaki yakın ilişkiler, ailedeki kişilerden birinin hastalığının diğer aile bireylerini de etkilemesine yol açar. etkileşim özellikle bulaşıcı hastalıklarda çok belirgindir. Ailede bir kişinin verem (tüberküloz), uyuz ya da bulaşıcı sanlık (hepatit) gibi bir hastalığa yakalanması diğer aile bireylerini de risk altına sokar. Hastalığın özelliğine göre diğer aile bireylerinin etkilenme düzeyi farklıdır. Örneğin, frengi ve bel soğukluğu gibi cinsel temasla bulaşan hastalıklar kan-koca arasında, kızamık ve kabakulak gibi çocukluk çağı hastalıktan ise kardeşler arasında daha sık bulaşmaya neden olur. insanların aynı çatı altında yaşamalarının, yani aile yaşamının aile içinde bazı hastalıkların yayılmasını kolaylaştırdığı bilinmektedir. Ancak aynı aile çatısı ile bireylerinin dışarıdan hastalık alma ihtimalini azaltmaktadır. Ancak, aynı aile çatısı aile bireylerinin dışarıdan hastalık alma ihtimalini azaltmaktadır. Örnekler verecek olursak, sadece eşi ile cinsel ilişkide bulunan bir erkek cinsel temasla bulaşan hastalıklardan korunmuş olur. aile çatısı altında bakılan v beslenen çocuklar çeşitli mikroplardan korunmuş olurlar. Sağlıklı bir konut, içinde yaşayanların çevrenin çeşitli risklerinden korunmasını sağlar. Bu nedenlerle, düzenli ve sağlıklı bir aile yaşamı sağlanmalıdır.