Anne sütü ile beslenmenin psikolojik açıdan bir yaran var mıdır?
Doğum bebek için adeta bir travmadır. Ester Bick'in anlamlı benzetmesi ile, doğumdan sonra bebek kendisini adeta uzaya, uzay kostümü giymeden gönderilmiş bir astronot gibi hisseder. Doğumdan sonra bebeklerin sürekli olarak uyumaları bu değişime karşı gösterdikleri bir tepkidir aslında.
Yeni doğan bebeklerin sürekli sabit bir noktaya bakmaları onların tutunma ihtiyacından kaynaklanır. Ona bakan bir çift sıcak göz, başlarda bir objeye bakarak tutunan bebeğin gözlerini, o objeden alarak kendi gözleriyle buluşturur. İşte emzirme göz göze buluşmalar için önemli bir fırsat sağlar.
Bebek Anne Sütü
Emzirme, bebek için sadece bir beslenme yöntemi değil aynı zamanda ilişki demektir. Anne sütünün bebek için pek çok fiziksel yararının yanı sıra bebeğin duygusal gelişimi açısından da çok önemli katkıları vardır. Araştırmalar, bir haftalık bebeklerin bile kendi annelerinin sütlerinin kokusunu tanıyarak, kendi annelerinin sütlerini tercih ettiklerini ortaya koymaktadır. Yapılan bir araştırmada bebeklerin beşiklerinin bir tarafına başka bir annenin sütüne batırılmış bir parça sünger, diğer tarafına ise kendi annelerinin sütüne batırılmış bir sünger konulduğunda, bebeklerin yüzlerini kendi annelerinin sütüne batırılmış olan süngere döndükleri çarpıcı bir şekilde gözlemlenmiştir.
Bebek için süt demek anne demektir, anne de yaşam demektir. Bebek annenin bütünsel kişiliği ile tanışıp ilişki kurmadan önce annenin göğsüyle tanışır. Bir başka deyişle, önce ağzı aracılığıyla annenin göğsü ile, dolayısıyla anne ile, böylece de ağzı aracılığıyla dünya ile tanışıp ilişki kurmaya başlar. Bebeklerin özellikle ilk iki yılda ellerine geçirdikleri her şeyi önce ağızlarına götürerek tanımaya çalışmaları da bu yüzdendir.
Bebeklerde Anne Sütü
Emzirme, bebek için sadece fiziksel beslenme sağlamakla kalmaz, sıcaklık ve rahatlık anlamına da gelir. Anne sütü ile beslenen bebekler emzirme esnasındaki fiziksel yakınlıktan, ten ve göz temasından, annelerinin sıcaklığından büyük keyif alarak kendilerini bu ilişki içinde daha bir güvende hissederler. Biberonla beslenen bebekler ise böylesi bir fiziksel yakınlıktan mahrum kalırlar. Ağızlarında sıcak bir ten teması yerine sadece biberonun lastik ucu vardır.
Emzirme sırasında geçen zaman, bebek ve anne için çok değerli bir zamandır. Anne ve bebek arasındaki bağın daha da güçlenmesine yardım eder. Eğer anne bebeğini emzirmek için özel bir yere çekilirse, günlük hayatın keşmekeşinden, stresinden birlikte uzaklaşmış olurlar. Böylece baş başa huzurlu bir zaman geçirmeleri için önemli bir fırsat yaratılmış olur. Bu, dünyaya yeni gelmiş olan bebeğin sosyalleşmesinde attığı ilk adımdır. Ayrıca anne, emzirirken 'annelik hormonu' adı verilen özel bir hormonu da salgılar. Bu hormon anne ve bebeğin birlikte gevşeyip rahatlamasına yardım eder.
Dünya Sağlık Örgütü, anne sütüyle beslenen bebeklerin, anne sütüyle beslenmeyen bebeklere göre daha hızlı büyüdüklerini açıklamıştır. Özel bazı mamalarla beslenen bebeklerin ileride obez olma riskleri de daha fazladır. Son yıllarda yapılan pek çok araştırma anne sütünün beyin gelişimini en yüksek düzeye ulaştırdığı gerçeğini de çarpıcı bir şekilde ortaya koymaktadır.
Anne Sütü ve Emzirme
Her ne kadar bebeklerin anne sütüyle beslenmelerinin önemi her geçen gün daha iyi anlaşılsa da anneleri daha fazla bilinçlendirmek gerekir. Her konuda olduğu gibi bebekleri anne sütüyle besleme konusunda da medyanın etkisi büyüktür. Amerika'da yapılan bir araştırmada 1971-1999 yılları arasında yayımlanmış 87 tane popüler anne baba dergisinin içerik ve resimlerinin anneleri bebeklerini emzirmeye teşvik edip etmediklerine bakılmıştır. ("In-fant feeding and the media: the relationship between Parents' Magazine content and breastfeeding", Katherine A. Foss-Brian G. So-uthvvell, 1972-2000) Bu dergilerde bebeklerin elle beslendiği resimlerin yer aldığı reklamlar arttıkça Amerika'da emzirme oranının düştüğü görülmüştür. Bu çalışma sonucunun da açıkça gösterdiği gibi medya sağlıkla ilgili davranışlarımız konusunda oldukça etkilidir. Çağımızda bireyler kendilerinin bilinçli bir şekilde farkında olmadıkları pek çok değişkenin etkisi altında kalmaktadırlar.
Bebeği emzirmenin anne için sayısız fiziksel yararına ek olarak pek çok psikolojik yararı vardır. Özellikle doğum sonrası depresyon yaşayan pek çok kadın için bebeklerini emzirmeleri kendilerini içinde buldukları çökkün ruh halinden kurtarmalarına yardım eder. Bebekleriyle geçirecekleri nitelikli zaman annenin depresyonunu aşmasını sağlar. Anne ve bebek arasında kurulan güçlü bağ anne için yaşam enerjisine dönüşür.
Anne şu ya da bu nedenle bebeğini emziremezse, bu durumu bir şekilde telafi etmesi mümkündür. Bebeğini biberonla beslerken bunu duygusal bir buluşmaya dönüştürecek şekilde, bebeği ile göz teması kurması, onunla konuşması, başını ellerini okşaması bebek için çok önemlidir.