Çocuk masada anne baba ile birlikte yemek yemeyi niçin reddeder? Bunun için ne yapılabilir?
Çocukların davranışlarının nedensiz olduğunu ya da en azından bazılarının nedensiz olduğunu düşünmek, onları anlamamızı engeller. Genellikle yetişkinler çocuğun davranışları üzerine düşünmek, sabırlı bir şekilde çözüm arayışına gitmek yerine istenmeyen davranışı ya 'çocuk' diye geçiştirmek ya da 'şımarıklık' olarak değerlendirmek eğilimindedirler. Sadece çocuğun masaya oturmayı reddetmesi davranışı üzerine değil tüm problem davranışlarının aslında çocuğun bir ihtiyacını dile getirdiğinin benimsenmesinde büyük yarar vardır.
Birlikte yemek yeme her ne kadar anne ve babanın uzun saatler çalıştığı ailelerde her zaman için çok mümkün olmasa da en azından haftada üç kez birlikte yemek yenmesine özen gösterilmesinde yarar vardır. Eğer çocuk masada birlikte oturup yemek yemeye tepkili davranıyorsa düşünülmesi gereken ilk şey belki de evde hep birlikte yemek yeme kültürünün henüz çok da yerleşmemiş olduğudur. Çocuklar daha önce de belirtildiği gibi yaşamlarında tutarlı bir düzenin varlığına büyük gereksinim duyarlar. Düzen onların kendilerini kontrol etmelerini sağlar. Halk arasında 'şımarıklık' olarak ifade edilen davranışlar da aslında çocuğun kendisini konumlayamadığı ya da konumlamakta zorlandığı zamanlarda ortaya çıkan bir huzursuzluk halidir. Böyle bir durumda yargılayıcı, cezacı bir tutum yerine huzursuzluğun nedenleri üzerinde durulmalıdır. Birlikte yemeyi reddedişi evde belirli bir düzenin yerleşmemiş olması kaynaklı olabilir. Çocuğun tepkiselliği de bilinç-dışı bir düzen arayışı davranışı olabilir. Çünkü yemek zamanlarında huzursuzluk yaşandığında aslında bir anlamda çocuk kontrolü ele geçirir. İhtiyacını duyduğu şey ise anne babanın otoriteyi çocuktan almalarıdır.
Birlikte yemek yemeyi reddetmesinin bir başka nedeni de aile bir araya geldiğinde ortaya çıkan olumsuz aile içi dinamikler olabilir. Yemek zamanında bir tür kaosun yaşanması, anne baba arasında çatışmah bir ilişkinin olması ya da çocuğun yemek yemesine sürekli bir müdahalenin varlığı da yine çocuğun bir araya gelmeyi reddetmesine yol açabilir. Eğer çocuğun tavrı bir araya gelişe genel bir tepki ise çocuk aile bireylerinin bir araya geldiği diğer etkinliklerde de bulunmak istemez. Sorunun çözümü için tüm bu olası değişkenlerin dikkate alınması gerekir. Anne babalar çocuklarını olduğu kadar kendilerini de gözlemleyerek, varsa kardeşler arası ilişkileri dikkate almalıdırlar.
Genellikle anne babalar, "Her şeyi denedik; ama hiçbir işe yaramıyor" şikâyeti ile gelirler. Her şeyin denenmiş olması hiçbir şeyin tutarlı bir şekilde hayata geçirilmediği anlamına geliyor da olabilir. Bir süre bir şeyin, daha sonra da başka şeyin denenmesi çocuğun kafasını iyice karıştırır. O nedenle de anne babaların öncelikli olarak bir yönteme birlikte karar vererek kararlı ve sürekli bir şekilde hayata geçirmeleri gerekir. Yöntemin sadece mekanik bir yaklaşıma dönüşmemesi için de ilişkilerle mutlaka beslenmesi, çocuğa bir sonraki adımın ne olacağının önceden haber verilmesi gerekir.