Çocuklar neden yemek seçerler?
Çocukların da yetişkinler gibi hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları şeyler ve bunları ifade etme haklan vardır. Bir çocuk domatesi severken bir başkası sevmeyebilir. Çocuğa yemeyi istemediği bir besin konusunda ısrarcı olmak, her zaman için çocuğun o besini severek yemesini sağlamayabilir. Hatta genellikle tersi söz konusu olur. Çocuğun belli bazı besinleri yemeyi reddetmesi çocuğun yemek seçme sorunu olduğu anlamına gelmez.
Çocuklarda Yemek Seçme
Küçük çocukların iştahlarının azalması ya da sürekli olarak belli bir süre aynı şeyi yemek istemesi genellikle her çocuğun yaşadığı doğal bir süreçtir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında eğer anne baba büyük tepkiler vermeyerek, sabırla bu dönemin geçmesini beklerlerse, bir süre sonra çocuğun iştahı mutlaka yeniden açılacak, hatta geçmişte yemeyi reddettiği şeyleri yemeye bile başlayacaktır. Anne babanın biraz da acele ederek verdiği tepkiler çocuğun reddettiği besine bir anlam yüklemesine ve zamanla o besine karşı tepki vermesine neden olur. Elbette buradan anne babanın tüm kontrolü çocuğa bırakması gerektiği sonucu da çıkarılmamalıdır. Çocuğu gözlemleyerek, ısrarcı olmadan alternatiflerin varlığı çocuğa hatırlatılmalı, çocuğun seçici tavrı pekiştirmemelidir.
Anne babaların konunun üzerine gitmeden önce çocuğun yemek seçmesinin bir probleme dönüştüğünden emin olmaları gerekir. Sözgelimi bir çocuğun sadece sade makarna ile beslenmesi ve bu durumun süreklilik göstermesi bir problemin varlığına işaret eder. Belli besinlerde ısrarcı hatta inatçı olan çocukların genel olarak yaşamlarına bakıldığında bu tutumlarının yaşamlarının diğer alanlarında da söz konusu olması dikkat çekicidir. Çocuk sadece yiyeceği konusunda değil, tabağından, kullanacağı çatal ya da bıçağa hatta nerede yiyeceğine kadar ısrarcı bir tutum içinde olabilir. Bu çocuklar giyecekleri kıyafete kendileri karar vermek isterler. Genellikle anne babalarından gelen her türlü önerinin aksi bir karar vermek eğilimindedirler. Eğer çocuğun yaşamının genelinde bu türden tepkisel ısrarcı tavır varsa o zaman çocuğun yemek konusundaki seçiciliğinin çocuğun içinde bulunduğu duygu durumunu yansıtan bir başka anlamlı gösterge olduğu düşünülmelidir.
Ailede otorite sorunu olması, ev içinde yerleşik kuralların olmaması, anne ya da babanın ya da her ikisinin stresli olması çocuğu kontrolü almaya, evde otorite olmaya yönlendirmiş olabilir. Çocuğun davranışlarının kontrol edebilmesi, kendisini konumlayabilmesi, duygularıyla başa çıkabilmesi için evde sınırların varlığı şarttır. Sınırların, otoritenin olmadığı yerde çocuk bir sonraki adımın ve davranışının doğuracağı sonuçları öngöremediğinden huzursuz olur. Kontrolün anne babada olduğu, anne ve babanın birlikte aynı mesajı verdiği, evde belirli bir yemek zamanının olduğu, birlikte yemeğe oturulan ailelerde yeme ile ilgili yaşanan sorunlar genellikle geçicidir ve kolaylıkla aşılır.
Yemek seçen çocuklar konusunda özellikle iki noktaya dikkat edilmesinde yarar vardır. Her şeyden önce çocuğun yemek seçmesi için ona seçim yapabileceği alternatiflerin sunulmaması gerekir, Çocuğun yememesi halinde ona alternatif yiyeceler sunmak hem çocuğun kafasını karıştırır, hem de davranışını pekiştirir. Evde halihazırda pişirilmiş olan ve diğer aile bireylerinin de yediği şeyler arasından bir seçim yapması önerilebilir. Dikkat edilmesi gereken ikinci önemli nokta da eğer çocuk yemeği reddediyorsa belirli ölçülerde ısrarcı olup tabağını bitirene kadar masadan kalkamayacağının söylenmesidir. Özellikle küçük çocuklarda inat çok hızlı bir şekilde gelişip pekişebilen bir davranıştır. Çocuğu zorladığınızda genellikle bu inat savaşını onlar kazanırlar. İşte böylesi bir inatlaşma, aslında anne babanın da bir anlamda çocuklaşması, çocuğunun duygu yaşına inmesi anlamına gelir. Israrcı olmamak ve alternatifler sunmamak en doğru yaklaşım olacaktır.