Operatif Vajinal Doğum
Operatif Doğumda Karar Aşaması
Bir doğumda operatif işlemler uygulanmadan önce hastanın antenatal kayıtları, önceki obstetrik anamnezi ve endikasyonun maternal mi yoksa fetal mi olduğu göz önüne alınmalıdır. Operatif doğum işleminin güvenilirliğini arttırmak ve tehlikesini en aza indirebilmek için şu noktalar dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.
Travayda kollumun açılma hızı: Özellikle ilk evrenin sonlarına doğru kollum saatte 1 cm' den az açılıyorsa bu durum, uterus kontraksiyonlarının yetersiz olduğunu ya da baş ile pelvis arasında bir uyumsuzluk bulunduğunu (sefalopelvik dis-proporsiyon) gösterir. Disproporsiyon mutlak olabilir ya da çocuk başının oksipito-posterior pozisyonda olmasına bağlı olarak gelişebilir. Do-ğumcu travayda oksitosin kullanılıp kullanılmadığını, oksitosin verildiyse ne kadar süre ile uygulandığını, yeterli anestezi yapılıp yapılmadığını ve olası bir fetal distress varlığını göz önüne almalıdır.
Abdominal muayene: Karından dikkkatli bir muayene yapılarak fetusun durumu ve başın ne kadarının abdomenden palpe edilebildiği araştırılır. Muayene, kontraksiyonların ağrılı olması, hi-pogastriumda bir derece hassasiyetin bulunması, mesanenin dolu olması ya da oksiputun posterior pozisyonda olması gibi nedenlerden dolayı bazen güç olabilir.
Vajinal muayene: İlk önce kollumun tam açık olup olmadığına bakılır. Özellikle arka kısımda kollumun kenarı anlaşılamayabileceğinden dolayı kollum, tam açık olmadığı halde yanlışlıkla tam acıkmış gibi değerlendirilebilir. Kemik pelvis de muayene edilerek darlık olup olmadığına bakılır. Özellikle pelvis çıkımı değerlendirilmelidir. Pubis ramuslarının durumu, spina iskiyadikaların belirgin olup olmadığı ve sakrum ile koksiksin öne doğru yaptıkları kon-kavite araştırılması gereken özelliklerdir. Ayrıca promontoryuma ulaşılıp ulaşılmadığı da kaydedilmelidir. Pelvis boşluğunun alt kısımlarının değerlendirilmesi için büyük siyatik çentikler palpe cdı lir. Çocuk başı da muayene edilerek kaput suk sadeneum oluşup oluşmadığına bakılır. Bu arada baş ile spinalar arasındaki ilişki belirlenerek başın ne kadar indiği araştırılır. Sagittal sutura palpe edilerek başın tam ortasında olup olmadığına bakılır. Sagittal sutura merkezden uzaklaşmışsa asink litismus'dan (parietal kemik prezentasyonu) söz edi-lir. Kaput suksadeneum'un çok belirgin olması fon tanellerin tanınmasını güçleştirebilir. Bu durumda palpe edilebilen fontanelin ön fontanel olduğu kabul edilir. Pelvise yerleşimli bir kitlenin de obs-trüksiyona neden olarak doğumu etkileyebileceği unutulmamalıdır.
Operatif vajinal doğum için herhangi bir kont-rendikasyon bulunmadığı saptandıktan sonra forseps ya da vakum fetal başa uygulanır ve bu sırada diğer kontroller yapılır. İlk traksiyon yapılırken başın ne kadar indiğine dikkat edilir. Traksiyon yapılırken bir zorlukla karşılaşılması durumunda başın mal-pozisyonuna ya da pelvis darlığına bağlı bir disproporsiyon olabileceği akla gelmelidir.
Forseps ya da vakum kullanılarak yapılan operatif vajinal doğumlarda karşılaşılan güçlüklerin çoğu ön ceden yapılan yanlış değerlendirmelere bağlıdır. Örneğin sefalopelvik disproporsiyon tanınamamış olabilir, kollum tam açık olmadığı halde tam acıkmış gibi değerlendirilebilir ya da anestezi yetersiz uygulanmış olabilir. Ayrıca uterusta bulunan bir konstriksiyon hal kası ya da önceden tanısı konamamış bir fetal anomali, başın anormal pozisyonu ya da makrozomi de operatif vajinal doğumun beklenmedik bir şekilde güçleşmesine neden olabilir. Özet olarak zor bir forsepsiı doğumun riskinin doğumcunun deneyimi ile ters orantılı olduğu söylenebilir.
Son olarak vurgulanması gereken nokta travayın ikinci evresinin geri dönülmez, bir olay olarak görülmemesi gerektiğidir. Zamanında verilen bir kararla sezaryene geçilmesi bir çok istenmeyen sonucu önleyebilir.