Tıbbi Terimler Sözlüğü
Abdominoperineal rezeksiyon—Hem karın bölgesinde hem de perinede yapılan kesilerle rektum ve anüsün çıkarıldığı ameliyat.
Ablasyon nedir—Mikrodalga kullanarak ya da dokuyu dondurarak veya yakarak kanser hücrelerinin ya da tümörlerin yok edilmesi işlemi.
Adenokarsinom—Kolon ve rektum duvarının iç katmanını kaplayan hücrelerdeki kanser.
Adenomatoz polip—Adenom adı da verilir. Mukozadan çıkıntı yapan ve zamanla kanser olabilen, genellikle iyi huylu oluşum (polip).
Adenom nedir—bak. adenomatoz polip.
Adjuvan tedavi—Ameliyatla birlikte uygulanan tedavi, genellikle kemotera-pi ya da radyoterapi.
Ailesel (familyal) adenomatoz polipozis (FAP)—Kolon poliplerinin aşırı büyümesine neden olan ve dominant gen ile taşınarak aktarılan herkeste kolon kanserine yol açan ender görülen kalıtsal bir hastalık. Kolorektal kanserlerin yaklaşık %1'inin nedeni FAP'tır.
Anastomoz—Bedende iki bölüm arasında ameliyatla gerçekleştirilen birleştirme ya da yeniden birleştirme.
Anemi—Kırmızı kan hücrelerinin normalden az sayıda olması. Bu durum kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır ve kan kaybının bir belirtisi olabilir.
Anüs nedir—Dışkının atıldığı, sindirim sisteminin sonunda yer alan açıklık. Bir dizi sfinkter (büzücü) kas anüsün kapanmasına ve dışkılama sırasında açılmasına olanak verir.
APCII307K—Kolorektal kanser riskini artıran, kalıtımla geçen bir gen mu-tasyonu (Doğu Avrupa'dan gelen Aşkenazi Yahudilerinin torunlarında dikkate değer bir sıklıkla görülmekle birlikte diğer insanlarda da görülür).
Asendan (çıkan) kolon—Bedenin sağ bölümünde ince barsaktan yukarı doğru çıkan kolon kısmı.
Baryum lavmanı, çift kontrastlı baryum lavmanı—Baryum içeren, beyaz, te-beşirimsi bir lavman çözeltisidir. Röntgen çekerken barsağın hatlarını belli edip anormallikleri ortaya çıkarması amacıyla verilir.
Biyopsi—Tanı için incelenmek üzere doku örneği alınması.
Bolus nedir—Bir ya da daha fazla ilacın kademeli olarak değil bir defada uksek dozda enjekte edilmesi.
Brakiterapi—Doğrudan tümörün içine veya yakınına radyasyon gönderilen bir tedavi.
BT ya da CAT (bilgisiyarlı aksiyel tomografi)—Yumuşak dokuları kesit röntgenlerini çeken bilgisayarlı bir görüntüleme yöntemi.
Crohn hastalığı—Kolon kanserine yakalanma riskini artırabilen kron k barsak inflamasyonu.
Çekum—Kalın barsağın başlangıcında, ince barsakla birleştiği yerde yer alan 5-7,5 cm uzunluğunda bir kese. Kolonoskopi muayenesinde en uç nokta.
Desandan (inen) kolon—Sol tarafta aşağı doğru inen ve rektumda biten kolon kısmı.
Dışkıda DNA testi—Dışkıda kolon kanseri hücrelerinin DNA'sını saptaya-bilen yeni bir test.
Dışkıda gizli kan testi (FOBT)—Gizli barsak kanamasını saptamak için evde yapılan testlerden en sık kullanılanı. Test öncesi ve sonrasında bes enme-de ve ilaçlarda bazı kısıtlamalar yapılmasını gerektirir.
Dışkıda immunokimyasal test (FİT)—Gizli barsak kanamasını sapıamak için kullanılan insan hemoglobinine duyarlı evde yapılan bir test. Tes; öncesinde ve sırasında beslenmede değişiklik yapılması gerekmez.
Displazi nedir—Artık normal olmayan ama daha kanser haline de gelmem- hücreler için kullanılan terim.
DNA—Deoksiribonükleik asit, hücre içinde genetik enformasyonu kodla-yan biyokimyasal polimer.
Endorektal ultrasonografi—Rektal tümörleri görüntülemek için ses dalgalarının kullanıldığı bir görüntüleme tekniği.
Endoskop—Ameliyat yapmadan bedenin içinin incelenmesine olanak veren ve bedenin dışarı açılan
kısımlarından içeri sokulan hortumlar için kullanılan genel terim.
Enterostomal terapist—Kolostomili hastalara yardım etmek için eğitim almış bir sağlık görevlisi, genellikle hemşire.
Evreleme—Kanserin evresini ve ciddiyetini değerlendirmek için hekimler ve araştırmacılar tarafından geliştirilen bir sistem.
HAI (hepatik arteriyel infüzyon)—Ana atardamarlardan biri kanalıyla karaciğere doğrudan kemoterapi ilaçlarının verilmesi.
Hemikolektomi—Kolonun sağ ya da sol kısmının ameliyatla alınması; kısmi kolektomi.
Hepatik—Karaciğerle ilgili.
Ileostomi nedir—Dışkının karın üzerindeki bir torbaya aktarılmasını sağlamak amacıyla ince barsağın bir bölümünün (ileum) karın duvarında ağızlaştırıl-ması işlemi.
İnflamatuvar barsak hastalığı (IBD)—Kolonda, kolorektal kanser riskini ar-tırabilen kronik inflamasyon. Genellikle irritabl barsak sendromu (IBS) adıyla bilinen belirti yelpazesiyle karıştırılır. IBS'nin kolorektal kanser riskini artırdığı düşünülmemektedir.
İntersitisyel radyasyon tedavisi—İğne, tohum, tel ya da kateterlere yerleştirilen radyoaktif maddenin doğrudan tümöre ya da tümörün yakınına yollandığı bir radyasyon tedavisi. Brakiterapi, internal radyasyon ya da implant radyasyon adı da verilir.
İntraoperatif ultrasonografi—Kanserle sağlıklı dokuyu ayırtetmek için ameliyat sırasında kullanılan ultrasonografik görüntüleme.