Çocuklar niçin uyku problemi yaşarlar?
Çocuk, değişik nedenlerden ötürü huzursuz, mutsuz olduğunda içinde bulunduğu duygu durumu onun ya beslenme düzeni ya uyku düzeni ya da her ikisi üzerinde etkili olabilir. Bu nedenle de anne babaların çocuklarını düşünürken üzerinde durmaları gereken en önemli iki noktadan birisi beslenme, diğeri uyku düzenidir. Eğer çocuğunuz uykuya dalmakta sorun yaşıyorsa, ya da geceleri ağlayarak uyanıyor, korktuğunu söyleyerek sizin yanınızda uyumak istiyorsa, sorunun çözümü için, varolan sorunun kendisini sadece bir 'gösterge' olarak kabul etmelisiniz. Bu 'gösterge' ile 'gösteri-len'in aslında ne olduğu üzerinde düşünmelisiniz.
Çocukları uyku problemi yaşayan anne babalar öncelikli olarak bu sorunun ne kadar zamandır var olduğu ve hangi sıklıkta ortaya çıktığına bakmalılar. Eğer çocuğunuzun uykuyla ilgili problemleri bebekliğinden itibaren varsa bu, çocuğunuzun uyku düzeninin yerleştirilmesinde geç kalındığını gösterir. Belki de anne baba farkında olmadan çocuklarının duygusal olarak büyümesini, bağımsızlaşmasını kendileri geciktirmiştir. Uyku düzeninin yerleştirilmesi konusunda evde birdenbire olmayan bazı radikal düzenlemelere gidilmesi ve bunun kararlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekir. Nedeni her ne olursa olsun bu geciken uyku düzeninin yerleştirilmesi için bir taraftan pratik uygulamalara gidilirken, bir taraftan da çocuğun kişiliği ve davranışları bir bütün içinde ele alınmalı, sadece uygulamada değişikliklere gitmekle yetinilmemeli, aradaki ilişki de güçlendirilmeye çalışılmalıdır.
Eğer çocuğunuzun yaşadığı uyku problemi yeni bir durum ise problemin ne zaman başladığı tespit edilerek, problemin ortaya çıktığı dönemde çocuğunuzun ya da sizin hayatınızda ne gibi değişiklerin olduğu üzerine düşünülmelidir. Bu konuda genellikle anne babalar çocukları üzerine kendilerinden bağımsız olarak düşünürler. Anne ya da baba bir süredir bir sıkıntı yaşıyor ve çocuğunun bu duygu durumundan etkilenebileceği gerçeğini gözardı ediyor olabilir. Bu da onları sorunun olası neden ya da nedenlerini bulmakta, dolayısıyla da çözüme ulaşmakta geciktirir.
Çocukların yaşadığı bir korku, hazırlıksız yaşadığı bir ayrılma deneyimi, anne babası arasında yaşanan bir tartışmaya tanık olması, anne ya da babanın sıkıntılı olması çocuğun yalnız kalmasını zorlaştırır. Yalnız kalmakta sorun yaşayan çocuk ise en çok uyumakta sorun yaşar.
Anne babaların dikkat etmeleri gereken bir başka konu da uyku problemini tek başına ele almayarak, çocuğun diğer davranışlarında da bir değişiklik olup olmadığı üzerinde durmalarıdır. Uyku problemi yaşayan çocuklar genellikle anneden ayrılmada da problem yaşarlar. Oyunları ve genel olarak davranışları huzursuzdur. Huzursuz bir ruh hali içindeki çocukla ilişki kurmaya çalışmak her zaman kolay olmaz. Çocuğun bu durumu anne babayı zorlar. Çocuk anne babasının zorlandığını, en önemlisi de çaresiz kaldığını gözlemlerse kendi kendini kontrol etmekte daha da zorlanır. Anne babanın kontrolü hep ellerinde tuttuklarını ve güçlü olduklarını gözlemlemesi çocuğun kendisini güvende hissetmesine yardım eder. Çocukla diyalog kurarken, "Biliyorum..." diye başlayan cümleler kurarak çocuğa hissettiğini düşündüğünüz duyguları tercüme etmek, hem çocuğu rahatlatacak hem de güçlü olduğunuzun mesajını verecektir.
Çocuğun rahat uyuyabilmesi için uyumaya hazırlık zamanını rahat geçirmesi, mümkün olduğunca bir seremoni şeklinde .yaşaması gerekir. Çocuk bir kargaşa, acele içinde, bir anlamda oldu bittiye getirilerek kendisini yatağında buluyorsa ya da yatağına gitmeden, uykuya hazırlanmadan televizyon karşısında uyuyakalı-yorsa gece uykusu bölünebilir. Üstelik de uykuya daldığı yerin gece uyandığı yerden başka olması onu tedirgin ederek yeniden uykuya dalmasını zorlaştırır.
Annelerin ve babaların günümüzde uzun saatler çalıştığını ve eve oldukça yorgun geldiklerini düşünecek olursak onların çocukları ile yeterince uzun ve keyifli zaman geçirmeleri, sözgelimi uyku öncesi sabırla çocuğun uykuya gidişine yardım etmeleri oldukça zordur. Ancak mümkün olduğunca, asgari ölçülerde de olsa çocukla kurulan ilişkide özenli davranmaya gerek olduğunun unutulmaması gerekir.