Genel Anestezikler

Genel Anestezikler

Genel anestezi uygulamasında kulla­nılan ilaçlar inhalasyon anestezikleri ve intravenöz anestezikler olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Tarihçeye bakıldı­ğında ilk anestezi uygulamalarının azot protoksit (N20), eter ve kloroform gibi inhalasyon anestezikleri ile gerçekleşti­rildiği görülmektedir. İntravenöz anes-teziklerin kullanıma girmesi ise 20. yüzyılda olmuştur.

İdeal bir anestezik ilaçta aranan özellikler irdelenecek olursa;

1. Kimyasal olarak stabil ve saf ol­malı,
2. Etkisi santral sinir sisteminde (SSS) hızlı başlamalı, kısa sürede ve tam olarak sonlanmalı,
3. İntravenöz uygulanıyorsa enjeksi­yon yerinde ağrıya, histamin salınımına neden olmamalı, inhalasyon yoluyla uy­gulanıyorsa keskin kokulu ve solunum yollarına irritan etkili olmamalı,
4. Yanıcı ve patlayıcı özellikte ve toksik etkili olmamalı,
5. Yaşamsal fonksiyonları (kardiyo-vasküler, solunum) minimum düzeyde etkilemeli,
6. Serebral kan akımı ve metaboliz­mayı azaltmalı,
7. Analjezik etki, kas gevşemesi sağlamalı,
8. İntravenöz uygulanıyorsa inaktif metabolitlere dönüşmeli, inhalasyon yoluyla uygulanıyorsa metabolize ol­mamalı,
9. İstenmeyen postoperatif etkileri (bulantı-kusma gibi) olmamalı,
10. Çalışanlar üzerinde olumsuz et­kileri olmamalı,
11. Elde edilmesi kolay ve ucuz ol­malıdır.


Günümüze kadar ideal özellikleri ta­şıyan anesteziği elde edebilmek için çok sayıda araştırma yapılmış ve anes­tezik özelliği gösteren birçok ilaç klinik uygulamaya girmiştir. Ancak, toksik veya önemli yan etkileri nedeniyle bazı­larının kullanımları terk edilmiştir. Ör­neğin, inhalasyon anesteziklerinden die-til eter yanıcı-patlayıcı olması ve indük-siyon ve ayılmanın yavaş olması, siklo­propan ve fluroksen yanıcı özellikleri, metoksifluran nefrotoksik olması, klo­roform ve fluroksen de hepatotoksisite-leri nedeni ile günümüzde kullanılma­maktadır. İntravenöz anesteziklerden steroid yapıya sahip hidroksidion, alte-zin, minoksolon veya aromatik bileşik olan propanidid de bunlara örnek olarak gösterilebilir.