Hücre Düzeyinde Prostat
Ensanda prostatik epitel iki ana hücre tipini içerir: Epitelyal hücreler ve
stromal hücreler. Prostatın epitelyal kompartmanı kök hücreler (stem cells), bazal
epitel hücreleri, geçiş-amplifikasyon hücreleri, nöroendokrin hücreler ve terminal
düzeyde farklılaşmış luminal sekretuar epitel hücrelerini kapsamaktadır. Stromal
kompartman ise bağ doku, düz kas hücreleri ve fibroblastlardan oluşur. Kolumnar
sekretuar epitelyal hücreler prostatta en çok sayıda bulunan, farklılaşmış, düşük
proliferatif endeksi bulunan, prostattaki asinusları çevreleyen hücrelerdir. Asinus
lümenine boşalttıkları sekresyonlar duktuslar yoluyla prostatik üretraya ulaştırılır.
Androjen ablasyonu ile prostatın tipik sekretuar hücreleri sayıca %90 oranında azalır,
hacimce %80 küçülerek küboidal hale gelir ve hücre yüksekliği %60 azalır.
Stromal kompartmanda α -adrenerjik reseptörler bulunmaktadır.
Prostat Büyümesinin Endokrin Kontrolü
Prostatın büyüme ve gelişmesini, sekretuar fonksiyonunu uyaran hormon ve büyüme faktörlerinin başında testosteron gelmektedir. Testosteron, testislerdeki Leydig hücrelerinde pregnenolondan bir dizi geri dönüşümlü reaksiyon ile sentezlenir ve prostatta 5α-redüktaz enzimi tarafından, daha aktif bir androjen olan dihidrotestosterona (DHT) dönüştürülür. Testosteron periferde aromataz enzimi ile östrojenlere çevrilebilir. Testosterondan DHT ve östrojen üretimi geri dönüşümsüzdür
Prostatın endokrinolojik fizyolojisi kapsamında, hipotalamustan LHRH [gonadotropin-salgılatıcı hormon (GnRH)] olarak adlandırılan bir dekapeptit salgılanmaktadır. LHRH uyarısı altında hipofiz, lüteinize edici hormon (LH) salgılar. LH testislere taşınır ve Leydig hücreleri üzerinde doğrudan etki göstererek de-novo steroid sentezini ve testosteronun salgılanmasını uyarır. Testosteron vücudun majör serum androjenidir.
Erkekteki östrojenlerin çoğu, androjenlerin aromatizasyon yoluyla periferik dokularda östrojenlere dönüştürülmesiyle üretilir. Dietilstilbestrol (DES) gibi ekzojen östrojenler, prostat üzerinde direkt etki göstermeden, indirekt yolla hipofiz fonksiyonunu bloke etmek suretiyle, androjen etkisini bloke eder. Östrojen LH üzerinde negatif “feedback” etkisi gösterir ve böylece testisküler testosteron üretimi için serum sinyalini azaltır. Böylece, östrojen etkin bir kimyasal kastrasyona neden olur
Testosterona ek olarak, adrenal bezler de zayıf bir androjen olan androstenedionu üretir. Bu majör bir yolak olmayıp, insanda ve hayvanda, kastrasyon prostatın neredeyse komplet involusyonuna yol açar. Dolayısıyla, normal prostat dokusunun büyümesi için adrenal androjenler tek başına yetersizdir. Testosteron gibi, androstenedion da periferik dokularda aromatizasyon yoluyla östrona çevrilebilir. Non-testiküler minör androjen kaynağının varlığı ilerlemiş prostat kanserinin tedavisi için total androjen blokajı kavramına yol açmıştır. Bu kavram dahilinde, bir LHRH agonisti ve nonsteroid yapıda bir otoantijenin kombinasyonu yoluyla, testosteron üretimini elimine etmek ve adrenal bez kaynaklı prostata yönelik herhangi bir androjen stimülasyonunu bloke etmek amaçlanır.