Üriner Sistem Taş Hastalığı
Üriner sistem taş hastalığı özellikle 30-60 yaşları arasında görülen yaygın bir hastalıktır. Sıklığı tüm popülasyonda % 4-10 oranındadır(12) Türkiye’de ise taş insidansı %14.8’dir, bölgelere göre en sık prevalans güneydoğu anadolu bölgesindedir. Batı ülkelerinde ürolojik başvuruların % 16’sını ve tüm hastane kabullerinin % 1-2’sini oluşturmaktadır(14). Gelişmiş ülkelerde, mesane taşlarının görülme sıklığı azalırken üst üriner sistem taşlarının sıklığı artmaktadır. Taş hastalığının dünyada artmasının nedeninin, protein ve karbonhidrattan zengin, liften fakir beslenme sonucu olabileceği düşünülmektedir. Amerika Birleşik Devletinde(ABD)’ki taşların % 70’i kalsiyum oksalat taşıdır. Bu taşların yarısı pür kalsiyum oksalat taşı (monohidrat ve dihidrat) iken, kalan yarısı kalsiyum fosfat ile mikst tiptedir. Diğer taş cinsleri ise pür kalsiyum fosfat (% 6-10)(daha çok apatit, seyrek olarak brushit), magnezyum amonyum fosfat (% 10-15), ürik asit (% 8) ve sistin (% 1-3) taşlarıdır. İndinavir, ksantin ve adenin taşları daha nadir olarak görülmektedir.
Taş oluşumunun nedenleri hala netlik kazanmamıştır. Taş oluşumu ile ilgili olarak çeşitli teoriler mevcuttur. Bunlar; süpersaturasyon / kristalizasyon, nükleizasyon / epitaksi, matriks, inhibitör eksikliği ve kombine teorileridir.
Kalsiyum oksalat taşları bulunan hastaların % 50’sinde hiperkalsemi ile ilişkisiz hiperkalsiüri (idiopatik hiperkalsiüri) vardır. Bu hastaların büyük kısmında bağırsaklardan fazla kalsiyum absorbsiyonu ve idrarla fazla kalsiyum atılımı mevcuttur. Daha az bir kısmında ise; kemiklerden aşırı kalsiyum salınması veya primer olarak böbreklerden kalsiyum atılımı izlenmektedir. Hiperkalsemi ve hiperkalsiüri; kalsiyum oksalat taşları olan hastaların % 10’unda görülür. Hiperparatiroidizm, sarkoidoz, vitamin D entoksikasyonu, Cushing sendromu gibi hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkar. Kalsiyum oksalat taşı olan hastaların % 20’sinde hiperürikozüri, % 5’inde hiperokzalüri saptanırken, % 15-20’sinde herhangi bir metabolik bozukluk mevcut değildir. Kalsiyum oksalat monohidrat ve dihidrat olmak üzere iki tipi vardır.
Magnezyum amonyum fosfat (strüvit) taşları alkali idrarı olan hastalarda oluşur. Özellikle üreyi parçalayan bakteriler (Proteus Vulgaris gibi) taş oluşumuna zemin hazırlar. Ayrıca yöresel olarak fosfattan fakir beslenme de sorumlu tutulmuştur.
Ürik asitin idrarda çözünebilmesi için en önemli faktör idrar pH’ıdır. İdrar Ph’ı 5 iken ürik asit çözünebilirliği 8 mg/dl iken pH 7 olduğunda 158 mg/dl’ye yükselir. İdiopatik, hiperürisemik (gut, glikojen depo hastalığı myeloproliferatif hastalıklar), hiperürikozürik (pürin aşırı alımı, tübüler emilim bozukluğu, ürikozürik ilaçlar) gibi nedenlere bağlı olarak ürik asit taşları oluşabilir.
Sistin taşları; otozomal resesif olarak geçen, sistinürik hastalarda oluşur. İdrarda sistin, lizin, ornitin, arginin atılımı artmıştır. Sistin taşlarında idrar göreceli olarak asidiktir ve idrar pH’ı 7.6-8 olduğunda çözünür.
Otozomal resesif olarak geçen ksantin oksidaz enzimi eksikliğinde ksantin taşları oluşur. Tedavisinde idrarın alkalileştirilmesi önerilir.
Taşların büyük bir kısmı radyoopaktır. Sistin taşları semiopak, ksantin ve ürik asit taşları ise radyolusenttir.