Hiperlipidemi Nedir
Dislipîdemi kanda anormal lipid ve lipoprotein konsantrasyonlarının olduğu bir durumdur. Deneysel ve klinik çalışmalar, aterosklerozun önde gelen nedenlerinden birinin hiperlipidemi olduğunu göstermektedir. Aterosklerozun ortaya çıkmasında en önemli basamak LDL-K'un oksidatif değişime uğramasıdır. Damar duvarına girip oksidasyona uğrayan LDL-K, sitokinlerin salınımımn stimulasyonu ve NO inhibisyonu yoluyla endotelyal hasar oluşturarak aterosklerozu hızlandırmaktadır (68). Küçük, yoğun LDL partikülleri büyük LDL partiküllerinden daha aterojeniktir ve LDL-K'nün oksidasyonunu aynı zamanda aterojenitesini arttırır (69).Yine Rueda-Clausen ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada dislipideminin endotelyal fonksiyon bozukluğu ve artmış inflamatuvar markırlar ile ilişkili olduğu desteklenmektedir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalarda total kolesterol (TK) ve LDL-K seviyeleri ile KAH sıklığı ve ilerlemesi arasındaki ilişki ortaya konmuştur. Ayrıca HDL-K ile KAH arasında kuvvetli bir ters ilişkinin olduğu 1970'li yıllardan beri ifade edilmiş, muhtelif çalışmalarda bu ilişki T-K ve LDL-K'ünkinden daha üstün bulunmuştur (67,70). Yeni çalışmalar trigliseriddeki hafif artışların koroner olayların riskini artırdığını ve özellikle yeni lezyon oluşumuna neden olduğunu göstermiştir (70), Dislipidemİ, KAH oluşumunda Önemli bir risk faktörü olup, bu risk kolesterol düşürücü tedavi ile azaltılabilmektedir. HT, sigara, diyabete ilave olarak, serum kolesterolünde yükselme serebral vasküler hastalıklar ve KAH gelişimi için bağımsız risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Kolesterol düzeyi ile KAH mortalitesi arasında lineer bir ilişki söz konusudur. Total kolesterolde her 20 mg/dl artış, KAH mortalitesinde %12Tik bir artışa sebep olmaktadır (71). Ayrıca Framingham (72) kalp çalışması total kolesteroldeki her %1 yükselmenin KAH riskinde yaklaşık %2 artışa sebep olduğunu göstermiştir.
Toplumumuzda olumsuz lipid profilini belirleyen en önemli göstergeler yüksek T-KOL/HDL-K oranı ve düşük apoAl/apoB oranıdır. Bu oranlarda özellikle belirleyici olan HDL-K'ün diğer toplumlara göre düşüklüğünün önem taşıdığı çeşitli çalışmalarda vurgulanmıştır (14). Artmış T-KOL/HDL-K oranı genellikle artmış T-KOL ve/veya azalmış HDL-K nedeniyledir. Hipertriglİseridemi çoğunlukla prematür KAH ile ilişkilidir. Diğer yandan düşük HDL-K ileriki kardiyovasküler olaylar için ispatlanmış bağımsız bir risk faktörüdür (73). HDL nin majör protein bileşeni olan apo A-l aterosklerotik lezyonlarda makrofaj köpük hücrelerinden kolesterol akışını sağlar. Bugünkü modele göre HDL dinamik bir sistem olarak çalışır. Hücrelerden fazla kolesterolü taşır, atılım için karaciğere transfer eder ve vücuttaki bütün kolesterolün devamlılığını sağlar. HDL-K, apoB İçeren LDL-K ve VLDL-K'ün damar duvarına zarar verici etkisini azaltan koruyucu bir etkiye sahiptir. HDL-K metabolik olarak apoB içeren lipoproteinlerle ilişkilidir; düşük HDL-K seviyeleri sıklıkla artmış serum trigliserid ve VLDL-K'lü kişilerde bulunur, bu profil yüksek KAH riski taşır. Ayrıca düşük HDL-K seviyeleri trigliserid metabolizmasının anormal olduğu obezite, metabolik sendrom veya tip 2 diyabette de görülür. HDL-K aynı zamanda egzersiz ve sigaradan da etkilenir (74). HDL-K için risk eşik değeri erkekler için 35 mg/dL, kadınlar için 45 mg/dL olarak tanımlanmıştır (75). HDL-KMeki 1 mg/dL' lik artışın %2-V lük düşük KAH riski ile ilişkilidir
Lipoprotein (a) KAH için bağımsız bir risk faktörüdür, Lp (a) partikülleri 1:1 oranında apo (a) ve apo (B) içerir. Aterogeneze katılma mekanizması 3 şekildedir;
1) Vasküler duvardaki glikozaminoglikanlara ve diğer yapılara sıkı bir şekilde bağlanır,
2) Plazminojen ile yapısal benzerliğine bağlı olarak bozulmuş fıbrinolizise sebep olur ve Lp (a) plazminojen aktivatör inhibitör-1 'in sentezini düzenler,
3) Düz kas hücre proliferasyonunu uyarır.