Okuler Kan Akimi Nedir

Oküler Kan Akımı

İnsanlarda toplam oküler kan akımı yaklaşık l ml/dk' dır. Toplam kan akımının % 2-5 retinaya ulaşırken diğer kısmı koroidde dağılır. Gözün kan akımı oftalmik arter tarafından sağlanmaktadır. Oftalmik arterdeki kan basıncı, brakial arterdeki kan basıncının 2/3' üdür. Gözün perfüzyon basıncı ise bu değerden azdır. Bunun nedeni de 10–21 mmHg arasında değişebilen göz içi basıncıdır

Oküler perfüzyon basıncı şu şekilde formüle edilmiştir. Ortalama OPB= 2/3 [DKB+1/3 (SKB-DKB) ]-GIB OPB: Oküler perfüzyon basıncı DKB: Diastolik kan basıncı (brakiyal) SKB: Sistolik kan basıncı (brakiyal) GİB: Göz içi basıncı

Gözün kan akımı pulsatildir ve göz basınç değişikliklerinden etkilenir. Ortalama oküler pulsatil kan akımı 0.724 ml/dk' dır (13). Retinal kan akımı ortalama 0,033 ml/dk' dır. Retinal arteriyollerde kan akımı santralde sabit hızlı olup perifere gidildikçe giderek genişleyen bir patern izlemektedir. Bu da end arteriyel sistemlerin ortak özelliği olan retinal arteriyol ve venüllerde akım hızlarının birbirine eşit olması ilişkisini gösterir. Retinal dolaşımdaki akım hem santral arter hem de vende pulsatildir. Retinanın temporal kısmındaki kan akımı nazal kısmından fazladır. Bunu temporal kısmın yüzeysel olarak daha geniş olmasına ve makulanın yüksek metabolik aktivitesine bağlamak mümkündür

İntraoküler retinal arteriyol çaplarının venüllerden daha küçük olmasına bağlı olarak arteriyollerdeki akım hızı venüllerden fazladır (6). Retina hücrelerinin yüksek metabolik aktivitesine bağlı olarak retinal kan akımını düzenleyen bir mekanizma vardır. Kan akımına karşı olan direnç sabit değildir, doku ihtiyacına göre dinamik olarak regüle edilmektedir. Regülâsyon mekanizmaları; değişken koşullara rağmen oküler kan akımını sabit tutmaya çalışır, buna otoregülasyon mekanizması denir. Retinal kan akımı otoregülasyonunda miyojenik faktörler, lokal oksijen ve karbondioksit miktarı, pH ve metabolitler rol oynadığı düşünülmektedir. Yine otoregülasyonda lokal olarak salınan transmitterlerin de rol alması olasıdır (8,13,15,16). Bazı farmokolojik ajanların ise otoregülasyon mekanizmasının hedefini değiştirdiği bilinmektedir (8). Otonomik sinir sisteminin etkisi kesin olarak bilinmemektedir. Retinal damarların ekstraoküler seyirlerinde otonomik reseptörler tesbit edilmiş olmasına karşın İntraoküler retinal dolaşımda bulunmazlar. Üveal dokularda ise otonomik reseptörler mevcuttur ve kan akımı otonom sistem aracılığıyla değiştirilebilir

Koroidal dolaşım ise oküler kan akımının % 85' ini oluşturur. Koroiddeki arter ve arteriyoller koryokapillaris tarafından retinadan ayrılır. Bu düzenleme ile retinanın metabolitleri koroidal vasküler direnci çok az etkiler. Koroidin bu nedenle otoregülasyonu yoktur. Koroidal dolaşımdaki yüksek kan akımı ve düşük substrat harcaması da retinal metabolizmanın etkisini azaltıyor olabilir.

Koroid, retinadan farklı olarak, göz içi basıncındaki dalgalanmalara duyarlıdır. Buna karşın koroiddeki yüksek akım hızından dolayı retina glukoz ve oksijen ihtiyacı ayarlandığından göz içi basıncındaki orta derecedeki değişikliklerden retina beslenmesi etkilenmez Oküler perfüzyon basıncı düşüklüğüne retinal ve koroidal dolaşım cevapları farklıdır. Koroidal dolaşım azalırken retinal dolaşım sabit kalır

Oküler kan akımları postür değişikliklerinden de etkilenir. Ayakta yapılan ölçümlerde oftalmik arterdeki perfüzyon basıncı yatar pozisyondakinden 10 mmHg daha azdır. Postüre bağlı olarak pulsatil kan akımında % 27,5' a varan değişiklikler gözlenebilir


Artmış göz içi basıncı, ön üvea, koroid ve retinada kan akımı azalmasına yol açar. Retinal kan akımı, 30–34 mmHg göz içi basıncına dek otoregüle edilebilir. Ancak kritik kapama noktasından sonra kan akımı azalmaya başlar Retinaya ulaşan ışık miktarına bağlı olarak da retinal kan akımında regülasyon gözlenirken, korodial kan akımında değişiklik olmaz .

OKÜLER KAN AKIMI ÖLÇME YÖNTEMLERİ

İnsan ve hayvan gözünün hemodinamiğini ölçmek amacıyla birçok teknik geliştirilmiştir. Gözün kan akımı şu açılardan ilginçtir.

1- Birçok lokalize ve sistemik hastalıklar gözün damar sistemini etkiler.
2- Göz, yüksek göz içi basıncı nedeniyle sıradışı hemodinamik özelliklere sahiptir.
3- Otoregülasyona sahiptir. Sistemik ve oküler hastalıklarda kullanılan farmokolojik ajanlar kan akımını etkiler.

İnsanlarda; fundus floressein anjiyografı, çift yönlü lazer Doppler hızmetre ( bidirectional laser Doppler velocimetry ), laser benek fenomeni ( laser speckle phenomenon ) gibi kan akımını saptamak için retinanın görüntülenmesini gerektiren tekniklerde sonuçların güvenilirliği tartışmalıdır. Bu tekniklerde retinanın rahat görülebilmesi için kullanılan sempatomimetik veya antikolinerjik etkili ilaçlar kan akmını etkilemektedir

Retinal damarların çapını kullanarak kan akımını ölçen teknikler de yeterince güvenilir değildir. Bu tekniklerde refraksiyon kusurları, aksiyel uzunluk, keratometre sonuçlarının düzeltilmesi gereklidir. Mavi alan entoptik fenomeni ile yapılan maküler kan akımı ölçümlerinde hastanın kooperasyonu ve görme keskinliği test sonucunu önemli ölçüde etkiler.

Oküler pulsatil kan akımını ölçen metodlarda, toplam oküler kan akımının pulsatil bölümünün ölçümü için sistemik nabız basıncıyla göz içi basıncında oluşan değişiklikten yararlanılır. Göz içi basıncındaki değişiklikler tonografı ile ölçülür. Sistemik basınçla kan alanındaki varyasyona bağlı göz içi basıncındaki ekstrapolasyon kadavra gözlerinde hacim değişikliklerine neden olur. Miyopi gibi sklera sertliğinin değiştiği durumlarda ekstrapolasyon yanlış sonuçlara neden olur. Pulsatil oküler kan akımı ölçülen teknikler tahmini değerler kullandıkları için güvenilirlikleri düşüktür. Yine bu teknikler kan akımının nonpulsatil bölümünü ölçemezler.

Oküloossilodinamografı tekniğinde bir tonometre ve skleraya uygulanan emici kaplardan yararlanılır. Göz içi basıncı arttırılarak, retinal ve koroidal dolaşımdaki akımın durduğu an tonometreyle kaydedilir. Bu teknik invazivdir ve gözde iskemi benzeri fizyolojik olmayan bir durum yaratmaktadır. Göz içi basıncının arttırılması sırasında emici kabın etkisi ile gözün büyüklüğü de değişmektedir. Bu nedenle güvenilirliği sınırlıdır