Sistemik lupus eritematoz Tedavi
Sistemik lupus eritematozda, tutulan sistem veya sistemlere göre, tedavi farklılık gösterebilir. Her olguya güneşten korunma öğretilmelidir
Kortikosteroidler, SLE tedavisinin vazgeçilmez ilaçlarıdır. Oral tedavide düşük, orta (0.5 mg/kg) veya yüksek dozda (1mg/kg) hastalığın kliniğine göre uygulanır. Hızlı etkisi nedeniyle pulse steroid tedavisi, ciddi ve yaşamsal organ tutulumlarında uygulanır. Bu tedavide, intravenöz metilprednisolon (500-1000 mg) üç gün, ardışık olarak, uygulanır. Aktif lupus nefriti, serebriti, gastrointestinal vasküliti, miyokardit, lupus pnömonisi gibi yaşamı tehdit edici durumlarda, tedaviye hemen başlanmalı ve bu tedavi agresif olmalıdır. Yüksek doz kortikosteroid ve immünsüpresif ajanların kombinasyonu gereklidir. Uzun süreli steroid tedavileri; enfeksiyonlar, osteoporoz, osteonekroz, glukoz ve lipid metabolizması bozukluğu, hipertansiyon, erken ateroskleroz ve hipotalamus-hipofiz-sürrenal aksı inhibisyonu gibi pek çok sorunu da beraberinde getirir
Antimalaryaller; SLE tedavisinde en sık kullanılan ilaçlardır. Hidroksiklorokin, 400 mg/gün dozunda verilir ve 4-6 hafta içinde klinik yanıt beklenir. Kombine temel etkili ilaç kullanımının, mukokutanöz lezyonları ve majör organ tutulumunu azalttığı ve remisyon oranını artırdığı gösterilmiştir
Antimalaryallerin immün modülatör özellikleri vardır. Makrofaj ve dendritik hücrelerde, proteozomda, pH’yı artırarak antijen sunumunu azaltırlar. Tedaviyi sınırlayan en önemli toksisite, oküler birikimdir
Siklofosfamid; Uzun süreli izlemlerde, ‘pulse siklofosfamid+pulse steroid’ uygulanmasının, yalnız pulse steroid uygulamasına göre daha etkili olduğu kanıtlanmıştır (59). Majör organ tutulumlarında ve yaşamı tehdit edici durumlarda etkili bir tedavi şeklidir. Siklofosfamid tedavisinin yan etkileri arasında miyelosupresyon, myeloproliferatif hastalıklar, malignensi, immünsupresyon, overyan yetmezlik ve hemorajik sistit bulunmaktadır
Azathioprin; Steroid bağımlılarda, steroid yan etkilerinden kaçınmak ve steroid dozunu azaltmak için azathioprin kullanılır. Antimalaryal ve steroid tedavisine yeterli yanıt alınamayorsa, tedaviye azathioprin eklenir. 1.5-2.5 mg/kg/gün idame dozlarında, nefrit ve merkezi sinir sistemi tutulumu gibi ciddi durumlar daha az görülmektedir
Mikofenolat Mofetil; Lenfosit fonksiyonu için gerekli olan pürin sentezinin hız belirleyici enzimi ‘inosin monofosfat dehidrogenaz’ı inhibe eder. Proliferatif lupus nefritinde, kısa dönem intravenöz siklofosfamid tedavisini takiben mikofenolat mofetil başlanması, uzun dönem siklofosfamid tedavisinden daha etkin ve güvenlidir.
Siklosporin A; Sitokin (IL-2, IFN-y) transkripsiyonunu bloke ederek, T lenfosit fonksiyonunu inhibe eder Nefrotoksik olduğu için Siklosporin A tedavide ilk aşamada tercih edilmez.
Metotreksat; Artiküler ve kutanöz semptomlara etkilidir, ancak organ tutulumlarında etkili bulunmamıştır.
Kök hücre transplantasyonu; Enfeksiyöz ve tedaviye ilişkin komplikasyonların yüksek olması nedeniyle, konvansiyonel tedaviye yanıtsız hastalarda düşünülmelidir. Bu konuda randomize kontrollü çalışmalar devam etmektedir (63). Plazmaferez; ‘SLE+Trombotik Trombositopenik Purpura’lı olgularda önemli bir tedavi metodudur. Ayrıca; anti-CD40 ligand, rituksimab, C1q immünadsorbsiyon, bindarit, kladarabin ve gen tedavisi geliştirilmekte olan tedavi yaklaşımlarıdır