Beynin işlevsel Alanları
Beynin nasıl çalıştığı ve duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımızdan hangi özel serebral bölgelerin sorumlu olduğu bilim adamları ve filozofları binlerce yıldır meşgul etmiştir. Bu çalışmaların başlangıcı M.Ö. 5.yy’a, Hipokrat’ın tek taraflı beyin hasarının vücudun karşı tarafında felce yol açtığını gözlemlediği döneme kadar uzanmaktadır. Bununla birlikte, 19.yy’a kadar geçen sürede beyin haritalanmasına yönelik başka bilimsel bir çalışma gerçekleştirilmemiş ve bu konu ile ilgili veriler daha çok ruhun nerede bulunduğu konusundaki felsefi tartışmalarla sınırlı kalmıştır. Son ikiyüz yıl ise bu alanda arka arkaya yapılan sayısız deneye ve geliştirilen çok sayıda kurama sahne olmuştur. Bu kuramların bir kısmı hatalı yaklaşımlardan ibaretken, diğerleri Broca (1861), Ferrier (1876), Horsley (1887), Sherington (1903), Cushing (1906), Penfield (1937), Fulton (1946) ve diğer birçok bilimadamı tarafından uzun bir zaman sürecinde gerçekleştirilen dikkatli gözlem ve deneylere dayanmaktadır.
Belli bölgelerin hangi işlevlerden sorumlu olduğuna dair en açık kanıtlar, yerleşimi bilinen bir hasarın yol açtığı değişikliklerin gözlemlenmesine dayanmaktadır. Klinik gözlem olarak adlandırılan bu yaklaşım Hipokrat’dan yana kullanılmaktadır.
Bu yöntem özellikle kurşun yarası olan çok sayıda askerin gözlemlenmesi olanağının bulunduğu 1.Dünya Savaşı sırasında, birçok işlevsel bölgenin tanımlanmasını sağlamıştır. Elde edilen bilgiler, daha sonraki yıllarda beyin kıvrımlarının (cerebral convolutions) doğrudan elektriksel, kimyasal ya da manyetik uyarımı sonucu gelişen duyusal ve motor faaliyetlerin gözlemlenmesi ile pekiştirilmiştir. Beyindeki değişik kitle lezyonlarının ve elektrofizyolojik bozuklukların tedavisi amacıyla yapılan cerrahi girişimler, hayvanlarda bazı özgül alanların deneysel amaçla cerrahi olarak hasarlanması ve modern görüntüleme yöntemleri sayesinde işlevsel alanların belirlenmesinde büyük aşamalar kaydedilmiştir. Bütün bu çalışmalar sonucunda, beynin işlevsel alanları serebral korteks içerisinde yer alan birincil alanlar, ikincil alanlar ve assosiyasyon alanları başlıkları altında sınıflandırılmıştır.