Hamileliği Olumsuz Etkileyebilen İlaçlar
Gebeliklerin yaklaşık %0,15'inde epilepsi komplikasyonu vardır. Son yıllarda , bazı antikonvulsiflerin terotojenitesi saptanmıştır. Gebeliği planlayan ve nöbetleri & lan hastalara, fetusa en az risk taşıyan ve etkili olan ilaçların verilmesi şarttır. Uzun süreli antikonvulsif kullanmakta olan kadınların çoğu yeterli takipten yoksun olduğundan, sürekli ilaç kullanımının gerekip gerekmediğine, gebelikten önce karar verilmelidir. Tüm antikonvulsiflerin teratojenitesi bilinmemekle beraber, bazılarının dana tehlikeli olduğu belirlenmiştir. Fenobarbital herhalde en güvenli antikonvulsifler-den biridir; trimetadion ise en tehlikelerindedir.
Hamilelikte İlaç Kullanımı
Bazı durumlarda, antikoagulan kullanımı gerekmektedir. En sık yazılan anti-koagülanlar, heparin ve vvarfarin (coumadin)'dir. VVarfarin genellikle uzun süreli anti-koagulasyon için kullanılır. Bu madde, plasentadan geçer ve gebeliğin erken dönemlerinde uygulandığında teratojen olduğu saptanmıştır. Gebeliğinin ileri dönemlerinde uygulandığında ise fetal sinir sistemi bozukluklarına yol açar. Heparinin ancak ö-nemsiz miktarı plasentadan geçtiğinden, antikoagulan tedavi endika olduğundan, gebelik boyunca kullanılabilmektedir.
Gelişmekte olan fetusa zararlı olabilecek ilaçları kullanan kadınlar, yeterli kontraseptif önlem almaları konusunda uyarılmalıdır. Bir çift, gebeliği planladığı zaman, aldıkları, reçeteli ve reçetesiz satılan ilaçlar yeniden gözden geçirilmelidir.
Gebelikte ilaç kullanımı
Genetik Riskler ve gebelik öncesi testler
Kromozom anomalili çocuk-doğurma riski, maternal yaşla orantılı artmaktadır. Bu kapsamda en sık rastlanan anomali Down sendromu olduğu halde diğer kromozom anomalilerinin de insidansı artmaktadır.
Beslenme Danışmanlığı ve gebelik öncesi beslenme
Gebelikte, beslenenin etkileri çok önemlidir. Gebelikte annenin kilosunun düşük olması, düşük kilolu bebeklerin doğumuyla ilişkilidir. Bulimia veya "anorexia nervaso" gibi beslenme bozukluğu olan kadınlar, bu konuda gebelik öncesi danışmanlıktan yararlana bilir. Optimal gebelik koşulları oluşturma açısından, bu tür hastalıklar gebelikten önce giderilmelidir. Belli bazı vitaminlerin çok yüksek dozlarının, fetusta konjenital anomali riskini arttırdığına dair kanıt vardır, fakat gebeliğin başlangıcının hemen öncesi ve hemen sonrasında muitivitamin kullanımının nöral tüp defektlerinin azalttığı düşünülmektedir. Bu nedenlerden dolayı beslenme danışmanlığı gerektiğinde, en uygun zaman gebelik öncesidir.
Gebelik tanısı
Doğurganlık dönemindeki kadınların teşhis ve tedavisi bahis konusu olduğunda, gebelik olasılığı daima hatırda tutulmalıdır. Gebelik belirtileri olan kadınlar sıklıkla gastrointestinal belirtileriyle değerlendirilip, gebeliğin erken evresinde bulunabilecekleri düşünülmeden x - ışınlarıyla teşhise çalışmaktadır; teratojenik potansiyelli ilaçlar, hastaya bilgi verilmeden yazılabilmektedir: hastalıkları gebelikle olumsuz etkilenebilecek kadınlara da genellikle gebeliğin durumlarında yaratabileceği sorunlardan bahsedilmemektedir.
Gebeliğin teşhisi bazen büyük önem taşır. Gebeliğin evresine göre, varlığını saptayacak birtakım yöntemler vardır. Fizik muayene, biyokimyasal testler ve görüntüleme yöntemleri.
Gebeliğin tanısına yarayabilecek belirtiler üç gruba ayrılabilir; Kesin, olası ve tahmini gebelik kanıtları.
Gebeliğin kesin belirtileri;
Fetal kalp atımlarının saptanması
Fetal hareketlerin algılanması
Fetüsün görüntülenmesi
Gebeliğin olası belirtileri;
Abdomenin büyümesi
Uterus değişimleri
Servikal değişimler
Fetusun palposyonu
Braxton Hicks Kontraksiyonları
Endokrin testler Gebeliğin tahmini belirtileri
Adetlerin kesilmesi
Memelerdeki değişimler
Vajina mukozası ve cilt değişimleri
Bulantı
İdrar torbasında duyarlık artışı
Yorgunluk
Fetal hareketlerin algılanması
ŞETAL YAŞAM VEYA ÖLÜM TEŞHİSİ FETAL YAŞAM İŞARETLERİ
Doppler ve "real - time" ultrason cihazlarının yaygın kullanımı, fetal yaşam teşhisini önemli ölçüde kolaylaştırmıştır.
Fetusun yaşadığının kanıtları, fetal kalp atımlarının steteskop veya doppler cihaztyla duyulması, fetal kalbin "real-time" ultrason aletiyle gözlenmesi veya Fetal hareketlerin palpasyonudur.
Fetal kardiak, "real-time" ultrasonografiyle, genellikle 6. gebelik haftasında gözlenebilir veya 12. haftada doppler teknikleriyle saptanabilir.
Fetal ölümün tanısı
Gebeliğin başlarında feta, uterusun büyümemesi ve gebelik işaretlerinin çoğunun gerilemesi eşlik eder. Tekrarlanan muayenelerde, uterusun büyümediğinin veya ufaklığının saptanması, embriyonik veya fetal ölümü düşündürür. Plasenta, embriyonik veya fetal ölümden birkaç hafta sonrasına kadar HCG yapmaya devam edebildiği için, pozitif endokrin testler, canlı bir gebeliğin sürdürüldüğünün belirtisi değildir, örneğin içinde embriyo bulunmayan bir gebelik kesesi, bir boş kesenin belirtisi olabileceği gibi, sanıldığından daha erken evredeki bir normal gebeliğin görüntüsünde olabilir. Bu durumda, 1-2 hafta sonra tekrarlanacak incelem veya ard arda yapılacak beta HCG tayinleri, bu iki olasılığın ayırt edilmesine yarayacaktır.
Gebeliğin daha ileri dönemlerinde, fetal hareketlerin hissedilmemesi, anneyi fetal ölüm olasılığı açısından uyaracaktır. Fetal kalp, bir doppler cihazıyla işitilmiyorsa veya atımları gözlenmiyorsa, fetal ölüm kesin gibidir. Yinede gebeliğin sonlandırıcı önlemleri almadan önce, teşhis kesinleştirilmelidir. "Reai-time" ultrasonografi, fetal ölüm teşhisini doğrulayabilecek en iyi yöntemdir.
Ultrasonun bulunmadığı hallerde, eğer gebelik, Fetusun radiografik imaj verebileceği evredeyse ve fetal ölüm, tahminen en az birkaç gün önce olmuşsa, tanıyı koymak için x- ışınlarından yararlanabilir. Fetal ölümün belli başlı üç radiografik belirtisi vardır. Birincisi, fetal kranium kemiklerinin üst üste binmesidir. Bu olay, fetal beynin sulanmasının ardından gelişir. Benzer görünüm, bazen yaşayanfetusun başı annenin pelvisi içinde sıkıştığında da belirir. İkinci işaret, amur ligamentlerinin tonuzs-larını kaybetmesi sonucu, fetal omurgada beliren abartılmış bir bükülmedir. Üçüncü işaretse, fetal abdomende gaz bulunmasıdır.
Fetusun ölümü üzerinden birkaç gün geçince, amniyotik sıvı koyu kahveren-gileşir fakat bu işaret tanıya götürme, çünkü amniyotik kese içine olan kanama da benzer bir renk değişimine yol açabilir.
Gebelik Oncesi Folik Asit
Gebelik Öncesi Danışmanlık
Son 30 yıl içinde, perinatal sonucu önemli ölçüde başarıya götüren birkaç faktör bir araya gelmiştir. Ciddi perinatpl bakımla, 28. gebelik haftasında doğanların ya-şam oranı %90'a yükselmiştir. Anneye, fetusa ve yeni doğana optimal bakım sağlandığında, perinatal dönemin, konsepsiyon öncesine uzanması doğaldır.
Gebeliğin başarıyla sonlanmasında, gebelik öncesi girişimler, sayılacak yollardan katkılı olabilmektedir, örneğin, diabetik hastanın gebelik öncesi metabolik kontrolü, konjenitai anomali insidansmı düşünebilmektedir. Gebeliğin anne sağlığına veya fetal duruma olumsuz etki yapabileceği koşullarda, gebelik öncesi danışma, çiftin gebeliğe ilişkin bilinçli karar almasında yardımcı olur. Doğurganlık yıllarındaki kadınları tedavi eden tüm hekimler, tıbbi koşulların ve ilaçların gebeliğe etkisini ve ayrıca gebeliğin kadının sağlığına tesirini çok iyi bilmelidir.
Gebelik öncesi danışma servisi, hastanın kişisel ve toplumsal koşullarının, (doesite, ileri yaşta annelik, özel rejimler, ekonomik koşullar) ve sağlığa aykırı davranışların (tütün.alkol kullanımı, ilaç bağımlığı ) tanınması olasılığını sağlar. Danışma seansları kapsamında, tıbbi durumlar (bağışıklık koşulları.ilaçlar, genetik riskler, akut ve kronik hastalıklar), psikolojik durumlar (stres, endişe, depresyon) ve çevre durumlar (işyeri koşulları, toksit kimyasal maddeler, ışınlamasıyla karşılama ) ele a-lınmaktadır. Ayrıca aile planlaması ve erken prenatal bakıma engeller varsa bunlara da çareler aranabilmektedir.
Gebelik öncesi folik asit
Gebeliği olumsuz etkileyen metarnal hastalıklar
Diabetes millitus vakalarında, gebeliğin başarısıyla sonuçlanmasında kaydedilen büyük ilerlemelere rağmen, diabetik annelerin çocuklarında, konjenital anomali, insidansı, genel nüfustakinden üç kez fazladır.
Araştırmacılar, diabetik kadınlarda gebelik öncesi metabolik kontrolün, çocuklarından konjenital anomali riskini azaltabildiğini göstermiştir.
Gebeliği olumsuz etkileyebilen diğer bir matemal durum, fenilketonuridir (PKU). Yaşamlarının erken döneminde tedavi olmuş hastalar, genellikle erişkinlik dönemlerinde düşük fenilalanın rejimlerini sürdürmemekte ve bu durumda reproduk-tif devreye ulaşmaktadır. Annedeki yüksek fenilalanın düzeyleri, gelişmedeki fetusa zararlıdır. PKU'lu annelerden doğan PKU'suz çocuklarda, doğumda, mikrosedali, intrauterin gelişme gerekliği (IUGR), konjenital kalp hastalığı ve bir takım yapısal bozukluklar görülür ve bunlardan sonuçta zeka geriliği oluşur. Gebelik esnasında, yeniden düşük fenilalanın dietinin uygulanması bu sendromu ödeyememektedir. PKU'lu kadınlarda, gebelik öncesinde fenilalanın düzeylerinin düşürülmesi, çocuklarında konjenital anomali ve gelişme problemlerini önlemede çok etkili olmaktadır.
Gebelikte olumsuz etkilenebilen maternal hastalıklar
Gebeliğin normal uyumun, maternal tıbbı durumlara etkisi düşünülmelidir. Örneğin, kalp hastalıklı kadınların çoğu, gebeliği kolayca tahammül edebilmektedir. Buna karşılık, bazı durumlarda, gebeliğin oluşturduğu maternal risk çok büyüktür. Primer pulmoner hipertansiyonlu kadınlarda maternal mortalite %50 olarak bildirilmiştir; bu risk Eisenmenger kompleksinde % 25 olabilmektedir. Tromboembolik ha-salık geçirmişlerde, bu durumun gebelikte tekrarlama riski % 10 - % 15 oranındadır.
Anneyi yüksek riske sokan diğer bir durum da Marfan sendromudur. Bu durumda çok yüksek matemal mortalite bildirildiği halde, yeni bulgulara göre bu risk aorta kökünün dilate olmadığı zamanda, bu risk almamaktadır. Gebeliğin hastalarda risk yükseltebileceği durumlarda, hastalar, gebe kalmadan önce, bu konuda aydınlatılmalıdır.
Özgeçmişte başarısız sonuçlanmış gebeliklerin varlığı
özgeçmişlerinde tekrarlayan gebelik kayıpları bulunan hastalar, gebelik öncesi değerlendirme ve tedaviden yararlanabilir, özgeçmişlerinde erken doğum bulunan kadınlar, erken doğumunun tekrarlaması riskini taşır. Bu hastaların gebelik öncesi değerlendirilmesi, problemin, uterus anomalisi gibi, tedavi edilebilecek bir nedene dayandığını gösterebilir.
Son 30 yıl içinde, perinatal sonucu önemli ölçüde başarıya götüren birkaç faktör bir araya gelmiştir. Ciddi perinatpl bakımla, 28. gebelik haftasında doğanların ya-şam oranı %90'a yükselmiştir. Anneye, fetusa ve yeni doğana optimal bakım sağlandığında, perinatal dönemin, konsepsiyon öncesine uzanması doğaldır.
Gebeliğin başarıyla sonlanmasında, gebelik öncesi girişimler, sayılacak yollardan katkılı olabilmektedir, örneğin, diabetik hastanın gebelik öncesi metabolik kontrolü, konjenitai anomali insidansmı düşünebilmektedir. Gebeliğin anne sağlığına veya fetal duruma olumsuz etki yapabileceği koşullarda, gebelik öncesi danışma, çiftin gebeliğe ilişkin bilinçli karar almasında yardımcı olur. Doğurganlık yıllarındaki kadınları tedavi eden tüm hekimler, tıbbi koşulların ve ilaçların gebeliğe etkisini ve ayrıca gebeliğin kadının sağlığına tesirini çok iyi bilmelidir.
Gebelik öncesi danışma servisi, hastanın kişisel ve toplumsal koşullarının, (doesite, ileri yaşta annelik, özel rejimler, ekonomik koşullar) ve sağlığa aykırı davranışların (tütün.alkol kullanımı, ilaç bağımlığı ) tanınması olasılığını sağlar. Danışma seansları kapsamında, tıbbi durumlar (bağışıklık koşulları.ilaçlar, genetik riskler, akut ve kronik hastalıklar), psikolojik durumlar (stres, endişe, depresyon) ve çevre durumlar (işyeri koşulları, toksit kimyasal maddeler, ışınlamasıyla karşılama ) ele a-lınmaktadır. Ayrıca aile planlaması ve erken prenatal bakıma engeller varsa bunlara da çareler aranabilmektedir.
Gebelik öncesi folik asit
Gebeliği olumsuz etkileyen metarnal hastalıklar
Diabetes millitus vakalarında, gebeliğin başarısıyla sonuçlanmasında kaydedilen büyük ilerlemelere rağmen, diabetik annelerin çocuklarında, konjenital anomali, insidansı, genel nüfustakinden üç kez fazladır.
Araştırmacılar, diabetik kadınlarda gebelik öncesi metabolik kontrolün, çocuklarından konjenital anomali riskini azaltabildiğini göstermiştir.
Gebeliği olumsuz etkileyebilen diğer bir matemal durum, fenilketonuridir (PKU). Yaşamlarının erken döneminde tedavi olmuş hastalar, genellikle erişkinlik dönemlerinde düşük fenilalanın rejimlerini sürdürmemekte ve bu durumda reproduk-tif devreye ulaşmaktadır. Annedeki yüksek fenilalanın düzeyleri, gelişmedeki fetusa zararlıdır. PKU'lu annelerden doğan PKU'suz çocuklarda, doğumda, mikrosedali, intrauterin gelişme gerekliği (IUGR), konjenital kalp hastalığı ve bir takım yapısal bozukluklar görülür ve bunlardan sonuçta zeka geriliği oluşur. Gebelik esnasında, yeniden düşük fenilalanın dietinin uygulanması bu sendromu ödeyememektedir. PKU'lu kadınlarda, gebelik öncesinde fenilalanın düzeylerinin düşürülmesi, çocuklarında konjenital anomali ve gelişme problemlerini önlemede çok etkili olmaktadır.
Gebelikte olumsuz etkilenebilen maternal hastalıklar
Gebeliğin normal uyumun, maternal tıbbı durumlara etkisi düşünülmelidir. Örneğin, kalp hastalıklı kadınların çoğu, gebeliği kolayca tahammül edebilmektedir. Buna karşılık, bazı durumlarda, gebeliğin oluşturduğu maternal risk çok büyüktür. Primer pulmoner hipertansiyonlu kadınlarda maternal mortalite %50 olarak bildirilmiştir; bu risk Eisenmenger kompleksinde % 25 olabilmektedir. Tromboembolik ha-salık geçirmişlerde, bu durumun gebelikte tekrarlama riski % 10 - % 15 oranındadır.
Anneyi yüksek riske sokan diğer bir durum da Marfan sendromudur. Bu durumda çok yüksek matemal mortalite bildirildiği halde, yeni bulgulara göre bu risk aorta kökünün dilate olmadığı zamanda, bu risk almamaktadır. Gebeliğin hastalarda risk yükseltebileceği durumlarda, hastalar, gebe kalmadan önce, bu konuda aydınlatılmalıdır.
Özgeçmişte başarısız sonuçlanmış gebeliklerin varlığı
özgeçmişlerinde tekrarlayan gebelik kayıpları bulunan hastalar, gebelik öncesi değerlendirme ve tedaviden yararlanabilir, özgeçmişlerinde erken doğum bulunan kadınlar, erken doğumunun tekrarlaması riskini taşır. Bu hastaların gebelik öncesi değerlendirilmesi, problemin, uterus anomalisi gibi, tedavi edilebilecek bir nedene dayandığını gösterebilir.