Bebekler Ne Kadar Uyumalı?
1-3yaş arasındaki çocuklar günde 12-14 saat uyumahdır. Çocuklar 1 yaşlarına gelirken 18-21 ay arasında sabahlan uyandıktan bir süre sonra yeniden uyumayı bırakırlar. Bu aylarda çocuklar gün ortasında ortalama 1,5-2 saat kadar uyurlar. Bu yaş grubundaki çocukların uyku ihtiyacı ortalama 14 saat iken genellikle ortalama toplam uyku süreleri yaklaşık 10 saattir.
Bebek uyku süresi
21-36 ay arasında genellikle pek çok çocuk öğleden sonra uyuma ihtiyacı duyar. Ortalama öğle uyku süreleri de 1 ve 3 saat arasında değişir. Akşamları 19.00 ve 21.00 saatleri arası yatıp sabahları 06.00 ile 08.00 arası uyanırlar. Eğer çocuğunuz yeterince iyi uyuyup dinlenebiliyorsa gün içindeki değişikliklere kolaylıkla uyum sağlar. Ancak eğer çocuğunuzun uykuları yeterince sağlıklı değilse yaşamındaki değişikliklere uyum sağlaması oldukça zor olur. Yine bu aylar genellikle çocukların beşikte uyumaktan yatakta uyumaya başladığı aylardır. O nedenle de bu aylarda ayrılma, karanlıktan, canavarlardan korkma gibi yeni korkular geliştirebilirler. Uyku ile ilgili olabilecek olası tüm problemleri aşabilmek için mümkün olduğunca erken yaşta bir uyku düzeninin yerleşmiş olması gerekir.
3-6 yaş arasındaki çocuklar günde 10-12 saat uyumahdır. Bu yaşlarda çocuklar genellikle akşamları saat 19.00 ile 21.00 saatleri arası yatıp sabahlan saat 06.00 ile 08.00 arası uyanırlar. 3 yaşlarında hâlâ öğle uykuları devam ederken 5 yaşında genellikle öğle uykusu tamamen ortadan kalkar. 3 yaşından sonra uyku problemlerine pek rastlanmaz; çünkü ilk 3 yıl içinde çocuğun benimsediği bir uyku düzeni oluşmuştur.
Her zaman anne babaların dikkatli olmalan gereken nokta çocuklarının yeterince uyuyup dinlendiklerinden emin olmaktır. Çocuklar yuvaya ya da hazırlık sınıfına başladıklarında öğle uykusuna direnç göstermeye başlarlar. Eğer çocuğunuz geceleri daha erken yatarak öğle uykusu açığını kapatamıyorsa, öğle uykularında ısrarcı olmakta yarar vardır. Eğer çocuğunuz hazır olmadan öğle uykusunu bırakırsa bu durum çocuğun davranışlanna huzursuzluk olarak yansıyacaktır.
Pek çok başka etmenin yanı sıra çocuğunuzun uyku düzeni, uykusunun kalitesi ruh hali ve davranışları üzerinde etkilidir.
Çocuklarda Uyku Süresi
7-12 yaş arasındaki çocuklar günde 10-11 saat uyumahdır. Bu yaşlarda gerek sosyal yaşam, gerek okul yaşamı, gerekse aile içi etkinliklerden ötürü daha geç saatlerde uyunur. 12 yaş civarında genellikle çocukların uykuya gidişleri akşam 21.00 olmakla birlikte çocuktan çocuğa da değişkenlik gösterir. Ortalama gece uyku süresi dokuz saattir. 7-12 yaş arasında uyumakta zorlanan ve uykuları yeterince kaliteli olmayan çocukların okul yaşamında zorlandıkları görülür.
Cocuklarda Kabus Gorme
Çocuklarda Kâbus Görme
Çocukların rüya görmeleri doğal ve gereklidir. Kâbuslar çocuklarda kaygının varlığının habercisidir. Kâbuslar genellikle bir kitaptaki korkunç bir kahraman ya da bir çizgi film kahramanı ile ilgili görünseler de aslında daha genel bir kaygı nedeniyle ortaya çıkarlar. Anne baba arasında yaşanan bir geçimsizlik, çocuğun tanık olduğu bir tartışma kâbus görmesine neden olur.
Bazı anne babalar geceleri çocukları ağlayarak uyandıklarında ya da iyi olmadıklarında derhal çocuklarının yanına giderek onaları yatıştırma eğilimindedirler. Bazı anne babalar ise bu durumda daha yavaş hareket edebilirler. Çocuğunuz gece korku içinde ağlayarak uyandığında yapılabilecek en iyi şey yanına giderek onu yatıştırmaktır; bu genellikle işe yarar ve çocuk kolaylıkla uykuya dalar. Ertesi gün eğer çocuk gördüğü kâbusu hatırlıyorsa üzerine konuşmakta yarar vardır. Ancak çocukların büyük bölümü sabahları uyandıklarında gördükleri kâbusu hatırlamazlar ve gece yaşadıkları korkuyu atlatmaları da çabuk olur.
Bebeklerde Kabus
İki üç yaşlarındaki çocuklarda görülen bir başka şey de geceleri uykularında çığlık atıp bağırmalarıdır. Çocuğu korkutan her ne ise uyandırılmaya çalışıldığında bile o şeyi görmeye devam eder. Kendini yatıştırmak için yanına gelen ebeveynine bir taraftan uyumaya devam ederken diğer taraftan da kendisini korumak amaçlı saldırabilir. Böylesi bir durumda çocuk uyandırılmamalı, yanında kalarak nöbetin geçmesi beklenmelidir. Genellikle çocuklar böylesi bir nöbetin ardından uyanmayarak uyumaya devam ederler. Bu tür nöbetler genellikle çocuğun yaşadığı duygusal bir sorunun habercisi değildir. Bu tür nöbetlerin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte yüksek ateş ya da yaşanan travmaların neden olduğu düşünülmektedir. Eğer bu durum düzenli olarak devam ediyorsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Çocukların rüya görmeleri doğal ve gereklidir. Kâbuslar çocuklarda kaygının varlığının habercisidir. Kâbuslar genellikle bir kitaptaki korkunç bir kahraman ya da bir çizgi film kahramanı ile ilgili görünseler de aslında daha genel bir kaygı nedeniyle ortaya çıkarlar. Anne baba arasında yaşanan bir geçimsizlik, çocuğun tanık olduğu bir tartışma kâbus görmesine neden olur.
Bazı anne babalar geceleri çocukları ağlayarak uyandıklarında ya da iyi olmadıklarında derhal çocuklarının yanına giderek onaları yatıştırma eğilimindedirler. Bazı anne babalar ise bu durumda daha yavaş hareket edebilirler. Çocuğunuz gece korku içinde ağlayarak uyandığında yapılabilecek en iyi şey yanına giderek onu yatıştırmaktır; bu genellikle işe yarar ve çocuk kolaylıkla uykuya dalar. Ertesi gün eğer çocuk gördüğü kâbusu hatırlıyorsa üzerine konuşmakta yarar vardır. Ancak çocukların büyük bölümü sabahları uyandıklarında gördükleri kâbusu hatırlamazlar ve gece yaşadıkları korkuyu atlatmaları da çabuk olur.
Bebeklerde Kabus
İki üç yaşlarındaki çocuklarda görülen bir başka şey de geceleri uykularında çığlık atıp bağırmalarıdır. Çocuğu korkutan her ne ise uyandırılmaya çalışıldığında bile o şeyi görmeye devam eder. Kendini yatıştırmak için yanına gelen ebeveynine bir taraftan uyumaya devam ederken diğer taraftan da kendisini korumak amaçlı saldırabilir. Böylesi bir durumda çocuk uyandırılmamalı, yanında kalarak nöbetin geçmesi beklenmelidir. Genellikle çocuklar böylesi bir nöbetin ardından uyanmayarak uyumaya devam ederler. Bu tür nöbetler genellikle çocuğun yaşadığı duygusal bir sorunun habercisi değildir. Bu tür nöbetlerin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte yüksek ateş ya da yaşanan travmaların neden olduğu düşünülmektedir. Eğer bu durum düzenli olarak devam ediyorsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Cocuklarda Ruya Gorme
Çocukların rüyaları ne anlama gelir?
Rüyalardaki görüntüler sembolik olarak kişinin bilinçdışı çatışmalarını temsil eder. Kişi rüyaları aracılığıyla geçmiş yaşantıları ile şimdiki yaşantıları arasındaki ilişkiyi daha kolay kurabilir. Bu nedenle de rüyaların geçmişi ve şimdiyi buluşturması bakımından birleştirici bir işlevi de vardır.
Çocuklarda Rüya Görme
Rüyalar hafızamızda yer alan geçmiş yaşantılarımızı gündelik hayatın rutinine bağlayarak yaşamımızda bir sürekliliği sağlarlar. Bu sürekliliği biz çocukların oyunlarında görebiliriz. Çünkü çocuklar oyunlarında fantezilerini olduğu kadar rüyalarını da canlandırırlar. Çocukları anlayarak onların ruhsal çatışmalarını çözümlemek amacıyla kullanılan oyun terapisi çocuğun fantezi ve düşün-çelerini açığa çıkarması bakımından oldukça etkili bir yöntemdir.
Çocukların rüyaları ve kâbusları tıpkı oyunları gibi onların duygusal çatışma ve kaygılarını ifade etmeleri bakımından oldukça anlamlıdır. Rüyalar kimi durumlarda duygusal çatışmaların çözüme ulaşmasına da yardım ederler. Nasıl bazı çocuklar oyun oynamada zorlanırlarsa bazı çocuklar da kolaylıkla rahatlayıp uykuya dalmakta ve rüya görmekte zorlanabilirler. Yapılan araştırmalar anneleri depresyonda olan çocukların hem oyun kurmakta zorlandıklarını hem de daha çok kâbus gördüklerini göstermektedir.
Rüya uykunun REM döneminde görülür. REM, uykuda beynin en aktif olduğu dönemdir. Geçmişte bebeklerin rüya görmedikleri düşünülüyordu. Yapılan araştırmalar yalnız bebeklerin değil, yeni doğanların bile rüya gördüklerini göstermiştir. Hatta yeni doğan bir bebeğin bir ergenden daha fazla rüya gördüğü tespit edilmiştir. Doğumdan sonraki ilk iki hafta yaşamda en fazla rüyanın görüldüğü dönemdir. Bu bilgi bebeklerin doğumdan önce de rüya görüp görmedikleri sorusunu akla getirmektedir.
Bebekler anne rahminde ilk aylardan sonra uyumaya başlarlar. Anne rahmindeki bebekte 28. haftadan sonra REM uykusu dalgaları tespit edilmiştir. Bebekte, 30. hafta itibariyle de REM uykusu dalgaları ile birlikte hızlı göz hareketleri gözlemlenmiştir. Tüm bu bilgiler bebeklerin daha doğumdan önce rüya görmeye başladıklarını göstermektedir.
Bebeklerde Rüya Görme
Küçük çocuklar henüz gerçeklik ve fanteziyi birbirinden ayıramadıkları için söze rüyalarını anlatmaya başlayıp daha sonra da fantezilerini anlatarak devam edebilirler. Çocuğun rüyasındaki bir motif, daha sonra gördüğü bir çizgi film ya da yaşantı ile birleşe-bilir. Anne babaların, çocuklarının rüyalarını dinlerken bu gerçeği göz önünde bulundurmaları gerekir.
Rüyalar, çocukların iç dünyalarını yansıttığı için anne babaların çocuklarını rüyalarını anlatmaya teşvik etmelerinde yarar vardır. Anne babalar çocuklarının rüyalarını her ne kadar bir uzman gibi yorumlayamasalar da çocuklarını dinleyerek ve çocuğun rüyaları aracılığıyla anlatmaya çalıştığı duygunun adını koyarak, çocuğun kendisini anlamasına yardım edebilirler.
Rüyalardaki görüntüler sembolik olarak kişinin bilinçdışı çatışmalarını temsil eder. Kişi rüyaları aracılığıyla geçmiş yaşantıları ile şimdiki yaşantıları arasındaki ilişkiyi daha kolay kurabilir. Bu nedenle de rüyaların geçmişi ve şimdiyi buluşturması bakımından birleştirici bir işlevi de vardır.
Çocuklarda Rüya Görme
Rüyalar hafızamızda yer alan geçmiş yaşantılarımızı gündelik hayatın rutinine bağlayarak yaşamımızda bir sürekliliği sağlarlar. Bu sürekliliği biz çocukların oyunlarında görebiliriz. Çünkü çocuklar oyunlarında fantezilerini olduğu kadar rüyalarını da canlandırırlar. Çocukları anlayarak onların ruhsal çatışmalarını çözümlemek amacıyla kullanılan oyun terapisi çocuğun fantezi ve düşün-çelerini açığa çıkarması bakımından oldukça etkili bir yöntemdir.
Çocukların rüyaları ve kâbusları tıpkı oyunları gibi onların duygusal çatışma ve kaygılarını ifade etmeleri bakımından oldukça anlamlıdır. Rüyalar kimi durumlarda duygusal çatışmaların çözüme ulaşmasına da yardım ederler. Nasıl bazı çocuklar oyun oynamada zorlanırlarsa bazı çocuklar da kolaylıkla rahatlayıp uykuya dalmakta ve rüya görmekte zorlanabilirler. Yapılan araştırmalar anneleri depresyonda olan çocukların hem oyun kurmakta zorlandıklarını hem de daha çok kâbus gördüklerini göstermektedir.
Rüya uykunun REM döneminde görülür. REM, uykuda beynin en aktif olduğu dönemdir. Geçmişte bebeklerin rüya görmedikleri düşünülüyordu. Yapılan araştırmalar yalnız bebeklerin değil, yeni doğanların bile rüya gördüklerini göstermiştir. Hatta yeni doğan bir bebeğin bir ergenden daha fazla rüya gördüğü tespit edilmiştir. Doğumdan sonraki ilk iki hafta yaşamda en fazla rüyanın görüldüğü dönemdir. Bu bilgi bebeklerin doğumdan önce de rüya görüp görmedikleri sorusunu akla getirmektedir.
Bebekler anne rahminde ilk aylardan sonra uyumaya başlarlar. Anne rahmindeki bebekte 28. haftadan sonra REM uykusu dalgaları tespit edilmiştir. Bebekte, 30. hafta itibariyle de REM uykusu dalgaları ile birlikte hızlı göz hareketleri gözlemlenmiştir. Tüm bu bilgiler bebeklerin daha doğumdan önce rüya görmeye başladıklarını göstermektedir.
Bebeklerde Rüya Görme
Küçük çocuklar henüz gerçeklik ve fanteziyi birbirinden ayıramadıkları için söze rüyalarını anlatmaya başlayıp daha sonra da fantezilerini anlatarak devam edebilirler. Çocuğun rüyasındaki bir motif, daha sonra gördüğü bir çizgi film ya da yaşantı ile birleşe-bilir. Anne babaların, çocuklarının rüyalarını dinlerken bu gerçeği göz önünde bulundurmaları gerekir.
Rüyalar, çocukların iç dünyalarını yansıttığı için anne babaların çocuklarını rüyalarını anlatmaya teşvik etmelerinde yarar vardır. Anne babalar çocuklarının rüyalarını her ne kadar bir uzman gibi yorumlayamasalar da çocuklarını dinleyerek ve çocuğun rüyaları aracılığıyla anlatmaya çalıştığı duygunun adını koyarak, çocuğun kendisini anlamasına yardım edebilirler.
Cocuklar Neden Uyku Problemi Yasar
Çocuklar niçin uyku problemi yaşarlar?
Çocuk, değişik nedenlerden ötürü huzursuz, mutsuz olduğunda içinde bulunduğu duygu durumu onun ya beslenme düzeni ya uyku düzeni ya da her ikisi üzerinde etkili olabilir. Bu nedenle de anne babaların çocuklarını düşünürken üzerinde durmaları gereken en önemli iki noktadan birisi beslenme, diğeri uyku düzenidir. Eğer çocuğunuz uykuya dalmakta sorun yaşıyorsa, ya da geceleri ağlayarak uyanıyor, korktuğunu söyleyerek sizin yanınızda uyumak istiyorsa, sorunun çözümü için, varolan sorunun kendisini sadece bir 'gösterge' olarak kabul etmelisiniz. Bu 'gösterge' ile 'gösteri-len'in aslında ne olduğu üzerinde düşünmelisiniz.
Çocukları uyku problemi yaşayan anne babalar öncelikli olarak bu sorunun ne kadar zamandır var olduğu ve hangi sıklıkta ortaya çıktığına bakmalılar. Eğer çocuğunuzun uykuyla ilgili problemleri bebekliğinden itibaren varsa bu, çocuğunuzun uyku düzeninin yerleştirilmesinde geç kalındığını gösterir. Belki de anne baba farkında olmadan çocuklarının duygusal olarak büyümesini, bağımsızlaşmasını kendileri geciktirmiştir. Uyku düzeninin yerleştirilmesi konusunda evde birdenbire olmayan bazı radikal düzenlemelere gidilmesi ve bunun kararlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekir. Nedeni her ne olursa olsun bu geciken uyku düzeninin yerleştirilmesi için bir taraftan pratik uygulamalara gidilirken, bir taraftan da çocuğun kişiliği ve davranışları bir bütün içinde ele alınmalı, sadece uygulamada değişikliklere gitmekle yetinilmemeli, aradaki ilişki de güçlendirilmeye çalışılmalıdır.
Eğer çocuğunuzun yaşadığı uyku problemi yeni bir durum ise problemin ne zaman başladığı tespit edilerek, problemin ortaya çıktığı dönemde çocuğunuzun ya da sizin hayatınızda ne gibi değişiklerin olduğu üzerine düşünülmelidir. Bu konuda genellikle anne babalar çocukları üzerine kendilerinden bağımsız olarak düşünürler. Anne ya da baba bir süredir bir sıkıntı yaşıyor ve çocuğunun bu duygu durumundan etkilenebileceği gerçeğini gözardı ediyor olabilir. Bu da onları sorunun olası neden ya da nedenlerini bulmakta, dolayısıyla da çözüme ulaşmakta geciktirir.
Çocukların yaşadığı bir korku, hazırlıksız yaşadığı bir ayrılma deneyimi, anne babası arasında yaşanan bir tartışmaya tanık olması, anne ya da babanın sıkıntılı olması çocuğun yalnız kalmasını zorlaştırır. Yalnız kalmakta sorun yaşayan çocuk ise en çok uyumakta sorun yaşar.
Anne babaların dikkat etmeleri gereken bir başka konu da uyku problemini tek başına ele almayarak, çocuğun diğer davranışlarında da bir değişiklik olup olmadığı üzerinde durmalarıdır. Uyku problemi yaşayan çocuklar genellikle anneden ayrılmada da problem yaşarlar. Oyunları ve genel olarak davranışları huzursuzdur. Huzursuz bir ruh hali içindeki çocukla ilişki kurmaya çalışmak her zaman kolay olmaz. Çocuğun bu durumu anne babayı zorlar. Çocuk anne babasının zorlandığını, en önemlisi de çaresiz kaldığını gözlemlerse kendi kendini kontrol etmekte daha da zorlanır. Anne babanın kontrolü hep ellerinde tuttuklarını ve güçlü olduklarını gözlemlemesi çocuğun kendisini güvende hissetmesine yardım eder. Çocukla diyalog kurarken, "Biliyorum..." diye başlayan cümleler kurarak çocuğa hissettiğini düşündüğünüz duyguları tercüme etmek, hem çocuğu rahatlatacak hem de güçlü olduğunuzun mesajını verecektir.
Çocuğun rahat uyuyabilmesi için uyumaya hazırlık zamanını rahat geçirmesi, mümkün olduğunca bir seremoni şeklinde .yaşaması gerekir. Çocuk bir kargaşa, acele içinde, bir anlamda oldu bittiye getirilerek kendisini yatağında buluyorsa ya da yatağına gitmeden, uykuya hazırlanmadan televizyon karşısında uyuyakalı-yorsa gece uykusu bölünebilir. Üstelik de uykuya daldığı yerin gece uyandığı yerden başka olması onu tedirgin ederek yeniden uykuya dalmasını zorlaştırır.
Annelerin ve babaların günümüzde uzun saatler çalıştığını ve eve oldukça yorgun geldiklerini düşünecek olursak onların çocukları ile yeterince uzun ve keyifli zaman geçirmeleri, sözgelimi uyku öncesi sabırla çocuğun uykuya gidişine yardım etmeleri oldukça zordur. Ancak mümkün olduğunca, asgari ölçülerde de olsa çocukla kurulan ilişkide özenli davranmaya gerek olduğunun unutulmaması gerekir.
Çocuk, değişik nedenlerden ötürü huzursuz, mutsuz olduğunda içinde bulunduğu duygu durumu onun ya beslenme düzeni ya uyku düzeni ya da her ikisi üzerinde etkili olabilir. Bu nedenle de anne babaların çocuklarını düşünürken üzerinde durmaları gereken en önemli iki noktadan birisi beslenme, diğeri uyku düzenidir. Eğer çocuğunuz uykuya dalmakta sorun yaşıyorsa, ya da geceleri ağlayarak uyanıyor, korktuğunu söyleyerek sizin yanınızda uyumak istiyorsa, sorunun çözümü için, varolan sorunun kendisini sadece bir 'gösterge' olarak kabul etmelisiniz. Bu 'gösterge' ile 'gösteri-len'in aslında ne olduğu üzerinde düşünmelisiniz.
Çocukları uyku problemi yaşayan anne babalar öncelikli olarak bu sorunun ne kadar zamandır var olduğu ve hangi sıklıkta ortaya çıktığına bakmalılar. Eğer çocuğunuzun uykuyla ilgili problemleri bebekliğinden itibaren varsa bu, çocuğunuzun uyku düzeninin yerleştirilmesinde geç kalındığını gösterir. Belki de anne baba farkında olmadan çocuklarının duygusal olarak büyümesini, bağımsızlaşmasını kendileri geciktirmiştir. Uyku düzeninin yerleştirilmesi konusunda evde birdenbire olmayan bazı radikal düzenlemelere gidilmesi ve bunun kararlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerekir. Nedeni her ne olursa olsun bu geciken uyku düzeninin yerleştirilmesi için bir taraftan pratik uygulamalara gidilirken, bir taraftan da çocuğun kişiliği ve davranışları bir bütün içinde ele alınmalı, sadece uygulamada değişikliklere gitmekle yetinilmemeli, aradaki ilişki de güçlendirilmeye çalışılmalıdır.
Eğer çocuğunuzun yaşadığı uyku problemi yeni bir durum ise problemin ne zaman başladığı tespit edilerek, problemin ortaya çıktığı dönemde çocuğunuzun ya da sizin hayatınızda ne gibi değişiklerin olduğu üzerine düşünülmelidir. Bu konuda genellikle anne babalar çocukları üzerine kendilerinden bağımsız olarak düşünürler. Anne ya da baba bir süredir bir sıkıntı yaşıyor ve çocuğunun bu duygu durumundan etkilenebileceği gerçeğini gözardı ediyor olabilir. Bu da onları sorunun olası neden ya da nedenlerini bulmakta, dolayısıyla da çözüme ulaşmakta geciktirir.
Çocukların yaşadığı bir korku, hazırlıksız yaşadığı bir ayrılma deneyimi, anne babası arasında yaşanan bir tartışmaya tanık olması, anne ya da babanın sıkıntılı olması çocuğun yalnız kalmasını zorlaştırır. Yalnız kalmakta sorun yaşayan çocuk ise en çok uyumakta sorun yaşar.
Anne babaların dikkat etmeleri gereken bir başka konu da uyku problemini tek başına ele almayarak, çocuğun diğer davranışlarında da bir değişiklik olup olmadığı üzerinde durmalarıdır. Uyku problemi yaşayan çocuklar genellikle anneden ayrılmada da problem yaşarlar. Oyunları ve genel olarak davranışları huzursuzdur. Huzursuz bir ruh hali içindeki çocukla ilişki kurmaya çalışmak her zaman kolay olmaz. Çocuğun bu durumu anne babayı zorlar. Çocuk anne babasının zorlandığını, en önemlisi de çaresiz kaldığını gözlemlerse kendi kendini kontrol etmekte daha da zorlanır. Anne babanın kontrolü hep ellerinde tuttuklarını ve güçlü olduklarını gözlemlemesi çocuğun kendisini güvende hissetmesine yardım eder. Çocukla diyalog kurarken, "Biliyorum..." diye başlayan cümleler kurarak çocuğa hissettiğini düşündüğünüz duyguları tercüme etmek, hem çocuğu rahatlatacak hem de güçlü olduğunuzun mesajını verecektir.
Çocuğun rahat uyuyabilmesi için uyumaya hazırlık zamanını rahat geçirmesi, mümkün olduğunca bir seremoni şeklinde .yaşaması gerekir. Çocuk bir kargaşa, acele içinde, bir anlamda oldu bittiye getirilerek kendisini yatağında buluyorsa ya da yatağına gitmeden, uykuya hazırlanmadan televizyon karşısında uyuyakalı-yorsa gece uykusu bölünebilir. Üstelik de uykuya daldığı yerin gece uyandığı yerden başka olması onu tedirgin ederek yeniden uykuya dalmasını zorlaştırır.
Annelerin ve babaların günümüzde uzun saatler çalıştığını ve eve oldukça yorgun geldiklerini düşünecek olursak onların çocukları ile yeterince uzun ve keyifli zaman geçirmeleri, sözgelimi uyku öncesi sabırla çocuğun uykuya gidişine yardım etmeleri oldukça zordur. Ancak mümkün olduğunca, asgari ölçülerde de olsa çocukla kurulan ilişkide özenli davranmaya gerek olduğunun unutulmaması gerekir.