Kolloid Sıvılar
Bunlar plazma yerine geçebilen, plazma proteinlerinin bazı işlevlerini üstlenebilen maddelerdir. Bu işlevlerin en önemlisi; onkotik basınç, yani sıvı-bağlama kapasitesidir. Bu nedenle bu maddelere plazma genişleticiler de denir. Kapiller ve glomerüler membran-dan geçme özellikleri kristalloıdlerden daha az ve sınırlıdır.
Kolloid sıvıların damar içinde kalabilme özelliği ve süresi ile sıvı bağlama kapasitesi ortalama molekül ağırlıkları, içlerindeki farklı moleküllerin ağırlıklarının dağılımı (tek madde veya birbirine yakın molekül ağırlıklı maddeler daha etkindir), kolloid madde yoğunluğu ve biyolojik yıkım şekillerine bağlıdır. Diğer önemli konu da; sıvının tonisitesi-dir. Hiperonkotik bir sıvı interstisyum-dan sıvı çekerek, interstisyel ödem ve mikrosirkülasyon bozukluğu durumunda yararlı olabilirken, dehidrate veya böbrek fonksiyonu bozuk hastada sakıncalı olabilir.
Günümüzde kullanılmakta olan kolloid sıvılar doğal (insan albümini ve plazma proteini) veya yapay (dekstran, jelatin, hidroksietil starch-nişasta) olarak ikiye ayrılır.
Doğal Kolloid Maddeler
En önemlileri; plazma protein fraksiyonu (PPF), insan serum_albiimini (HSA) ve taze^onmuş_plaznaa (FFP) olup, bu ürünlerin özelliklerine kan ürünleri konusunda değinildi. Bu maddelerin, pahalı ve kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle, sadece hipoproteine-mi ile birlikte olan hipovolemide rep-lasman sıvısı olarak kullanılmaları daha uygundur.
Sivi Tedavisi ve Kristalloid Sivilar
Sıvı Tedavisi
Varolan hastalığa, cerrahi strese ve/veya anesteziye bağlı olarak vücudun fizyolojik sıvı dengesi değiştiği zaman; vücudun normal sıvı kompozisyonunu sürdürebilmek için uygun miktarlarda intravenöz sıvıların verilmesi gerekir. Sıvı tedavisinde amaç; intravas-küler volumü normal sınırlarda tutarak kalp fonksiyonlarının, uygun doku oksi-jenasyonunun, elektrolit dengesinin sürdürülmesini ve bunları yaparken de kan şekerinin normal sınırlarda olmasını sağlamaktır.
İntravenöz sıvı tedavisi uygulanırken hastanın kalp, böbrek ve solunum fonksiyonları, beslenme durumu, günlük aktivitesi, hastanede kalış süresi ve mevcut patolojisi değerlendirilmelidir.
Sıvı tedavisinde kullanılacak intravenöz sıvılar başlıca iki grupta incelenirler:
Kristalloid Sıvılar
Kristalloidler, küçük moleküllü sıvılardır ve tüm ekstrasellüler sıvı volümü-ne dağılırlar. Hastaların büyük bir kısmında normal vücut sıvı kompozisyonunu sürdürmek için yeterli olabilirler. Ancak fazla verdiklerinde interstisyel sıvı gereğinden fazla genişleyebilir ve lenfatik drenaj bozulur. Vücutta genel ödemin yanı sıra, akciğer ödemi de gelişir, doku oksijenlenmesi de bozulabilir. Sık kullanılan kristalloid solüsyonlar ve özellikleri Tablo 3'de gösterilmiştir.
Kristalloid sıvılar idame, yerine koyma veya özel amaçla kullanılan sıvılar olmak üzere üç grupta incelenebilirler:
a. İdame Tipi Kristalloid Sıvılar: Ter, dışkı, günlük ürenin atılabileceği minimal idrar miktarı ve solunum yollarından inspirasyon havasının nemlen-dirilmesi için kaybedilen sıvı gibi in-sensibl sıvı kayıplarının tedavisinde kullanılır. Bu kayıp, yetişkinlerde 1.5-2 mL/kg/st iken çocuklarda daha fazla olur. Bu kayıplar elektrolit içermeyen kayıplar oldukları için, suda %5 dekstroz, ringer laktat içinde %4 dekstroz, %0.45 NaCl içinde %5 dekstroz gibi hi-potonik solüsyonlarla tedavi edilmelidir.
b. Yerine Koyma Tipi Kristalloid Sıvılar: Hemen hemen izotonik, polii-yonik vücut sıvılarının kaybı veya se-kestrasyonuna (gastrik drenaj, fıstüi drenajı, yara yüzeylerinden sızma, plevral effiizyon, asit sıvısı) bağlı kayıpların tedavisinde kullanılırlar. Ringer laktat, %0.9 NaCI ve İsolyte gibi nispeten sodyum içeriği yüksek izotonik sıvılardır.
c. Özel Amaçla Kullanılan Kristalloid Sıvılar: Özel sıvı ve elektrolit bozukluklarının tedavisi için kullanılırlar. Sodyum bikarbonat (NaHC03 %8.4) hi-pertonik tuz solüsyonları (NaCI %3, NaCI %5, NaCI %7.5), kalsiyum klorür (CaCl2 %10) bu sıvılara örnektir.
Kristalloid Sıvıların Yan Etkileri
Plazma volümünü genişleten kollo-idlerden farklı olarak, bütün ekstrasel-lüler sıvının volümünü arttırarak inters-tisyel sıvının gereğinden fazla genişlemesi ile lenfatik drenajın bozulmasına ve interstisyel sıvının daha da artmasına neden olur. Bunun sonucunda, akciğer kompliyansında, hipoksi ve pulmoner ödeme yol açan azalma, gaz değişiminde bozulma, periferde, kaslarda ve gas-trointestinal sistemde ödem ve oksijen-lenmede bozulma olabilir. Doku oksi-jenlenmesinin bozulması yara iyileşmesini geciktirebilir.
Varolan hastalığa, cerrahi strese ve/veya anesteziye bağlı olarak vücudun fizyolojik sıvı dengesi değiştiği zaman; vücudun normal sıvı kompozisyonunu sürdürebilmek için uygun miktarlarda intravenöz sıvıların verilmesi gerekir. Sıvı tedavisinde amaç; intravas-küler volumü normal sınırlarda tutarak kalp fonksiyonlarının, uygun doku oksi-jenasyonunun, elektrolit dengesinin sürdürülmesini ve bunları yaparken de kan şekerinin normal sınırlarda olmasını sağlamaktır.
İntravenöz sıvı tedavisi uygulanırken hastanın kalp, böbrek ve solunum fonksiyonları, beslenme durumu, günlük aktivitesi, hastanede kalış süresi ve mevcut patolojisi değerlendirilmelidir.
Sıvı tedavisinde kullanılacak intravenöz sıvılar başlıca iki grupta incelenirler:
Kristalloid Sıvılar
Kristalloidler, küçük moleküllü sıvılardır ve tüm ekstrasellüler sıvı volümü-ne dağılırlar. Hastaların büyük bir kısmında normal vücut sıvı kompozisyonunu sürdürmek için yeterli olabilirler. Ancak fazla verdiklerinde interstisyel sıvı gereğinden fazla genişleyebilir ve lenfatik drenaj bozulur. Vücutta genel ödemin yanı sıra, akciğer ödemi de gelişir, doku oksijenlenmesi de bozulabilir. Sık kullanılan kristalloid solüsyonlar ve özellikleri Tablo 3'de gösterilmiştir.
Kristalloid sıvılar idame, yerine koyma veya özel amaçla kullanılan sıvılar olmak üzere üç grupta incelenebilirler:
a. İdame Tipi Kristalloid Sıvılar: Ter, dışkı, günlük ürenin atılabileceği minimal idrar miktarı ve solunum yollarından inspirasyon havasının nemlen-dirilmesi için kaybedilen sıvı gibi in-sensibl sıvı kayıplarının tedavisinde kullanılır. Bu kayıp, yetişkinlerde 1.5-2 mL/kg/st iken çocuklarda daha fazla olur. Bu kayıplar elektrolit içermeyen kayıplar oldukları için, suda %5 dekstroz, ringer laktat içinde %4 dekstroz, %0.45 NaCl içinde %5 dekstroz gibi hi-potonik solüsyonlarla tedavi edilmelidir.
b. Yerine Koyma Tipi Kristalloid Sıvılar: Hemen hemen izotonik, polii-yonik vücut sıvılarının kaybı veya se-kestrasyonuna (gastrik drenaj, fıstüi drenajı, yara yüzeylerinden sızma, plevral effiizyon, asit sıvısı) bağlı kayıpların tedavisinde kullanılırlar. Ringer laktat, %0.9 NaCI ve İsolyte gibi nispeten sodyum içeriği yüksek izotonik sıvılardır.
c. Özel Amaçla Kullanılan Kristalloid Sıvılar: Özel sıvı ve elektrolit bozukluklarının tedavisi için kullanılırlar. Sodyum bikarbonat (NaHC03 %8.4) hi-pertonik tuz solüsyonları (NaCI %3, NaCI %5, NaCI %7.5), kalsiyum klorür (CaCl2 %10) bu sıvılara örnektir.
Kristalloid Sıvıların Yan Etkileri
Plazma volümünü genişleten kollo-idlerden farklı olarak, bütün ekstrasel-lüler sıvının volümünü arttırarak inters-tisyel sıvının gereğinden fazla genişlemesi ile lenfatik drenajın bozulmasına ve interstisyel sıvının daha da artmasına neden olur. Bunun sonucunda, akciğer kompliyansında, hipoksi ve pulmoner ödeme yol açan azalma, gaz değişiminde bozulma, periferde, kaslarda ve gas-trointestinal sistemde ödem ve oksijen-lenmede bozulma olabilir. Doku oksi-jenlenmesinin bozulması yara iyileşmesini geciktirebilir.