Anestezi Yan Etkileri ve Anestezi Hataları
Hatalar ve komplikasyonlar sıklıkla birbiri ile karıştırılır ve biri diğerinin yerine kullanılır. Araya bir de yan etkiler karışır. Hatalar başka, yan etkiler başka, komplikasyonlar daha başka şeylerdir. Her tıbbi işlemin ayrılmaz parçası komplikasyonlar ve her ilaç tedavisinin ayrılmaz parçası yan etkilerdir. Komplikasyonların ve yan etkilerin hatalardan ayrılması çok önemlidir. Bu ayrım doğru yapılamaz ise haksız suçlamalar ortaya çıkar ve hekim-hasta ilişkilerinde güven bunalımı doğar. Buna ait herkes tarafından yaşanmış birçok örnek vardır.
Tıbbi Hatalar ve Anestezi Riskleri
Yanlış bir uygulama yapılması veya doğru olan bir uygulamanın yapılmaması sonucu oluşan hastaya zarar veren veya zarar verme olasılığı bulunan tıbbi işlemlerdir. Hatalar bazen kazalar sonucu da ortaya çıkabilir. Kazalar; normalde beklenmeyen, hastaya kasıtlı olmaksızın gereksiz yere zarar veren veya verme olasılığı bulunan olaylardır. Mesela hastayı yatağında yan çevirirken göğsüne takılı direnin çevirme sırasında çıkması, ameliyatta kullanılan elektro-koagulasyon aletinin plağının cildi yakması gibi kasıt olmayan kaza ile oluşan durumlar kazalara örnek gösterilebilir. Bir çoğu dikkatsizlik sonucu ortaya çıkar.
Hataları önlemek için birçok çalışmalar yapılmıştır. Çalışmalar da insanın her an hata yapabileceği varsayılarak hatalar ancak "hata olasılığını minimuma indiren, hataları yok etme olasılığını maksimuma çıkaran sistemi ve sistemin işleyiş modelini ortaya koyarak önlenebilir'" denilmiştir. Bu görüş ortaya koyulduktan sonra tıbbi tanı ve tedavi yöntemleri ile ilgili ilkeler geliştirilmiştir. Bu ilkeler o kadar teferruatlıdır ki hastanın hastaneye ilk adımı attığı andan ayrılacağı ana kadar yapılan her işi kurallara bağlamıştır. Sistem kendi içerisinde birçok kontrol mekanizmalarını içeni. Örneğin kayıt sistemi kuralları hastaların isim yanlışlıkları dolayısı ile karıştırılmalarını, sağ taraf yerine sol tarafın ameliyat edilmesini, enjeksiyon yapılma ilkeleri hastaya A ilacı yerine B ilacı yapılmasını önlemiştir.
Zamanımızda güvenilir sağlık kurumlarında ve modern hastanelerde bu ilkeler uygulanmakta olup bu yolla tıbbi hata oranında önemli azalmalar sağlanmıştır. Bu kitapta anestezi hakkında şimdiye kadar anlatılanların hemen hepsi uluslar arası ilkelere göre neler yapılacağı ile ilgilidir.
Hasta ve hasta yakınları tedaviden beklenen iyileşme olmayınca veya işler yolunda
gitmeyince ilk olarak yanlış tedavi yapıldığı konusunda ciddi şüpheler içerisine girer. Hatta karşısındakileri suçlarlar. Oysa tıp, hataları ortadan kaldırmak için çok sıkı önlemler almış kendi içerisinde sayısız denetim mekanizmaları geliştirilmiştir. Burada özetlenen bilgiler ışığında bu önlemlerin ve denetim mekanizmalarının var olduğu hasla ve hasla yakınlarının haberi olmadan bu mekanizmaların zaten işlemekte olduğu bu koşullarda hata olasılığının en son düşünülmesi gerektiği anlatılmaya çalışılmıştır.
Yan Etkiler
Bir tedavi yönteminin veya verilen ilaçların kulanım amaçlarını oluşturan esas etkileri dışında sebep oldukları istenmeyen etkileridir şeklinde tanımlanmaktadır. Örneğin her ilaç allerji yapma özelliğine sahiptir. Bazı ilaçlar ağızda kuruluk, kabızlık, ishal, kaşıntı yapar, bazı tedavi yöntemleri hıçkırık, ses kısıklığı, baş ağrısı gibi çeşitli yan etkilere sebep olurlar.
Anestezi ve Ameliyat Sonrasi Tedavi
Anestezi ve Ameliyat Sonrası Ağrı Tedavisi
Ameliyatı takiben başlayan hastanın ameliyatını üstlenen veya anestezisini veren uzman tarafından planlanan bir tedavi olup, çeşitli yöntemler aracılığı ile uygulanır. Eğer hastanın yeme ve içmesinde bir sakınca yoksa ve ağrısı çok şiddetli değilse ağız yolu ile ağrı kesici tabletler erişkinler için, şurup ve damlalar hatta çocuklar için fitiller verilerek ağrı kontrol edilmeye çalışılır. Parasetamol, kodein içeren ağrı kesiciler veya indometazin ve türevleri gibi antienfla-matuar ilaçlar tek başlarına veya bir arada bu amaçla kullanılır. Ağrı kesicilerin bazı önemli yan etkileri olduğundan bu ilaçlar doktor kontrolü dışında kullanılmamalıdır.
En çok kullanılan yöntemlerden biri kas içerisine veya damara dolantin (pethidin), morfin ve türevleri gibi narkotik analjeziklerin verilerek ağrının kontrol altına alındığı yöntemdir. Bu yöntemde genellikle ilaçların 4-6 saat aralıklar ile tekrarlanması gerekir. Ağrı kesici ilaçların 4-6 saat ara ile kullanılması kanda ilaç düzeyinin önce yükselip sonra azalmasına neden olur. İlaç kan düzeyinin azalması ilacın etkisinin zayıflamaya başladığını gösterir. Etki zayıfladığı dönemlerde ağrının şiddeti de giderek artar. Oysa ilaç kan düzeyinin sabit tutulduğu yöntemlerin ameliyat sonrası ağrıyı çok daha iyi kontrol altına aldığı bilinmektedir.
Bu bilgiden hareketle damara ağrı kesici ilaçların düşük dozlarda ve yavaş bir hızla devamlı pompalandığı yeni yöntemler geliştirilmiştir. "'Hasta kontrollü ağrı tedavisi" adı verilen bu yöntemde bir alet, serum içerisine koyulan ağrı kesici ilaçları önceden programlanan sabit bir hızda ve güvenli doz sınırları içerisinde damara pompalar. Aletin bir kilit sistemi vardır. Bu sayede örneğin 30 dakika dolmadan ilave doz. verilmesi önlenmiştir. Eğer başlangıç dozu yeterli olmaz ise hasta ağrısının şiddetini azaltmak için kendisi 30 dakika ara ile damara ilave küçük dozlar pompalayabilir. Bu yöntemde tüm dozlar hekim tarafından programlanır. Hekimin bilgisi dışında bir uygulama asla yapılmamalıdır.
Ağrı, kontrol etmek için damar yolunun dışında kullanılan bir diğer yol da omurilik yoludur. Omuriliğin içinde bulunduğu ortama veya omuriliği örten zarlardan biri olan epidural aralığa ilaçlar verilmesi ile de ağrı kontrol altına alınabilir. Bu bölgelere bir kateter yerleştirilir. Bu kateterden ağrının şiddetine göre ya zaman zaman veya pompa aracılığı ile devamlı olarak ilaç verilerek ağrı önlenebilir. Doğum ağrısı bu yöntemle kontrol altına alınmaktadır.
Gerek hasta kontrollü ağrı tedavisinde gerekse omurilik ve epidural aralık üzerinde ağrının kontrol edildiği yöntemlerde genellikle narkotik analjezikler kullanılır. Omurilik ve epidural yolun kullanıldığı durumlarda bazen narkotik analjeziklere lokal anestezikler de eklenebilir.
Ameliyatı takiben başlayan hastanın ameliyatını üstlenen veya anestezisini veren uzman tarafından planlanan bir tedavi olup, çeşitli yöntemler aracılığı ile uygulanır. Eğer hastanın yeme ve içmesinde bir sakınca yoksa ve ağrısı çok şiddetli değilse ağız yolu ile ağrı kesici tabletler erişkinler için, şurup ve damlalar hatta çocuklar için fitiller verilerek ağrı kontrol edilmeye çalışılır. Parasetamol, kodein içeren ağrı kesiciler veya indometazin ve türevleri gibi antienfla-matuar ilaçlar tek başlarına veya bir arada bu amaçla kullanılır. Ağrı kesicilerin bazı önemli yan etkileri olduğundan bu ilaçlar doktor kontrolü dışında kullanılmamalıdır.
En çok kullanılan yöntemlerden biri kas içerisine veya damara dolantin (pethidin), morfin ve türevleri gibi narkotik analjeziklerin verilerek ağrının kontrol altına alındığı yöntemdir. Bu yöntemde genellikle ilaçların 4-6 saat aralıklar ile tekrarlanması gerekir. Ağrı kesici ilaçların 4-6 saat ara ile kullanılması kanda ilaç düzeyinin önce yükselip sonra azalmasına neden olur. İlaç kan düzeyinin azalması ilacın etkisinin zayıflamaya başladığını gösterir. Etki zayıfladığı dönemlerde ağrının şiddeti de giderek artar. Oysa ilaç kan düzeyinin sabit tutulduğu yöntemlerin ameliyat sonrası ağrıyı çok daha iyi kontrol altına aldığı bilinmektedir.
Bu bilgiden hareketle damara ağrı kesici ilaçların düşük dozlarda ve yavaş bir hızla devamlı pompalandığı yeni yöntemler geliştirilmiştir. "'Hasta kontrollü ağrı tedavisi" adı verilen bu yöntemde bir alet, serum içerisine koyulan ağrı kesici ilaçları önceden programlanan sabit bir hızda ve güvenli doz sınırları içerisinde damara pompalar. Aletin bir kilit sistemi vardır. Bu sayede örneğin 30 dakika dolmadan ilave doz. verilmesi önlenmiştir. Eğer başlangıç dozu yeterli olmaz ise hasta ağrısının şiddetini azaltmak için kendisi 30 dakika ara ile damara ilave küçük dozlar pompalayabilir. Bu yöntemde tüm dozlar hekim tarafından programlanır. Hekimin bilgisi dışında bir uygulama asla yapılmamalıdır.
Ağrı, kontrol etmek için damar yolunun dışında kullanılan bir diğer yol da omurilik yoludur. Omuriliğin içinde bulunduğu ortama veya omuriliği örten zarlardan biri olan epidural aralığa ilaçlar verilmesi ile de ağrı kontrol altına alınabilir. Bu bölgelere bir kateter yerleştirilir. Bu kateterden ağrının şiddetine göre ya zaman zaman veya pompa aracılığı ile devamlı olarak ilaç verilerek ağrı önlenebilir. Doğum ağrısı bu yöntemle kontrol altına alınmaktadır.
Gerek hasta kontrollü ağrı tedavisinde gerekse omurilik ve epidural aralık üzerinde ağrının kontrol edildiği yöntemlerde genellikle narkotik analjezikler kullanılır. Omurilik ve epidural yolun kullanıldığı durumlarda bazen narkotik analjeziklere lokal anestezikler de eklenebilir.