Fibrinojen Nedir ve Fibrine Donusumu

Fibrinojen Nedir ve Fibrine Dönüşümü



Fibrinojen ( faktör I), solubl bir plazma glikoproteinidir. Molekül yapısından kaynaklanan aşırı negatif yükler, plazmadaki fibrinojenin çözünürlüğüne katkıda bulunurlar ve aym zamanda fibrinojen moleküllerinin elektrostatik olarak birbirlerini uzaklaştırmalarına neden olarak agregasyonu engellemeye yardımcı olurlar.



Trombin, litik etkiyle fibrinojenin ve fibrinopeptidlerin A oc ve Bp zmcirlerinin a ve p kısımları arasında yer alan 4 adet Arg-Gli bağım hidrolize ederek fibrin monomerlerini oluşturur. Fibrin monomerleri daha sonra yan yana gelerek çözünmeyen fibrin pıhtısını oluştururlar. Ancak meydana gelen pıhtı, gevşek bir pıhtıdır.



Trombin fibrinojeni fibrin'e dönüştürmenin yanısıra faktör XHI'ü de faktör XIIIa'ya dönüştürür. Faktör XIIIa, Ca2+ varlığında fibrin moleküllerinin kovalan biçimde çapraz bağlanmalarım sağlayarak, proteolize karşı direnci artmış daha stabil bir fibrin pıhtısımn oluşmasını sağlar.



Pıhtılaşma sistemi normal olarak fibrin pıhtılarının devamlı meydana getirildikleri ve çözündükleri dinamik bir denge durumundadır. Fibrin ve fibrinojeni yıkmaktan başlıca sorumlu olan plazmin, inaktif zimojeni olan plazminojen formunda dolaşıma katılır.



întrinsik yol, in vitro kan pıhtılaşmasında önemli olmakla birlikte fizyolojik olarak önemi tartışılır vaziyettedir. Çünkü faktör XII, prekallikrein ve yüksek molekül ağırlıklı kininojen eksikliği olan hastalarda kanama problemleri görülmemektedir. Bu nedenle intrinsik yol normal kan koagülasyonunda, aslmda daha az önemlidir. Faktör XI'in rolü ise, faktör XI eksikliği olan hastalarda değişken kanama eğüimlerinin olması sebebiyle oldukça belirsizdir

Fibrinojen Nedir ve Fibrine Donusumu

Fibrinojen Nedir ve Fibrine Dönüşümü



Fibrinojen ( faktör I), solubl bir plazma glikoproteinidir. Molekül yapısından kaynaklanan aşırı negatif yükler, plazmadaki fibrinojenin çözünürlüğüne katkıda bulunurlar ve aym zamanda fibrinojen moleküllerinin elektrostatik olarak birbirlerini uzaklaştırmalarına neden olarak agregasyonu engellemeye yardımcı olurlar.



Trombin, litik etkiyle fibrinojenin ve fibrinopeptidlerin A oc ve Bp zmcirlerinin a ve p kısımları arasında yer alan 4 adet Arg-Gli bağım hidrolize ederek fibrin monomerlerini oluşturur. Fibrin monomerleri daha sonra yan yana gelerek çözünmeyen fibrin pıhtısını oluştururlar. Ancak meydana gelen pıhtı, gevşek bir pıhtıdır.



Trombin fibrinojeni fibrin'e dönüştürmenin yanısıra faktör XHI'ü de faktör XIIIa'ya dönüştürür. Faktör XIIIa, Ca2+ varlığında fibrin moleküllerinin kovalan biçimde çapraz bağlanmalarım sağlayarak, proteolize karşı direnci artmış daha stabil bir fibrin pıhtısımn oluşmasını sağlar.



Pıhtılaşma sistemi normal olarak fibrin pıhtılarının devamlı meydana getirildikleri ve çözündükleri dinamik bir denge durumundadır. Fibrin ve fibrinojeni yıkmaktan başlıca sorumlu olan plazmin, inaktif zimojeni olan plazminojen formunda dolaşıma katılır.



întrinsik yol, in vitro kan pıhtılaşmasında önemli olmakla birlikte fizyolojik olarak önemi tartışılır vaziyettedir. Çünkü faktör XII, prekallikrein ve yüksek molekül ağırlıklı kininojen eksikliği olan hastalarda kanama problemleri görülmemektedir. Bu nedenle intrinsik yol normal kan koagülasyonunda, aslmda daha az önemlidir. Faktör XI'in rolü ise, faktör XI eksikliği olan hastalarda değişken kanama eğüimlerinin olması sebebiyle oldukça belirsizdir

Kan Pihtilasmasi ve Ortak Sonlanma

Kan Pıhtılaşmasında Ortak Sonlanma Yolu



Faktör Xa oluşumundan itibaren pıhtılaşma mekanizması ortak bir yol izler. Faktör Xa, protrombini (faktör II) trombin (faktör IIa)'e aktifler. Bu da sonra fibrinojeni fibrin'e dönüştürür. Fakat faktör X'da olduğu gibi, protrombinin aktivasyonu da aktiflenmiş trombositlerin yüzeyinde meydana gelir. Bu olay, trombosit anyonik fosfolipidleri, Ca2+, faktör Va, faktör Xa ve protrombinden oluşan protrombinaz kompleksinin bir arada toplanmasını gerektirir. Protrombin karaciğerde sentezlenen tek zincirli bir glikoproteindir. Faktör V ise, faktör VIII ve senüoplazmin ile homolog bir protein olup karaciğerin yanısıra dalak ve böbreklerde de sentezlenir.



Trombin artıkları tarafindan faktör Va'ya aktiflenince trombosit membranındaki özgün reseptörlerine bağlanıp faktör Xa ve protrombin ile bir kompleks oluşturur. Bunun ardından, trombinin daha ileri etkisi sonucu inaktive edilir, böylece protrombinin trombine aktivasyonunu kısıtlayan bir yol sağlanmış olur.

Hemostaz ve Koagulasyon Mekanizmasi

Hemostaz ve Koagülasyon Mekanizması



Vasküler bütünlüğün bozulmasının ardından, kanın durmasına hemostaz denilir. Bu yolla hasarlı damar bölgesi kapatılır ve daha fazla kan kaybı engellenir. İlk görülen olay damarın büzülmesi ve trombositlerin kollajene bağlanması ile tetiklenen, trombositlerden yapılmış geçici bir hemostatik tıkaç oluşmasıdır. Bu olayı geçici tıkacın kesin tıkaç haline dönüşmesi izler.



Kanın pıhtılaşması (koagülasyon), memelilerin yüksek basınçlı dolaşım sisteminde kan damarlarının hasar görmesinin ardından onarımın doğru yapılmasına yardımcı olan bir savunma sistemidir. Pıhtılaşma mekanizmasının in vivo etkisi normalde, sağlam damarlarda pıhtı oluşumunu önleyen ve kanın sıvı halde tutulmasını sağlayan sınırlayıcı tepkimelerle dengelenir. Burada önemli olan damar içi pıhtılaşmayı önlerken, kanama olmasını da engellemek için çok sayıda, karmaşık ve birbirleriyle karşılıklı ilişkili sistemler arasında bir dengenin sürdürülme zorunluluğudur.



Hemostazda 4 faz vardır:



1- İlk faz hasarın distalindeki damarların konstriksiyonudur.



2- İkinci faz hasar bölgesinde geçici bir trombosit tıkacının oluşmasıdır. Trombositler damar duvarı hasarının meydana geldiği yerde kollajene bağlanırlar ve trombin, ADP, tromboksan A2 (TxA2) veya epinefrin aracılığı ile aktif hale getirilirler Aktiflenmiş trombositlerden iki tip granül salınır:



A. a granüller trombospondin, fîbrinojen, vWF, faktör V ve hemostaz ile ilgili diğer proteinleri içerir



B. Dense granüller ise kalsiyum iyonları ve ADP den zengindir. Glikoprotein Ilb- illa kompleksinin bazı plazma proteinleri (örn; fibrojen) için reseptör olarak eksprese olması trombosit tıkacı ve fibrin pıhtısının oluşması için önemli olabilir. Aktifleştikten sonra morfolojik ve biyokimyasal olarak değişime uğramalarının ardından trombositler, fîbrinojen varlığında trombosit tıkacı oluşturmak üzere agrege olurlar.



3- Üçüncü faz trombosit tıkacını ve/veya kırmızı hücreleri yakalayarak daha stabil olan ve trombüs meydana getiren pıhtı veya fibrin ağının oluşumudur.



4- Dördüncü faz pıhtının plazmin tarafindan parsiyel veya komple çözülmesidir.


Geçici tıkaç içinde trombositlerin yaptığı gevşek kümeler fibrin ile birbirlerine bağlanır ve kalıcı pıhtı haline çevrilir. Fibrin oluşmasından sorumlu pıhtılaşma mekanizması, etkin olmayan enzimlerin etkinleştirildiği ve etkinleştirilmiş enzimlerin daha sonra diğer etkinsiz enzimleri etkinleştirdiği, şelale (cascade) şeklinde bir grup tepkimeyi içerir. Sistemin çok karmaşık olması geçmişte, adlandırmada değişikliklere neden olmuşsa da, pıhtılaşma faktörlerinin çoğu için bir numaralama sisteminin kabul edilmesiyle durum sadeleştirilmiştir