Dikkat Eksikliğinin Tanımı ve
Tarihçesi
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
(DEHB) çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan ataklık, dikkat
süresinin kısalığı ve hiperaktivite ile kendini gösteren; çocuk psikiyatrisi
alanında en sık görülen ve üzerinde en çok araştırma yapılmış bozukluklardan
biridir
Başlangıcı genellikle 3 yaş
civarında olmakla birlikte; işlevsellik üzerine etkisinin ebeveynler ve
eğitimciler tarafından fark edilip tanılanması genellikle ilköğretim çağında
olmaktadır. Çocuğun sosyal, duygusal ve bilişsel alanlardaki gelişimini olumsuz
yönde etkileyen, ergenlik ve erişkinlikte de belli oranlarda devam edebilen bir
bozukluktur
DEHB ilk kez George Still adlı bir İngiliz doktor tarafından 1902’de organik zeminde gelişen
“kurallara uymada yetersizlik, aşırı hareketlilik, dürtüsellik, dikkatsizlik,
duygusal küntlük, okul başarısızlığı, aşırı saldırganlık gibi belirtileri
içeren ahlaki kurallara uymada güçlük olarak adlandırılmıştır (11,12). Amerika
Birleşik Devletleri’nde 1919-1920 yıllarında ortaya çıkan ensefalit salgını
sonrası çocuklarda Still’in tanımladığı hiperaktif, dürtüsel ve dikkatsiz
davranışlar bulunduğunun tespit edilmesi üzerine, bu bozukluğun beyindeki bir
hasardan kaynaklandığı düşünülmüş ve 1922’de Hohman tarafından “Organik
Dürtüsellik” tanımı getirilmiştir (13). Ancak 1940 yılında Strauss ve Lehtinen
bu davranışların, herhangi bir beyin hasarı gösterilemese de görüldüğünü ortaya
atmış ve tablo yazarlar tarafından “minimal beyin hasarı sendromu” olarak
adlandırılmıştır. 1962 yılında Clements ve Peters “minimal beyin hasarı”
teriminin klinik karşılığını öğrenme güçlüğü, genel nörolojik bozukluklar ve çeşitli
davranış semptomlarını da kapsayacak şekilde genişletmiş ve “minimal beyin
disfonksiyonu” terimini kullanmaya başlamışlardır.
Minimal
beyin disfonksiyonu tanımlaması, 1965’de “Hastalıkların Uluslararası
Sınıflandırılması-9”da (International Classification of Diseases, ICD-9)
“Çocukluk Çağının Hiperkinetik Sendromu”olarak ve 1968’de “Psikiyatride
Hastalıkların Tanımlanması ve Sınıflandırılması El kitabı-II” de (Diagnostic
and Statistical Manual of Mental Disorders-DSM-II) “Çocukluk Çağının
Hiperkinetik Reaksiyonu” adı ile değiştirilmiştir (16,17). Yapılan çalışmalar
ve araştırmalar neticesinde önce hiperaktivite, dürtüsellik, umursamazlık,
öfke, dikkat dağınıklığı ve kısa dikkat (konsantrasyon) süresi olmak üzere 6
semptomatik davranış tanımlanmış, daha sonra bu semptomlar hiperaktivite,
dürtüsellik ve dikkatsizlik başlıkları altında toplanarak ilk kez DSM III’te
(1980) dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak yer almıştır
DSM-III-R
(19)’de “Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu” tanımlanması yapılarak
bozukluğun 14 belirtisi sıralanmış ve tanı için 7 belirtinin olması şartı
getirilmiştir. Ayrıca bir önceki DSM’ de tanımlanan alt tiplere bu çalışmada
yer verilmemiştir. Bozukluk, DSM-IV’te 3 alt tipi ve 18 belirtisi ile
tanımlanmış ve tanı için her bir belirti kümesindeki dokuz maddeden altısının
bulunması zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca tanı ölçütleri belirtilmeyen
ayrıştırılmamış DEHB tanı kategorisi de eklenmiştir (20). 1994’e gelindiğinde
DSM-IV’te bozukluğun adı değiştirilmemiş fakat DSMIII- R’ye ek önemli
açıklamalar yapılmıştır. DEHB’nun da dahil edildiği “Yıkıcı Davranış
Bozuklukları, YDB” başlığı altında, “Davranış bozukluğu, DB” ve “Karşıt Olma
Karşı Gelme Bozukluğu, KOKGB” na da yer verilmiş ama bu durumlar yüksek
birlikteliklerine karşın farklı klinik durumlar olarak bildirilmiştir.
Bulguların en az 6 aydır devam etmesi ve bulguların anlamlı olabilmesi için yaşa
ve gelişim düzeyine aykırı bir şekilde
olması gerekliliği vurgulanmıştır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite/dürtüsellik boyutları
düşünülerek DEHB’nun 3 alt tipi tanımlanmıştır: 1. Dikkat eksik tip [DEHB-DE]
2. Hiperaktif tip [DEHB-HA] 3. Bileşik alt tip [DEHB-B]
DSM-IV’e
göre DEHB olarak adlandırılan bu bozukluk ICD-10’da (International
Classification of Diseases-Hastalıkların Uluslararası Sınıflandırılması,
1992) Hiperkinetik Bozukluklar olarak bildirilmiştir. ICD-10’da bozukluğun 5
yaşından önce başlaması gerektiği, hemen her alanda dikkat süresi ve
yoğunluğuna ilişkin sorunların bulunduğu ve aşırı motor hareketliliğin
görüldüğü belirtilmiştir. ICD-10’da DSM-IV’ten farklı olarak, sıklıkla motor ve
dil gelişiminin de geciktiği ifade edilmiştir. Bozukluk, DB ile birlikte ise
Hiperkinetik Davranım Bozukluğu olarak adlandırılmıştır