Solid
organ nakil hastalarında benzer immunsüpresif rejimlerin kullanılmasıyla
beraber beklenen infeksiyon paternleri de tahmin edilebilir hale gelmiştir.
Alıcılardaki nakil sonrası infeksiyon dönemleri hakkında Fishman ve Rubin
tarafından bir zamanlama tablosu geliştirilmiştir (61). Bu dönemlerin
bilinmesi; infeksiyon tablosunda olan hastanın tanısının hızlı konulması ve
profilaktik antimikrobiyal stratejinin belirlenmesinde yararlıdır. Bu tabloda
infeksiyonlar ilk 1 ay, 2-6. aylar arası ve 6. aydan sonra olmak üzere üç
dönemde incelenmiştir.
Karaciğer
Nakli Sonrası Yaşam
Nakil
sonrası ilk 1 aydaki infeksiyonlar üç farklı nedenle oluşabilir;
1- Alıcıda nakil öncesi infeksiyonun bulunması
ve bunun nakil sonrası şiddetlenmesi,
2- İnfeksiyonun nakledilen organ ile taşınması,
3- İmmunsüprese olmayan diğer hastalara benzer
şekilde, infeksiyonun operasyon sırasında ya da yoğun bakım ünitesinde bir komplikasyon
olarak ortaya çıkması, sayılabilecek nedenlerdir. Birinci ayda olan
infeksiyonların önlenmesinde alıcı ve vericinin, nakil öncesi dönemde
infeksiyon açısından iyi incelenmesi önemlidir. Akciğer, kan, peritonda aktif
infeksiyonu olan alıcıların ve kanda aktif infeksiyonu olan vericilerin nakil
zamanı infeksiyon temizlenene dek ertelenir. Nakil sonrası birinci ayda olan
infeksiyonların %90’ından fazlasında neden operasyon sırasında olan teknik
problemler ya da perioperatif fazda yapılan invaziv girişimlerdir (endotrakeal
entübasyon, dren, kateter, damar yolu). Bu infeksiyonlarda en sık etkenler
bakteri ve mantarlardır.
Hastalarda,
nakil sonrası iki ve altıncı ay arası olan dönemde infeksiyonların iki ana
nedeni vardır;
1- Bağışıklık sistemini değiştiren viruslar (
CMV, EBV, HBV, HCV ve HIV )
2- Oportunistik infeksiyonlar (Pneumocystis
jiroveci, Listeria monocytogenes ve Aspergillus fumigatus vs. ) Bu
dönemde gelişen oportunistik infeksiyonlar hastanın almakta olduğu immunsüpresif
ilaçlar ve bağışıklık sistemini değiştiren virüslerin birlikte etkileri
sonucunda gelişir.
Nakil
sonrası altıncı aydan sonra hastalarda infeksiyon etyolojisi mevcut graftın
fonksiyonuna ve hastanın almakta olduğu immunsüpresyon tipine göre değişir.
Hastalar bu dönemde üç gruba ayrılır,
1- Hastaların büyük bir çoğunluğunun (>
%80), nakil sonrası graft fonksiyonları iyidir ve çok düşük immunsüpresan ilaç
almak durumundadırlar. Bu hasta grubunda izlenen infeksiyonlar, genel populasyona
benzer sıklıkta ve çeşitliliktedir. Bu hastalarda en sık akciğer infeksiyonuna
rastlanır.
2- Hastaların daha az fakat önemli bir kısmının
(~ %5-10), nakil sonrası graft fonksiyonları memnun edici değildir, akut ve
kronik dönemde daha fazla immunsüpresan ilaç almak zorundadırlar. Bu hastalarda
kronik viral infeksiyon ve bununla beraber oportunistik infeksiyon riski
fazladır. Bu grup hastalarda kronik viral infeksiyonların geç etkileri
görülebilir (EBV’ye bağlı posttransplant lenfoproliferatif hastalık gibi). 3-
Hasta grubunun küçük bir kısmında ise (~ %5-15), HBV, HCV, CMV veya HIV
infeksiyonu ve eğer uygun antiviral tedavi yapılmazsa bu infeksiyona bağlı uç
organ hasarı (hepatik yetersizlik, koriyoretinit), malignite (hepatoselüler
karsinom) veya AIDS tablosu gelişir.