Baş
ağrısı çocuk doktorlarının en sık karşılaştıkları yakınmalardan biridir.
Yetişkinlerde baş ağrısıyla karşılaşmayan yok gibiyken çocuklarda yaş
küçüldükçe baş ağrısı yakınmasıyla başvuru azalmaktadır. Bunun nedeni
çocukların muhtemelen ağrıyı ve niteliğini ifade edememelerinden
kaynaklanmaktadır. Ancak son yıllarda çocuklarda da baş ağrısı nedeniyle
başvuru giderek artmaktadır. Çocuklarda akut başlayan baş ağrısı
genellikle enfeksiyöz nedenlere bağlıdır. Merkezi sinir sistemi enfeksiyonu,
anevrizma rüptürü gibi ciddi ve hayati durumların da neden olabileceği
unutulmamalıdır. Sistemik ve nörolojik ayrıntılı muayene ve gerekirse tetkikler
yapılmalıdır. Baş ağrısının etyolojisi, sıklığı ve şiddetine bağlı olarak
çocukların okul başarısı, dikkati, hafızası, davranışları, arkadaşlarıyla
ilişkileri, sosyal ilişkileri ve okula devam durumu etkilenmektedir
Baş
ağrılarının çoğu migren ve gerilim tipi baş ağrısı gibi selim fonksiyonel
bozukluklara bağlıdır. Küçük bir kısmı ciddi, organik bir nedene dayanır.
Migrenin çocuklardaki özellikleri erişkinlerdekinden çok
farklı olmamakla birlikte, ağrı
tek taraflı olmayabilir. Migren tipi baş ağrılarında yaşamı etkileyen esas
problem baş ağrısının kendisinden çok, ona bağlı olarak günlük işlevleri yapamamak;
sosyal aktivitelerden ve okuldan geri kalmaktır.
Gerilim
tipi baş ağrısı (GBA) çocuklarda migrenden sonra 2. sıklıkta görülür;
genellikle ergenlikte başlar; migrenden ayrımı zordur ve bazen aynı hastada
migrenle birlikte görülebilir.
Dünyada
çocuk ve ergenlerde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda kullanılan yöntem ve
sınıflandırma farklılıklarıyla ilişkili olarak baş ağrısı ve tipleri için
farklı prevalanslar bildirilmiştir. Brezilya, İtalya, ABD, Almanya, İngiltere,
Finlandiya, İskoçya, Norveç, Singapur‟da yapılan çalışmalarda çocuklarda baş ağrısı prevalansı %20.0-%52.2 arasında, migren prevalansı %0.5-21.3, GBA
prevalansı %3.0-25.9 arasında saptanmıştır. Ülkemizde
değişik illerde yapılan
çalışmalarda saptanan prevalanslar
da benzer bulunmuştur (5-20).
Denizli İli‟nde 2000 yılında yapılan çalışmada 11-18 yaş arası çocuklar migren açısından değerlendirilmiş; migren prevalansı (erkeklerde %6.7, kızlarda %11) %8.8, pozitif aile hikayesi %56.5 oranında, doktora başvuru oranı %29.1
saptanmıştır (5). Bu çalışma kent merkezinde yapılmış olup, Uluslararası Baş
Ağrısı Cemiyeti‟nin 1988 ‘International
Headache Society-1988’ (IHS-1988) tanı ölçütleri kullanılmıştır (5, 21).
2004 yılında mevcut ölçütler yeniden gözden geçirilerek uluslararası baş ağrısı
sınıflandırması ‘International Classification of Headache Disorders-2004’
(ICHD-II) yayınlanmıştır
Literatürde
baş ağrılarını tetikleyen faktörlerle ilgili çeşitli çalışmalar mevcuttur;
ancak çocukların demografik, aile özellikleri ve sosyoekonomik durumları, baş
ağrısı nedeniyle sosyal hayatın ve okul hayatının ne düzeyde etkilendiği,
ailelerin ve çocukların baş ağrısı şikayetiyle hizmet kullanımı ile ilgili
çalışmalar sınırlı sayıdadır.
Bu çalışmada
baş ağrılarını sınıflamak için ICHD-II tanı ölçütleri kullanıldı. Anket
formundaki sorular değerlendirilerek ilköğretim çağındaki çocuklarda baş ağrısı
sıklığı, baş ağrısını tetikleyen ve etkileyen faktörleri belirlemek; baş ağrısı
şikayetiyle sağlık kuruluşuna başvuru, tetkik, tanı ve tedavi bilgilerini
değerlendirmek; çocukların baş ağrısı özellikle de migrene bağlı olarak ne
kadar süreyle günlük işlevlerden (okula gitme, ödev yapma), geri kaldığını
belirlemek amaçlandı.