Değişen
yoğunlukta, şiddette ve sıklıkta zonklayıcı baş ağrısı atakları ile
karakterize; bulantı, kusma, fotofobi ve/veya fonofobinin eşlik ettiği,
aralıklı olarak görülen baş ağrısıdır. Ataklar arasında ağrısız geçen zaman
vardır (24). Nadir olarak, başlangıcından beri her gün ağrılı olgular da
olabilmektedir. Migren tanısı hastanın geriye dönük olarak bildirdiği baş
ağrısı özelliklerine ve ilişkili belirtilere dayanarak konulur. Dolayısıyla
dikkatli bir öykü alınması çok önemlidir. Fizik muayene normaldir ve bugün için
doğrulayıcı tanı testi veya tetkiki yoktur. Laboratuvar tetkikleri organik baş
ağrılarının ayırıcı tanısı için gereklidir. Migrenlilerin yaklaşık %60‟ında baş ağrısı atakları ayda bir ya da daha seyrek
olurken %10 olguda ise ataklar ayda beş veya daha fazladır. Migren atağını
stres, kaygı, uykusuzluk, açlık, egzersiz, bazı yiyecek ve madde alımları
tetikleyebilir. Migren ilk yedi yaşta erkek çocuklarında sıkken, 7-11 yaşları
arasında kız/erkek oranı eşitlenir; 11 yaşından sonra ise kızlarda daha fazla
görülür (1, 2). Erişkinlerde migrende kadın/erkek oranı 3/1‟dir. Migren yaygınlığı beyaz Amerikalılarda %20.4, Afrika kökenli Amerikalılarda %16.2 ve Asya kökenli Amerikalılarda %9.2 saptanmıştır (29). Migrenli her iki hastanın birinde araç tutması öyküsü
mevcuttur (1, 30). En sık rastlanan migren formu “aurasız migren” olup
migrenlilerin %60-85‟inde görülür. Geri kalan olgularda ise
“auralı migren” atakları tek başına veya aurasız migren atakları ile birliktedir. Migren
alt tipleri ve tanı ölçütleri ek-1‟de ICHD-II‟de belirtilmiştir.
Özgün
migren atağı, çoğunlukla yalnızca baş ağrısı ile sınırlı değildir. Migren
atağında dört evre bulunabilir. Bunlar: öncül (prodrom) evre, aura evresi, baş
ağrısı evresi ve ağrı sonrası (postdrom) evredir
1. Öncül
Evre
Baş
ağrısından saatler veya günler önce başlar. Migren hastalarının %60‟ında görülür. Ağrı öncesi bazı duygusal (depresif, öforik), davranışsal (hiperaktivite, aşırı konuşma, ajitasyon), nörolojik
(fotofobi, esneme, konsantrasyon güçlüğü), susama, üşüme, sık idrara çıkma,
iştah artışı olabilir. Prodromal özellikler kişiden kişiye farklılık
göstermekle birlikte bir migren hastasında ataktan atağa tutarlı ve benzerdir.
2. Aura
Evresi
Baş
ağrısından hemen önce başlayan dört dakikadan uzun 60 dakikadan kısa süren
evredir. Hasta tarafından öncül evreye göre daha net farkedilir ve tanımlanır.
Aura evresinde görsel, duysal, motor belirtiler ve konuşma bozuklukları
görülebilir. Baş ağrısı genellikle auranın sonlanmasının ardından 60 dakika
içinde başlar. Bazen aura sonrası baş ağrısı görülmediği gibi aura sonlanmadan
baş ağrısı başlayabilir. Aura bulguları çoğunlukla görsel bulgulardır. Bunlar
yarı alanı görememe (hemianopsi), yarı alanda -bazen tüm görme alanında- parlak
ışıklar, karanlık noktalar görme, zigzag çizgiler görme şeklindedir. Nadir
olarak aura bulguları duyusal (parestezi),
motor (hemiparezi, güçsüzlük), afazi, beyin sapı disfonksiyonu (çift
görme, bulantı, kusma, baş dönmesi, motor ve duysal kusurlar, dizartri gibi
bulguların tümü veya birkaçı) şeklinde olabilir (21, 22). Daha karmaşık
auralarda uçuşan parlak ve titrek ışıklar, kıvılcımlar şeklinde parıldayan ışık
yayları (teikopsia), parlayan zigzag ışıklar Jortification spectra’, görme
alanından geçen patlayıcı ve genellikle renkli ışıklar görülebilir.
Paresteziler görsel belirtilerden sonra en sık görülen aura bulgularıdır.
Genellikle elde başlayan, kola yayılan, yüz, dudaklar ve dili içine alacak
şekilde sıçrayan uyuşukluk olabilir.
3. Baş
Ağrısı Evresi
Tek
taraflı, zonklayıcı, orta ya da ağır şiddette, fiziksel aktivite ile artış
gösteren özelliktedir. Ağrı başlangıçta bilateral (olguların %30-40‟ında) olabilir veya tek
taraflı başlayarak başın tamamına yayılabilir. Migren ağrısı erişkinlerin %90‟ında her iki çocuktan birinde fiziksel
aktiviteyle artış gösterir (8). Baş ağrısı genelde 4-72 saat sürer; ancak 15 yaşından küçük hastalarda bu süre 1-72 saat olarak kabul edilir . Ağrıya nörolojik, otonomik, emosyonel semptomlar da eşlik edebilir. Migren
baş ağrısına iştahsızlık, bulantı, kusma, ishal gibi gastrointestinal
bozukluklar; bulanık görme, fotofobi, fonofobi, osmofobi, yorgunluk, depresyon,
öfke, mental küntlük, hipomani, huzursuzluk gibi emosyonel durumlar; baş
dönmesi, ataksi, çift görme gibi beyin sapı bozuklukları; motor bozukluklar;
hipertansiyon, hipotansiyon, nazal konjesyon, taşikardi ya da bradikardi gibi
otonomik değişiklikler eşlik edebilir. Ağrı genelde uyumakla geçer.
4. Ağrı
Sonrası Evre
Hastaların
çoğunda baş ağrılarından sonra yorgunluk, neşesizlik, bitkinlik, huzursuzluk ve
konsantrasyon güçlüğü görülebilir. Bu durum saatler veya günlerce sürebilir.
Kişi baş ağrısı sonlanmasına rağmen günlük işlevselliğine geri dönemeyebilir.
Ayrıca bu dönemde kafa derisinde hassasiyet, kaslarda ağrı ve güçsüzlük,
iştahsızlık ya da iştah artışı, öfori ya da depresyon görülebilir