Çocuklarda taş prevalansı
%1-3, insidansı ise 1/3.000-1/7.000 arasındadır (29). Üriner sistemde taş
görülme oranı, çocuklarda erişkinlere oranla daha düşüktür. Üriner sistem
taşlarının %7’si 16 yaş altında görülür (31). Ülkemizde bu konuda veriler
kısıtlı olmakla beraber Antalya bölgesindeki okul çağı çocuklarında yapılan bir
çalışmada, prevalans %0,8 olarak saptanmıştır (30). Ağrılı idrar yapma şikayeti
ile başvuran bir çocukta her zaman ayırıcı tanıda göz önünde bulundurulmalıdır
Üriner sistem taşlarının
çoğu; kalsiyum, oksalat, ürik asid, sistin, amonyum, fosfat kristalleri ya da
bunların kombinasyonundan oluşur.
Üriner sistem taşlarının sınıflandırılması
Kalsiyum taşları (kalsiyum
oksalat ve kalsiyum fosfat) Hiperkalsiüri Emilim bozukluğu Renal reabzorpsiyon
bozukluğu Distal renal tübüler asidoz (tip 1) (kalsiyum fosfat)
Hiperparatiroidi (paratiroid adenomu/kanseri, paraneoplastik PTH salgılayan tm)
Sarkoidoz
Aşırı osteoporoz, Aşırı
furosemid kullanımı, Cushing hastalığı/sendromu, Uzun süre hareketsiz kalma, Kortikosteroid
kullanımı, D vitamini intoksikasyonu ve fazla alımı Hiperürikozüri Heterozigot
sistinüri, Hiperoksalüri (kalsiyum oksalat), Primer hiperoksalüri, Sekonder
hiperoksalüri, Enterik hiperoksalüri, Hipositratüri Renal tübüler asidoz,
Sistin taşları, Sistinüri Sitrüvit (magnezyum amonyum fosfat) taşları İdrar
yolu enfeksiyonu (üreyi parçalayan bakteriler) Yabancı cisim Üriner staz Ürik
asid taşları Hiperürikozüri Lesch-Nyhan sendromu Miyeloproliferatif hastalıklar
Kemoterapi, İnflamatuar barsak hastalıkları İndinavir (HIV proteaz
inhibitörü)’e bağlı taşlar Nefrokalsinoz Üriner sistem taşı olan hastalarda
genellikle makroskopik ya da mikroskopik hematüri görülür. Taş renal pelvis,
kaliks ya da üreterde ise ve obstrüksiyona neden oluyorsa, karın ya da böğür
ağrısı (renal kolik) meydana gelir. Tipik olarak ağrı önde skrotum ya da
labiumlara yayılır.
Ağrı genellikle aralıklıdır
ve toplayıcı sistemde basınç artışına neden olan idrar akım obstrüksiyonu
dönemlerinde gözlenir. Taş distal üreterde ise; disüri, acil işeme hissi ve sık
idrara çıkma gibi irritatif semptomlar gözlenir. Taş mesaneye geçtiyse, çocuk
genellikle asemptomatiktir. Taş üretradaysa, dizüri görülebilir
Ürolitiazisin klasik
semptom ve bulgularının çocuklarda erişkinlere kıyasla daha silik olması, geç
tanı konulmasına neden olmakta ve bu da kronik piyelonefrit ve son dönem böbrek
yetmezliğine varan sonuçlara yol açabilmektedir. Böbrek yetmezliği riski
idiyopatik kalsiyum oksalat taşlarında %1,7 iken, uzun süre izlenmiş
sistinürili hastalarda %70’lere kadar çıkabilmektedir
İdrar yolu taşlarının %90
kadarı kalsifiye ve radyoopaktır böylece düz karın grafisinde görülebilir. Ancak
bazıları (özellikle üreterde olanlar) sadece birkaç milimetre çapında
olduğundan gözden kaçabilir. Kalsiyum ve sitrüvit taşları radyoopaktır. Ürik
asid ve sistin taşları radyolusent olabilmekle birlikte genellikle hafif
opaktır. Bazı çocuklarda nefrokalsinozis görülür, yani böbrek dokusunun kendisi
kalsifiye olmuştur. Nefrokalsinozis en sık furosemid alan prematür
yenidoğanlarda ve medüller sünger böbrekli çocuklarda görülür
Çoğu merkezde, şüpheli
renal koliği olan çocuğa kontrastsız spinal batın ve pelvis BT çekilir. Bu
tetkik, taşların sayı ve yerleşimi ile etkilenen böbreğin hidronefrotik olup
olmadığını gösterir. Bir başka alternatif ise düz karın ve pelvis grafisine
ilaveten USG yapılmasıdır. Eğer üreterde ufak bir taş varsa, çekim sırasında idrar
akımını etkilemediğinden USG hidronefrozu gösteremeyebilir. Bununla birlikte;
önceden saptanmış taşı olan çocukta seri düz grafiler ya da renal USG ile taşın
boyutları ve yer değiştirip değiştirmediği izlenebilir