Biyoloji Bazlı Terapiler
Bitkilerle Tedavi ve Şifalı Bitkiler
Fosil kayıtlarında insanlık tarihinde bitkilerin tedavi amaçlı kullanıldığı belirtilmektedir (91). Bunun dışında M.Ö.3000 yıllarında Ninova tabletlerinde Mezopotamya da kurulan Sümer, Akat ve Asur uygarlıklarının tedavide bitki ve hayvanlardan yararlandığını kanıtlamaktadır (181). Kurutulmuş bitki, bitki tohumu ve bitkilerden elde edilmiş ilaçları kapsayan bitkilerle tedavi terimi yani “fitoterapi” ilk kez Fransız hekim Henri Leclerc tarafından kullanılmıştır (93). Bitki çeşitlerinin 250000 ile 500000 arasında değiştiği kabul edilmekle birlikte bunların 70000 kadarının tedavi amacıyla kullandığı bilinmektedir. Dünya Sağlık örgütü ise bu bitkilerin 21000’nin ilaç yapımında kullanılması açısından uygun bulmuştur (182). Tedavi amaçlı kullandığımız birçok ilacın ham maddesi bitkilerdir.
Günümüzde doğala dönme, doğal ürünleri kullanma eğilimi hızla artmaktadır. Ancak doğal ürünlerin içeriğinin tam olarak bilinmemesi yüksek oranda toksik etkiye neden olabilmektedir (184). Çin’de üretilen ve bitkisel ürün olan Jin Bu Huan kullanımı sonrası akut hepatit görülmüştür (185). Ayrıca efedra alkolidleri içeren ilaçların kardiyovasküler ve sinir sistemini olumsuz yönde etkiledikleri, yüksek tansiyon, taşikardi gibi semptomlara neden olduğu bildirilmiştir (186). Kanser tedavisinde bitkiler kullanılmaktadır. Bunarda bazıları:
Isırgan otu; ülkemizde kanser hastalarının en çok kullandığı bitki türüdür. Bu bitkinin kökünden, yapraklarından ve tohumundan faydalanılmaktadır. Isırgan otu ile yapılan bir çalışmada prostat kanserli hastalarda adenozin deaminaz aktivitesinde baskılayıcı etki göstermiştir (187). Bu konuda yapılan fazla çalışma yoktur. Hipersensitivite, iştahsızlık, diyare gibi olası yan etkilerinin olacağı söylenmektedir. Antkoagülan, MSS depresanları, diüretik ilaçların etkisini arttırırken demir emilimi ile etkileşime girerek atılımına neden olmaktadır (188).
Ökse otu; sık kullanılan bitkilerden biridir. Meme kanserli bir oyuncunun ökseotu kullandığını ifade etmesinden sonra kullanımı artmıştır. Toksin içerdiğinden dolayı çocuklar tarafından kullanılmasının uygun olmadığı bildirilmiştir. Kanser tedavisinde etkili olmadığı (189), hipotansiyon, bulantı-kusma, ateş bulguların olduğu rapor edilmiştir (146,188).
Yeşil çay; farmokinetiği ve farmodinamiği tam olarak bilinmemektedir. Bulantı- kusma, uykusuzluk, sinirlilik gibi yan etkileri olabilmektedir. Demir emilimini azaltır, antikoagülanların etkisini antagonize edebilecek kadar K vitamini sağlayabilen bir bitkidir (190).
Papatya çayı; halk arasında sedatif amaçlı kullanılmakta olup yapılan çift kör kontrollü plasebo çalışması sonucunda papatya çayının yaygın anksiyete bozukluğu tedavisinde etkili olduğu sonuçlanmıştır (191). Antikoagülanların etkisini arttırmaktadır .